Giriş Kayıt
En çok beğenilen yorumlar
default avatar
(61) -
Pedro Almodovarın yeni filmi ''acı ve zafer'' dolor y gloria başrollerinde Antonio Banderas ve Penelope cruz'un oynadığı almodovarın hayatından da izler taşıyan bir film.

Filmde bir yönetmenin hayatından kesitler ve çocukluk yıllarından beri yaşadığı olayları paralel bir biçimde izliyoruz. hayattan artık bnalmış ve varoluş sıkıntısı yaşayan bir adamın iç sıkıntısını ve geçmişi ile olan bağı güzel bir şekilde anlatıyor. Salvador mallo adlı bu yönetmenin çevresiyle yaşadığı ve cinsel geçmişine kadar ki konular işleniyor. almodar her filminde olduğu gibi yine renkleri ve sinematografisi harikaydı. bu filmde ise almodavar kırmızısı denilen tarzını artık ustalık derecesine çıkarmış. karakterin ruh haline ve yapısına uygun renkler ile donatılmış bir görsel şölen nitelğinde... film aynı zamanda fellini'nin sekizbuçuk filminden esinlenildğinide belirteyim. karakterin geçmişinde ispanyanın sosyolojik yapısına ve tarihine azda olsa dokundurmayı ihmal etmemiş.

Kadınların yönetmeni olarak bilinen almodovar bu sefer filmde kadın karakterleri üzerinde fazla yoğunlaşmadığını söylemek gerek. yarı otobiyagrafik öğeler barındıran bu film sanatın tüm dallarınına bir saygı duruşu aslında almodovar kendi kişisel zevlerini bize göstermekten hiç çekinmiyor. oyunuculuklarda ise cannes film festivalinde en iyi erkek oyuncu ödülünü alan banderas gerçekten harikaydı. role tam oturmuş penelope cruz ise kendisine çok yakışan masum anne rolü ile karşımıza çıkıyor. film ispanyanın oscar adayı yabancı dilde film oscarını kazanması sürpriz olacağını sanmıyorum.

sonuç olarak Almodovar'ın bu son filmi kesinlikle görülmeye değer otobiyografik öğeler taşıyan bir sinema örneği. almodovarın hem sinemaya hem kendi anılarına olan bir aşk mektubu gibi omuş. fazlacısıyla cesur, zarif, renkli ve duygusal...
puanım: 7/10
7


avatar
(3699) -
Çok öyle uzun uzun anlatılacak ve yazılacak bir şey yok aslında film hakkında. Beni çok sarmadı ve seyrettiğim için bir hazda almış değilim. Seyretmeseniz bile bir şey kaybetmeyeceğiniz bir film olduğunu düşünüyorum.
4


avatar
(1162) -
“Dolor y gloria / Pain and Glory”, hikâyesini de yazan Pedro Almodóvar’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

22 Mart 2019 tarihinde İspanya’da vizyona giren ve “Palme d'Or / Altın Palmiye” ödülü için yarıştığı 72. Cannes Film Festivalinde Antonio Banderas’a “En İyi Erkek Oyuncu”, Alberto Iglesias’a da “En İyi Besteci” ödüllerini kazandıran filmin, 7.7/10 (16.089 oy) ve 4.4/5 (155 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.3/10 (219 yorum) ve 88/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, son derece etkileyici…

Ama biz yine de, 92. Academy Ödüllerinin “En İyi Uluslararası Uzun Metrajlı Film” kategorisinde yarışmak üzere İspanya’nın giriş adayı olan bu filmi her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun için de; Antonio Banderas’ın kendi klasik kalıplarını aşarak, Almodóvar’ın anlattığı hikâyeye yakışan tarzda birinci sınıf bir oyunculuk sergilediği filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, giriş adaylığı aşamasını kolaylıkla geçerek büyük sinema ustası David Lynch’e “Onur Ödülü” nün de verileceği 9 Şubat 2020 Pazar akşamı, Hollywood Dolby Tiyatro’da yapılacak olan Academy Ödülleri töreninin Oscar heykelciğine en yakın adaylarından biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Elbette bizimkisi, sadece iyimser (ama filmi izleyen herkesin bizim kadar gerçekçi bulacağına inandığımız) bir tahmin… İşin doğrusunu ise, 13 Ocak 2020 Pazartesi günü ödüller için yarışmaya hak kazanan adayların isimleri açıklandığında hep birlikte öğrenmiş olacağız…

Flashbacklerle anılara yolculuklar yapılan filmde, Ian Freer’ın Empire’daki 22 Ağustos 2019 tarihli yorumunda yazdığı gibi, daha başlar başlamaz, derede Flamenko söyleyerek çamaşır yıkayan köylü kadınları mizanseni ile Fellini vari görüntülerle karşı karşıya kalıyorsunuz… Sonrasında bu görsel ziyafet, kasabadaki muhteşem havai fişek gösterisi ile de devam ediyor… Bu arada yeri gelmişken, Fellini’nin de başrollerinde Marcello Mastroianni ve Claudia Cardinale’nin oynadıkları 2 Academy ödüllü “8½” (1963) isimli otobiyografik bir film çektiğini de hatırlatmış olalım…

Almodóvar, Marilyn Monroe ve “West Side Story” (1961) filminin unutulmaz yıldızı Natalie Wood üzerinden 50’liler ile 60’ların Hollywood filmlerine göndermelerde bulunmayı da ihmal etmemiş… Fakat kim ne derse desin filmin geçmiş dönem sinemasına dair en çarpıcı repliği küçük Salvador’un (Asier Flores) annesine (Penélope Cruz) sorduğu, birbirleriyle hiç bir alakası olmayan, “Liz Taylor, Robert Taylor’un çoraplarını onarır mı?” sorusu olmuş…

Muhtemelen, saygı duruşu niteliğindeki geçmişe özlem de içeren bu sahneler, Academy ödülleri jürisinin gözünden de kaçmayacaktır…

Tabii ki, filmde etkileyici olan sahneler bunlarla sınırlı değil… 1960’ların Valencia’sındaki bir kasabada yer alan kireç badanalı bir mağara ile o mağaranın girişindeki boncuklu kapı perdesi dâhil bir çeşit terapi gibi her an her yerde görmekten mutluluk duyacağınız inanılmaz bir renk cümbüşü kuşatıyor bu Almodóvar filmini…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; sıra dışı sinema dâhilerinin ellerinden çıkan nitelikli filmlere tutkun olan dostlara, “İspanya ve Avrupa sinemasının halen soluk almakta olan 'nadide' yönetmeninden biri olan Almodóvar’ın istisnasız bütün filmlerini önce arşivlerinize sonra da kronolojik bir sırayla izleme listelerinize almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde, "biz bayıldık", o yüzden de, “Çok iyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 8 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer halen izlemediyseniz olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan (hatta hiç takılmadan) Almodóvar sinemasının zirvesine oturmuş olan bu filme “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not:
Filmde Salvador karakterinin (Antonio Banderas) kullandığı apartman dairesi gerçek yaşamda Almodóvar’ın kendi evidir…
8


Yorumlar (29)
default avatar
(166) -
Sinema severler ikiye ayrılır.
1. Sinemanın bir sanat olduğunu düşünenler.
2. Sinemanın bir endüstri olduğunu düşünenler.

Eğer 2. grupta bir sinema severseniz bu film sizi çok ş'apmayabilir. Peşinen söyleyelim.

Sürprizbozan: Göster


#Almodovar, daha ölmeden kendi filmini kendi yapmaya karar vermiş. Nereden bakarasan bak, en hafif ifade ile küstahlık bu bence. Kişinin kendini kültleştirmesi değilse ne bu? Ama nedendir bilinmez, izletiyor film kendini. Bir daha izler miyim? Sanmam. Ama buna rağmen filmi izlemekten alıkoyamadım kendimi izlerken. Merak değil, başka bir şeydi bunu yaptıran bana ama neydi bilmiyorum.

Filme hayran kalmadım. Zira ben filmde en çok senaryo arayan bir sinema severim. Çekim teknikleri, renk seçimleri, açılar vs vs... Çok iyi olsa da ben sağlam bir senaryo arıyorum. Ve bu filmde o yoktu. Filmde hayran kalınacak en büyük şey bence #Banderas'ın karizmatik oyunculuğuydu. Zaten #PalmEDor almış bir oyunculuğa söz söyleyecek haddim yok.

Ama ana karakterin annesinin gençliğini #Cruz'a oynatıp, yaşlılığını Cruz'a hiç benzemeyen hatta boyu onun yarısı kadar bir kadına oynatmak büyük hataydı bu kadar iddialı bir film için.

İzlenebilir.

#iyiSeyirler.

Cevaplar (1)
default avatar
(6) -
Dostum annenin gençliğini oynayan Penelope ‘film içinde film’ deki bir karakter dolayısıyla yaşlı olan anne ile bir benzerliği olması gerekmiyor.
8


1
| Bildir


avatar
(882) -
Almodovar filmleri içinde en tatsız tuzsuz olanı bu film sanırım. Seyredeni alıp götürecek bir hikaye yok. Etkileyici düşündürücü değil. Hic beğenmedim.


avatar
(1418) -
Aslında ikilemde kaldım çünkü filmi izlerken düşündüklerim başkaydı, bittiğinde farklı oldu. Kötü bir film değil ama toz uyuşturucu görüntülerinin ve uyuşturucu kelimesinin çok kullanılması beni rahatsız etti. Genelde diyalog ağırlıklı, karanlık ve kasvetliydi. Pedofili iması da rahatsız ediciydi. Eşcinsellikle birlikte bu unsurların tümümün kullanılması acaba Oscar'a aday olabilmek için miydi diye düşündürmedi değil. Ben pek haz almadım bu filmden.
6


avatar
(691) -
"Hayat, işe yaramaz bir ilaç gibi midemi bulandırıyor..."

Son söyleyeceğimi başta söyleyeyim; eğer gerçek anlamda bir sinefil değilseniz, veya Almodovar sineması size özel birşeyler ifade etmiyorsa, bu filmden pek fazla şey beklemeyin. Ayrıca "hafif" de olsa homofobik falansanız, veya son zamanlarda bu temaların çok sık işlendiğini düşünüyorsanız, film sizi sinirlendirebilir bile. Bunları asla filme veya "size" eleştiri babında yazmıyorum. Yanlış adreste olmak kötüdür. İnsanın zamanını boşa harcadığı hissine kapılması gerçekten de hoş değildir. "Almodovar'ın otobiyografik izler taşıyan, renkli, kırmızılı filmi..." gibi cümleler doğrudur elbette ama, bunların birşeyler ifade edeceği insanlar için çok gerekli bile sayılmaz...

Herneyse...

Filmi izlerken uzun süre bu filmin "10" puanı hakettiğini düşündüm, çünkü tüm sinema sanatı açısından bakarsak tabii ki çok daha iyi filmler var ama, "bu adamın başyapıtı bu olsa gerek" diye düşünüyordum. İlerleyen dakikalarda beni rahatsız eden tek birşey oldu; o da Mallo'nun annesinin yaşlılığını oynayan oyuncu ile ilgili bence çok yanlış seçim. Julieta Serrano mavi gözlü ve kıvırcık saçlı, yani annenin gençliğini oynayan Penelope Cruz ile neredeyse hiç benzerliği yok. Cruz, bence çok isabetli bir seçimdi, o yüzden yaşlılığı için de ona benzeyen bir oyuncu bulunabilmeliydi. Bu arada Leonardo Sbaraglia da kısa ama etkileyici rolüyle göz doldurdu.

Özellikle Almodovar'ı sevenler için başından sonuna meditasyon gibi izlenecek, değerli bir film...
9


avatar
(3) -
Abartmaya gerek olmadığını düşünüyorum, bana hiç hitap etmedi ve seyretmiş olmak için seyrettim. Bence seyretseniz de olur seyretmeseniz de. Biraz vakit kaybı gibi görünüyor.
5


avatar
(6202) -
Öncelikle herkesin beğeneceği bir film değil.Çünkü düşük bir tempoda ilerleyen ve aksiyonu olmayan orta yaş sonrası bir erkeğin geçmişine bakışı ve tekrar canlandırması niteliğinde olan bir film. Fakat kendi adıma izlerken zamanın nasıl aktığını anlayamadığım ve yüreğimde biriken acı tatlı her şeyi hissettiren bir filmdi.Ayrıca Antonio Banderas'ın muhteşem performansının karizmatik oyunculuğunu izlemek de çok keyifliydi.Kısaca ben beğendim ama tavsiye etmek zor...
7


default avatar
(140) -
Almodóvar'in kendisini, ic cekismelerini, sevdiklerini, hayati anlattigi erken bir otobiografisi. Film cocuklugunu anlattigi bolumlerde Fellini vari bir kisilige donusuyor. Ispanyol sinemasini Italyan sinemasi ile harmanladigini sandigim bir yapida uzun ve yavas cekimlerle sanat filmi yapiyor. Bence Banderas hayatinin en iyi rollerinden birini hic sektirmeden oynuyor. Cok ozel bir oyuncu. Almodóvar hayranlari icin buyulu bir film. Sinema'da degil evde izlenecek ozel bir film.
6


avatar
(1723) -
maalesef almodovar bu sefer vasatı aşamamış, hikaye buhranlı, oyunculuk banderas dışında yok gibiydi, akıcılık ve tempo hep aynı levelde kaldı, ritmi arttıramadı, heyecan yaratamadı, daha iyi bir senaryo beklerdim ancak şanına yakışan bir film değil pedro üstadın, izlemesenizde birşey kaybetmezsiniz...
5


avatar
(1012) -
Şimdi bu yönetmen fazla şişirilmiş bir yönetmendir kendisi.Pedro Almodovar ismi kulaklara havalı çarpar sadece.Yıllardan beri film çeker elle tutulur bir filmi İçinde Yaşadığım Deri.Her sakallı dedem olmadığı gibi her İspanyol yönetmen de iyi değildir aslında.Bir tanesi var ki o da İnarritu 'dur.Gerçekten sinema dili aşırı gelişkindir.Bazı filmler uyuşturucu kullanmayı özendirici diye sınıflandırılıyor.Bu kesinlikle o sınıftadır.Daha küçücük çocuğun zihninde oluşmuş gibi gösterdiklerini de hiç saymıyorum.
2


avatar
(1031) -
Tamamen boş vakit kaybı bir film. Konu yok, hareket yok, tekdüze giden ve konuşmaya dayalı bir kurgu. En İyi Erkek Oyuncu (Antonio Banderas), En İyi Orijinal Senaryo ve En İyi Yabancı Dilde Film (İspanya) dallarında Oscar aday adayı maalesef. Vaktimiz değerlidir, vaktimizi ziyan etmeyelim... 2/10...
2


avatar
(3699) -
Çok öyle uzun uzun anlatılacak ve yazılacak bir şey yok aslında film hakkında. Beni çok sarmadı ve seyrettiğim için bir hazda almış değilim. Seyretmeseniz bile bir şey kaybetmeyeceğiniz bir film olduğunu düşünüyorum.
4

Cevaplar (2)
avatar
(40) -
teşekkürler. beni zaman kaybından kurtardınız. Gülücük


0
| Bildir
avatar
(40) -
Bu filme zaman kaybı tabirini yakıştırmak bence büyük haksızlık ama siz bilirsiniz Gülücük
8


1
| Bildir


avatar
(1162) -
“Dolor y gloria / Pain and Glory”, hikâyesini de yazan Pedro Almodóvar’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

22 Mart 2019 tarihinde İspanya’da vizyona giren ve “Palme d'Or / Altın Palmiye” ödülü için yarıştığı 72. Cannes Film Festivalinde Antonio Banderas’a “En İyi Erkek Oyuncu”, Alberto Iglesias’a da “En İyi Besteci” ödüllerini kazandıran filmin, 7.7/10 (16.089 oy) ve 4.4/5 (155 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.3/10 (219 yorum) ve 88/100 (41 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, son derece etkileyici…

Ama biz yine de, 92. Academy Ödüllerinin “En İyi Uluslararası Uzun Metrajlı Film” kategorisinde yarışmak üzere İspanya’nın giriş adayı olan bu filmi her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak inceleyecek ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun için de; Antonio Banderas’ın kendi klasik kalıplarını aşarak, Almodóvar’ın anlattığı hikâyeye yakışan tarzda birinci sınıf bir oyunculuk sergilediği filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, giriş adaylığı aşamasını kolaylıkla geçerek büyük sinema ustası David Lynch’e “Onur Ödülü” nün de verileceği 9 Şubat 2020 Pazar akşamı, Hollywood Dolby Tiyatro’da yapılacak olan Academy Ödülleri töreninin Oscar heykelciğine en yakın adaylarından biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Elbette bizimkisi, sadece iyimser (ama filmi izleyen herkesin bizim kadar gerçekçi bulacağına inandığımız) bir tahmin… İşin doğrusunu ise, 13 Ocak 2020 Pazartesi günü ödüller için yarışmaya hak kazanan adayların isimleri açıklandığında hep birlikte öğrenmiş olacağız…

Flashbacklerle anılara yolculuklar yapılan filmde, Ian Freer’ın Empire’daki 22 Ağustos 2019 tarihli yorumunda yazdığı gibi, daha başlar başlamaz, derede Flamenko söyleyerek çamaşır yıkayan köylü kadınları mizanseni ile Fellini vari görüntülerle karşı karşıya kalıyorsunuz… Sonrasında bu görsel ziyafet, kasabadaki muhteşem havai fişek gösterisi ile de devam ediyor… Bu arada yeri gelmişken, Fellini’nin de başrollerinde Marcello Mastroianni ve Claudia Cardinale’nin oynadıkları 2 Academy ödüllü “8½” (1963) isimli otobiyografik bir film çektiğini de hatırlatmış olalım…

Almodóvar, Marilyn Monroe ve “West Side Story” (1961) filminin unutulmaz yıldızı Natalie Wood üzerinden 50’liler ile 60’ların Hollywood filmlerine göndermelerde bulunmayı da ihmal etmemiş… Fakat kim ne derse desin filmin geçmiş dönem sinemasına dair en çarpıcı repliği küçük Salvador’un (Asier Flores) annesine (Penélope Cruz) sorduğu, birbirleriyle hiç bir alakası olmayan, “Liz Taylor, Robert Taylor’un çoraplarını onarır mı?” sorusu olmuş…

Muhtemelen, saygı duruşu niteliğindeki geçmişe özlem de içeren bu sahneler, Academy ödülleri jürisinin gözünden de kaçmayacaktır…

Tabii ki, filmde etkileyici olan sahneler bunlarla sınırlı değil… 1960’ların Valencia’sındaki bir kasabada yer alan kireç badanalı bir mağara ile o mağaranın girişindeki boncuklu kapı perdesi dâhil bir çeşit terapi gibi her an her yerde görmekten mutluluk duyacağınız inanılmaz bir renk cümbüşü kuşatıyor bu Almodóvar filmini…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; sıra dışı sinema dâhilerinin ellerinden çıkan nitelikli filmlere tutkun olan dostlara, “İspanya ve Avrupa sinemasının halen soluk almakta olan 'nadide' yönetmeninden biri olan Almodóvar’ın istisnasız bütün filmlerini önce arşivlerinize sonra da kronolojik bir sırayla izleme listelerinize almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde, "biz bayıldık", o yüzden de, “Çok iyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 8 verdiğimiz bu film için önerimiz de, eğer halen izlemediyseniz olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan (hatta hiç takılmadan) Almodóvar sinemasının zirvesine oturmuş olan bu filme “mutlaka bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not:
Filmde Salvador karakterinin (Antonio Banderas) kullandığı apartman dairesi gerçek yaşamda Almodóvar’ın kendi evidir…
8

Cevaplar (3)
default avatar
(51) -
Hocam yorumların resmen, bir akşamda götürülen 70'lik rakı gibi. İçmeyi bileni mest ediyorsun. Ellerine sağlık.
8


1
| Bildir
default avatar
(203) -
Farkınızı yine göstermişsiniz. Sitenin en ihtiyarlarından biri olarak kutluyorum.


0
| Bildir
avatar
(1162) -
Teşekkürler...
8


0
| Bildir


avatar
(806) -
Yönetmen ve oyuncu kalitesi ile filme kolaylıkla giriyor ve filmi sonuna kadar keyifle izliyorsunuz.Zaten filmi her karesi ve renkleri özenle hazırlanmış.Çocukluk anıları ve yetişkinlerin güncel hayatları arasında turluyor, insanın yaşamın başlangıcındaki heyecanı ile yetişkinliğindeki tatmin olmuş, olgun ancak isteksiz duyguları arasında mukayese yapıyorsunuz.Pek çok yönü ile güzel bir film olmasına rağmen izleyenlerin bir bölümü için olağan bir hayatın sunumundan da ibaretmiş gibi gelebilir.Özellikle çocukluk dönemine yani çoğunlukla İspanyol Çingenelerinin yaşadığı mağara evlerden ibaret mahallelerdeki olayların anlatıldığı bölümler özgün ve güzel.
7


avatar
(34) -
andre bazin çok güzel özetlemiş.Banderas'a 10 puan verdim.Penelope varsa ben ayrıca o filme pozitif bakıyorum.Kadın sinema için yaratılmış bana göre.
8


default avatar
(40) -
8 1/2 filmini elli defa izledim. Bu filmi bir daha izlemem. Banderas çok iyi oynamış orası ayrı.


default avatar
(1) -
almadovarın ego tatmini. planlar güzel, teknik güzel ama hiç bir şey veremiyor izleyene.


default avatar
(2) -
Oyunculuk konusunda çok başarılı,senaryo görsel zenginlik ve gerçek hayattan kesitler barındırması bu filmi başarılı kılmış.yılın ses getirmeye ve Banderas'a oyunculuk anlamın da ödül verilmesine aday filmlerden. sanırım öyle de olacak..
10


default avatar
(73) -
Pedro Almodovar çok özgün bir sinemacı. Daha önceki bir çok filmi muhakkak harika. Ama bu son filmi bende çok fazla heyecan uyandırmadı. Bir çok kişi eminim çok beğenmiştir ama bence orta halli diğer çok iyi Pedro Almodovar filmlerinin biraz gerisinde bir film.
5


default avatar
(26) -
Banderas oynamamış , yaşamış resmen! Film bittiğinde bir an için kendimi tiyatroda sandım....
8


avatar
(234) -
Kırmızılar ve yeşiller eşliğinde su gibi akıp giden bir film. Banderas kusursuz bir oyunculuk sergiliyor...
9


‹ Önceki 1 2 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film