Yönetmen:
Senaryo:
Rating:
Vizyon Tarihi:
12 Temmuz 2002 (Türkiye)
Dil:
İngilizce, İtalyanca, Fransızca
Müzik:
Bütçe:
$20,000,000 / Hasılat: $15,299,772
Çekim Yeri:
Glendale, California, ABD
Kelimeler:
Nam-ı Diğer:
The Barber Project
438 kişi izledi 219 kişi izleyecek 51 kişinin favorisi 16 takip
Oyuncular
Tüm KadroÖzet
Joel Coen'in, kardeşi Ethan'ın yardımıyla çektiği, birlikte yazdıkları 2001 yapımı "The Man Who Wasn't There", Coen tarzı bir traji-komik/ drama filmi. Oscar Ödüllü Amerikan aktör Billy Bob Thornton'un başrolünde yer aldığı yapımda Scarlett Johansson, Frances McDormand, Michael Badalucco, James Gandolfini, Jon Polito, Tony Shalhoub, Richard Jenkins gibi isimler de rol almakta.
Ed Crane, bir berberdir. Saç kesen, düzelten, çok konuşan bir ortağa sahip olan bir berber ve sıradan bir adamdır. Karısı Doris ile ilginç bir ilişkiye sahip olan Ed'in aşırı sakin ve içine kapanık/ dışa dönük enteresan bir kişiliği/ hali vardır.
Bir akşamüstü, dükkanı kapamak üzereyken, aniden içeri giren orta yaşlı bir adam, ısrarla saçlarını kestirmek ister ve bunun üzerine Ed, işe koyulur.
Adamın peruğu dışında pek saçı yoktur ve zaten adı Creighton Tolliver olan bu adam, saçları için gelmemiştir.
Sermayesi olan bir ortağa ihtiyacı olan bu garip adam, Ed'e iş teklifinde bulunur. Ed'in teklifi kabul etmesi üzerine, geriye sadece parayı bulma işi kalmıştır.
Lakin Ed Crane, her şeyi önceden ayarlamıştır; kendisini aldattığını bildiği karısı Doris'in yasak ilişki yaşadığı sevgilisini, kimliği gizli bir şekilde tehdir eden Ed, ortaklık parasını bu şekilde denkleştirmiştir.
Paranın karşılığında sadece küçük bir kağıt alan Ed, dolandırıldığını düşünse de, esasında pek de umrunda değildir.
Öte yandan, karısının sevgilisi (ki bu kişi Ed'in de arkadaşı olmaktadır), kendisini tehdit ederek para isteyen bu adamı araştırmaya başlayınca, işler içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. | Gönderen: Gursan
Ed Crane, bir berberdir. Saç kesen, düzelten, çok konuşan bir ortağa sahip olan bir berber ve sıradan bir adamdır. Karısı Doris ile ilginç bir ilişkiye sahip olan Ed'in aşırı sakin ve içine kapanık/ dışa dönük enteresan bir kişiliği/ hali vardır.
Bir akşamüstü, dükkanı kapamak üzereyken, aniden içeri giren orta yaşlı bir adam, ısrarla saçlarını kestirmek ister ve bunun üzerine Ed, işe koyulur.
Adamın peruğu dışında pek saçı yoktur ve zaten adı Creighton Tolliver olan bu adam, saçları için gelmemiştir.
Sermayesi olan bir ortağa ihtiyacı olan bu garip adam, Ed'e iş teklifinde bulunur. Ed'in teklifi kabul etmesi üzerine, geriye sadece parayı bulma işi kalmıştır.
Lakin Ed Crane, her şeyi önceden ayarlamıştır; kendisini aldattığını bildiği karısı Doris'in yasak ilişki yaşadığı sevgilisini, kimliği gizli bir şekilde tehdir eden Ed, ortaklık parasını bu şekilde denkleştirmiştir.
Paranın karşılığında sadece küçük bir kağıt alan Ed, dolandırıldığını düşünse de, esasında pek de umrunda değildir.
Öte yandan, karısının sevgilisi (ki bu kişi Ed'in de arkadaşı olmaktadır), kendisini tehdit ederek para isteyen bu adamı araştırmaya başlayınca, işler içinden çıkılmaz bir hal alacaktır. | Gönderen: Gursan
Yorumlar
![avatar](/images/avatars_thumb/5121809905798e8e87bb9a.jpg)
Bu filmin en büyük özelliği sıradan bir adamın hayatını ve yaptıklarını anlatmasıdır. Hatta modern bir adamın(!)...
Coen'ler film boyunca olabildiğince sıradan bir karakterin olabildiğince sıradan hareketlerinin nereye varabileceğini ve hemen hemen her insanın aynı şeyleri yapabilecek potansiyel de olduğunu anlatmaya çalışmışlar. Zaten mide bulandırıcı olan gerçekte işte budur. Tabi filmin tek odak noktası bu değil. Ancak en vurucu noktası bu.
Senaryo bana bir iki yıl kadar önce izleyip hayran kaldığım Chinatown filminde ki şu repliği hatırlattı:
"Kendimi suçlayamam.
Bakın Bay Gittes...
Ne yazık ki birçok insan, yeri ve zamanı geldiğinde her şeyi yapabilecekleri gerçeğini kabul edemiyorlar."
Coen'ler film boyunca olabildiğince sıradan bir karakterin olabildiğince sıradan hareketlerinin nereye varabileceğini ve hemen hemen her insanın aynı şeyleri yapabilecek potansiyel de olduğunu anlatmaya çalışmışlar. Zaten mide bulandırıcı olan gerçekte işte budur. Tabi filmin tek odak noktası bu değil. Ancak en vurucu noktası bu.
Senaryo bana bir iki yıl kadar önce izleyip hayran kaldığım Chinatown filminde ki şu repliği hatırlattı:
"Kendimi suçlayamam.
Bakın Bay Gittes...
Ne yazık ki birçok insan, yeri ve zamanı geldiğinde her şeyi yapabilecekleri gerçeğini kabul edemiyorlar."
![default avatar](/images/default_avatar.gif)
Albert Camus'un Yabancı romanında aktarmak istediği felsefenin bir yansıması. Anlamsızlık içinde anlam ve anlam içindeki anlamsızlık.
Hayatı boyunca hiçbir karar almamış bir adamın hayatında aldığı ilk karar ile başına gelen ilginç ve sürükleyici bir film. Sinematografi ise gerçekten harika.
Filmdeki baş karakter, Ömer Kavur'un Anayurt Oteli (1987) filmindeki Macit Koper'in canlandırdığı Zebercet kadar sıradan ama bir o kadar da ilginç bir karakter.
Hayatı boyunca hiçbir karar almamış bir adamın hayatında aldığı ilk karar ile başına gelen ilginç ve sürükleyici bir film. Sinematografi ise gerçekten harika.
Filmdeki baş karakter, Ömer Kavur'un Anayurt Oteli (1987) filmindeki Macit Koper'in canlandırdığı Zebercet kadar sıradan ama bir o kadar da ilginç bir karakter.
The Man Who Wasn't There Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Gece Hayvanları
(2016)Yedi
(1995)Düzenbaz
(2013)Adalet Peşinde
(2009)Tetikçiler
(2012)Gizemli Nehir
(2003)
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (12,933)
Tarot (483)
Mad Max: Fury Road (275)
Dune: Part Two (239)
The Fall Guy (228)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (149)
Håndtering av udøde (142)
Spoorloos (132)
The Gangster, the Cop, the Devil (118)
Godzilla x Kong: The New Empire (106)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (5,182)
The Acolyte (971)
Evil (854)
Young Sheldon (153)
Supernatural (143)
Halo (130)
Outlander (129)
True Detective (123)
From (119)
Sugar (118)
Karakterler yine çok iyi tasarlanmış film boyunca Ed gözünüzün önüne nasıl geliyorsa diğer karakter tam tersi özelliklere sahip bu yüzden Ed`i de benimsemeye başlıyorsunuz.
Beethoven`ın müzikleri filme çok yakışmış resmen Ed`i yansıtıyordu.