6 Oscar adaylığı. 3 farklı ödül ve 9 adaylık.
TA Top 250: #89
Yönetmen:
Senaryo:
Ülke:
Rating:
Vizyon Tarihi:
01 Kasım 1960 (Türkiye)
Dil:
İngilizce, Almanca
Müzik:
Bütçe:
$3,000,000
Çekim Yeri:
Culver City, California, ABD
Nam-ı Diğer:
Getuige à charge
1370 kişi izledi 252 kişi izleyecek 102 kişinin favorisi 19 takip
Özet
Kalp krizi geçiren Sir Wilfrid Robarts'ın meslek hayatına bir süre ara vermesi ve dinlenmesi gerekmektedir. Ancak ünlü avukat Leonard Vole davasını duyunca mahkame salonuna geri döner. Vole, zengin bir dulu öldürmekle suçlanmaktadır ve işin en ilginç yanı karısı Christie'nin, savunma için değil, savcılık için tanıklık yapacak olmasıdır.
1957 yapımı olan ve Agatha Christie'nin hikayesinden beyazperdeye aktarılan Beklenmeyen Şahit, sinema tarihinin en iyi uyarlama senaryolarından birine sahip olmakla ve sürpriz bir finalle hatırlanır. | Gönderen: c1wanch
1957 yapımı olan ve Agatha Christie'nin hikayesinden beyazperdeye aktarılan Beklenmeyen Şahit, sinema tarihinin en iyi uyarlama senaryolarından birine sahip olmakla ve sürpriz bir finalle hatırlanır. | Gönderen: c1wanch
Yorumlar
![avatar](/images/avatars_thumb/81199382853cafe3795225.jpg)
Sadece sürpriz sonuyla değil, yaşlı avukat rolunü oynayan (ve bana göre en önemli rolü üstlenip filmdeki diğer iyi performansların yanında en iyi oyunculuğu sergileyen) Charles Laughton'la, konusuyla, gelişimiyle, atmosferiyle, akılda kalıcılığıyla bambaşka bir film. Diğer arkadaşların dediği gibi sinema tarihindeki en şaşırtıcı finallerden birine sahip. Ama sadece finali değil, finale kadarki gelişimi de bir an olsun soluk almanıza izin vermiyor. (Ya da mesleğim gereği mahkeme konulu filmler ilgimi çektiği için ben öyle düşünüyorum.)
Filmin sonu (hatta konusu) hakkında bir şeyler yazmaya çalışmak "spoiler" olabileceğinden, "spoiler" butonu içinde bile bir şeyler yazmak istemiyorum.
Ama kişisel bir görüş olarak şunu söylemek isterim:
Sonuç olarak "Beklenmeyen Şahit", sinema tarihindeki en iyi filmlerden biri olarak (diğer listelerin dışında) benim gönlümdeki yerini de almış bulunuyor.
Filmin sonu (hatta konusu) hakkında bir şeyler yazmaya çalışmak "spoiler" olabileceğinden, "spoiler" butonu içinde bile bir şeyler yazmak istemiyorum.
Ama kişisel bir görüş olarak şunu söylemek isterim:
Sürprizbozan: Göster
Sonuç olarak "Beklenmeyen Şahit", sinema tarihindeki en iyi filmlerden biri olarak (diğer listelerin dışında) benim gönlümdeki yerini de almış bulunuyor.
![avatar](/images/avatars_thumb/208363029595248470cdb0.png)
Şaşırtan sonu filan geçtim, Wilder yine filminde bir çok şeyi bir birine karıştırarak çok iyi işlemiş.
Kendi ölüm mahkemesinin sonucunu bekleyen adam, bir yandan onu yüzsüz gibi öldürmek isteyen birileri, diğer yandan da onu kurtarmak isteyen birileri, başka bir yandan yalan söyleyip söylemediği belli olmayan kurana yemin etmiş tanıklar. Alman birine gönderilen propaganda mesajları filan gerçekten güzel bir filmdi.
Sadece sonu için değil, bu kadar mükemmel olan bir senaryonun nasıl böyle inandırıcı bir şekilde işlenişini görmek için izleyin.
Kendi ölüm mahkemesinin sonucunu bekleyen adam, bir yandan onu yüzsüz gibi öldürmek isteyen birileri, diğer yandan da onu kurtarmak isteyen birileri, başka bir yandan yalan söyleyip söylemediği belli olmayan kurana yemin etmiş tanıklar. Alman birine gönderilen propaganda mesajları filan gerçekten güzel bir filmdi.
Sürprizbozan: Göster
Sadece sonu için değil, bu kadar mükemmel olan bir senaryonun nasıl böyle inandırıcı bir şekilde işlenişini görmek için izleyin.
Witness for the Prosecution Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
23.976
178
AdiT / AMIABLE / BiRD / Ozlem / RARBG / TRiM / WiKi / x0r
6 yıl önce
İşitme Engelliler İçin
1
23.976
18
![işitme engelliler için işitme engelliler için](/images/isitme.png)
6 yıl önce
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Hizmetçi
(2016)Tutsak
(2013)İçerideki Adam
(2006)Trans
(2013)Rasomon: Sarı Irkın Şehveti
(1950)Kirli İşler
(2002)
Forumdan Benzer Başlıklar
- Film İncelemeleri - serdardemirkiran
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (12,962)
Tarot (483)
Mad Max: Fury Road (276)
Dune: Part Two (239)
The Fall Guy (229)
Håndtering av udøde (154)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (150)
Spoorloos (132)
The Gangster, the Cop, the Devil (118)
Godzilla x Kong: The New Empire (106)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (5,189)
The Acolyte (971)
Evil (884)
Young Sheldon (153)
Supernatural (143)
True Detective (131)
Halo (130)
Outlander (129)
From (119)
Sugar (118)
1957 yapımı dramatik gerilim filmi “Witness For the Prosecution” dilimize tam karşılığı ile “Savcılık Makamının Tanığı” olan, bizimse “Beklenmeyen Şahit” adıyla bildiğimiz Agatha Christie’nin 1925’te yazdığı aynı adlı kısa hikayesinden uyarlanmış, senaryosunu Billy Wilder ile Harry Kurnitz’in birlikte yazdıkları çok kaliteli bir mahkeme drama filmi.
Film, En İyi Film ve En İyi Yönetmen dahil olmak üzere tam 6 dalda Oscar’a, 5 dalda da Altın Küre’ye ve BAFTA’ya aday gösterildi, ancak o yılın neredeyse tüm ödüllerini toplayan David Lean’ın “Kwai Köprüsü / The Bridge on the River Kwai” filmine kaptırdı. Aynı yılın bir diğer mahkeme filmi “12 Kızgın Adam”la sürekli mukayese edildi.
Film, kendisinden yaşlı dul bir kadını öldürmekle suçlanan genç bir adamın hikayesi. Tabi kendisinden yaşlı Alman eşi ile adamı savunan yaşlı ve tecrübeli avukatı unutmadan, film genç adam kadar onlarında başrolde oldukları bir drama.
Bu film aynı zamanda ünlü oyuncu Tyrone Power’ın son filmi olmuştur. Filmden yaklaşık bir yıl sonra ölen Tyrone Power (1914-1958) günümüz kuşağının tanıdığı Romina Power’ın babasıydı.
Hemşire rolündeki Elsa Lanchester, gerçek hayatta Charles Laughton’ın eşiydi.
Film olay örgüsü, yapısı olarak Alfred Hitchcock filmlerini hatırlatmaktadır. Hitchcock’un kendisi de bir röportajında pek çok insanın bu filmin Billy Wilder’ın değilde kendisinin çektiğinin sanıldığını söylemiştir. Film aynı yıl çevrilen, “12 Kızgın Adam”ın gölgesinde kalmış, onun popülaritesine maalesef ulaşamamıştır.
Film yıllar sonra 1982 de bir TV filmi olarak Alan Gibson yönetiminde çekilmişti. Ralph Richardson, Deborah Kerr, Beau Bridges ve Diana Rigg oynamışlardı. O da fena değildi ama bu orjinali bambaşka..Film günümüzde de en iyi mahkeme filmleri arasında gösterilmektedir.
Son derece sürprizli bir son içeren bu mahkeme geriliminin sonunda yazılar akarken duyulan dış seste “ BU FİLMİN YAPIMCILARI FİLMİ HENÜZ İZLEMEMİŞ DOSTLARINIZIN DA ZEVK ALABİLMELERİ İÇİN FİLMİN SONUNDAKİ SIRRI KİMSEYE AÇIKLAMAMANIZI ÖNERİR” diyerek ricada bulunur. Zaten zamanında filmin tanıtım sloganı da “Böylesine meraklı bir gerilim ancak 50 yılda bir görülür!” şeklindeydi. Filmin sonundaki bu uyarıya sadık kalarak genel hatlarıyla çok fazla detaya girmeden hikayesini anlatmak gerekiyor. İngiliz yargısının tanınmış ve tecrübeli ismi Sir Wilfrid Roberts (C. Laughton) ın sağlık sorunları nedeniyle yatmış olduğu hastaneden, onun her şeyine karışan hemşire Miss Plimsoll (E. Lanchester) ile birlikte tartışmalar içinde eve dönüşlerini izleyerek açılıyor film. Esprili diyaloglarla süren film, hem bizi filme hazırlıyor hemdeWilfrid’e alışmamızı. Ardından filmin içerdiği davayı öğreniyoruz. Wilfrid’in hukuk danışmanı olan arkadaşı, yanında Leonard Vole (T. Power) birlikte avukatın ofisine gelirler. Yaşlıca bir kadın evinde öldürülmüştür ve genç pazarlamacı (yumurta karıştırıcı) Vole bir numaralı şüphelidir. Sağlık nedeniyle Wilfrid arkadaşı Brogan-Moore (J.Williams) ın davaya bakacağını söyler ama yine de Vole’u evinde iyice bir sorgular. Wilfrid’in evine gelen polisler Vole’u tutuklarlar. Bundan sonrasını anlatmak filme zarar verir diyorum ve kesiyorum, gerçi filmin finale gidene kadar şekilden şekile girip, defalarca gidiş yönünden dönüşler yaptığını da belirtmem lazım.
Heyecanla seyrederken pek repliklere dikkat edip not alamıyorsunuz ama yinede; Leonard Vole’un “Bu olaydan öğrendiğim bir şey varsa o da kadın şapkası vitrinlerine bakmamaktır” sözü. Christine Vole’un “Umarım jüri üyelerinin tümü kadındır, o zaman kocamın mahkemeden omuzların üzerinde çıkacağına eminim” sözleri aklımda kalanlar.
Sinema tarihinin en iyi filmleri arasında gösterilebilecek olan film, Billy Wilder ustanın elinden çıkmış (bence beğenilmeyecek filmi bulunmayan ve “keşke bir 50 yıl daha yaşasaydı, bize daha ne filmler sunardı?” dediğim) olduğunu, müthiş oyunculuklar barındırdığını, Charles Laughton, Marlene Dietrich, Tyrone Power, Elsa Lanchester gibi oyuncuları bir arada izlemenin ve sizleri şaşkına çeviren senaryosuyla, sürprizli finali ile (önceden bilinmemesi durumunda çok ama çok daha fazla keyif alacağınızı içeriğe sahip olduğunu) kaçırmaması gereken filmlerden olduğunu, tekrar seyredildiğinde bile kendisini izlettirebilen, hele hele daha önceden görmemişseniz bulunmaz bir hazine olduğunu belirtir, İyi seyirler dilerim. Mutlaka izleyin…