Yorumlar (88)
steven amir (1012) - 4 ay önce
Öncelikle filmi ağır eleştirenlerden etkilenip filmde istismar falan var zannedip izlememezlik yapmayın derim.Bunu çıkarsamak bu film için apaçık işgüzarlık olur.Önceden söylendiği halde bir kere bile öyle bir şey aklıma gelmedi.Film tam sinemasever birisi için keşfedilmeyi bekleyen nadide bir eser.Çok yoruma gerek yok, siyah beyazdan tutunda türlü görüntü büyüleri sizi bekliyor.Kadının gelişimini anlatırken cinsellik var mı var evet sadece bunu bilerek izlerseniz ay uy demezsiniz.
10
hubert (208) - 4 ay önce
Bu filmi yorumlayabilmek için ve mesajlarını acıklayabilmek için inandıklarınızdan uzaklaşmanız gerekiyor,üstelik dindar olmanız veya ateist olmanız arasında fark bırakmıyor film,temelde bu var,birde oyun bahçesinde olanlar var,kimin oyun bahçesi,tabiki bunu söylemeyeceğim,buralara girdiğimiz zaman tek başımıza düşünürken bile kendimizi yargılayabileceğimiz için ve inandıklarımızın zincirinden kurtulmak kolay olmayacağı için zorlanabiliri ,ki herhangi bir konuşmada,yazışmada,ortamda,platformda bu çok daha da zor,anlatamayabilirsin,anlaşılamayabilirsin ancak bunu yapmadan filmle ilgili bir çıkarımda bulunmak ve sonuca ulaşabilmek mümkün görünmüyor,yani buna cesaret edebilmek denmez belkide,yetersizlik veya koşullanmışlıklarımızın esareti diyebiliriz belki
Loyolll (9) - 4 ay önce
Ben sevdim. Pek çok kişi sevmeyebilir. Neden siyah beyaz başladı anlamadim ( ilk frankenstein siyah beyaz çekildi diye mi acaba?) Seks sahneleri bu kadar olmayabilirdi. Emma Stone her filminde daha büyüyor.Zaman zaman güldüren , düşündüren, ince eleyip sık dokunmuş bir film. Bir kez daha izlerim.
8
Esvatandas (5) - 4 ay önce
Bu film için o kadar çok şeyler yazılır ki yazılması da lazım ve bir çok izleyici de çok şeyler yazmış zaten ,beğenmemişler ama satırlarca cümle kurmuşlar eleştirmek için. Filmin de amacı buydu zaten. Ben bu film için kısa bir cümle yazacağım ''Nadir Bulunan Bir Mücevher'' gibiydi.
rasko (227) - 4 ay önce
Filme neden 1 verdim? Yaptım ama niye yaptım 
En azından bu sitedeki ortalaması düşsün, bana izleme keyfi veren sevdiğim filmlerle aynı puanlara ulaşamasın diye. Gerçekten kaliteli işler ortaya koyanlara ayıbetmeyelim diye. Ne yazık ki popüler olmuş, bir sürü ödül alacağı da şimdiden belli. Bunu gayet basit ve hileli bir şekilde gerçekleştirmeyi başardığı için sinirlendim. Gençler için tehlikeli olabileceğini düşündüğüm (ben de kim oluyorsam) popüler mesajları için yaptım. İzin günümün akşamına sebep olduğu için yaptım. Pişman değilim. Filmin belki yüzde doksanı vakit doldurma, izleyiciyi şoklama içeren boş sekanslardan, repliklerden ibaret olsa da bize popüler bir mesajı var. Henüz oraya girmeden, filmin erotik sahneleri beni rahatsız etmedi. Hatta pek erotik de bulmadım. Keşke düzgün erotik bir film olsaydı, kaliteli bir porno çekselerdi en azından ne olduğu belli olurdu . Ama amaç farklı, bir anda pozisyon göstermek, izleyiciyi uyarmak, "flash" yapmak, beynindeki sinirlere hitabedip dikkatini çekmek, ucuzca şaşırtmak. İç gıcıklayıcı görüntüler, iğrençlikler, absürt muhabbetler, "freak" hayvanlar,insanlar... hepsi aynı maksat. Ana konuyla hiç alakaları var mı sizce? Siyah beyazla başlama sebebi de basit bir numara. Ver arkasından cart, pastel renkleri, herkes senin sinematografini daha çok beğensin. Adamın müthiş hayal dünyasıymış...Efendileri tarafından silah zoruyla konrol edilen, nefret eden hizmetkarlar...bu mu çok yaratıcı? Balığa binen kadın, domuz kafalı tavuk, absürt gemi, renkli gökyüzü...vay bea, adam ne yapmış arkadaş!
Hiç de taze olmayan ana tema nedir peki? "Anormal diye bir şey yoktur. Normal denilen şey baskıcı toplumun standartlarından başka nedir ki zaten. Biz insanlar aslında bir çeşit hayvanız. Benciliz, fizyolojik güdülerimizdir asıl olan. Ahlak kuralları, toplumun, çevrenin baskısı bizi doğallığımızdan uzaklaştırır. Mutsuz olmamızın temel sebebi bu önkabuller ve kurallardır. Beynimizi çıkartıp, saf "pure" hale getirebilsek, aynen bu şekilde haraket ederiz " Bu arada film pedofilik diye de düşünmedim, zihinsel olarak kısıtlı insandan faydalanma oluyor yuh dedim. En azından konu ile bağlantılı denilebilir. Hem bu "deha" yönetmenimizin ne kadar "bold" olduğunu gösteriyor. Hem sansanyon da olur, daha iyi. Devam edelim; Canın istiyorsa git salak bir zamparayla yat, pis bir keranede çalış, tecrübe et hayatı öğren, kendini tanı. Geri gel sana gerçekten aşık zeki adam seni affeder, bekler zaten. Ne alakası var ki zaten bacakarasıyla o işin. Hatta salak zamparayla, gaddar kocan bile senin peşinden koşar. Ama onlar seni baskı altına almaya, klitorisini kesmeye çalışır. Ah bu zalim erkekler. Çok yaşa feminizm, çok yaşa lgbt.
Özetle "free your mind" tiret bütün kuralları, seni mutsuz eden şey bunlar zaten "Sal Gitsin"
- kızım genelevde mi çalışmak istiyorsun, git çalış -oğlum dayınla mı evlenmek istiyorsun, git evlen (Yiğit Özgür ) Baskı altına alma kendini. Zaten sizin de dikkatinizi çekmiştir, paralı kanallarda böyle şeylere övgüde bulunmayan film, dizi neredeyse yapılamayacak, o derecede. Sebeplerini bilemiyorum artık.
Beni şaşırtan bunu ve "the lobster" gibi filmleri çeken Yorgos Lanthimos gitmiş evlenmiş. Toplumun kuralını,adetini reddetmen nerede kaldı, belki espri olsun diye yapmışlardır. Hiç huyum değil değil ama adamın özel hayatını merak ediyorum. Eşini tamamen özgür bırakilmesi lazım, sonuçta mantık olarak sevgiyle bir alakası yok. Gelişmiş "upgraded" insan için olmaması lazım. Çocuğu olursa tamamen özgür bırakması, baskılamaması lazım. Kızım bırak, oynama o elmayla dememesi lazım.
Bilmiyorum bana, benim hayat görüşüme ters. Nacizane görüşüm insan fıtratına ters. Batı toplumunda, ailesinde bu tarza kayış, gidiş çoktan beri var. O yüzden bu gibi yapımlar çok ilgi görüyor. Kasıtlı veya değil; biçim,kalite olarak iyi olmasa da ödülleri yağdırıyorlar. Ana yolda mutsuz olduklarından, yan yollar daha iyi zannediyorlar. Ana yolda her zaman çamur vardı ve olacak. Ama çamurdan kaçınca, muhtemelen foseptiğe düşüyorsun. O yüzden bu tip filmlerden de , mesajlardan da hazzetmiyorum. Film olarak da beğenmedim. Emma Stone'un oyunu da istedikleri kadar ödül versinler, gayet basit ve sıradan bir performans. He gerçekten sosyal eleştiri, subliminal mesaj, metafor mu lazım; bakınız El hoyo (2019)
1
En azından bu sitedeki ortalaması düşsün, bana izleme keyfi veren sevdiğim filmlerle aynı puanlara ulaşamasın diye. Gerçekten kaliteli işler ortaya koyanlara ayıbetmeyelim diye. Ne yazık ki popüler olmuş, bir sürü ödül alacağı da şimdiden belli. Bunu gayet basit ve hileli bir şekilde gerçekleştirmeyi başardığı için sinirlendim. Gençler için tehlikeli olabileceğini düşündüğüm (ben de kim oluyorsam) popüler mesajları için yaptım. İzin günümün akşamına sebep olduğu için yaptım. Pişman değilim. Filmin belki yüzde doksanı vakit doldurma, izleyiciyi şoklama içeren boş sekanslardan, repliklerden ibaret olsa da bize popüler bir mesajı var. Henüz oraya girmeden, filmin erotik sahneleri beni rahatsız etmedi. Hatta pek erotik de bulmadım. Keşke düzgün erotik bir film olsaydı, kaliteli bir porno çekselerdi en azından ne olduğu belli olurdu . Ama amaç farklı, bir anda pozisyon göstermek, izleyiciyi uyarmak, "flash" yapmak, beynindeki sinirlere hitabedip dikkatini çekmek, ucuzca şaşırtmak. İç gıcıklayıcı görüntüler, iğrençlikler, absürt muhabbetler, "freak" hayvanlar,insanlar... hepsi aynı maksat. Ana konuyla hiç alakaları var mı sizce? Siyah beyazla başlama sebebi de basit bir numara. Ver arkasından cart, pastel renkleri, herkes senin sinematografini daha çok beğensin. Adamın müthiş hayal dünyasıymış...Efendileri tarafından silah zoruyla konrol edilen, nefret eden hizmetkarlar...bu mu çok yaratıcı? Balığa binen kadın, domuz kafalı tavuk, absürt gemi, renkli gökyüzü...vay bea, adam ne yapmış arkadaş! Hiç de taze olmayan ana tema nedir peki? "Anormal diye bir şey yoktur. Normal denilen şey baskıcı toplumun standartlarından başka nedir ki zaten. Biz insanlar aslında bir çeşit hayvanız. Benciliz, fizyolojik güdülerimizdir asıl olan. Ahlak kuralları, toplumun, çevrenin baskısı bizi doğallığımızdan uzaklaştırır. Mutsuz olmamızın temel sebebi bu önkabuller ve kurallardır. Beynimizi çıkartıp, saf "pure" hale getirebilsek, aynen bu şekilde haraket ederiz " Bu arada film pedofilik diye de düşünmedim, zihinsel olarak kısıtlı insandan faydalanma oluyor yuh dedim. En azından konu ile bağlantılı denilebilir. Hem bu "deha" yönetmenimizin ne kadar "bold" olduğunu gösteriyor. Hem sansanyon da olur, daha iyi. Devam edelim; Canın istiyorsa git salak bir zamparayla yat, pis bir keranede çalış, tecrübe et hayatı öğren, kendini tanı. Geri gel sana gerçekten aşık zeki adam seni affeder, bekler zaten. Ne alakası var ki zaten bacakarasıyla o işin. Hatta salak zamparayla, gaddar kocan bile senin peşinden koşar. Ama onlar seni baskı altına almaya, klitorisini kesmeye çalışır. Ah bu zalim erkekler. Çok yaşa feminizm, çok yaşa lgbt.
Özetle "free your mind" tiret bütün kuralları, seni mutsuz eden şey bunlar zaten "Sal Gitsin"
- kızım genelevde mi çalışmak istiyorsun, git çalış -oğlum dayınla mı evlenmek istiyorsun, git evlen (Yiğit Özgür ) Baskı altına alma kendini. Zaten sizin de dikkatinizi çekmiştir, paralı kanallarda böyle şeylere övgüde bulunmayan film, dizi neredeyse yapılamayacak, o derecede. Sebeplerini bilemiyorum artık.
Beni şaşırtan bunu ve "the lobster" gibi filmleri çeken Yorgos Lanthimos gitmiş evlenmiş. Toplumun kuralını,adetini reddetmen nerede kaldı, belki espri olsun diye yapmışlardır. Hiç huyum değil değil ama adamın özel hayatını merak ediyorum. Eşini tamamen özgür bırakilmesi lazım, sonuçta mantık olarak sevgiyle bir alakası yok. Gelişmiş "upgraded" insan için olmaması lazım. Çocuğu olursa tamamen özgür bırakması, baskılamaması lazım. Kızım bırak, oynama o elmayla dememesi lazım.
Bilmiyorum bana, benim hayat görüşüme ters. Nacizane görüşüm insan fıtratına ters. Batı toplumunda, ailesinde bu tarza kayış, gidiş çoktan beri var. O yüzden bu gibi yapımlar çok ilgi görüyor. Kasıtlı veya değil; biçim,kalite olarak iyi olmasa da ödülleri yağdırıyorlar. Ana yolda mutsuz olduklarından, yan yollar daha iyi zannediyorlar. Ana yolda her zaman çamur vardı ve olacak. Ama çamurdan kaçınca, muhtemelen foseptiğe düşüyorsun. O yüzden bu tip filmlerden de , mesajlardan da hazzetmiyorum. Film olarak da beğenmedim. Emma Stone'un oyunu da istedikleri kadar ödül versinler, gayet basit ve sıradan bir performans. He gerçekten sosyal eleştiri, subliminal mesaj, metafor mu lazım; bakınız El hoyo (2019)
tachyon (158) - 4 ay önce
Filmin türüne bilim kurgu yerine fantastik denmeliydi. Çünkü tamamen sürrealist bir evrende geçiyor. Bu açıdan bakıldığında toplumsal ahlak normlarının tabi ki dışında gelişiyor her şey. Emma Stone bu rol için biçilmiş kaftan diye düşünüyorum. Çünkü çocuksu bir yüzü var. Her ne kadar Bella, Cow Girl'ü zıp zıp diye niteleyecek bir zekaya sahip olsa bile yetişkin bir kadının fizyolojisine sahip olduğu için filmin pedofil olduğu fikri tartışmalı. Fantastik yani gerçeklikten uzak film ve dizler tam olarak bana hitap etmiyor olsa da bunun da zaman zaman istisnası oluyor. Belki bu film de öyle bir filmdir diyerek başına geçtim ama bir saat ancak dayanabildim.
ossolak (299) - 4 ay önce
Filme iki yönden bakarak inceleme yapacağım ya da yapmaya çalışacaiım birincisi film bölümü kostümler mekan tabi ki gerçekçi değil ama güzeldi oyunculuklar yönetmenden olsa gerek kötüydü daha çok piyes havasında devam eden ve çok da büyüleyici denilmeyecek kıvamdaydı kaba taslak bakarsak senaryo da öyle aşırı büyük süprizler yoktu aslen olması gerektiği gibi ilerleyişle devam edip sona erdi genel gözlem olarak sanatsal açıdan güzel bir kaç yerinin olması dışında öyle abartılacak bir yanı yoktu gelelim aslında anlatılan şeylere ve senaryoya aslında film epstein davası için yapılmış büyük ihtimalle bek biz pedofiliyiz ama çok sanatsal şiyittiğimiz için pedofiliyiz diyebilmek için bir çeşit açıklama videosu olmuş büyün o süslü haller derin olmasını istedikleri anlatım ve senaryo bunun üstüne kurulmuş kalan bir kaç bölüme ölüm evlilik ve modern yaşam eleştirisi getirilmiş. modrn yaşama ban de tepkisel baksam da bunu bu şekilde yapmak biraz iki yüzlü bir yaklaşım olmuş moderniteyi pedofiliyle yıkalım bakış açısı getirmeye çalışmış garibim neyse bütün bu garabet için de beni en çok sinirlendiren bölüm bebekken ve altyaşlarda çocukken yaşadıklarını siyahbeyaz görürken filme rengin geldiği bölümün seks sahneleriyle başlamış olması oldu he bu kadar sanatasalsınız bilmem kimin çocukları dedim içimden kısaca film pedofiliyiz ama neden pedofiliyiz biz çok masumuz demek için çekilmiş o sebepten de büyük ihtimalle bir dolu oskar falan alırç bakın bu dediklerimi daha düşük dozda ve daha anlaşılır bir çerçeveyle anlatmış olsalar film aslında çok ama çok güzel yerlere gidebilecekken bir çeşit savunma tezi gibi garabet hale gelmiş puanlamada sıfır olmadığı için 1
1
Morrison (1583) - 4 ay önce
Biz niye böyle filmler çekmiyoruz yaa.. puahaha.. şaka diyorum, şimdi ciddi ciddi çekilmesini istediğimi sanacaklar. Çok ciddi eleştiriler var, cisıs krayst diyorum, ne diim, relax yahu. Az önce youtube'da denk geldi, Beyazıt Öztürk oyuncu kadına soruyor : Dizide öpüşmek zor oluyor mu? Biz daha filmde öpüşmenin zorluğu sorgulayan toplumuz, bırak pornografik görüntü vermeyi..
AVN Awards diye bir şey duydunuz mu? Oscar ödül töreni gibi ama porno film endüstrisinin ödülleri. Yahu izledikleriniz Amerikan filmleri, Pakistan değil yani, bizi düşünerek film yapmıyorlar pek, onlar pornografiyi hoş karşılıyorlar, onlar için bunlar mevzu değil, bunları büyüten bi sizsiniz.
Burda eleştiri yapan kişiler hayatında hiç porno izlemiyor buna inandım, hı, hı, tabi, tabi.. Ya arkadaşım, play tuşu olduğu gibi stop tuşu da var, niye kendine bu kadar eziyet ettin yaw, üzüldüm valla, bi çok şeye maruz kalmışsınız. İfade özgürlüğü elbette, insanlar içindekini yazacak, paylaşmak isteyecek, eleştirecek, normal ama 1 tuşa basmak be kardeşim, çoğumuzun elinden bin tane film geçiyor, ilk 10 dk.sını izleyip izleme-meye karar veriyoruz çoğu zaman değil mi? Bana çok oluyor, "-Böyle saçmalık mı olur yaw" deyip kapatıyorum çoğu zaman, sonuna dek izlemiyorum.
Bir de şu var, madem bu siteye üyesin, yorum yapıyorsun ve madem bu kadar hassassın, gel kardeşim bak bakalım yorumlara, filmin 3 aşağı 5 yukarı neye benzediğini anlarsın, bol miktarda porno mu var diyolar, kaç kardeşim o zaman.. 1 puan vermenden kurtulmuş oluruz. Bu devirde hala 1 puan ne ya.
Filme gelirsek, valla filmi beğenen arkadaşlar altta çok güzel yorumlar yapmışlar, beni değil onları okuyun, metaforlarla, mesajlarla dolu bir film olduğu doğru. İlk izleme teşebbüsümde ilk 10dk.sında absürt bir film olduğunu görünce sıkıldım ve kapattım, reklamlarla, ödül adaylıklarıyla falan çok şişiriyorlar yahu dedim, sonra beğenen arkadaşların yorumlarını okudukça izlemek gerekti, izledikçe de film sardı, fena değil yani, uğraşmışlar güzel bir film meydana gelmiş. Sinematografik olarak da ayrı bir lezzetteydi.
Son olarak, Emma Stone Oscar'ı alamazsa AVN ödülü hazır bence.
7
Biz daha filmde öpüşmenin zorluğu sorgulayan toplumuz, bırak pornografik görüntü vermeyi.. AVN Awards diye bir şey duydunuz mu? Oscar ödül töreni gibi ama porno film endüstrisinin ödülleri. Yahu izledikleriniz Amerikan filmleri, Pakistan değil yani, bizi düşünerek film yapmıyorlar pek, onlar pornografiyi hoş karşılıyorlar, onlar için bunlar mevzu değil, bunları büyüten bi sizsiniz.
Burda eleştiri yapan kişiler hayatında hiç porno izlemiyor buna inandım, hı, hı, tabi, tabi.. Ya arkadaşım, play tuşu olduğu gibi stop tuşu da var, niye kendine bu kadar eziyet ettin yaw, üzüldüm valla, bi çok şeye maruz kalmışsınız.
İfade özgürlüğü elbette, insanlar içindekini yazacak, paylaşmak isteyecek, eleştirecek, normal ama 1 tuşa basmak be kardeşim, çoğumuzun elinden bin tane film geçiyor, ilk 10 dk.sını izleyip izleme-meye karar veriyoruz çoğu zaman değil mi? Bana çok oluyor, "-Böyle saçmalık mı olur yaw" deyip kapatıyorum çoğu zaman, sonuna dek izlemiyorum. Bir de şu var, madem bu siteye üyesin, yorum yapıyorsun ve madem bu kadar hassassın, gel kardeşim bak bakalım yorumlara, filmin 3 aşağı 5 yukarı neye benzediğini anlarsın, bol miktarda porno mu var diyolar, kaç kardeşim o zaman.. 1 puan vermenden kurtulmuş oluruz. Bu devirde hala 1 puan ne ya.
Filme gelirsek, valla filmi beğenen arkadaşlar altta çok güzel yorumlar yapmışlar, beni değil onları okuyun, metaforlarla, mesajlarla dolu bir film olduğu doğru. İlk izleme teşebbüsümde ilk 10dk.sında absürt bir film olduğunu görünce sıkıldım ve kapattım, reklamlarla, ödül adaylıklarıyla falan çok şişiriyorlar yahu dedim, sonra beğenen arkadaşların yorumlarını okudukça izlemek gerekti, izledikçe de film sardı, fena değil yani, uğraşmışlar güzel bir film meydana gelmiş. Sinematografik olarak da ayrı bir lezzetteydi.
Son olarak, Emma Stone Oscar'ı alamazsa AVN ödülü hazır bence.
Cevaplar (4)
Cormorant (792) - 02 Mart 2024 20:29
Evet, Uzay Yolu'nun bir bölümünde (veya filmlerinden birinde, emin değilim) Uhura'nın başına da böyle birşey gelmişti. Hızlıca eğitmişlerdi.
Sen söyleyince asıl eleştirimi atladığımı farkettim. Daha sonra yine 1 puanlı detaylı bir yorum daha gelmiş, benim eleştirim de bu 1 puanlaraydı aslında. Sinema filmi gibi çok boyutlu bir yapıta 1 puan değer biçmek izansızlık oluyor. Propagandadan başka amacı olmayan bazı filmlere benim de 1 vermişliğim vardır, (Örn: Ararat) ama o özel bir durum.
8
Sen söyleyince asıl eleştirimi atladığımı farkettim. Daha sonra yine 1 puanlı detaylı bir yorum daha gelmiş, benim eleştirim de bu 1 puanlaraydı aslında. Sinema filmi gibi çok boyutlu bir yapıta 1 puan değer biçmek izansızlık oluyor. Propagandadan başka amacı olmayan bazı filmlere benim de 1 vermişliğim vardır, (Örn: Ararat) ama o özel bir durum.
2
| Bildir
Morrison (1583) - 02 Mart 2024 21:51
@Thetayk sağolasın güzelinsan, eksik olma.
@Cormorant Sir, artık biz söyleye söyleye düzeltmeye çalışacağız durumu, ben de siteye ilk başladığımda 1 vermişliğim oldu ama şuan 4 film görüyorum 1 verdiğim, 3'ü bizim milli değerlerimizle alakalı. Ararat'a da hiç izlemeden bile 1 çakmak uygun olur zaten, Ermeni propagandasına karnımız tok. Şarkıcı Charles Aznavour bile oynamış, kendisinin ermeni olduğunu bildiğimden beri La Boheme parçasından tad alamaz oldum. O neyse de Christopher Plummer'ı da alet etmişler, heralde paraya kıymışlar ses getirsin diye.
7
@Cormorant Sir, artık biz söyleye söyleye düzeltmeye çalışacağız durumu, ben de siteye ilk başladığımda 1 vermişliğim oldu ama şuan 4 film görüyorum 1 verdiğim, 3'ü bizim milli değerlerimizle alakalı. Ararat'a da hiç izlemeden bile 1 çakmak uygun olur zaten, Ermeni propagandasına karnımız tok. Şarkıcı Charles Aznavour bile oynamış, kendisinin ermeni olduğunu bildiğimden beri La Boheme parçasından tad alamaz oldum. O neyse de Christopher Plummer'ı da alet etmişler, heralde paraya kıymışlar ses getirsin diye.
2
| Bildir
ilkerkocak (1030) - 03 Mart 2024 08:27
Yıllar önce Halle Barry nin kesişen yollar filminde oscar vermişlerdi. İyi verdi diye. Bu da alır heralde. Ama Halle Barry gerçekten iyiydi o sahnede
6
1
| Bildir
madthing80 (30) - 4 ay önce
Filmi tarafsız gözle seyrederseniz (kadını da sert eleştiriyor,erkeği zaten çok daha sert eleştiriyor) sevebileceğiniz absürt bir film. çok farklı bir dünya yaratılmış sahne dekor elbiseler makyajlar gerçekten çok iyi,çıplaklık ve seks sahneleri bazen gereğinden fazla geldi bir kaç sahneyi çıkarsa film gene aynı şeyi anlatabilirdi ama tabi yönetmen böyle istemiş belki tüm hikayeyi olduğu gibi gerekli gereksiz sunmak istemiştir tıpkı hayat gibi. çok güzel mesajlar var özellikle erkekler onca kadınla birlikte olurken(mark) kadınlar için çok sıkıntı değilken kadının başkalarıyla ilişklikilerine dayanamaması ve bunun onu mahfetmesi adeta yoketmesini görüyoruzve gerçekten komikti. Pek çok metafor ve iğneleme var bunları alabilen için oldukça eğlenceli özellikle rahip sahnesine çok güldüm(sekste en iyi olan kişi güya dine inanan biri olması günümüzde dini kullananlara iyi gönderme). Adam zaten tabuları umursamadan günümüzdeki geçmişteki insanı eleştirmiş tabularını eleştirmiş insanın başta sadece temel ihtiyaçları yetiyorken(bella) sonradan bir canavara dönüşmesi kendi türünü bile önemsememesi o çok değer verdiği kadınları bile seks işçisi yapabilmesi ve kimsenin buna karşı çıkmaması gene dünyada pek çok yerde(afrika vs) yoksulluk yüzünden vs o güya insanların gene çok değer verdiklkeri çocukların çıplak açlık içinde ölmeleri ve gene bella dışında(o da saf çünkıü) tabi kimsenin ses etmemesi,sonda ise gene gücü elinde tutan diktatörlerin insanlara her istediklerini yapması işkence etmesi vurması öldürmesi ama konumundan dolayı kimsenin gene ses edememesi tabi gene bella dışında. Yani aslında insanlardaki çürümüşlüğün nedenlerini anlatmış insanlar bazı konularda aa kadın vay ahlaksız vs derler ama arka planda bunlar yaşanırken de kimse ses etmez başını kuma gömeler sistem de devam eder bunu kadın cinselliği üzerinden vermiş erkek egemen toplumu eleştirmiş bazılarının hoşuna gitmemesi normaldir. Sistem eleştirisini oyunculukları yaratılan renkli(yoksulun dünyası bile karanlık) dünyayı beğendim puanım 9.
9
gurtukan (9) - 4 ay önce
Farklı bir film olarak yola çıksada, Bella nın Portekize gitmesinden sonrası aslında tekdüze bir erotizm filmine dönüyor. Açıkçası bir frenkenstein öyküsünü erotik bir filmle birleştirmek isterseniz ortaya böyle birşey çıkar. Tabiki beğenende çok olacak, oscar adaylıkları da ortada. Ama filmin zaten bahsedilen subliminal mesaj kısmı dahil, gayri ahlaki bir film olmasının dışında abartılacak bir kurgusu olduğunada katılmıyorum.
5
rasko (227) - 4 ay önce
Aşağıda yazacaklarım bazı şeyler çok kaba ve iğrenç gelebilir. Ama böyle bir filmi çekmek, ödüller vermek onların özgürlüğüyse, benim de bunları yazabilmek gibi bir özgürlüğüm olmalı diye düşünüyorum.
Değişik olmak? Değişik olmakla, özgün olmak aynı şey midir? Sıradanlıktan uzak olmak, her zaman takdir edilmesi gereken bir özellik midir? Her zaman için cevap aynı mıdır? Değişikiği arzulayan, değişik şeyler meydana çıkartmaya çalışan kişi, bunu kendisi farklı olduğu için mi yapar, Yoksa altında daha başka sebepler aranabilir mi? Gerçekten marjinal misin? yoksa marjinal olmaya çalışan bir özentisi misin? Anlatacak, gösterecek gerçekten farklı bir yaklaşımın bir tarzın var mı? Van Gogh musun? yoksa sanatsal ve düşünsel bir kabızlık içersinde bir şeyler karalamaya çalışan sıradan bir çizer mi?
Resimden söz etmişken, yönetmene sadece bu konuda hakkını vermek gerek. Kostümlerde, oluşturulan mekanlarda acınası bir estetik mevcut. Acınası diyorum çünkü boşa giden bir emek benim gözümde. Benim için sinema sadece resim değil, anlatmaya değecek bir şeylerin olmalı. Vereceğin mesajın mı var? yaratmaya çalıştığın duygu mu var? Yoksa süslü saçma bir "freak show"mu çekiyorsun? Altın işlemeli güzel, pahalı bir tabak, sinematografi içersinde bize basit ucuz bir pislik mi sunuyorsun? Filmi övmeye doyamayan entellektüel arkadaşlar anlatsın, ne anladınız? hangi sahnelerde, ne gibi derin duygular hissettiniz? nerelerinde nasıl mesajlar aldınız? nerelerde mizahı hissettiniz? hangi sahnelerde?Filmi beğenmeyenler neresini beğenmediğini yazmış da, beğenenler yazmamış. Belki de anlamayız diye...
Ahlak Kurallarının sorgulanması, erkeğin kadını sahiplenme dürtüsü, kısıtlama isteği, kadının içinde bulunan çocukluk, onu içine koyan "god", elde edemediğine karşı tutku, , insanda bulunan mazoşizm...bu mudur? Sonra arada ver çoşkuyu, ver pompayı, ver iç gıcıklatıcı iğrençliği, ver cinselliği, ver içeri elmayı, ver ucuzca basitçe bize tabuları...İzleyici sever, aklında kalır, psikolojik bir gerçek bu. Deha yönetmenimizin eleştirdiği kavramların, içgüdüsel olarak hepimizde az veya çok varolması gibi. Bu bizi bencil, düşünen hayvanlar mı yapar? Yoksa bütün toplumsal kuralları, içgüdülerini kenara koyan, bastıran bencil hayvanlar mı olmak, hepimizi daha mutlu yapar?
Meşhur popüler bir "bilim adamımız" var. Bu sitede bile övüldüğünü görüyorum. Kız öğrencisinin eteğini kaldırıp, şaplak attığını "babacan" bir tavırla anlatan."Dışkı yedirmek, işkence sayılmaz. Ben yedim, tadı acıydı" diye iddiası olan. Bence Yorgos Lanthimos güzel bir sinematografi ile bunun çok güzel filmini yapar, beğeneni de çok olur.
Son olarak izlerken aklıma gelen Al Pacino'nun oynadığı S1m0ne (2002) filminin bir sahnesinden söz etmek istiyorum. Al Pacino kendisinin yarattığı popüler aktristi bitirmek için, absürt iğrenç bir film çeker. Final sahnesinde aktrist, üzerinde beyaz bir gelinlikle domuz ağılına girer, eğilerek domuzlarla beraber yemek yer. Premierde perde indikten sonra izleyicinin tepkisi şu şekilde olur. Herkes ağlayarak, alkışlar.
Alkışlayın...
1
Değişik olmak? Değişik olmakla, özgün olmak aynı şey midir? Sıradanlıktan uzak olmak, her zaman takdir edilmesi gereken bir özellik midir? Her zaman için cevap aynı mıdır? Değişikiği arzulayan, değişik şeyler meydana çıkartmaya çalışan kişi, bunu kendisi farklı olduğu için mi yapar, Yoksa altında daha başka sebepler aranabilir mi? Gerçekten marjinal misin? yoksa marjinal olmaya çalışan bir özentisi misin? Anlatacak, gösterecek gerçekten farklı bir yaklaşımın bir tarzın var mı? Van Gogh musun? yoksa sanatsal ve düşünsel bir kabızlık içersinde bir şeyler karalamaya çalışan sıradan bir çizer mi?
Resimden söz etmişken, yönetmene sadece bu konuda hakkını vermek gerek. Kostümlerde, oluşturulan mekanlarda acınası bir estetik mevcut. Acınası diyorum çünkü boşa giden bir emek benim gözümde. Benim için sinema sadece resim değil, anlatmaya değecek bir şeylerin olmalı. Vereceğin mesajın mı var? yaratmaya çalıştığın duygu mu var? Yoksa süslü saçma bir "freak show"mu çekiyorsun? Altın işlemeli güzel, pahalı bir tabak, sinematografi içersinde bize basit ucuz bir pislik mi sunuyorsun? Filmi övmeye doyamayan entellektüel arkadaşlar anlatsın, ne anladınız? hangi sahnelerde, ne gibi derin duygular hissettiniz? nerelerinde nasıl mesajlar aldınız? nerelerde mizahı hissettiniz? hangi sahnelerde?Filmi beğenmeyenler neresini beğenmediğini yazmış da, beğenenler yazmamış. Belki de anlamayız diye...
Ahlak Kurallarının sorgulanması, erkeğin kadını sahiplenme dürtüsü, kısıtlama isteği, kadının içinde bulunan çocukluk, onu içine koyan "god", elde edemediğine karşı tutku, , insanda bulunan mazoşizm...bu mudur? Sonra arada ver çoşkuyu, ver pompayı, ver iç gıcıklatıcı iğrençliği, ver cinselliği, ver içeri elmayı, ver ucuzca basitçe bize tabuları...İzleyici sever, aklında kalır, psikolojik bir gerçek bu. Deha yönetmenimizin eleştirdiği kavramların, içgüdüsel olarak hepimizde az veya çok varolması gibi. Bu bizi bencil, düşünen hayvanlar mı yapar? Yoksa bütün toplumsal kuralları, içgüdülerini kenara koyan, bastıran bencil hayvanlar mı olmak, hepimizi daha mutlu yapar?
Meşhur popüler bir "bilim adamımız" var. Bu sitede bile övüldüğünü görüyorum. Kız öğrencisinin eteğini kaldırıp, şaplak attığını "babacan" bir tavırla anlatan."Dışkı yedirmek, işkence sayılmaz. Ben yedim, tadı acıydı" diye iddiası olan. Bence Yorgos Lanthimos güzel bir sinematografi ile bunun çok güzel filmini yapar, beğeneni de çok olur.
Son olarak izlerken aklıma gelen Al Pacino'nun oynadığı S1m0ne (2002) filminin bir sahnesinden söz etmek istiyorum. Al Pacino kendisinin yarattığı popüler aktristi bitirmek için, absürt iğrenç bir film çeker. Final sahnesinde aktrist, üzerinde beyaz bir gelinlikle domuz ağılına girer, eğilerek domuzlarla beraber yemek yer. Premierde perde indikten sonra izleyicinin tepkisi şu şekilde olur. Herkes ağlayarak, alkışlar.
Alkışlayın...
Mqmi (76) - 4 ay önce
Bazı insanlar için film rahatsız edici olabilir, anlayabiliyorum. Ama bu film gerçekten çok özel ve daha önce gördüğüm hiçbir film gibi değil. Bana her seferinde "Daha ne kadar beni şaşırtabilir ki?" sorusunu sordurttuğunda, beni aynı zamanda bir o kadar şaşırttı. Daha önce izlediğim hiçbir filme benzememesi ile birlikte, her açıdan özel bir yapım.
10
orkunp (21) - 4 ay önce
Sürprizbozan: Göster
yoksa genel olarak (bazı sahneler gereksiz de olsa) iyi film.
Cevaplar (2)
madthing80 (30) - 03 Mart 2024 16:46
Düz mantıkla bakılırsa(bazı yorumları görüyoruz kadını çocuk olarak filan görmüşler alakası yok o insanın saf olması gereken yüzü sadece beyin nekli vs filan metafor) önce öyle düşünüyorsunuz ancak aslında onun ölmesi gerek,çünkü o aslında tanrıyı temsil ediyor ve tanrının kadınlara insanlara baskılarını(sürekli bellayı korkutması tanrının bizi cezayla cehennemle kendine bağlamaya çalışması vs gibi) ve bellanın(olması gereken insan dünyanın iyi bir yer olması için insan figürü ama anlamayanlar garip yorumlar yapmış sanki beyin nakli vs gerçekmiş gibi hepsi metafor) mutlu yaşayabilmesi için hem tanrıdan ve baskılarından hem de diğper baskıcı erkeklerden zorbalardan tabulardan vs kurtulması gerekiyordu ve kurtulunca nasıl mutlu olduğunu görüyoruz yüzünde koca gülümseme ile,tamnrı ve tabuları ölmese bella asla mutlu olamazdı anlatılmak istenen bu.
9
3
| Bildir
gokhan_tromso (29) - 4 ay önce
Yorgos Lanthimos'un son filmi Poor Things, Mary Shelley'nin Frankenstein'ına absürt bir bakış açısı sunuyor. Emma Stone'un canlandırdığı Bella Baxter, beyin nakli ile hayata döndürülen bir kadın. Bella, kim olduğunu keşfederken absürt ve komik olaylar yaşanıyor.
Filmin artıları: Emma Stone'un muhteşem performansı Lanthimos'un özgün tarzı Absürt mizah Düşündürücü alt metin
Eksileri: Bazı izleyiciler için fazla absürt olabilir Temposu bazı anlarda düşebilir
Poor Things, farklı ve özgün bir film arayanlar için keyifli bir seçenek. Absürt mizahı, sürükleyici hikayesi ve başarılı oyunculukları ile izleyiciyi ekrana bağlıyor.
10
Filmin artıları: Emma Stone'un muhteşem performansı Lanthimos'un özgün tarzı Absürt mizah Düşündürücü alt metin
Eksileri: Bazı izleyiciler için fazla absürt olabilir Temposu bazı anlarda düşebilir
Poor Things, farklı ve özgün bir film arayanlar için keyifli bir seçenek. Absürt mizahı, sürükleyici hikayesi ve başarılı oyunculukları ile izleyiciyi ekrana bağlıyor.
cihanbeylerden (21) - 4 ay önce
Tam bir balon! Oda patladı bence...Oturup aileyle izlenebilir mi?Kesinlikle hayır!Neredeyse filmi hard erotizm yapmışlar. Kötü desem belkide daha hafif kalır çok kötü bir film ,saçma salak bir konu kötü oyunculuklar ve yönetmen!Ayrica pedofili,sapkınlık ve sapıklık güzellemeleri.Günümüz endüstriyel dünyanın kapitalist sistemin dayattığı allayıp pulladığı dejenere olmuş sapkınliklarin olduğu rezil bir ürün ve ben bu ürünü hiç sevmedim!
2
Cormorant (792) - 4 ay önce
"Umut parçalanabilir, realizm değil. Kendini gerçeklerle koru."
Bazı filmleri herkesin yorumlamaması lazım. Örneğin bu film için "içeriksiz" tabirini kullanan biri için ben de "bakarkör" tabirini kullanabilirim. Filmi beğenmeyebilirsiniz, nedenini de gerekçeleriyle açıklarsınız, öper başımıza koyarız, örneğin KaanTurkeser kardeşimiz gibi. Kendisine tek bir itirazım var, onu da cevaben yazacağım zaten. Eleştirisini ilginç bulduğumu da kabul etmem lazım. Fakat yazdığınız iki satırda da saçmalayarak insanlara yanlış fikir vermeye hakkınız olduğunu düşünmüyorum, çünkü bu tür filmleri yorumlarken özellikle daha dikkatli olunması gerekiyor, ister olumlu, ister olumsuz olsun...
Benim filmle ilgili ciddi bir eleştirim yok. Baştan sona tartışmalarla, metaforlarla, sorgulanan kavramlarla dolu, adeta paralel bir evrende geçen bir görsel şölenden neyi çıkarıp, neyi ekleyeceksiniz ki... Sadece denisilin'in aksine ben siyah-beyaz işini pek gerekli bulmadım. Nedenini anlayamadığımdan değil elbette, ama bence ilk bölümde bile bu film böyle bir yorumu "istemiyor" bence. Olmasa da olurdu en azından. Bir de neden garip bir ekran oranı seçilmiş, onu da anlamadım. 1.85/1'in nesi vardı? Herneyse...
Filmin yetişkinler için olduğu açık, fakat keşke 18 yaş altındakilerin izleyebilmesi için bir formül olsaydı. Hayata dair pek çok şeyi erkenden çarpıcı şekilde öğrenirlerdi. Yalnız da izleyebilirsiniz ama mümkün olduğu kadar kalabalık olup üzerine tartışarak izlemeniz daha tercih edilesi olurdu...
8
Bazı filmleri herkesin yorumlamaması lazım. Örneğin bu film için "içeriksiz" tabirini kullanan biri için ben de "bakarkör" tabirini kullanabilirim. Filmi beğenmeyebilirsiniz, nedenini de gerekçeleriyle açıklarsınız, öper başımıza koyarız, örneğin KaanTurkeser kardeşimiz gibi. Kendisine tek bir itirazım var, onu da cevaben yazacağım zaten. Eleştirisini ilginç bulduğumu da kabul etmem lazım. Fakat yazdığınız iki satırda da saçmalayarak insanlara yanlış fikir vermeye hakkınız olduğunu düşünmüyorum, çünkü bu tür filmleri yorumlarken özellikle daha dikkatli olunması gerekiyor, ister olumlu, ister olumsuz olsun...
Benim filmle ilgili ciddi bir eleştirim yok. Baştan sona tartışmalarla, metaforlarla, sorgulanan kavramlarla dolu, adeta paralel bir evrende geçen bir görsel şölenden neyi çıkarıp, neyi ekleyeceksiniz ki... Sadece denisilin'in aksine ben siyah-beyaz işini pek gerekli bulmadım. Nedenini anlayamadığımdan değil elbette, ama bence ilk bölümde bile bu film böyle bir yorumu "istemiyor" bence. Olmasa da olurdu en azından. Bir de neden garip bir ekran oranı seçilmiş, onu da anlamadım. 1.85/1'in nesi vardı? Herneyse...
Filmin yetişkinler için olduğu açık, fakat keşke 18 yaş altındakilerin izleyebilmesi için bir formül olsaydı. Hayata dair pek çok şeyi erkenden çarpıcı şekilde öğrenirlerdi. Yalnız da izleyebilirsiniz ama mümkün olduğu kadar kalabalık olup üzerine tartışarak izlemeniz daha tercih edilesi olurdu...
Cevaplar (2)
Morrison (1583) - 02 Mart 2024 19:43
Selam bay Cormorant, keyifler iyidir umarım Sör, itirazını görünce şöyle bir şey yaptım;
My Computer - Music Folder - Turkish Music - Arabesque - Bülent Ersoy - İtirazım Var
öf be ne iyi geldi, uzun zamandır dinlemiyordum.
Yaw ne pedofilisi yahu.. kızcağız en kısa sürede zihnini geliştirmiş diye düşünmüyorlar işte, film boyunca büyümesini mi izleteceklerdi bize. Hani The Fifth Element (1997) filminde Milla Jovovich'in karakteri 3-5 dk'da tüm dünya bilgisini emiyordu ya, biraz mış gibi yapmak da lazım film izlerken, filmin hatası bu diyelim, kızı kitap okurken araştırırken göstermiyor başlarda. Ama pedofil suçlaması fazla iddialı. Cübbelilerin pedofilisine bu kadar yükselmiyorlar gelip buna 1 veriyorlar.
7
My Computer - Music Folder - Turkish Music - Arabesque - Bülent Ersoy - İtirazım Var
öf be ne iyi geldi, uzun zamandır dinlemiyordum.
Yaw ne pedofilisi yahu.. kızcağız en kısa sürede zihnini geliştirmiş diye düşünmüyorlar işte, film boyunca büyümesini mi izleteceklerdi bize. Hani The Fifth Element (1997) filminde Milla Jovovich'in karakteri 3-5 dk'da tüm dünya bilgisini emiyordu ya, biraz mış gibi yapmak da lazım film izlerken, filmin hatası bu diyelim, kızı kitap okurken araştırırken göstermiyor başlarda. Ama pedofil suçlaması fazla iddialı. Cübbelilerin pedofilisine bu kadar yükselmiyorlar
gelip buna 1 veriyorlar.
3
| Bildir
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (2,532)
Kimitachi wa dô ikiru ka (1,441)
Dune: Part Two (312)
Mad Max: Fury Road (290)
The Fall Guy (205)
Tarot (170)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (139)
Godzilla x Kong: The New Empire (122)
Håndtering av udøde (113)
Spoorloos (99)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (2,979)
Evil (553)
The Acolyte (250)
Halo (146)
Yellowstone (143)
From (142)
True Detective (141)
Young Sheldon (140)
The Bear (137)
Better Call Saul (116)