renklizenci özetleri : sayfa 5

Bir grup aristokrat, bir sonbahar geleneği olarak ava çıkmak üzere Vogelöd Şatosu’nda buluşur. Üç yıl önce gizemli şekilde öldürülen bir baronun eşi de gruba katılacaktır. Baronu öldürdüğünden şüphelenilen, kötü nam salmış kardeşi davetsiz biçimde şatoya gelince, gerilim giderek tırmanır.

İtalya’da dağların arasında bir manastır, bir kung fu ustası ve kendilerini kötülükle savaşmaya adamış Katolik rahiplerden oluşan bir topluluk. Bu dövüşçü rahipler, yirmi yıl boyunca kendi kutsal mücadeleleri uğruna hazırlanıyorlar, ibadetlerini yerine getirip zorlu egzersizlerini yapıyorlar.

1959’da, gözden düşmüş galaksiler arası ajan WA4, Brasilia’nın açılışında başkan Juscelino Kubitschek’i öldürmekle görevlendirilir. Gemisi zamanda kaybolunca kendisini Brasilia’nin siyahi banliyösü Ceilandia’da bulur. Yıllardan 2016’dır ve Dilma Rousseff’e soruşturma açılması an meselesidir.

Film, Tatsuya Ishii'nin büyükbabası ile babasının çocukluğuna ve Ibaraki prefektörlüğündeki Kappa efsanesinin hikâyesine dayanmaktadır.

Mihver devletlerinin Kozara Taarruzu'ndan sonra yerel Sırp nüfusunun çoğu Ustaše (Hırvat Devrimci Hareketi) toplama kamplarına düşmüştür. Babasının nerede olduğuna dâir hiçbir bilgisi olmayan on iki yaşındaki Dara, annesi ve iki erkek kardeşiyle Jasenovac'a gider. Burada annesinin ve ağabeyinin Ustaše tarafından öldürüleceğine şâhit olacak Dara, küçük erkek kardeşinin yaşamını garanti altına almayı kendi kişisel misyonu ve hedefi hâline getirir.

Sütçü Aisha, Sahraaltı Afrika'nın kırsal kesiminde küçük kız kardeşi Zainab'ı aramaktadır. Zor kişisel koşullar, onu ilk etapta ayrılmalarından sorumlu olan dinî militanlara yaklaşmaya zorlasa da Fulani kız, kardeşini bulmak uğrunda her türlü tavizi vermeye kararlıdır. Bununla birlikte, tasasız geçmişini yeniden elde etme arayışı, bitmek bilmeyen çatışmaların sıklıkla geri döndürülemez sonuçları olan bir kurban olma yolunda çeşitli yollar sağladığı bir dünyada beklenmedik şekilde karmaşık olduğunu kanıtlamaktadır.

Jung Yoo-mi ve öğrencileri, değişim programının bir parçası olarak kırsal bir kasabadaki Yoo-gok İlköğretim Okulu'na gelir. Okuldaki öğretmenlerden Kim Gye-dong'un anlattığı bir kampüs hayalet hikâyesi onları ürkütür. Ancak öğrencilerin merakı üstün gelir ve hayalet için bütün kuytu köşeleri aramaya karar verirler. Ne yazık ki, gece yarısı tuvalete gittiğinde hayalete koşan Yoo-mi'dir. Kampüs hayalet hikâyesi artık okuldaki herkes için gerçek olmuştur. Korkusuz üçlü Tae-suk, Chul-soo ve Hoon, hayaletin yaşadığına inanılan ek binaya gitmeye karar verir. Ancak Man-duk onları oraya gitmemeleri konusunda şiddetle uyarır. Tae-suk, okulun lanetlendiğine dair bir mesaj aldığında, kendisi ve arkadaşları gizemi kesin olarak ortaya çıkarmak için ek binaya gizlice girer. Arkadaşları hayaletler tarafından kovalanır ve artık Tae-suk'un kayıp arkadaşlarını bulması gerekmektedir. Gizemin anahtarını elinde tutan Man-duk'tan yardım ister. Man-duk sonunda ona, yıllar önce kuyuya düşen ve ölen Young-joo'dan bahseder. Tae-suk, kendisini gerçeği bulmaya giderek daha yakın bulur, ancak Man-duk'un onu karşı uyardığı şeyi yaptığında işler karışır. Çünkü Tae-suk, lanetli kuyuyu örten kapağı açacaktır.

Ebeveynlerinin ölümü üzerine kedere boğulan bir adam, şeytanlarıyla yüzleşmek için aile evine döner.

Başkan Amin, Bangladeş kırsalındaki suyla çevrili köyünde her türlü görüntüyü yasaklamıştır. Hatta hayâl gücünün de günah olduğunu iddia etmeye devam etmektedir çünkü bu herhangi bir yasak bölgeye sızma izni vermektedir. Ancak değişim, pencereyi kapatmakla direnilemeyecek kadar zor olan gözükara bir rüzgardır. Bu geleneksel pencere ile modern rüzgar arasındaki gerilim o kadar büyür ki, o köyde yaşayan renkli, eksantrik ve duygusal bir grup insanın yaşamları üzerinde bir dalgalanma etkisi bırakmaya başlar.

Bangladeşli 11 film yapımcısının Dakka şehrine bir aşk mektubu yazmak adına hazırladığı bu omnibüste, kurak bir kasabada içki arayan genç kızlardan bir banka dolandırıcısının cinayete teşebbüsüne ve oradan da mülteci krizi yaratan bir tesisatçıya kadar şehir her seferinde birlikte rol almaktadır.

1934'te Bolivya, Paraguay ile savaş hâlindedir. Alman Kaptan Kundt'un emri altındaki Chaco cehenneminde kaybolan Liborio, Ticona ve diğer Bolivyalı yerliler, aylardır görmedikleri ve asla bulamayacakları Paraguaylı düşmanı aramaktadır. İçine itildikleri kaderi ve mağlup bir birliğin kaçınılmaz durumunu fark etmelerini sağlayacak bir arayış içinde birlikte hareket eden bu askerler, gölgeler gibi yürümekte, toprağın ve sessizliğin ortasında sonsuza dek dolaşmaktadır.

Doğduğumuzda her birimizin sâhip olduğu yaşam yolu yetiştiriliş biçimlerimizden ve içimize yerleştiğimiz inançlardan etkilenir.

Film, müzikal anlatım eşliğinde Mısırlı yaşam tarzının merkezindeki üç karakterin umutlarını ve hayâllerini iç içe geçiriyor: Babasının vasiyetine rağmen şarkı söylemeye can atan bir oğul, Müslüman bir adama âşık olan romantik bir Hıristiyan kadın ve kendi spor salonuna sâhip olma şansı için ilkelerinden taviz vermesi gereken yeni evli bir kişisel antrenör.

Bu karakterler kendileri ve sevdikleri insanlar için en iyi seçimleri yapacak mıdır?

İrlanda, 1845'te daha sonra "İrlanda Patates Kıtlığı" ismiyle anılacak kitlesel açlığın arifesindedir. Bir balıkçı, bir baba, bir koca olan Colmán Sharkey, yerel rahibin emriyle bir yabancıyı yanına alır. Napolyon Savaşları'nda savaşan Patsy, ülkenin patates mahsulünü eninde sonunda yok ederek milyonlarca insanın ölümüne ve yerinden edilmesine sebep olan 'felâketin' hemen ardından gelir. Mahsuller tarlalarda çürürken Colmán, erkek kardeşi ve Patsy, Colmán'ın topluluğunu yok edeceğini öngördüğü kira artışları konusunda istekte bulunmak için İngiliz ev sâhibinin evine gider. Kulak ardı edilen bu isteğin ardından Patsy'nin yapacakları Colmán'ı hayatta kalmanın ve akıl sağlığının sınırına götürecek bir yola sokar. Colmán'ın kararlılığı ancak terk edilmiş bir genç kızla karşılaştığında ortadan kalkar.

Bir anne ve kızının ardışık yolculuğunu zorlu duygusal zemine doğru takip eden Arjantinli yönetmen Paula Hernández, ailevî baskılar nedeniyle kadınların sınırları zorlandığında arzunun ve beklentinin çatışmasının yollarını inceliyor.

Hor gördüğü göçmenlerle dolu büyük bir sosyal konutta yaşayan Indíana Jónsdóttir, geçimini sosyal refah sisteminden yararlanarak sağlamakta ve günlerini gözlerden uzak bahçesindeki ödüllü laburnum ağacıyla ilgilenerek sürdürmektedir. Sâhip olduğu tek oğlu yabancı kız arkadaşıyla ortaya çıktığında Indíana’nın dünyası altüst olacaktır.

Peygamber'i öven besteler yazıp ilahiler kaydeden dindar bir Müslüman olan Muhammed Rahat Khawaja, emlak sektöründe çalışan ve yatalak eşiyle ilgilenen saygın bir insandır. Bir gün, bir arkadaşının oğlunun düğününe katılır ve burada kasıtsız olarak arkadaşları ve ailesinin önünde bir dans gösterisi yapar. Kaydedilen dansı tüm sosyal medya platformlarına yüklendikten sonra sonra televizyonda da yayınlanır. Bundan böyle sessiz yaşamında kaos baş göstermeye başlamıştır. Dünyada eşi dışında kimse Rahat'ın durumunu anlamamaktadır. Kızları ve komşuları onu eleştirmekte, arkadaşları ise ona sırt çevirmektedir.

Babalarının ölümü, üç işlevsiz kardeşin sevdikleri çocukluk evleri için kavga etmesine neden olur.

Rannveig, sıradan banliyö yaşamının her alanında tükenmişlik yaşamaktadır. Nefret ettiği bir işe ve yavaş yavaş ölmekte olan bir evliliğe saplanıp kalmış durumdadır. Bunun da ötesinde, âsi kızı Agnes ile sürekli kavga edip onun büyüyüp kendisini geride bırakması ihtimâliyle yüzleşememektedir. Yeni komşuları Hreinn kapılarına geldiğinde, Rannveig ve ailesi kontrollerinin dışında yeni zorluklarla karşılaşır.

Köyde kesilmek üzere olan bir boğa kaçarak bütün köylünün onu yakalamak için uğraş verdiği kendinden geçiren bir şiddet çılgınlığına neden olur.

Jallikattu, dünyanın en eski geleneklerinden biridir ve Hindistan'da hâlâ devam etmektedir. Bu geleneğe göre matadorların, barikat arkasında bir süre bekletilip akabinde serbest bırakılan boğanın sırtından tutunarak 15-20 metre gitmesi gerekmektedir. Eğer matador bunu başarırsa yarışı kazanır, aksi hâlde boğa kazanmış sayılır.

Avrupa'da kariyer hayal eden bir piyanist olan Karim, yaşamını sürdürdüğü, savaşın üstüne modern yaşam tarzlarını yasaklayan aşırılık yanlısı bir grubun zarar verdiği bir Orta Doğu kasabasından ayrılmak ve para toplamak için piyanosunu satmak zorunda kalır. Ancak piyanosu vurulduğunda işler karışır. Karim daha sonra kırık tuşları onarmak için tehlikeli bir göreve çıkacaktır.

Filipinler’deki bir merkez, denizaşırı ülkelere giderek evlerde temizlik ya da çocuk bakıcılığı yapacak kadınları ayrıntılı bir eğitimden geçirir. Derslere katılanlar çeşitli rollere bürünerek, olası tacizlere karşı koymayı öğrenir ve memleket hasreti çekmemek için önlemler alır.

Gianfranco Rosi'nin yeni belgeseli, savaşın parçaladığı Ortadoğu'da hayatta kalmaya çalışanların sürükleyici bir portresini içeriyor.

Eve dönen büyükannesi cadılıkla suçlanıp ölüm tehdidi aldığında şehir hayatı kesintiye uğrayan Karisa, Kenya'daki kırsal köyüne döndüğünde tüketimcilik ve Hıristiyanlığın çılgınca bir karışımını bulur.

Lei ve Wong, Guayaquil liman kentine gitmek üzere gizlice Ekvador'a varır. Lei buradan New York yolculuğuna devam etmeyi planlamaktadır ancak kendisinin kaderini bipolar bir gangster olan Chang belirleyecektir. Tek amacı on iki yaşındaki oğlunu Çin'den getirmek olan Wong ise istemeden Çinli göçmenlerin haklarını yöneten yolsuzluk ağına karışmıştır. Chang, Lei'ye âşık olurken, onun New York'a ulaşma konusundaki "Çin hayâlinin" tehlikede olduğunun farkına varır. Bölgenin genç yerlilerinden Victor, olası bir kurtuluş yolu hâline gelir. Yaşlı bir hattat olan Bay Lu, genç göçmenlere yardım etmektedir. Lei'nin Chang'i reddetmesi Chang'in acımasız kişiliğini ortaya çıkarır. Bir kaçakçılık planı Lei ve Wong'u yol ayrımına getirdiğinde, özgürlüklerini kovalamak için yalnızca birbirlerine güvenebileceklerdir...

"Vacío", derin duyguların erkeksi güç ilişkilerine mâruz kaldığı ve bireylerin haysiyetlerini kurtarmak için mücadele ettiği yerde göçmenlerin acısını anlatıyor.

Lei ve Wong, Guayaquil liman kentine gitmek üzere gizlice Ekvador'a varır. Lei buradan New York yolculuğuna devam etmeyi planlamaktadır ancak kendisinin kaderini bipolar bir gangster olan Chang belirleyecektir. Tek amacı on iki yaşındaki oğlunu Çin'den getirmek olan Wong ise istemeden Çinli göçmenlerin tecavüzünü yöneten yolsuzluk ağına karışmıştır. Chang, Lei'ye âşık olurken, onun New York'a ulaşma konusundaki "Çin hayâlinin" tehlikede olduğunun farkına varır. Bölgenin genç yerlilerinden Victor, olası bir kurtuluş yolu hâline gelir. Yaşlı bir hattat olan Bay Lu, genç göçmenlere yardım etmektedir. Lei'nin Chang'i reddetmesi Chang'in acımasız kişiliğini ortaya çıkarır. Bir kaçakçılık planı Lei ve Wong'u yol ayrımına getirdiğinde, özgürlüklerini kovalamak için yalnızca birbirlerine güvenebileceklerdir...

"Vacío", derin duyguların erkeksi güç ilişkilerine mâruz kaldığı ve bireylerin haysiyetlerini kurtarmak için mücadele ettiği yerde göçmenlerin acısını anlatıyor.

Saima Datupalo, hayli dertli bir vaziyettedir. Müslüman kadın, hâlihazırda Davao'daki House of Hope isimli geçici yuvada tedavisi süren kanser hastası kızı Aisa'yla ilgilenirken diğer yandan Maguindanao'daki saldırı amaçlı bir operasyonda görev alan asker eşi Malang'ı düşünmektedir.

Hayatta kalmak için birlikte mücadele eden Ali ve üç arkadaşı, ailelerine destek olmak için gece gündüz çalışmaktadır. Bir garajda küçük işler yapan üç çocuk, hızlı bir şekilde para kazanmak için küçük suçlar işler. Mucizevî gibi görünen bir olayın ardından Ali, yeraltında bulunan gizli bir hazineden haberdar olur. Ancak kendisinin ve arkadaşlarının hazineye ulaşabilmeleri için, hazinenin bulunduğu yere yakın olan, sokak çocuklarını ve çocuk işçileri eğitmeye çalışan bir hayır kurumu olan Sun School'a kaydolmaları gerekir.

Cezayir'de yaşayan ailelerin eskiden Heliopolis olarak anılan Guelma şehrinde sıradan bir yaşamı vardır. Ancak II. Dünya Savaşı'nın sona erdiği gün Cezayir halkı bağımsızlıkları için protesto düzenler. Bu durum üzerine Fransız sömürge güçlerinin saldırısına uğrarlar.

Suriyeli genç Sam Ali, iç savaştan kaçmak için sığındığı Lübnan’da ünlü dövme sanatçısı Jeffrey Godefroi ile tanışır ve onun yaptığı dövmeyle sanat eseri statüsü elde eder. Kısa süre sonra koleksiyoncuların da ilgisini çeken dövmeli derisi sanat piyasasında astronomik değerlere ulaşır. Artan müzayede ve öfkeli insan hakları aktivistleri karşısında Ali, içinde olduğu çıkmazdan kurtulmalıdır.

Sanatçı çift Tomas ve Anja'nın geniş aileleriyle olan yaşamları, Anja'ya kanser teşhisi konulmasıyla altüst olur. Keder ve korkularla baş başa kalan Anja, bu süreçte Tomas'ın desteğine ihtiyaç duyar. Tomas ve Anja bu beklenmedik ve zamansız durumla başa çıkmak için karşılıklı güven içinde birlikte mücadele etmeye çalışır. Bu süreç çiftin ilişkilerinin test edilmesine neden olur.

Evini ev-ofise dönüştürmek isteyen Jean'in büyük çaplı bir düzenleme yapması gerekmektedir. Bu düzenlemeye etraftaki kullanılmayan eşyalardan başlayan Jean, işe yaramayan her eşyayı atmaya kararlıdır. Fakat bu durum eski sevgilisi Aim'in eşyalarına denk gelince tereddüde düşer. Bu eşyalar her ne kadar işe yaramasa da ona eski anılarını, hislerini hatırlatır. Bu duygu eşyayı çöpe atınca yok olacak gibi de değildir. Bu eşyaların kaderlerini belirlemesi gereken Jean, acaba onları çöpe mi atmalıdır, kendinde mi tutmalı mıdır, yoksa Aim'e geri gönderip bütün bu duyguları arkasında mı bırakmalıdır?

Kocasından boşanan ve velayet sonucunu beklerken çocuklarını göremeyen Alice, bir gece yarısı oğlunun kendisini aradığında vakit kaybetmeden harekete geçerek çocuklarını yasa dışı yollarla çocuklarını Kanarya Adaları'na kaçırır.

Komünist Parti'nin dindar bir görevlisi ve İkinci Dünya Savaşı'nın idealist gazisi Lyudmila, her türlü Sovyet karşıtı duyarlılığın karşısındadır. Diğer yerel parti yetkilileriyle birlikte Lyudmila, kendi kızının da katıldığı yerel fabrikada düzenlenen bir grevde yaşanan onlarca olaya tanık olur. Durum hızla kontrolden çıkarken Lyudmila, sokağa çıkma yasakları, toplu tutuklamalar ve yetkililerin devlet şiddetini örtbas etme konusundaki acımasız girişimleri karşısında umutsuzca kızını aramaya başlar. Bu süreçte Lyudmila’nın parti çizgisine olan sorgusuz sualsiz inancı sarsılır.

Georgina ve Leo, kısa bir süre sonra aralarına katılacak olan bebekleri için oldukça heyecanlıdır. Bebeklerine iyi bir yaşam sunmak isteyen aile bunun için And Dağları’ndaki kulübelerinden Peru'nun başkenti Lima'ya taşınır. Genç çift, burada hiç düşünmedikleri korkunç bir olayla karşı karşıya kalır; hamileliğinin son günlerini yaşayan Georgina, bebeğini güvenli doğum hizmeti veren bir klinikte dünyaya getirmeye karar verir, ancak klinikte gerçekleşen doğumun ardından bebeği kaçırılır. Bu olay üzerine deliye dönen Georgina ve Leo, bebeklerini bulmak için zorlu bir mücadeleye girişir.

Kenza, birbirlerinden oldukça farklı karakterlerde olan babası Ouira ve büyükbabası Weljo ile Curaçao kırsalında yaşayan bir kızdır. Rasyonel babası Ouira ve ruhanî büyükbabası Weljo’nun zihniyet çatışması altında kalan on bir yaşındaki Kenza, bu süreçte kendi yolunu bulmaya çalışır.