En çok beğenilen yorumlar
Marvel (31) - 11 yıl önce
Son zamanlarda keyifle izlediğim nadir filmlerden. Konusu biraz absürt gibi görünse de en başta, sonrasında insanı içine alıyor. Hayatta hepimizin yaptığı hatalar yanlışlıklar var, bu yanlışları düzeltme şansımız olsa gerçekten düzeltir miydik yoksa şimdiki hayatımızda kaybedeceğimiz şeyler daha mı önemli sorusu çok güzel işlenmiş. Birazcık göz dolduran bir film özellikle sonlarına doğru. Yer yer güldüm yer yer gözlerim doldu, belki de Click filmini çok sevdiğimden bu filmi de çok sevdim. Herkese tavsiyemdir. Hayatınızın tadını çıkarın.
9
fernazbey (268) - 11 yıl önce
Çok güzel çok anlamlı olduğu için gayret eden herkesin tebrik edilmeyi hak ettiği bir film.
'Groundhog Day' filmini izleyenler konuya biraz aşina olacaklar ve bazı yerlerde gülerken o filmdeki üslubun kullanıldığını görecekler. Ama olsun, iyi filmler fikir vermeyi başarabilen filmlerdir ve neticede burada da o filmin verdiği fikirden etkilenilmiş olması yanlış sayılmayacaktır. Aynı şekilde ve aynı mantıkta 'Ruby Sparks' da söylenebilir ve tavsiye edilir.
Geçirdiğimiz her dakikanın ne kadar önemli olduğunu, sevdiklerimizin değerini, aşkımızın kıymetini anlatmaya çalışırken hem güldürdü, hem bazı yerlerde duygulandırdı. Yönetmenin ve oyuncuların, teknik ekibin bizden, içimizden bir hikayeye yer vermesi, düzgün bir hayat olmadan mutlu olunamayacağını göstermesi, sadece zevklerini düşünenlerin bile zevklerinin peşinde koştukları o yaşamdan bıkacaklarını satır aralarında işlemesi ne kadar kalite kattı filme. Delikanlının kız kardeşine söylediklerinde bu gizli idi.
Dünyamıza bakış açımızı değiştirecek yapımlardan biri olduğunu gösterdi dakikalar aktıkça, başlarda şikayet ettikleri sıkıcı ne varsa işte insanın asıl ihtiyaç duyduğu şeylerin onlar olduğunu hep beraber gördük sonunda. Meğer o sıkıcılığının ardında ne kadar hoş taraflar var imiş.
Anlamlı bir yaşam adına anlamlı bir 2 saat geçirdiğim için çıkarken çok mutlu ayrıldım salondan. Müziklerini çok beğenerek, oyuncu seçimine katılarak, senaristi ve yönetmeni tebrik ederek...
Eleştirilecek yanları vardı tabi, her filmde vardır, ama çok göze batmadı. Sonlara doğru senaryo sarktı ve biraz ağırlaştı, hikayenin genel sınırlarını zorladı. Sonda daha vurucu bir bitiriş tercih edilmedi de uzatılarak konuya biraz boğuldu herkes. Bu eksiklerin dışında son derece kaliteli bir yapım olmuş.
8
'Groundhog Day' filmini izleyenler konuya biraz aşina olacaklar ve bazı yerlerde gülerken o filmdeki üslubun kullanıldığını görecekler. Ama olsun, iyi filmler fikir vermeyi başarabilen filmlerdir ve neticede burada da o filmin verdiği fikirden etkilenilmiş olması yanlış sayılmayacaktır. Aynı şekilde ve aynı mantıkta 'Ruby Sparks' da söylenebilir ve tavsiye edilir.
Geçirdiğimiz her dakikanın ne kadar önemli olduğunu, sevdiklerimizin değerini, aşkımızın kıymetini anlatmaya çalışırken hem güldürdü, hem bazı yerlerde duygulandırdı. Yönetmenin ve oyuncuların, teknik ekibin bizden, içimizden bir hikayeye yer vermesi, düzgün bir hayat olmadan mutlu olunamayacağını göstermesi, sadece zevklerini düşünenlerin bile zevklerinin peşinde koştukları o yaşamdan bıkacaklarını satır aralarında işlemesi ne kadar kalite kattı filme. Delikanlının kız kardeşine söylediklerinde bu gizli idi.
Dünyamıza bakış açımızı değiştirecek yapımlardan biri olduğunu gösterdi dakikalar aktıkça, başlarda şikayet ettikleri sıkıcı ne varsa işte insanın asıl ihtiyaç duyduğu şeylerin onlar olduğunu hep beraber gördük sonunda. Meğer o sıkıcılığının ardında ne kadar hoş taraflar var imiş.
Anlamlı bir yaşam adına anlamlı bir 2 saat geçirdiğim için çıkarken çok mutlu ayrıldım salondan. Müziklerini çok beğenerek, oyuncu seçimine katılarak, senaristi ve yönetmeni tebrik ederek...
Eleştirilecek yanları vardı tabi, her filmde vardır, ama çok göze batmadı. Sonlara doğru senaryo sarktı ve biraz ağırlaştı, hikayenin genel sınırlarını zorladı. Sonda daha vurucu bir bitiriş tercih edilmedi de uzatılarak konuya biraz boğuldu herkes. Bu eksiklerin dışında son derece kaliteli bir yapım olmuş.
mrlash (48) - 11 yıl önce
zamanda yolcugu çok takılmayın dercesine geçiştirmeleri hoş olmuş ki zaten ana fikiri vermek için aracı gibi burada zamanda yolculuk. bence dümdüz romantikliğin dibine vuruldugu bir film olmamış mesela bana daha çok çocuk sevgisi aşıladı bu film.genel olarak beklediğimden fazlasını aldım diyebilirim 
8
Yorumlar (93)
samiy (502) - 2 yıl önce
Böyle içinde zorlama esprilerin olmadığı tebessüm ettiren eğlenceli romantik komedileri çok seviyorum. Dozunu güzel ayarlamışlar. Oyunculuklar da muazzam o kadar doğaldıki bayıldım resmen. Abartılı hiç bir şey yoktu sade ve güzel ama bir o kadar da başarılı sizi içine alan harika bir film.
10
yakupyavuz (65) - 2 yıl önce
Konusu itibariyle zamanda geriye gidebilmek değil. önemli olan güzel bir hayatınız varsa (aile, eş, iş, çocuklar) bunun her anının tadını çıkarmak ve her gün yaşanan farklı olaylarda farklı hazlar almak. Son derece sürükleyici bir film
8
ilkerkocak (1029) - 3 yıl önce
İlk yarısı biraz kelebek etkisi gibi olsa da ikinci yarıda daha huzurlu, daha mutluluğun formülünü veren bir filme dönüşüyor.
6
Sürprizbozan: Göster
ozgur_ayaz (242) - 3 yıl önce
Her şeyiyle çok güzel bir film. Komedi, romantizm, duygusallık ne ararsan var filmde. Gayet akıcı bir senaryosu var.
9
epizod_plus (18) - 4 yıl önce
Muhteşem bir film. Aşka dair izlediğim en güzel film. Bir de zaman konusu olunca daha da ilginç olmuş. Bir hafta önce indirdim hatta silecektim. Beklentiyi çok yüksek tutmamak açısından film ile ilgili yazmayım. Mutlaka izleyin izlettirin.
10
besaltisyedis (15) - 4 yıl önce
dram fantastik türünün en etkili örneklerinden olup gayet de akıcı bir kurguya sahiptir
9
ahmetallica (44) - 5 yıl önce
Bir ya da iki gün filmin bana olumlu anlamda kattığı etki ile kalıp sonra yeniden aynı rutin halime döneceğimi biliyorum. Fakat elimizden geldiği kadar içinde bulunduğumuz zamanın ve sevdiklerimizin kıymetini bilmeliyiz.Sonuçta ölümsüz değiliz.Sevdiklerimize daha çok vakit ayırmalı,içimizden geldiği gibi onlara sarılmalı ve sevdiğimizi söylemeliyiz.Sonra yarın çok geç olabilir.
10
bitman (111) - 5 yıl önce
Filmin vermek istediği mesajlar çok güzel ama film güzel değil.
- Kaderi değiştiremezsin her şey olacağına varır,
- Karakter güzellikten önemlidir,
- En güzel aşk karşılıklı olandır.
Bunlar dışında pek aile ile izlenecek bir film değil. Birileri filmde mantık hataları var diyebilir ama mantık hataları dikkate alınacak olursa filmi çekemezsiniz ki bunlar kasıtlı yapılan mantık hatalarıdır. Örneğin kahramanımız geçmişe gittiğinde kendisi ile karşılaşması gerekiyor ama karşılaşmıyor. O yüzden mantık hatası eleştirilerini saçma buluyorum. Genel olarak özetlemem gerekirse izlemeseniz de olur.
6
- Kaderi değiştiremezsin her şey olacağına varır,
- Karakter güzellikten önemlidir,
- En güzel aşk karşılıklı olandır.
Bunlar dışında pek aile ile izlenecek bir film değil. Birileri filmde mantık hataları var diyebilir ama mantık hataları dikkate alınacak olursa filmi çekemezsiniz ki bunlar kasıtlı yapılan mantık hatalarıdır. Örneğin kahramanımız geçmişe gittiğinde kendisi ile karşılaşması gerekiyor ama karşılaşmıyor. O yüzden mantık hatası eleştirilerini saçma buluyorum. Genel olarak özetlemem gerekirse izlemeseniz de olur.
Cevaplar (1)
xshadowx (105) - 28 Ekim 2019 18:29
fiziki bir geçmişe dönüş yaşanmıyor filmde zihinsel dönüş var mesela 25 yaşındaki benliği 18 yaşındaki bedenine dönüyo ve filmin anlatmak istediği uzay zaman kavramı kelebek etkisi vs. gibi bilimsel olaylar değil zaten dram, romantik komedi ve aile bağları üzerine çekilmiş bir film bu açıdan puanını hakeden bir film
5
| Bildir
cumhurcemoglu26 (6201) - 5 yıl önce
Kısa ve somut bir şey yazmak istersek izleyen herkesin farklı bir anlam çıkarabileceği, kendi yaşamımız üzerine düşündüren hatta ciddi kararlar bile aldırabilecek güce sahip oldukça güzel bir film.İzleyin memnun kalırsınız...
8
pus (209) - 5 yıl önce
Uzun zamandır listemde bekleyen bir film; About Time ( Zamanda Aşk)
Evdeki film gecelerden birinde, kalabalıklara sunmak vardı kafamda ama kendimle baş başa izlemek sanıyorum daha iyi oldu.
Hem de özellikle bugün izlemem çok iyi oldu, zira bugün yeni ay doğuyor…
Yeni fırsatların, mucizelerin zamanı yeni ay.
Aslında filmin beni içine alması oldukça fazla vakit aldı diyebilirim, -Tim, zamanda yolculuk yapabilmektedir ve tahmin edebileceğiniz gibi aşktan sakarlığa türlü bahaneyle bu yeteneği üzerinde deneyim kazanacak, olaylar gelişip karışacaktır. -
Bu zamana kadar içimdeki sinik adam işte 7’lik bir film daha (tam olarak aslında 7,9 ama dedim ya bu sinik tarafım, fazlasını tartışmaya gerek yok ) aşk sosu yine… Az önceki bakış yapmacık değil miydi? Fark etmedim diyemezsin, yo yo yo ya bunda ne dersin! Gibi sayıklamalar, filmin ölüm’le ilgili sunduğu bakış açısını, bunu sunduğu andaki sessizliğime bıraktı.
Bu, ne, naif bir ölüm tanımlamasıydı böyle!
Böylesi samimi ve şık bir dans davetini, -evet ölümden gelse bile- kim geri çevirebilir?
Belki de yönetmen Richard Curtis’in tek derdi buydu. Öylesine hoş ve kalıcı bir ok ki fırlattığı…
Başta, zamanda yolculuk yeteneği olan bir oğla verilen gizli mutluluk formülü sandığımız,
1) Herkes gibi gün be gün yaşayarak sıradan hayata devam etmek
2) Her günü neredeyse aynı şekilde tekrar yaşayarak kaçırdığımız coşku anlarının ya da hayatın ta kendisinin farkına varmak.
Gibi maddeler aslında düpedüz, Curtis’in bize, hepimize; zamanda yolculuk edemeyenlere verdiği muhteşem sırlardı.
Ölüm konusundaki tespitlerinde Curtis zirveye, Tim’in babasının ölüm anına yaptığı sayısız yolculukla öyle ruhani bir hava vermiş ki etkilenmemek elde değil. Zamanın içinde istediğiniz yere, anıya gidebilip bu anı; bu ölüm anını tekrar ve tekrar yaşamak, hem yalnızca bir kez yaşamış olmayı istemekle hem de sonsuz kere arasındaki tam bir paradoks bir ifade.
Fon müziği olarak Nick Cave’den “İnanmam, müdahale eden bir Tanrı'ya” filmi izleyen birkaç kişinin kulağında çalıyor olabilir ama sanıyorum kalabalık bir “biz” grubu var ki çok daha farklı, bir yerlerimizle duyduk bu parçayı.
Son zamanların en modern ve kendine has üslubuyla ele alınan, ölümde yaşam, yaşamda ölüm, her zamanki gibi iç içe. Tim’in zamanda gezinti yeteneği, yeni bir hayata sebep verme noktasında çünkü sınırlı. Üçüncü bebeğine baba olmayı seçmesi, yani bir yaşama sebep olması, babasının ölümünü ‘edebileştiriyor’.
“Özcan Deniz’in son filminde Stanley Kubrick’e selam çakması”yla uzaktan yakından ilgisi olmasa da Curtis, Tim ve babası arasındaki o muhteşem son masa tenisi sahnesinde, belki de Antonioni ustaya selam çakıyor, zira yine bu sahne de gerçeklik ve onu nasıl algılandığıyla ilgili olmaktan başka bir yere gitmiyor.
Film, içe sinen bir finalle bitiyor;
Hepimiz, hayatımızın her günü birlikte zamanda yolculuk yapıyoruz.
Bu önemli yolculuğu güzelleştirmek için yapabileceğimiz tek şey elimizden geleni yapmak.
8
Evdeki film gecelerden birinde, kalabalıklara sunmak vardı kafamda ama kendimle baş başa izlemek sanıyorum daha iyi oldu.
Hem de özellikle bugün izlemem çok iyi oldu, zira bugün yeni ay doğuyor…
Yeni fırsatların, mucizelerin zamanı yeni ay.
Aslında filmin beni içine alması oldukça fazla vakit aldı diyebilirim, -Tim, zamanda yolculuk yapabilmektedir ve tahmin edebileceğiniz gibi aşktan sakarlığa türlü bahaneyle bu yeteneği üzerinde deneyim kazanacak, olaylar gelişip karışacaktır. -
Bu zamana kadar içimdeki sinik adam işte 7’lik bir film daha (tam olarak aslında 7,9 ama dedim ya bu sinik tarafım, fazlasını tartışmaya gerek yok
) aşk sosu yine… Az önceki bakış yapmacık değil miydi? Fark etmedim diyemezsin, yo yo yo ya bunda ne dersin! Gibi sayıklamalar, filmin ölüm’le ilgili sunduğu bakış açısını, bunu sunduğu andaki sessizliğime bıraktı.Bu, ne, naif bir ölüm tanımlamasıydı böyle!
Böylesi samimi ve şık bir dans davetini, -evet ölümden gelse bile- kim geri çevirebilir?
Belki de yönetmen Richard Curtis’in tek derdi buydu. Öylesine hoş ve kalıcı bir ok ki fırlattığı…
Başta, zamanda yolculuk yeteneği olan bir oğla verilen gizli mutluluk formülü sandığımız,
1) Herkes gibi gün be gün yaşayarak sıradan hayata devam etmek
2) Her günü neredeyse aynı şekilde tekrar yaşayarak kaçırdığımız coşku anlarının ya da hayatın ta kendisinin farkına varmak.
Gibi maddeler aslında düpedüz, Curtis’in bize, hepimize; zamanda yolculuk edemeyenlere verdiği muhteşem sırlardı.
Ölüm konusundaki tespitlerinde Curtis zirveye, Tim’in babasının ölüm anına yaptığı sayısız yolculukla öyle ruhani bir hava vermiş ki etkilenmemek elde değil. Zamanın içinde istediğiniz yere, anıya gidebilip bu anı; bu ölüm anını tekrar ve tekrar yaşamak, hem yalnızca bir kez yaşamış olmayı istemekle hem de sonsuz kere arasındaki tam bir paradoks bir ifade.
Fon müziği olarak Nick Cave’den “İnanmam, müdahale eden bir Tanrı'ya” filmi izleyen birkaç kişinin kulağında çalıyor olabilir ama sanıyorum kalabalık bir “biz” grubu var ki çok daha farklı, bir yerlerimizle duyduk bu parçayı.
Son zamanların en modern ve kendine has üslubuyla ele alınan, ölümde yaşam, yaşamda ölüm, her zamanki gibi iç içe. Tim’in zamanda gezinti yeteneği, yeni bir hayata sebep verme noktasında çünkü sınırlı. Üçüncü bebeğine baba olmayı seçmesi, yani bir yaşama sebep olması, babasının ölümünü ‘edebileştiriyor’.
“Özcan Deniz’in son filminde Stanley Kubrick’e selam çakması”yla uzaktan yakından ilgisi olmasa da Curtis, Tim ve babası arasındaki o muhteşem son masa tenisi sahnesinde, belki de Antonioni ustaya selam çakıyor, zira yine bu sahne de gerçeklik ve onu nasıl algılandığıyla ilgili olmaktan başka bir yere gitmiyor.
Film, içe sinen bir finalle bitiyor;
Hepimiz, hayatımızın her günü birlikte zamanda yolculuk yapıyoruz.
Bu önemli yolculuğu güzelleştirmek için yapabileceğimiz tek şey elimizden geleni yapmak.
gri72 (2674) - 6 yıl önce
Kuvvetli bir kalemi olan Richard Curtis; yine sulandırmadan komedi yapmayı ve gülerken hüzünlendirmeyi başaran güzel bir senaryo yazmış. E buna Domhnall Gleeson, Rachel McAdams ve Bill Nigh'nin doğal ve samimi oyunculukları da eklenince ortaya seyir zevki yüksek bir yapım çıkmış...
8
tufant (21) - 6 yıl önce
6.5 puan benden. Neden az puan? Filmde gereksiz diyaloglar var. Sıkıyor. Atlata atlata seyrettim. Filmden bir kayıp olmadı.Seyretmeye değer mi? Biraz değer ama tavsiyem sıkıldığınız sahnelerde 5-10 ar saniyelerle sıkıldığınız sahneyi geçmeniz..
6
Cevaplar (1)
R3hab (1248) - 6 yıl önce
Filmin konusu muazzam özgünlükte ve sonu alınamaz bir konu. Film çok iyi başladı hemen içine çekiyor sizi. Devamında da bu büyüyü bozmadan ilerlemektesiniz. Tek eksik yanı biraz hareketlilik katılması lazımdı. Böyle bir konuya hareketlilik nasıl katılacak? diyebilirsiniz. Yine de iyi bir senaryo ile serpiştirilebilirdi. Tamam çok durağan bir film değildi, bende öyle demedim zaten. Sadece bir tık daha hareketlenebilirdi.
Oyunculuklar muazzama yakındı. Hikaye ve olay örgüsü güzeldi. Aşk üzerine bambaşka bir yapım olmuş. İzlemesi keyifliydi ve size de tavsiye ederim.
7
Oyunculuklar muazzama yakındı. Hikaye ve olay örgüsü güzeldi. Aşk üzerine bambaşka bir yapım olmuş. İzlemesi keyifliydi ve size de tavsiye ederim.
ecedenz (2) - 7 yıl önce
Güzel, boş zamanlarda değerlendirilebilecek bir filmdi fakat filmi iyi işlenmediğini düşünüyorum. Çok daha iyi olabilirdi, biraz eksik kalmış gibi.Konular çok hızlı gelişiyor bu yüzden de bana o olay hakkındaki duyguyu tam veremedi. Anlamlı bir filmdi fakat sonlara doğru biraz sıkmaya başlamıştı. Fakat verdiği 'Anı yaşa' mesajı güzeldi.
6
Fügen Atasoy (1418) - 7 yıl önce
Geçmişe yolculuk yapabilen genç bir avukatın, aşk, aile ve dostluk ilişkilerinin konu alındığı, eğlenceli ve duygusal çok güzel bir film.
Birbirinden ilginç karakterleri, rollerini çok doğal oynamış oyuncuları ve zaman yolculuğunun önemli bir yer tutması ile izlemekten çok keyif aldığım bir film oldu.
Sevgili edinme konusunda hiç başarılı olmayan Tim, 21 yaşına girdiğinde, babasından bir aile sırrını öğrenir. Ailenin tüm erkekleri genetik olarak kendi geçmişine gitme özelliğine sahiptir.
Garip bir barda Mary ile tanışan utangaç Tim, genç kadının ilgisini çekebilmek için defalarca yeniden tanışma anına gitmek zorunda kalır.
Romantik sahneleri ile insanın içini ısıtan, ailenin ve arkadaşlıkların önemini vurgulayan keyifli ve duygusal anlarıyla çok beğendiğim saf bir film.
Başrol oyuncusu D. Gleeson çok sevimli ve bu role çok uygundu.
Tim'in ev sahibi, babası, Desmond dayısı ve iş arkadaşı Rupert çok matrak tiplerdi.
Geçmişe dönüp olacakları değiştirdiği sahneler heyecan vericiydi.
Arkadaşlarınızla ve ailenizle de izleyenileceğiniz, akıcı, sevimli her yaşa uygun bir film. Tavsiye ederim.
7
Birbirinden ilginç karakterleri, rollerini çok doğal oynamış oyuncuları ve zaman yolculuğunun önemli bir yer tutması ile izlemekten çok keyif aldığım bir film oldu.
Sevgili edinme konusunda hiç başarılı olmayan Tim, 21 yaşına girdiğinde, babasından bir aile sırrını öğrenir. Ailenin tüm erkekleri genetik olarak kendi geçmişine gitme özelliğine sahiptir.
Garip bir barda Mary ile tanışan utangaç Tim, genç kadının ilgisini çekebilmek için defalarca yeniden tanışma anına gitmek zorunda kalır.
Romantik sahneleri ile insanın içini ısıtan, ailenin ve arkadaşlıkların önemini vurgulayan keyifli ve duygusal anlarıyla çok beğendiğim saf bir film.
Başrol oyuncusu D. Gleeson çok sevimli ve bu role çok uygundu.
Tim'in ev sahibi, babası, Desmond dayısı ve iş arkadaşı Rupert çok matrak tiplerdi.
Geçmişe dönüp olacakları değiştirdiği sahneler heyecan vericiydi.
Arkadaşlarınızla ve ailenizle de izleyenileceğiniz, akıcı, sevimli her yaşa uygun bir film. Tavsiye ederim.
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (5,987)
Kimitachi wa dô ikiru ka (1,304)
Mad Max: Fury Road (456)
Tarot (409)
Håndtering av udøde (398)
Dune: Part Two (349)
The Fall Guy (290)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (181)
Godzilla x Kong: The New Empire (150)
Spoorloos (146)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (2,389)
Evil (1,110)
The Acolyte (582)
Better Call Saul (212)
From (209)
Young Sheldon (181)
Sugar (172)
Halo (164)
True Detective (140)
The Bear (139)