Giriş Kayıt
En çok beğenilen yorumlar
avatar
(705) -
Almanların politik filmleri çok başarılı oluyor keza bu da öyle. Ellerindeki malzemeyi cüretkar ve sağlam bir şekilde işliyorlar.

Downfall
The Baader Meinhof Complex
Sophie Scholl: The Final Days
The Lives of Others
Das Experiment
Stalingrad
Good Bye Lenin
The Edukators


gibi toplumsal ve politik içerikli filmler bunun en büyük kanıtı. Bu film de Das Experiment'ı andırıyordu. Şahsen ondan da fazla beğendiğimi söylemeliyim. Sadece 1 haftada Faşizm'e giden yol;
düşük bütçe ve kısıtlı mekanla ancak bu kadar güzel irdelenebilirdi.

Son sahnesi enteresan.
Sürprizbozan: Göster

Kesinlikle kaçırılmaması gereken harika bir yapım. Hele ki Türkiye gibi her alanda faşizan bölünmelerin ve uygulamaların bolca olduğu bir toplumda yaşıyorsak... 8,5 / 10
8


default avatar
(186) -
Otokrasi üzerine bir derste, yapılan bir deneyin insanlar üzerinde yarattığı deneyimin çarpıcı sonuçlarının anlatıldığı The Wave filmi, uzun süredir izledir izlediğim en iyi politik ve deneysel filmlerden biriydi.

Faşizmin ve totaliter sistemlerin nasıl demokrasi üzerinden geliştiklerini ve ideolojinin kendini eylemde nasıl oluşturduğunun pratik uygulamasından ibaret olan filmi, esas çarpıcı kılan, hiç değinmediği ama filmin temel meselesi olan, demokrasinin ikircikli, baskıcı yapısının üzerine kurulmuş olmasıydı.

Diğer önemli nokta ise, liderin kendi yarattığı gerçekliğin içinde kaybolması meselesiydi. Lider kendi kendini alkışlayan ve yarttığı toplum - gerçeklik- içinde kaybolmasıydı. Mürüdlerin ve inanmışların iman meselesi ise, totoliter sistemlerin temel dayanak noktası olduğu da vurgulanmıştı.

Sonuç olarak, Faşizm ve totaliter sistemlerin doğasını açıklamaya çalışan (zaman zaman yetersiz kalan) iyi niyetli ve sert bir filmdi.
9


avatar
(68) -
Anlatılmak istenen şey bu kadar güzel anlatılamazdı.
10


Yorumlar (48)
default avatar
(6) -
Bir diktatörlük nasıl da kolayca kurulur görmek istiyorsanız bu filmi izleyin. Sanki birileri formülü uyguluyor gibi...
8


avatar
(1723) -
aslında fena bir başlangıç yapmadı, ilgi çekti, değişik bir aurası vardı, tempo güzeldi ama finale doğru gerilim dozu düştü, finali de politizm özelinde sistem eleştirisi kıvamında kaldı, yine de anlatım net, çarpıcı ve vurucuydu...
7


default avatar
(6) -
2022 de izlediğim en güzel film... faşizmin metaforik bir işlenisi faşizmin ezilenin hayatı pahasına faşizme bağlılığından dolayı tehlikesi faşizmin doğası ve kişiyi nasıl değiştirdiği çok iyi işlenmiş her öğrencinin toplumda bir karşılığı var ve son olarak faşizmin hiç bir zaman ömeyeceğinin sondaki vurgusu ile mükemmel bir final izleyin izlettirin okullarda izletilmesi gereken bir film,şaheser.
8


avatar
(2674) -
Öğrencilerinin otokrasiyi yaşayarak öğrenmelerini isteyen bir öğretmenin, bir süre sonra işler çığırından çıkınca yaşadığı çaresizlik anlatılıyor. Güzel ve değişik bir film.

Ufak bir not: Filmde Sinan isminde ve Türk olarak bahsedilen bir genç de var. Sima olarak gerçekten Türk'e benziyor ama aslında Tunus kökenli bir Alman...
7


avatar
(1030) -
Mutlaka izlenmesi gereken filmlerden. Gelişmiş bir Almanya ile aramızdaki fark, biz gerçeğine yakını yaşadık, ders almadık, halen siyaset konuşuluyor, halen adalet yok, halen kapitalizm adı altında faşistlik, halen parti adı altında faşistlik, halen din adı altında faşistlik. Onlar deneyini yapmış, sonuç ortada. Güç, ideoloji ve milliyetçilik savaşı yapmak yerine nasıl ülkemizi gelişmiş ve dışa bağımlı olmayan bir ülke haline getirmeli bunun mücadelesini yapmamız gerekli.
7


avatar
(353) -
bir öğretmenin deneysel bir sistem inşa etmesini konu alan alman sinemasının güzel örneklerinden biri..bir faşizm toplumu oluşturmanın küçük ölçekli boyutunu gözler önine seriyor..alın öğretmeni koyun bir politikacı işte size dikaatörlük rejimi..eylemlerin çok hızlı olduğu fikrine bende katılıyorum ancak filmin bu derece beğenilmesinde finalinin etkisi büyük..frederick lau'nun oyunculuğu gerçekten iyiydi..victoria adlı filmde de beğenmiştim kendisini..izleyiniz efendim..
Sürprizbozan: Göster
8


avatar
(53) -
Bu, deneysel bir film değildir. Bir lise öğretmeninin yaptığı gerçek bir deneyin neredeyse birebir anlatımıdır.
Stanford Hapishane Deneyinin tasarımcısı Zimbardo'nun kaleminden bu olayı dinleyelim:

Amerika'daki Sınıflarda Naziler Yaratmak.
Kaliforniya, Palo Alto'daki lise dünya tarihi dersinde öğrenciler birçoğumuz gibi soykırımın insanlık dışı olduğunu anlayamamışlardı. Böylesine ırkçı ve ölüm saçan bir sosyo-politik hareket nasıl başarıya ulaşmış olabilirdi? Ortalama vatandaşlar Yahudi kardeşlerine uygulanan bu acımasızlıklar karşısında nasıl bu kadar aptal veya umarsız olabilmişlerdi? Sınıfın yaratıcı öğretmeni Ron Jones soykırıma inanamayan öğrencilerine anlamlı bir mesaj verebilmek için anlatım yöntemini değiştirmeye karar verdi. Bunun için alışıldık didaktik öğretim yönteminden deneyimsel öğrenim yöntemine geçti.
Öğrencilerine gelecek hafta Almanların yaşamış olduğu deneyimin bazı yönlerini sınıfta yeniden canlandıracaklarını söyledi. Bu ön uyarıya rağmen, sonraki beş gün boyunca devam eden rol oynama "deneyi" öğrenciler için ciddi bir soruna ve okul müdürüyle velilerin tepkilerini bir kenara bırakalım, öğretmen için bir şoka dönüştü. Öğrenciler, Hitler'in Nazi rejimindekine neredeyse tıpatıp benzeyen totaliter bir inanç ve baskıcı kontrol sistemi yaratınca canlandırmayla gerçeklik iç içe geçti?
Jones öncelikle sorgusuz itaat gerektiren yeni, katı sınıf kuralları koydu. Her bir öğrenci öğretmen masası önünde dimdik durarak Jones'a "Efendim" diye hitap edecekti ve cevabını (ne az ne çok) sadece üç kelimeyle verecekti. Kimse bu bunun gibi keyfi kurallara karşı gelmeyince sınıf atmosferi değişmeye başlamıştı. Sözel anlamda daha yetenekli ve zeki olan öğrencilerin yerini sözel ifadesi kuvvetli olmayan, fiziksel anlamda daha iddialı tipler almaya başladı. Sınıf hareketi "Üçüncü Dalga" adını aldı. Dilenci gibi avuç içini uzatmak selamlama halini aldı ve emirle birlikte tek ağızdan sloganlar atılmaya başlandı. Her gün yeni bir slogan türüyordu: "Disiplinle Kuvvet!", "Birliktelikle Kuvvet!", "Eylemle Kuvvet!", "Gururla Kuvvet!" Daha sonra bir slogan daha çıkmıştı, onu da ilerleyen kısımda belirtelim. Gizli el sıkışmaları grup içinden olanları belli ediyor ve eleştiriler "hainlik" olarak görülüyordu. Sloganlar eylemleri kovalıyordu; okulun etrafına etiketler yapıştırılmış, yeni üyeler tanıtılmış, diğer öğrencilere zorunlu duruşlar öğretilmişti.
Yirmi kişilik tarih sınıfı bir süre içinde yüzden daha fazla yeni Üçüncü Dalgacılarla dolmuştu. Ardından öğrenciler ödevi alıp kendileri yürütmeye başladı. Özel üyelik kartları hazırladılar. En zeki öğrencilerin bir kısmı sınıftan sürüldü. Yeni yetkeci iç grup bu durumdan mutluydu ve sınıftan uzaklaştırılırken eski sınıf arkadaşlarını istismar ediyorlardı.
Ardından Jones mensuplarına artık politik değişim için savaşacak öğrenciler bulmak isteyen ulusal çapta bir hareketin parçası olduklarını açıkladı. Söylediğine göre onlar "bu amaç uğruna seçilmiş bir grup genç insan"dı. Bir sonraki gün yapılacak olan ulusal başkanlık adaylığı için bir yarışma düzenlendi; seçilen başkan adayı televizyonda Üçüncü Dalga Gençlik Programı'nın kuruluşunu duyuracaktı. Bunu haber alan iki yüzden fazla öğrenci, ertesi gün seçimlere katılmak için Cubberly Lisesi'nin amfisini hıncahınç doldurdu. Coşkulu üyeler beyaz gömlek ve koridor boyunca asılmış sembollerin el yapımı armalarıyla donatılmış üniformalar giymişlerdi. Yapılı öğrenciler kapıda korumalar gibi dururken öğretmenin arkadaşları gazeteci ve fotoğrafçı edasıyla "gerçek inananların" arasında geziyorlardı. Televizyon açıktı ve herkes bir sonraki toplu adımları için hazır bekliyordu. Hep birlikte "Disiplin yoluyla kuvvet!" diye bağırdılar.
Öğretmenleri esas seçimi yerine Nürnberg seçimiyle ilgili bir film göstermeye başladı. Üçüncü İmparatorluk'a (Dritte Reich) dair korkutucu görüntüler vardı. Filmin son sahnesindeki sözler "Herkes bu suçu kabul etmelidir, kimse bir şekilde bu suça alet olduğunu reddedemez" diyordu; bu ayni zamanda sınıf canlandırmasının da son sahnesiydi. Jones toplanan öğrencilere, baştaki amacından çok öteye giden bu canlandırmanın esas amacını hatırlattı. Onlar için yeni sloganın "Anlayarak kuvvetlen!" olması gerektiğini söyledi. Topluluk dağılmadan önce son söyledikleri şöyleydi: "Hepiniz manipüle edildiniz. Şu anda bulunduğunuz noktaya kendi arzularınız tarafından sürüklendiniz."
Dışlanan öğrencilerin aileleri çocuklarının kötü muamele görmelerinden ve yeni rejim tarafından tehdit edilmiş olmalarından şikayetçi oldukları için Ron Jones'un başı okul yönetimiyle derde girdi. Yine de kendisinin çıkarımı bu gençlerin birçoğunun, faşist bir bağlamda güçlü bir yetkeye itaat ederek kendi davranışlarının nasıl radikal bir şekilde değişebileceğini kişisel olarak tecrübe ettikleri ve böylece hayati bir ders edindikleri yönündeydi. "Deney"le ilgili daha sonraki bir denemesinde Jones, "Cubberly Lisesi'nde öğretmenlik yaptığım dört yıl boyunca kimse Üçüncü Dalga'ya dahil olduğunu kabul etmedi. Bu hepimizin aklımızdan çıkarmak istediği bir anıydı," diye yazmıştı. Jones, okuldaki işini bıraktıktan birkaç yıl sonra San Francisco'da özel eğitime ihtiyaç duyan öğrencilerle çalışmaya başladı. Bu canlan-dırılmış Nazi deneyimine ait güçlü bir belgesel olan Dalga'da Hitler gençliğine bürünen bu iyi çocukların geçirdiği dönüşüm çok iyi belgeleniyor

Şeytan Etkisi
Philip Zimbardo
Say Yayınları

Zimabrado'nun bu ve bunun gibi deneyleri anlattığı kitabında anlamınızı istediği şey şu ki:
Bu durum Almanlara özgü, alman genleriyle falan ilgili bir şey değil. Alman, Türk, Amerikan fark etmeksizin, doğru şartlar altında her sıradan/normal/iyi insanoğlunun dönüşebileceği bir kötülük bu.
Yani, ben yapmazdım demeyin. Ne yazık ki kendinizi o kadar iyi tanımıyorsunuz. Hepimiz (%90'ımız) içimizde bir Nazi olma potansiyeli taşıyoruz. Şansınıza dua edin ki bu potansiyelin ortaya çıkmasını sağlayabilecek psikolojik ve sosyal durumların etkisine maruz kalmadınız.


avatar
(242) -
Konu gayet güzel fakat öğrencilerin aniden galeyana gelmesi çok saçma olmuş. Saldırgan davranışları olan ve olmayan kişiler bir anda ortak paydada buluşup eylem yapamazlar. Bu uzun süreden sonra olabilecek bir şey.
Sürprizbozan: Göster
Kalan kısımlar güzeldi. İzlenebilir bir film, ben şahsen olaylar ne zaman başlayacak diye bekliyordum ki filmin son 10 dakikasına gelmişim.
6


default avatar
(14) -
Güzel bir film. Arşivlik bir film. Faşizmin nasıl su üstüne çıktığını anlamamızı sağlayabilecek kalitede bir film. Ve faşizmi sonunda yerle bir eden bir film.
8


avatar
(741) -
olmaz denilen şeyler öyle bir oluyor ki yeri gelince yeter ki sosyal mühendisliği iyi hazırla.. ben bu zaman da darbe girişimi asla olmaz derdim ama bir gece saat 1 de şaka gibi oluverdi.. almanya da her zaman kalıntı da olsa kalacaktır genlerde.. bu açıdan çok iyi bir filmdi
8


avatar
(9) -
Filmin yavaş yavaş yükselen temposu sizi adım adım içine alıyor. Öğrenci ve insan psikolojisini anlamak için ders niteliğinde bir yapıt.
9


avatar
(260) -
Nasyonal-sosyalizmin anavatanı Alman ırkının genlerindeki "Führer'li Otokrasi" kromozomunun halen ölmediğini ispatlama amacındaki deneysel bir film.
Her ne kadar Dalga filminde Alman gençliğinin bilinçaltındaki bu dürtü sanatsal bir boyutta ele alındıysa da, bu olgunun güçlü bir Führer (lider) yönetiminde gerçek hayatta vücut bulabileceği özellikle vurgulanmış.
Filmin başlarında, kendilerinden emin bir şekilde "faşizmin ülkelerinde bir daha yaşanmayacağı"nı iddia eden lise öğrencileri, birkaç günlük yoğun propagandayla yönlendirildikten sonra, bilerek-isteyerek gönüllü bir "faşist" olup çıkmaktalar.
Cermen ırkındaki bastırılmış duyguların gelecekte oluşabilecek tehlikelerine işaret etmesi ve eleştirmesi sebebiyle oldukça ilginç bir film.
7


avatar
(1418) -
Verdiği mesajla çok etkileyici bir filmdi. Özellikle lise öğretmenliğinin ne kadar mesuliyetli bir meslek olduğunu, gençlerin her şeyden ne kadar kolay etkilendiğini ve sonuçlarının da ne kadar ağır olabileceğini gösteren bir filmdi. Özellikle öğretmen ve öğrencilerin ders çıkaracağı sürükleyici, orijinal senaryosu olan Almanya yapımı bu filmi tavsiye ederim.

Lise öğretmeni Rainer Wegner, öğrencilerin çok sevdiği bir öğretmendir. Okuldaki proje haftasında Wegner Otokrasi, diğer öğretmen de Anarşi konusunda kurs verirler.

Öğrencileri bir daha asla Hitler gibi bir diktatörün Almanya’ya hükmedemeyeceğini ve dikta rejiminin gelmeyeceğini iddia ederler. Wegner öğrencilerinin otokrasi yani diktatörlük rejimini daha iyi anlamaları için bu konuyu deney yaparak anlatmaya çalışır.

Kendisine Rainer diyerek değil, Bay Wegner olarak hitap edilsin ister, sınıfa disiplin getirir, web sitesi açılır, logo geliştirilir. Bu gruba öğrenciler “ Dalga” adını verirler ve çok benimserler. Bir süre sonra Dalga grubunda işler çığrından çıkar.

Öğrencilerine bir konuyu anlatmak isterken durumun kontrolden çıkmasıyla çaresizliğe düşen bir öğretmenin konu aldığı, roman uyarlaması bir film.

İlginizi çektiyse tavsiye ederim. Özellikle finali çarpıcıydı. Ben çok beğendim.
8


avatar
(93) -
Bir Nazi Almanyası tekrar gelebilir mi? Sadece Almanya'da değil dünyanın her yerindeki insan toplulukları, otokrasinin kuralları doğru bir şekilde uygulanırsa faşist bir devlete dönüşebilir.
Bu filmde,lise okulundaki bir sınıfın kendisini diğer sınıflardan üstün görmesi, birbirine kenetlenip dışardakileri tamamen dışlaması ve sürecin kontrol edilemez bir hal alması anlatılıyor.
Filmi izleyin ve insanların içindeki aşırı milliyetçiliğin nasıl ortaya çıktığına tanık olun.
8


avatar
(817) -
Film iyi güzel de sanki çok daha iyi olabilirmiş. Bir de başrolü sevemedim sanki dişleri yok gibiydi Çok Mutlu Onun dışında iyiydi öneririm sıkmadan akıcı şekilde devam ediyor finalde iyi. Ama dediğim gibi sanki daha iyi olabilirdi.
8


avatar
(548) -
Mutlaka ama mutlaka izlenmesi gereken mükemmel bir film. Sürü psikolojisinin ne kadar tehlikeli olduğunu göreceksiniz filmde. Faşizm ne kadar kolay ve süratli oluşabilir gözlerinize inanamayacaksınız. Bir film değil adeta bir ders niteliğinde.
9


avatar
(240) -
Gerçekten çok etkileyici bir film izlerken bir dk bile sıkılmadım. Film bitti ben hala ''bakalım bu sefer ne olacak '' diye merakla bekliyorum devamını : ) bide baktım ''Cast'' göründü, o An bittim. Yalnız son sahnesinde o şaşırtıcı bakışların manasını henüz anlayabilmiş değilim : )


default avatar
(46) -
Hepimiz kendimizi en iyi zannederiz. Diğerlerden daha iyi. Ve daha da kötüsü... Bizimle aynı fikirde olmayanları toplumumuzdan dışlarız. Onları incitiriz ve daha neler yapabileceğimizi bilmek istemiyorum. İşte faşizm böyle bir şeydir.Ve biz hiç anlamadan ülkemiz bir diktatörlüğe dönüşebilir.

Ders niteğindeki bunun gibi bir kaç repliğin dışında bütününe baktığımızda bir sinema öğrencisinin çektiği iyi bir bitirme tezini andıran,izlerken yine bir Alman yapımı olan Das Experiment'i akla getiren film.
6


avatar
(34) -
Sürprizbozan: Göster

Cevaplar (1)
avatar
(817) -
Belki de öndeki poliste bir Dalga üyesiydi ? Çok Mutlu
8


2
| Bildir


default avatar
(79) -
eğitici bir film. hayatınız boyunca unutamayacaksınız. filmi izledikten yıllar sonra bile ya bir film vardı, şöyle şöyleydi diyeceksiniz adını hatırlayamasanız da. mutlaka izleyin. 9/10.
9


‹ Önceki 1 2 3 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film