izlediğim film hayaletli falan . hatırladığım tek şey filim konusu 60lar yada 80lerde geçiyor bir evde yaşayan insanlar evde hayalet olduğuna inanılıyor . Ve bu hayaletlerin olduğunu kanıtlamak için bu işlerle ilgilenen birilerini çağırıyorlar . Bu gelen görevleriler evein belirli yerlerine dedektör yerlertiriyolar ve olağan dışı bir hareketlilikte bu aletler sayesinde bulunacaklar .belli bir süre sonra dedöklerleden biri boş olan oturma odasında birşeylerin olduğunu fark etiyor ve cızırdamaya başlıyor . Hatırladığım tek şey bu lütfen bana yardımcı olun . teşekkürler.

https://www.youtube.com/watch?v=k10ETZ41q5o buldum yaşasın . izlemeyen izlesin

beyler yaklaşık 10 yıl önce izlediğim bir film vardı.. trt'de izlemiştim.. filmle ilgili hatırladığım şeyler ise: bir adam amerakan çöllerinden birinde arabasıyla gidiyor.. ancak sürekli aynı yere varıyor.. sonra bir polis arabası bunu durduruyor.. daha sonra polis ölüyor olması lazım.. hatta polis arabasını bir reklam panosunun arkasına koyuyor.. filmin sonunda ise yağmurlu bir gece vakti bir uçağa varıyor.. ancak filmin sonu biraz ters köşeydi, beni zamanında şaşırtmıştı.. şimdiden teşekkürler..

Konusu "the gamer" ile "Simulasyon-call up" filmini karışımı olan, gerçek zamanlı bir bilgisayar oyuncusunun, yine gerçek zamanlı ortamda oyuncuları (kendi oyuncusunu) kontrol etmesi. Yanlış hatırlamıyorsam genç oyuncu sonradan kontrol ettiği oyuncununda gerçek olduğunu farkediyor. Muhtemelen "the gamer"ın yeni çekilmiş versiyonu olsa gerek. Yanılmıyorsam bu yıl başı veya geçen sene olması lazım.

Bir uzak doğu filmi vardı. Korku ve gerilim. Kadın kürtaj yaptırmış, hayalinde mi ne fantastik yerlere gidiyordu, aldırdığı bebeği karşısına çıkıyordu, beni niye öldürdün beraber mutlu olabilirdik diyordu. Baya gerçek üstü garip bir filmdi. Eskiden tv'de yayınlanmıştı. Filmi bilen, ismini hatırlayan var mı?

Teşekkürler ama buldum http://www.turkcealtyazi.org/mov/0498311/gwai-wik.html

trt de seyretmiştim,eski filmdir
bir trende 4-5 kişilik sadit bir çete,son seferi trenin,gece yarısı,6-7 yolcu,bir asker var,kolu alçıda,trendeki insanlara işkence ediliyor bu çete tarafından,kolu kırık ve alçıda olan asker hepsinin işini bitiriyor filmin sonunda

ya kayıp otoban veya dark country e benziyor

Bir uçağa anne ile çocuğu biniyordu uçak çok büyüktü ve anne uyuya kalıyor uyandığında çocuğunu bulamıyordu uçağın içinde arıyordu baba ile ilgili bazı olaylar da vardı. sanırım ama çok iyi hatırlayamıyorum. bilen varsa söylerse sevinirim teşekkürler

jodie foster ın başrolünü üstlendiği Flight Plan

yukarıda bahsedilen uzak doğu yapımı filmin ismi Hayalet Dünya orjinal ismi GWAİ WİK

merhaba arkadaşlar, 80-90'lı yıllarda oynanan bir uzakdoğu dizisi ya da filmi vardı. Küçük çocukların dövüş sanatı kung fu falan öğrendiği bir yer var.Tapınak gibi.Çocukların hepsinin saçları kazınmış tabi. Budist bir grupta olabilir. Bide kötü bir karakter vardı.Bu kötü karakterin de içine girip bindiği -kendi etrafında dönebilen- bir aracı vardı. Bu aracın çevresi kesici aletlerle donanmış. O çocukların bazılarını da öldürüyordu. Kaç zamandır aklımda ama bulamıyorum. Kesik kesik hatırladığımdan dolayı da tam net bilgi veremedim maalesef.

Merhaba arkadaşlar, bir kaç sene önce bir film izlemiştim, adını bir türlü hatırlayamıyorum. Bir Alman filmiydi. Film ilk sahnelerinde bir kadının akşam vakti bir dans kulübünde ya da dans kursunda, (gece kulübü değil) stres atmak için mi ne, dans ettiğini görüyoruz. Bir süre sonra kulüpten çıkıyor. Bisikletine binip evine gidecek. Bisikletin demirlenmiş olduğu yerde kümelenmiş bir kaç serseri genç, kadını hafiften taciz etmeye başlıyor. Tabii gecenin bir vakti. Etrafta kimse yok. Tamam, işte şimdi kadın ayvayı yedi diye düşünürken bir adam yanlarına yaklaşıyor, varlığıyla gençleri korkutarak kadını kurtarıyor. Gece vakti bir kadının sokaklarda yalnız dolaşmasının tehlikeli olduğunu söyleyerek kadını eve bırakmayı teklif ediyor. (Bu adamın sonradan doktor olduğunu öğreneceğiz) Film bu noktada kararıyor ve direkt sabaha geçiyor. Ertesi gün kadın cinsel tacize uğradığını iddia ederek polise başvuruyor. Ama bir türlü delil sunamadığı için kimse ona inanmıyor. Herkes, tüm sistem, el birliği etmişçesine "toplumun saygın bir üyesi" olan doktorun tarafını tutuyor. Doktorun sicili temiz, doktorun kariyeri mükemmel, doktorun şu ana kadar hiç kimse bir hatasını bulamamış. Öte yandan geçmişinde, pek çok şeyin yanı sıra, "psikolojik tedavi görmek" de olan bir kadın var. Kadının deli damgası yemesi için yeterli oluyor bu. Filmin bundan sonrası kadının mücadelesiyle alakalı. Taciz sahnelerinin gösterilmeyişi bilinçli bir tercih. Seyirci son ana kadar "taciz gerçekleşti mi? yoksa kadın halüsinasyon mu gördü?" sorusunu kendine soruyor. Dostoyevski'nin ruhu şad olsun, filmlerde Suç'un Ceza'sız kalmadığını görmeye alışmışız. Adaletin tecelli ettiği tüm o filmlerin hiçbirini hatırlamıyorum şimdi. Ama bu filmi gayet iyi hatırlıyorum (ismi hariç). Sanatçıların görevinin genel geçer yargıları sarsmak olduğu söylenir. Okumuş etmiş doktorlardan tacizci olamayacağına dair genel geçer bir yargınız varsa eğer, sarsılması için bu filmi izlemeniz yeterli. Tabii önce filmin adını bulmanız gerekecek.

Sadece fragmanını izlediğim bir film bu yüzden çok kısıtlı bilgiye sahibim. Tek hatırladığım şu: Bir aile eski ve iki katlı bir evin önünde fotoğraf çektiriyolar ve bu fotoğrafta arkadaki evin penceresinden bakan siyahlar içinde bir kadın görünüyor.