Yorumlar (66)
yilmaz34 (55) - 5 yıl önce
2019'un en güzel sürprizi oldu benim için.Evliliğe getirdiği ironi,zengin sınıfa attığı bakış ve birbirinden ilginç karakterleriyle 90 dakika boyunca zevke boğuldum diyebilirim.Korku-komedi ve Samara Weaving birbirleri için yaratılmış.Babysitters'dan sonra yine çok eğlenceli ve bol kanlı bir filme bir kez daha beni benden aldı.Türü sevenlerin çok keyif alacağına inanıyorum
8
Htmakina (3699) - 5 yıl önce
Filmin bazı sahnelerinde acaba yönetmen Tarantino mu diye düşündüm. O kadar abartılı sahneler var ki anlatamam. Ama gel gör ki konunun çekiciliği ve şimdiye kadar işlenmemiş olması izlenebilirliğini artırıyor. Baş rol karakterini bebek bakıcısı filminden de tanıyoruz zaten. O filmde de abartılı sahneler mevcuttu. Neyse hevesinizi kırmayayım. Filmin biraz gideri var, iyi seyirler.
5
dammak (1162) - 5 yıl önce
Senaryosu, Guy Busick ve Ryan Murphy tarafından yazılan “Ready or Not”, Matt Bettinelli-Olpin ve Tyler Gillett ikilisinin yönetmen koltuğunda oturdukları bir gerilim filmi…
Dünya prömiyeri, 27 Temmuz 2019’da Fantasia Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 21 Ağustos 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.9/10 (41.169 oy) ve 4.0/5 (5.333 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (273 yorum) ve 64/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, nitelik olarak “iyi” ile “orta karar” arasında gidip gelen bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de, çekimleri 26 günlük bir süre içerisinde Toronto’daki (Ontario) Casa Loma, Sunnybrook Park ve Claireville Koruma alanı ile Oshawa’daki (Ontario) Parkwood Estate’de gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, 6 milyon dolar gibi oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çekilen ve (kişisel twitter hesaplarındaki mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla) Stephen King ile Guillermo del Toro’nun da beğenisini kazanmanın ötesinde 57.4 milyon dolarlık bir gişe hasılatına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; eğer James DeMonaco’nun yaratıcısı olduğu “The Purge” serisi filmleri ile TV dizisini sevdiyseniz ve bunların bir de (spoiler vermiş olmamak için ayrıntılarını yazamayacağımız “minik parodiler” tarzındaki) “dark comedy / kara mizah” ile harmanlanmış değişik bir sinema versiyonunu da izlemek istiyorsanız karşımızdakinin, tam da size göre bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Filmin yorumuna devam etmeden, isterseniz sözünü ettiğimiz şu “The Purge” serisinin ana temasını kısaca bir hatırlayalım:
İşin özü, gecenin bir yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden 12 saatlik süre içinde insan öldürmenin tamamen serbest oluşuydu… Bunun içinde, tek dertleri korunmak olan insanlar, bütün kapı ve pencerelerini dış dünyaya kapattıkları evlerine yahut da ev olarak da kullandıkları işyerlerine sığınıyorlardı… Ta ki, eli silahlı bir veya birkaç manyak bir yolunu bulup oralara sızıncaya kadar… Artık ondan sonrasında o ev, tam anlamıyla bir can pazarına dönerken, bir yolunu bulup da kaçabilen içinse macera, gün ağarana kadar dış mekânlarda devam ediyordu…
Elbette, şimdilik 4 sinema filmi (“The Purge 5” – 2020 yolda) ve 2 sezonluk TV dizisinden oluşan projede ilgi çekici daha pek çok farklı hikâye var… Fakat o hikâyeleri, o filmlerin veya dizilerin yorumlarında daha detaylı inceleyeceğimiz için buradaki “The Purge” faslına son noktayı koyuyoruz… Zira bu kadarlık hatırlatma ile dahi yorumumuz sonrasında filmi izleyeceklere, “Doğru be ya!” dedirteceğimize inanıyoruz…
Bu film için spoiler vermeden söyleyebileceğimiz son şey, farkında olmadan tuzağa düşürülen bir “av” ile “avcıları” arasındaki, sonu sürprizlerle dolu benzer bir can pazarının kocaman bir malikânenin (Parkwood Estate) içinde devam ettiği olacak…
Oyuncu kadrosuna baktığımızda dikkatimizi çeken üç isim var…
Tabii ki bunlar, başroldeki Grace karakterini canlandıran Samara Weaving ve evin annesi Becky Le Domas’ı oynayan Andie MacDowell ile Peter Debruge’un da Variety’deki 13 Ağustos 2019 tarihli yorumunda isabetle belirttiği biçimde, Helen hala rolünde, Tim Burton’un “Dark Shadows” (2012) filminden fırlamışçasına bir performans sergileyen Nicky Guadagni…
Aslında Quentin Tarantino ve (bir ara Samara Weaving, “Ash vs Evil Dead”in 2015 – 2018 Ash’i edasıyla dolanmaya başladığı için) Sam Raimi’ye nazire yaparcasına, her tarafından kan ve et parçacıkları fışkıran filme dair yazılıp söylenecek daha pek çok şey var… Ancak onları keşfetme işini, daha önce de yaptığımız gibi yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar verenlere bırakalım istedik…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez, standart kalıplar dışında kalan filmleri de izlemeyi seven sinemasever dostlara, “Bünyesindeki iç içe geçmiş kategorileri ‘düğün çorbası’ kıvamında harmanlayarak sunan bu türden filmleri de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
6
Dünya prömiyeri, 27 Temmuz 2019’da Fantasia Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 21 Ağustos 2019 tarihinde Amerika’da vizyona giren filmin, 6.9/10 (41.169 oy) ve 4.0/5 (5.333 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.2/10 (273 yorum) ve 64/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, nitelik olarak “iyi” ile “orta karar” arasında gidip gelen bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de, çekimleri 26 günlük bir süre içerisinde Toronto’daki (Ontario) Casa Loma, Sunnybrook Park ve Claireville Koruma alanı ile Oshawa’daki (Ontario) Parkwood Estate’de gerçekleştirilen bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, 6 milyon dolar gibi oldukça mütevazı sayılabilecek bir bütçeyle çekilen ve (kişisel twitter hesaplarındaki mesajlardan anlaşıldığı kadarıyla) Stephen King ile Guillermo del Toro’nun da beğenisini kazanmanın ötesinde 57.4 milyon dolarlık bir gişe hasılatına da ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; eğer James DeMonaco’nun yaratıcısı olduğu “The Purge” serisi filmleri ile TV dizisini sevdiyseniz ve bunların bir de (spoiler vermiş olmamak için ayrıntılarını yazamayacağımız “minik parodiler” tarzındaki) “dark comedy / kara mizah” ile harmanlanmış değişik bir sinema versiyonunu da izlemek istiyorsanız karşımızdakinin, tam da size göre bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Filmin yorumuna devam etmeden, isterseniz sözünü ettiğimiz şu “The Purge” serisinin ana temasını kısaca bir hatırlayalım:
İşin özü, gecenin bir yarısı başlayan ve sabaha kadar devam eden 12 saatlik süre içinde insan öldürmenin tamamen serbest oluşuydu… Bunun içinde, tek dertleri korunmak olan insanlar, bütün kapı ve pencerelerini dış dünyaya kapattıkları evlerine yahut da ev olarak da kullandıkları işyerlerine sığınıyorlardı… Ta ki, eli silahlı bir veya birkaç manyak bir yolunu bulup oralara sızıncaya kadar… Artık ondan sonrasında o ev, tam anlamıyla bir can pazarına dönerken, bir yolunu bulup da kaçabilen içinse macera, gün ağarana kadar dış mekânlarda devam ediyordu…
Elbette, şimdilik 4 sinema filmi (“The Purge 5” – 2020 yolda) ve 2 sezonluk TV dizisinden oluşan projede ilgi çekici daha pek çok farklı hikâye var… Fakat o hikâyeleri, o filmlerin veya dizilerin yorumlarında daha detaylı inceleyeceğimiz için buradaki “The Purge” faslına son noktayı koyuyoruz… Zira bu kadarlık hatırlatma ile dahi yorumumuz sonrasında filmi izleyeceklere, “Doğru be ya!” dedirteceğimize inanıyoruz…
Bu film için spoiler vermeden söyleyebileceğimiz son şey, farkında olmadan tuzağa düşürülen bir “av” ile “avcıları” arasındaki, sonu sürprizlerle dolu benzer bir can pazarının kocaman bir malikânenin (Parkwood Estate) içinde devam ettiği olacak…
Oyuncu kadrosuna baktığımızda dikkatimizi çeken üç isim var…
Tabii ki bunlar, başroldeki Grace karakterini canlandıran Samara Weaving ve evin annesi Becky Le Domas’ı oynayan Andie MacDowell ile Peter Debruge’un da Variety’deki 13 Ağustos 2019 tarihli yorumunda isabetle belirttiği biçimde, Helen hala rolünde, Tim Burton’un “Dark Shadows” (2012) filminden fırlamışçasına bir performans sergileyen Nicky Guadagni…
Aslında Quentin Tarantino ve (bir ara Samara Weaving, “Ash vs Evil Dead”in 2015 – 2018 Ash’i edasıyla dolanmaya başladığı için) Sam Raimi’ye nazire yaparcasına, her tarafından kan ve et parçacıkları fışkıran filme dair yazılıp söylenecek daha pek çok şey var… Ancak onları keşfetme işini, daha önce de yaptığımız gibi yorumumuz sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar verenlere bırakalım istedik…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez, standart kalıplar dışında kalan filmleri de izlemeyi seven sinemasever dostlara, “Bünyesindeki iç içe geçmiş kategorileri ‘düğün çorbası’ kıvamında harmanlayarak sunan bu türden filmleri de izleme listelerinizden eksik etmeyin” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
Rogers (727) - 5 yıl önce
Kara komedi bu olsa gerek. Film abartılı şiddet sahnelerle saçmalayabilir ve bu sebeple beğenmeyebilirsiniz ama sevdim ben. Evlilik metaforu altında içinde bir takım alt metinler mevcut. Beyaz gelinliğin sonunda kana ve kırmızıya bulanması gibi. Samara hanım'da doğrusu çok tatlıydı.
7
gandalf73 (37) - 5 yıl önce
film aslında daha 5. dakikasında nasıl bir seyir izleyeceğini ortaya koyuyor. sonunu tahmin etmesi çok kolay bir komedi gerilim filmi olmuş. korku gerilim türü filmleri pek sevmesemde bu filmdeki ailenin komik ahmaklıkları gerçekten keyifli hale getiriyor film. Favori oyuncum halayı canlandıran oyuncu. seyredin sonrasında hatırlamıyacaksınız bile
6
AllToqetheR (231) - 5 yıl önce
Film The Purge kafasında diyebiliriz. Enteresan senaryosuyla aralara serpiştirilen komediyle izlenebilirliği artmış. Espriler kaliteliydi. Oyunculuklar efektler iyiydi. Çerezlik izle geç.
6
ap0calypse (463) - 5 yıl önce
fragman, puan ve yorumlardan dolayı izledim ve de gerçekten hayretler içerisinde kaldım, bu kadar basit ve bu kadar kalitesiz bir filme şu yorumlar yazık olmuş, şahsi tavsiyem uzak durun arkadaşlar.
3
enesm (164) - 5 yıl önce
Bence film yapmak istediğini gayet iyi yapıyor, bu saf bir korku / gerilim filmi değil, zaten olmaya da çalışmıyor. Bir çok absürt sahne, mantık hatası mevcut ama filmin en iyi olduğu taraf da bu. Gore sahneler, bolca kan, yer yer de gerilim var, bu saydıklarımı seviyorsanız bu filmi de seversiniz.
7
revix (20) - 5 yıl önce
Konu guzel lakin eksik olan seyler var.ornegin zengin bir aile oldugundan bahsediliyor bu filme pek yansitilamamis.Evin o guzemli havasi cok yansitilamamis.Oyuncukuga gelirsek henriy ve andreanin oyunculuklari ki ozellikle henriy oyunculugu harika.10/6
6.4
Mr Nobody (37) - 5 yıl önce
Samara Weaving harika oynamış gerçekten de. The Babysitter filminde de oyunculuğunu beğenmiştim ama burada bir başkaydı doğrusu. Sırf olaylara verdiği tepkileri, ettiği küfürler için bile izlenir, Bir insana dolu dolu küfür etmek bu kadar mı yakışır. Benim için filmin artı yanlarından biri oldu. Bunun dışında makul süresi, uzatmadan olayların başlaması filmi izlenebilir kılmış. Korku unsuru her ne kadar olmasa da gerilim ve heyecanı hissettirdi doğrusu. Beklentinizi yüksek tutmazsanız, eğlenceli vakit geçirmenizi sağlayacak bir film olmuş. 6/10
6
converseblack (26) - 5 yıl önce
Uzun zamandır bu filmi bekleyen biri olarak film bana beklediğimi vermedi.Efsane olabilecek bir senaryo ne yazıkki yardımcı oyuncu seçimleri ve karakterlerin olaya ciddiyetsiz yaklaşım tarzlarıyla gerilimi ne yazıkki yok etti zaman zaman Samara nın bir kaç sahnesinde bu hava yakalansada film gerilim ciddiyetinden çok uzak kaldı.Kötü bir film değil ama ortalamayıda aşamamış.Şunuda söylemeden geçmeyeyim Samara Weaving oyunculuğunu beğendim
6
turntable (394) - 5 yıl önce
Güzel bir korku-komedi filmi. Özellikle son bölümü oldukça güzeldi. Vakit geçirmek için izlenebilir.Bebek bakıcısı filminden soınra bu filmde de iyi iş çıkarmış Samara Weaving. Ayrıca küp filminden hatırlayacağınız Nicky Guadagni'da bu filmde. Baya bir ihtiyarlamış. Bi göz atın derim.
5
umitkaraogl (293) - 5 yıl önce
çok tahmin edilebilir gelişiyor, bir kere bile yanılmadım, bu da izleme keyfini azaltıyor. izlenmez mi, evet ama izle sil şeklinde.
6
felistigris (407) - 5 yıl önce
nasıl bir çığlık atma şeklidir kesik kesik. orta halli bir yapım çerezlik aslında konu fena değil ancak final sahnesine kadar pek bir şey yok ortada ailenin korkudan yaptığı mallıklar dışında izle ve unut tadında tam bir absürt komedi aksiyon korku. ama ne çığlık atıyor arkadaş samara.
6
Film Altyazıları
Beverly Hills Cop: Axel F (1,011)
Furiosa: A Mad Max Saga (967)
Kimitachi wa dô ikiru ka (340)
Dune: Part Two (208)
The Fall Guy (163)
Mad Max: Fury Road (135)
Inside Out (91)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (89)
Tarot (85)
Godzilla x Kong: The New Empire (73)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (7,869)
The Acolyte (915)
Evil (557)
Tracker (317)
Halo (173)
The Bear (146)
Better Call Saul (124)
The Walking Dead (109)
From (95)
Fargo (95)