Giriş Kayıt
En çok beğenilen yorumlar
avatar
(1583) -
Çok zor be.. Hepimiz böyle yaşlanacağız, bu kaçınılmaz bir gerçek, eğer daha önce ölmezsek tabi. Ve zihnimiz yaşlılık geldiğinde eskisi gibi parlak olmayacak ve belki de enteresan oyunlar oynayacak bize. Böyle ileri derecede yaşlanmak demek, hızlı akan bu hayatın gerektirdiği ritme uyamamak, insanlar arası ilişkilere, iletişime ayak uyduramamak, onları anlayamamak ve gittikçe kendi evreninde yalnızlaşmak demek bir nevi, çok ürkütücü. Fizik yaşlanırken ruh da aynı kalmıyor. Film bize bunları gösterirken kendi yaşlılığımızı da sorgulatıyor.

Dram filmleri böyledir, bize hayatı sorgulatır; insanlığa, ilişkilere, ruha, tabiata, inançlara, evrene ait acı gerçekleri yüzümüze bir tokat gibi çarpar. Ve sen 18-30 arası yaşlardaki genç kardeşim, burada bunlar için izle - geç gibi bir yorum yapar ve 1 puan verirsin. Çünkü henüz ne kadar hızlı yaşlanacağının farkında değilsin ve bunlar sana oldukça sıkıcı gelir. Bana ise çok korkutucu geliyor. Belki de birazdan senin yaptığın gibi John Wick tarzı bir şey ya da fantastik bir film açıp bu kasvetli havadan, gerçeklerden kaçmayı tercih edeceğim.

Ancak kaçamayacağımız gerçek şu ki; hayatımızın filmi biterken tek bir yorum olacak, o da kendi içimizdeki ses. Kaç puan vereceğiz, işte onu bilemiyorum. 10 olmayacağı kesin.
7


default avatar
(16) -
bir huzurevi çalışanı olarak onlarca demans, alzheimer hastası ve hasta yakınlarını dinlemiş gözlemlemiş biri olarak çok özel bir film ile karşı karşıya olduğumuzu söyleyebilirim. yakın zamanda izlediğim ve çok beğendiğim Elizabeth Is Missing gibi menşei İngiltere, başrolde Anthony Hopkins gibi bir usta ve muhteşem oyunculuğu. alzheimer hastalarında gördüğümüz günlük değişen duygu durumları, öfke patlamaları, usandıran hırsızlık hikayeleri, çaresizce insanlardan yardım istekleri, zamanla kaybolan iletişim becerileri, birbirleri ile ilgisi olmayan onlarca kelime duyarsınız, hiç bir anlam çıkaramazsınız ve daha da sonra tamamen silinmiş bir bellek. bir alzheimer hastasına bakım vermek gerçekten çok zor bir iştir. film hasta ve bakım veren tarafını çok başarılı bir şekilde aktarıyor seyirciye duyguyu da geçirmeyi başarıyor. usta oyunculuklar ve usta işi sinematografi ile.
9


avatar
(11) -
Biz insanoğlu ne kadar da garip varlıklarız, kendimizi hep en iyisi, en kusursuzu ve en mükemmeli olduğumuzu sanıyoruz. Aslında hiçbiri de değiliz. Peki, sizlere bir şey sorayım; gördüğünüz veya duyduğunuz şeylerin ne kadarı doğru veya ne kadarı gerçekçi olduğunu bilir misiniz? Hiç bu durumda şüpheye düştünüz mü? İnsan ömrü arttıkça artık neyin doğru neyin gerçek olduğunu kaybeder hale geliyor ve bunun sebebi yaşadığımız, hissettiğimiz, maruz kaldığımız trajik ve yoğun zorlukların olayların ardından artık hissiyat duygumuzu yitirmiş de oluruz. Bununla birlikte gerçeklik algılarımızı da yitiririz.

İşte tam bu noktada, öyle çaresiz, öyle yalnız ve öyle bitkin oluruz ki bağırıp “Lütfen, artık bana yardım edin. Ne oluyor, ne yapıyorum ben?” diye haykırıp kendinizi de sorgular hale geliyorsunuz. Lakin bana soracak olursanız ölümden daha kötü ne olabilir diye, size yanıtım acı dolu bir yaşamın yaşlılık dönemi derim.

Yaşlanınca artık öyle bir noktaya varılıyor ki, içtiğiniz suda ne tat kalıyor ne de gördüğünüz ışıklar renkli görünüyor. Her şey sona ermiş ama hâlâ ömrümüzün ilerlediğini görürüz. Zaman öyle bir boyuta gelir ki sanki bir dakikamız yıllara bedelmişçesine ağır ve zorlu gelir. Güneşli dünyamızı sisli ve puslu görmeye başlarız. Tekrardan yine bağırmak ister ve “Lütfen, artık bitsin, ne olur, ne olur ben de normal bir
insan olmak istiyorum” deriz ama o normallik bizim için her zaman anormal olur ve bu mücadele tekerrür eder, hem de her saniye.

Filmden bahsedecek olursak ana karakterimiz olan Anthony, bizlere insan ömrünün aslında ne kadar uzun olursa o kadar çetrefilli geçeceğini ve yaşlanınca hep o aradığımız huzur ve sakin aslında hiçbir zaman gelmeyeceğinin her bir zerresini kanımıza işlemektedir. Yaşımız ilerledikçe ne kadar elden ve ayaktan düştüğümüzü, başka insanlara muhtaç olduğumuzu anlatmakta ve bu insanlar isterseniz kızınız, abiniz, anneniz, babanız olsun, o an geldiğinde hepimiz yalnız ve çaresiz olacağız, bir başımıza kaderimizin son demlerini yaşayacağız çünkü bizi anlayacak ve gördüklerimizi gören olmayacak. Film son derece ağır bir psikolojik tema altında işlenmiş zorlu bir konu. Oyuncularımızın hemen hepsi ellerinden geleni yaptığını düşünüyorum. Müzikte Ludovico Einaudi’nin leziz parçalarına yer vererek bizlere filmin her saniyesini ruhumuza işliyor diyebilirim.
Uzun lafın kısası bu film izlenir, Puanım da; 8,5/10
9


Yorumlar (53)
default avatar
(146) -
çok güzel işlenmiş , gözlerim dolu izledim . oyunculuklar muhteşem . süresi güzel . daha dramatik olsa çok daha güzel olurdu ...
7


avatar
(8404) -
Sağlam oyuncular, muhteşem bir performans, değişen mekanlar, anlar, duygular… Sürekli çalan müzik Shazam’da bu çıktı, Alexandre Bloch, Orchestre National de Lille & Cyrille Dubois’den Les Pêcheurs de perles, WD 13, Act I: Je crois entendre encore… İnsan eti ağırdır derler, bunun film hali! Zor işler, herkes için…


default avatar
(217) -
Unutkanlık sorunu yaşayan insanın gözünden bu sorunu anlatmak filmin en güzel yanı, değişik. Ayrıca Anthony Hopkins neden büyük aktör o bakımdan da izlenmeli. Dehşet sürprizli sonlar beklenmesin ancak şu hali ile tiyatro tadında müthiş bir dram.
8


default avatar
(141) -
Sinir bozucu bir film. Değişik bir son olabilir ümidiyle sonuna kadar izliyorsunuz. Ama yo. İçeriğinde görüntülere bakan izleyici de kendini bunak zannedebilir. Ancak İngiliz/Fransız yapımı olduğunu önceden farkektseydim, zaten içeriği tahmin edebilirdim. Bu konuyu verin Spielberg'e bakın ne film çekerdi.
2


default avatar
(8) -
Sürprizbozan: Göster
8


avatar
(235) -
Çaresizliğin gözyaşlarına boğulduğu son sahne mi, yoksa ben hala buradayım ''işte bakın topuk dansıma'' mı? Sıkı bir film. Merdivenlerimizin sonunun böyle olmaması dileğiyle iyi seyirler...
8


default avatar
(24) -
Olayları ve kafa karışıklığını yaşlı adamın gözünden anlattığı için bizleri de doğrudan olayların içine sokan ve gerçekten hissettiren başarılı bir film olmuş. Anthony Hopkins döktürmüş filmde. Diğer oyunculuklar da çok iyi. Sonunda ağlayacağınız filleri sevmiyorsanız bu film size göre değil. Ancak yaşlanınca başımıza gelecek olaylar apaçık ve net bir şekilde ortaya dökülmüş. Yaşınız otuzu ne kadar geçtiyse o kadar çok dokunacak size.
8


default avatar
(93) -
Yetkili kuruluşa sesleniyorum; Altyazı engellemeyle bir yere varamazsınız. En ufak faydası yok. Bu saçmalığa son vermezseniz, altyazıyı sitemden yayınlarım. Sizin yaptırımlarınız internet ortamında sökmez... Uygun fiyatlar sunarsanız faydası olur. Bunu o küçük kafanıza sokun artık. Jeff Bezos' u örnek almanızı tavsiye ederim.


avatar
(539) -
Filmin kurgusu inanilmaz güzel. Anthony Hopkins oyunculuk dersi veriyor. Tek kelime ile mükemmel. Nefis drama. Unutulmayacak bir film.


default avatar
(19) -
Sağlıklı insanlar olmamıza rağmen duygularımızı bastırmadan açık bir şekilde ifade etmeyi çok istemişizdir. Bu bakımdan duyguları yoğun yaşamak ve ifade etmek için hasta olmak belki en iyisi. Fakat kötü olan acı ve tatlı hatıraları unutmaktır. Bazen akıl çocukluk ve gençlik günlerindeki güzel günlere takılır kalır keyifle huzur içinde ölürsün bu iyidir. Bazende akıl travmalara takılıp kalır o acılara kendini hapseder pişmanlık, hayal kırıklığı ve hüzün dolu bir yaşlılık kaderin olur. Kendine acıma ve bundan zevk almakta biraz buna sevk eder.
En kötüsü yaşlılık bu duyguları farkında olmadan yaşamaktır.
Filmi izledikten sonra yorumları okumak filmin yoğunluğunu daha çok yaşamanızı sağlayacaktır.
8


avatar
(10) -
Anthony Hopkins yaşamış rolünü. Filmin anlatım tekniğini de oldukça beğendim. Baba neler oluyor diye çözmeye çalışırken seni de onun kadar çaresiz bırakıyor izleyici olarak.
8


avatar
(2674) -
-Filmin bence en büyük özelliği olayları yaşlı adamın gözünden aktarıyor olması; böylece izleyiciye ister istemeze empati yapma imkanı doğuyor ve bu da etkileyiciliğ artırıyor.. Dram türünün başarılı örneklerinden...
7


avatar
(1723) -
hopkins özelinde yine kendini aşan bir yapım, kurgusal olarak başarılı, zaman zaman değişik senaryolar kafamızda gidip geldi ancak final tem yerine oturdu, dramsa evet dibine kadar...
7


avatar
(4238) -
Orson Welles zamanında "Ben genç olmanın ne olduğunu biliyorum fakat sen yaşlılığın ne olduğunu bilmezsin" demişti.

Derin anlamlar içeren ve çok şey anlatan bu özel sözünden yola çıkarsak; insan üzülmeli mi yoksa şu an var olan şeylerin değerini mi bilmeli şaşırıyor ve bu film de tam olarak bahsettiğim ikilemde bırakıyor ancak bunu neye yoracağınız tamamen sizin ne düşündüğünüzle ve psikolojinizle ilgili. Yaşlılığın hepimizin geçireceği bir evre olacağı gibi acısıyla tatlısıyla hepimizin tadacağı bir duygu. Her gün değişen ruh hali, huysuzluk, birine muhtaç kalmak, kişileri unutmak gibi birçok sorunla karşı karşıya kalabiliyoruz. Üzerimize düşen görev ise onlara her açıdan yardımcı olabilmek. Film her şeyden öte içimizi yaralayan yalnızlık hissi üzüyor ve hissettirdiği duygular ise filmin can alıcı noktası. Bu film eğer bu kadar iyi olabildiyse
Anthony Hopkins sayesindedir. Onun yerinde başka biri olsaydı bu kadar sansasyonel yaratmazdı ve aldığı ödülle her şeyi sonuna kadar hak ettiğini düşünüyorum.

Daha önce yazıldı mı ya da dikkatinizden kaçtı mı bilmiyorum ama;
Sürprizbozan: Göster
8


default avatar
(323) -
kesinlikle ama kesinlikle izlenmeli. aldığı ödülü sonuna kadar hak eden bir performans ile karşı karşıyayız. Anthony Hopkins. ustayı izlemek her zaman bir zevk. film gayet başarılı. verilmek istenileni başarı ile veriyor izleyiciye. sezonun en iyilerinden. 8/10
8


avatar
(806) -
"Doğru olmayan bir şeyler var!.. Şey olmuş gibi hissediyorum. Yapraklarımı kaybediyorum gibi hissediyorum. Dallar, rüzgar ve yağmur... Artık ne olduğunu anlamıyorum."

Öyle özel bir film ki...
İnsan bazen empatiden yoksun olabiliyor. Hayatındaki koca çınarları bazen bir "yük" olarak görebiliyor. Hastalıkları hakkında bir fikir sahibi olmadığı için de alaycı ve yaralayıcı olabiliyor. Halbuki bazı hastaların gerçeklik algısı bizimkinden çok daha başka olabilir. Alzhemir hastası olan ninem; her akşam hava karardığında, dışarıda soğukta ve karanlıkta kalmış çocuklarına gitmeye çalışırdı. Bir türlü ikna edemezdik onu. Bir köşede tek başına oturup ağlardı sessiz sessiz. Boğazımda bir yumru kaldı bu filmi izlerken. Ninemi ve yaşadıklarını çok daha iyi anladım. Ama keşke bu filmi o sağken izleme şansım olsaydı. Çünkü bu filmde Anthony Hopkins'in büyük oyunculuğuluyla -ki sonuna kadar hak etmiş heykelciği- onların neler hissettiğini daha iyi anlayabiliyorum. Gerçek olmayan şeylerin gerçek olan acısını çekiyorlar. Bundan âlâ cehennem tanımı mı var?..
Bu film bize, hepimizin ihtiyaç duyduğu o ders niteliğindeki duyguyu veriyor: Empatiyi...
9


default avatar
(176) -
Gerçekten çok güçlü bir film.Özellikle alzheimer hastasının gözünden yapılması filmi daha etkileyici kılıyor, seyrederken kendinizi onun yerine koyabiliyorsunuz,kafanız karışıyor,allak bullak oluyorsunuz. Müzikler oyunculuklar 10 numara.
8


avatar
(385) -
Demans hastası yaşlı bir adamın gerçeklikle olan mücadelesi. Zaman algısı kaybolmuş, insanları bazen tanımıyor. Yitip giden bir zihin kadar insanı hüzünlendiren pek fazla şey yoktur. Tüm o yaşanmışlıklar, hayaller ve anılar yavaş yavaş belli belirsiz solar gider. Geriye insanı kendisi yapan çekirdek kodları kalır ve nihayetinde onlar da ağaçtaki yaprak gibi rüzgarla beraber hiçliğe karışır. Kişisel olarak ölümden pek korkmuyorum ama yaşlanmak, elden ayaktan düşüp başkalarına muhtaç olmak beni dehşete düşürüyor. Father da özellikle muazzam oyunculukları ve harika kurgusuyla bu duyguyu çok güzel vermiş. Kadının çaresizliğini de görüyorsunuz. Film etkileyici dramını duygu sömürüsü yapmadan aktarmayı başarmış. Oldukça beğendim.
8


avatar
(792) -
"Nefes aldığım için kusura bakma."

Bazen kusura baktığımız da oluyor gerçekten.
Sürprizbozan: Göster


Bu tür hikayeler izledik, hatta bazılarımız yaşadık bile, ama böyle bir kurgu görmemiştik. Son dönemde bazı filmler bilindik "sorunları" ve hikayeleri oldukça farklı kurgularla ve "twist"lerle sunuyorlar, Örneğin "Tenet" böyle bir filmdi, "Promising Young Woman" da öyle. Burada da, filmin başından sonuna kadar neler olup bittiğini çözmeye çalışmakla uğraşıyorsunuz, ve kolaylıkla sıkıcı olabilecek bir hikayeyi olağanüstü farklı duygularla, "sürüklenerek" izliyorsunuz.

Filmi bütün olarak beğenen veya beğenmeyen bütün kardeşlerimizin üzerinde "konsensüs" oluşturduğu gibi, oyunculuklar üst düzey. Eğer zamansız ölümüyle hepimizi üzen Chadwick Boseman kardeş için bir "jest" yapma gereği hissedilmezse, Hopkins'in yine Akademi Ödülü'ne en yakın aday olduğunu kabul etmek gerek.

Ben bu filmi gençlerin (artık hangi yaş aralığı ise o,) özellikle izlemesi gerektiği kanısındayım...
8


avatar
(430) -
normalde dram türüyle işim olmaz, sevmiyorum. ancak başrolde anthony hopkins ve üstüne bir de kadroda imogen poots da olunca izlememek gibi bir lüksüm yoktu.

hopkins'in yine en üst sınırlarda gezen oyunculuğuyla baştan-sona süslediği film, alzheimer hastalığını gayet iyi anlatan, izleyiciye hastalığı hissettiren bir film olmuş. temposu biraz ağır, sade hikayesi de pek ilgi çekici değil... ancak başrolde hopkins olunca ve her sahnede oyunculuk dersi verince bir şekilde izleniyor.
6


‹ Önceki 1 2 3 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film