renklizenci özetleri : sayfa 7

Hükümdar, savaşçı. astronom... Galileo'nun teleskopu icat etmesinden 150 yıl önce ortaçağ Semerkant'ını büyük bir bilim merkezine dönüştüren aydınlanmış bir lider olan Uluğ Bey, dünyanın en büyük astronomik beyinlerinden biriydi. Bir prens olarak doğumundan, zamansız ölümüne kadar...

Ülkesindeki bir televizyon kanalında yayımlanan gezi programının sunuculuğunu yapan genç Japon kadın, şovunun son bölümünü çekmek için Özbekistan'a gittiğinde temkinli ve dar görüşlü doğasının sınandığını fark eder.

Savaşın parçaladığı Somali'de bir mülteci kampında doğan Ifrah Ahmed, genç yaşta İrlanda'ya kaçırılır. Mülteci statüsü için başvurduğu sırada kadın sünnetine ilişkin travmatik çocukluk deneyimlerini anlatırken yeniden travma geçirir ve tüm hayatını uygulamanın ortadan kaldırılmasına adamaya yemin eder. Yemînini gerçekleştirmek üzere hazırladığı kampanyayı öncelikle İrlanda Cumhurbaşkanı'na, son olarak da Avrupa Parlamentosu ve Birleşmiş Milletler'e götürür.

Bu film, ifadenin gücünü kutlar çünkü kadınlar ayağa kalkma, konuşma ve gerçeklerini söyleme cesaretini bulduklarında etkisi o kadar ilham verici ve güçlendirici olabilir ki, bu hareket, değişim için anlamlı bir katalizör görevi görür.

Genç yönetmen Moe, büyük bir krizle yüzleşmek zorundadır. Film çekme hayalleri suya düşerken, bir yandan da arkadaşları tutuklanır. Kahire sokaklarında, asabi bir taksi şoförü ve bir seks işçisiyle birlikte çıktığı yolculuk, Moe’nun fildişi kulesinden inip şehrin farklı bir yüzünü tanımasını sağlar.

Moe, Tutu, Mustafa... Olağanüstü bir gecede bir araya gelip sosyal normları kıran ve o normların sınırlarıyla flört eden, her biri kendi kavgasını veren üç kişi beklemedikleri bir yolculuğa çıkarak şehirlerinin daha önce hiç tanık olmadıkları bir tarafıyla tanışıyor.

Savaştan sonra bir ıslahevinde yaşamını sürdüren Siggi Jepsen, Almanca dersi için "Görev Tutkusu" konulu makale yazmak zorunda olsa da hiçbir fikri yoktur. Ertesi gün bir hücreye kilitlendiğinde, İkinci Dünya Savaşı sırasındaki çocukluğunun anıları yeniden canlanmıştır: Polis memuru babası Jens Ole Jepsen, dost canlısı dışavurumcu ressam Ludwig Nansen'e 1943'te bir "profesyonel diskalifiye" (berufsverbot) getirmekle görevlendirilir. Siggi'nin, Nansen'in gözetimi konusunda babasına yardım etmesi gerekirken aksine babasına isyan eder, inatçı Nansen'ın yanında yer alır ve bazı yasak resimlerini saklaması sonucunda kendisinin akıl hastanesine gönderilmesine yol açar.

Juliana, temizlik görevlisi olarak iş bulunca, yaşadığı kenar mahalleden çıkarak Brezilya’nın kalabalık kentlerinden birine, Contagem’e taşınır. Kocasının yanına gelmesini beklerken yeni hayatına alışmaya çalışır, yeni insanlar tanıyarak hayata dair ufkunu genişletir.

Danimarka kırsalında yaşayan Kris ve birlikte yaşadığı kısmî engelli amcasıyla terk edilmiş bir çiftlik işletmektedir. İkilinin günlük rutinlere dayanan ilginç ama sevgi dolu ilişkilerinde kelimeler gereksizleşir. Baskın bir çalışma delisi ola Kris, amcasına karşı annelik içgüdüsüyle yaklaşıp aşırı koruyucu bir rol üstlenmiştir.

Veterinerlik alanına olan ilgisi çetrefilli bir doğum sırasında kurtardığı buzağıyla yeniden uyanan Kris, geveze veteriner Johannes ile arkadaşlık kurarak yavaş yavaş çiftlik dışındaki hayatı deneyimlemeye başlar. Aşk onun yoluna çıktığında, yaşamını değiştirecek olası bir soru da belirecektir.

Kaden, Kanada’da yaşayan, yitirdiği aşkının yasını tutan dünya çapındaki bir kayakla atlamacıdır. İş yerindeki yeni bir çalışanla yakınlaşan Khai ise, Şangay’daki bir firmanın üst düzey yetkilisidir. İki adam, hayatları arasındaki bağları bilmeden günlerini geçirmeye devam eder.

1980’ler, Gana. Atswei ve Boi çifti, ilk çocuklarını kucaklarına alma hayaliyle doğumun gerçekleşeceği memleketleri Akete’ye giderken haftada bir kez sefer yapan treni kaçırır. Bavullarıyla ortada kalan ve başka ulaşım yöntemlerinin peşine düşen Atswei ve Boi’un zamana karşı yarışı başlar.

Shola veya bilinen adıyla Rocks, küçük kardeşi Emmanuel ve bekâr anneleriyle birlikte Londra'daki bir sosyal konutta yaşamaktadır. Boş zamanlarını okul arkadaşlarıyla geçirmek üzere sûretiyle Rocks'ı serbest bırakan anne, bir gün eve döndüğünde hayâtını kökten değiştirecek bir şeyle karşılaşır; meşgul ve stresli kadın bir çocukla birdenbire kendi başına kalır.

Goldmund, babası tarafından Mariabronn Manastırı'nda eğitim almak üzere gönderilir ve orada öğrenci keşiş Narcissus ile tanışır. Manastırın münzevî ve sert yaşamına kendisini cân-ı gönülden adayan Narcissus, her ne kadar önceleri Goldmund tarafından taklit edilse ve kısa süre sonra ikisi arasında yakın bir dostluk gelişse de şamatayı ve eğlenceyi seven Goldmund, çok geçmeden manastırın sunduğu yaşam perspektifinin onun sâhip olduğu özgürlük fikirleriyle uyuşmadığını fark eder.

Narcissus tarafından cesaretlendirilen Goldmund, sonunda büyük aşkı Lene ile tanışacağı macera dolu bir yolculuğa çıkar. Ancak yıllar sonra Narcissus ve Goldmund, dramatik koşullar altında yeniden karşılaşacaktır.

Telefonundaki bir uygulama aracılığıyla %97 aşk eşleşmesinin yakınlarında olduğunu keşfeden Bert, metro treni son istasyona varmadan onu bulabilecek midir?

"12 yıl boyunca, Himalayalar'daki kutsal mağaralarda modern insanın asla hayal edemeyeceği koşullar altında meditasyon yaparak nirvanaya erişen Milarepa, daha sonra çok değerli öğrenciler yetiştirmiştir. Öğrencilerinin büyük bir bölümünün aydınlandığı söylenilir. Buna, Tibet'in en meşhur kadın evliyaları da dâhildir."

10 yaşındaki Tantri, hastahâne odasında geçirdiği günlerin birinde ikiz kardeşi Tantra ile fazla vakit geçiremeyeceğini fark eder çünkü duyularını bir bir kaybeden kardeşinin beyni zayıflamakta ve zamânının çoğunu yatakta geçirmeye başlamıştır. Dolayısıyla Tantri yakın zamanda hayatla yalnız başına yüzleşeceğini kabul etmek zorundadır. Bu durum onun zihninde yeni bir şey uyandırır: Gece yarıları rüyâlarından sürekli uyanır ve Tantra'yı görmeye devam eder.

Gece artık onların oyun alanı olmuştur. Tantri, beden ifadelerinin dâhil olduğu duygusal ilişkiyle büyülü bir yolculuk deneyimleyip kendini gerçeklik ile hayâl gücü, kayıp ve umut arasında bulur.

Luanda şehir merkezindeki eski bir binanın büyülü neo-gerçekçiliğinde gezinen olağanüstü bir hikâye...

Şehrin klimaları esrarengiz bir şekilde düşmeye başladığında, Matacedo (güvenlik görevlisi) ve Zezinha (hizmetçi) patronlarının klimasını kurtarma görevini üstlenir.

Bu görev onları su sızıntıları, çatlaklar, gürültülü jeneratör kabinleriyle dolu bir dünyanın içinden geçirecek ve mahallenin gizemli yarı terk edilmiş elektrik dükkânında umut ettirecektir.

Kongolu bir adam korkunç bir kazadan kaçar ve kendisini, kendisinin büyük bir kaderi olduğunu söylediği devrimci bir kampta bulur. Şimdi, korkular ve utancın yanı sıra muhteşem olasılıklarla da yüzleşmek zamanıdır.

Özel hayatındaki sorunlar ve iş hayatındaki son başarısızlıkların ardından iş insanı Harry Stoner'ı zor günler beklemektedir. Çevresini saran sorunlar ve şirketinin ufukta beliren iflâsı, Harry Stoner'ı sakin bir hayatın hayâlinden günbegün uzaklaştırır.

Artık tüm problemleri aşmak için geriye tek yol kalır ve bu çözüm de oldukça risklidir. Şirketinin deposunda yangın çıkararak sigorta şirketinden tazminat almayı planlayan Harry'nin iki günü vardır.

Cody'nin yazı, annesi Kathy ile çıkacağı yolculukla başlar; istikâmet, rahmetli teyzesinin eskiden yaşadığı evdir. Anne evi temizleyip satışa hazırlamakla meşgulken kendi yaşındaki diğer çocuklarla her zaman kolayca uyum sağlamayan tatlı, duyarlı çocuk, New York'un hiç bilmediği kasabasında kendi başına vakit geçirmek zorunda kalır.

Bu zorundalık Cody'yi, günlerini verandasında oturup arkadaşlarıyla tombala oynayarak geçiren yalnız ve huysuz savaş gazisi Del ile alışılmadık bir arkadaşlık geliştirmeye itince işler beklenmedik bir hâl alır.

Abidjan'daki ormanların ortasında, tutukluların hükmettiği MACA hapishânesine genç bir yankesici gönderilir. Kızıl ay doğarken, patron tarafından "hikâye anlatıcısı" belirlenen en yeni hapishâne üyesi Roman'ın hayatta kalmak için diğer mahkûmlara hikâye anlatması gerekmektedir.

Arkadaşlarının tropik ada düğününe katılmak için küçük bir uçakla seyahat eden çift, uçak pilotunun geçirdiği kalp krizinden sonra hayatları için savaşmak durumunda kalır.

Rachel Cameron, Connecticut'ın küçük bir kasabasında bir zamanlar babasına ait olan cenaze evinin yukarısındaki bir dairede dul annesiyle birlikte yaşayan, 35 yaşında, utangaç ve bekâr bir öğretmendir. Okul yaz tatiline girmiştir ve Rachel evde annesiyle tipik, sıkıcı bir yaz geçireceğini tahmin etmektedir. Bir diğer bekâr öğretmen ve en iyi arkadaşı Calla Mackie, onu, bir vaizin Rachel'ı İsa'nın sevgisine olan ihtiyacını ifade etmeye teşvik ettiği canlanma toplantısına katılmaya ikna eder. Rachel burada en yakın arkadaşıyla şok bir deneyim elde eder ve o günden sonra ondan kaçmaya başlar.

Rachel'ın şu anda The Bronx'taki bir şehir içi okulunda öğretmenlik yapan liseden sınıf arkadaşı Nick Kazlik kısa bir ziyaret için kasabaya gelir. Genç kız, Nick'i ilkin şiddetle terslese de en yakın arkadaşı Calla ile yaşadığı olayın akabinde yumuşar ve ilk cinsel deneyimini yaşar. Bu noktadan sonra Nick ile bir gelecek planlayan Rachel, istekleri etrâfında yaşamını şekillendirmeye çalışacaktır.

Álex ve Eva, yıllardır süren ilişkilerinden sonra birbirleriyle tanıştıkları İngiliz kırsal köyünde (Castle Combe) evlenmeye karar veren mutlu bir çifttir. Ancak beklenmedik bir sorun ortaya çıkar: Hava trafik kontrolörlerinin grevi, Álex ve misafirlerinin Eva'nın beklediği yere ulaşmasını engellemektedir.

Sudanlı dört erkek çocuk, Sahra Altı Afrika'da yıllarca güvenlik arayışı içinde dolaştıktan sonra Amerika'ya doğru yolculuğa çıkar.

Hayâtına dair hiçbir şey hatırlamayan genç Kaleche, kendini vahşi doğanın ortasında bulur ve henüz tanıştığı Thoma önderliğindeki grupla civardaki bir pansiyon olan Kati Kati'ye doğru ilerler. Burada kendisine öldüğünü ve bundan böyle Kati Kati'den ayrılamayacağını bildirirler. Genç kız, kısa süre sonra ölümden sonraki yaşamın eğlence ve oyundan ibâret olmadığını, gruptaki her üyenin hâlâ önceki yaşamlarından birer yük taşıdığını fark eder.

Düğünlerine sadece 10 gün kalan genç bir çiftin önünde birtakım engeller durmakta ve bu engellerin her biri şu ya da bu şekilde Yemen'deki iç savaşa (2015) dayanmaktadır.

Arjang, evlilik hayalleri kurduğu hayatının aşkı Roya'nın âilesiyle birlikte Amerika'ya taşınması sebebiyle yeni maceraya atılmak üzere ülkeyi sahte bir pasaportla terk etmek ister fakat patlak veren İran-Irak savaşında görev almak adına orduda görevlendirildiği için girişimi başarısızlıkla sonuçlanır. Nihâyet 50 yaşına geldiğinde Roya ile yolları yeniden kesişen Arjang, sevdiğini iki seçenek arasında bırakır: Ya İran'da kendisiyle kalmak ya da Amerika'ya geri dönmek.

2018 baharı, Suriye... Birçok sevdiğini kaybettikten sonra yalnızlığa düşen ünlü spiker, Halep'in kurtuluşunun ardından kızı Dina'yı ziyâret etmeye karar verir. Şam'dan başlayan bu yolculuk, aynı zamanda yaşamın ve insanların derinliklerine seyahat niteliği de taşıyacaktır.

Dünya çapındaki ani elektrik kesintisinin ardından, milyonlarca insan elektrik aramak için ülkeyi dolaşırken Tokyo'daki bir aile kaosa kapılır. Bir sararīman (aylıkla çalışan, bordrolu), onun ev hanımı eşi, üniversiteli oğulları ve liseli kızlarından oluşan aile, meydana gelen problemin sonucunda evin hanımının memleketi Kagoshima'ya doğru bisikletle yola çıkar.

Yıllardan 1938. Litvanya halkı bir yandan bağımsızlık gününü kutlarken bir yandan da ufukta yeni bir savaşın korkusu belirir. Genç bir uzman, ülkenin başkanına ulaşarak, savaş durumunda ülke halkının okyanusu geçip sığınmasını sağlayacak bir yedek ülke planıyla çıkagelir.

Ahmet Dirimlioğlu psikoloji temalı romanlar yazan bir yazardır. Yeni romanını yazabilmek adına ormanın içinde bir ev satın almıştır. Bir gece arabasıyla ormanın içindeki çeşmeden su doldurmaya gider. Dönüşte teybin ayarları ile uğraştığı dikkatsiz bir anında bir şeye çarpar. Ahmet etrafı araştırır; ama kazaya sebep olan şeyle ilgili hiçbir şey göremez. Ahmet'in zaten karışık olan zihni yaşadığı mahallenin keşmekeşliği ve mahallelinin kazadan haberdarmışçasına tavırları yüzünden daha da bulanıklaşacaktır.

Almanya’da işleri bir türlü istediği gibi gitmeyen Ayşe, annesinin hastalandığı haberini almasıyla Artvin’e gider. Annesi ölmeden önce Ayşe’ye annesinden yadigar arılığı emanet eder. Bir zamanlar dillere destan bal çıkaran arılık, yok olmanın eşiğine gelmiştir. Ayşe başta karşı çıksa da gönlü annesinin son isteğini reddetmeye izin vermez. Tuttuğunu koparan mizacıyla, çocukluğunun masalsı balını bir dünya markasına çevirme hayalini kısa sürede yaşam amacı haline getirir. Ancak Ayşe’nin hayalini hiç beklenmedik bir misafir bozacak, Ayşe’yi kaçınılmaz bir sürece sokacaktır.

The Burial of Kojo, babası ve amcası arasındaki çalkantılı ilişkiyi anlatan Esi’nin hikayesini konu ediyor. 7 yıl önce yaşanan bir trajedi iki kardeşin birbirine düşman olmasına neden olur. Bir kaza sonucu Kojo, kardeşi Kwabena’nın karısının ölümüne neden olur. O günden beri Kwebena, kazanın sorumlusu Kojo’dan intikam almayı planlar. Esi, babasının kurtarmak için kendisini macera dolu bir yolculuğun içinde bulur.

Kingdoms of Fire (Ateş Krallıkları), Osmanlı İmparatorluğu Padişahı I. Selim ile Memlûk Sultanı II. Tomanbay'ın mücadelelerini konu almaktadır.

Radikal bir ev hanımı olan Josefina, kendisini bir sahil kasabasında gönüllü biçimde sürgüne götüren bir tutku suçu işlemiştir. Burada yalnızlıkta huzur bulmaya çalışan Josefina, geçmiş aşklarıyla ve Molotof kokteylleriyle bir arada yaşarken ev rutininin içine dalacaktır.