Downton Abbey (2019)

Sırf Kostüm dalında Oscar aday adaylığından dolayı izledim. Kraliyetten olmadığım için filme hiç ısınamadım ve bir şey de anlamadım zaten. Dizisi varmış onu sevenler bunu da sevebilir ama benim için vakit kaybı oldu. Bulaşmanızı tavsiye etmem. Kostüm adayı olur mu olur, ödülü alır mı alır ama bu filmin iyi olduğu anlamına gelmez... 3/10...

Diziyi severek izleyenler için anlamı büyük..Ekibi nerdeyse tastamam görmek çok güzeldi.Maggie Smith umarım Mary ye veda ettiği gibi gerçekte de veda etmez çünkü kendisini çok severim.Dizi başlarken akarken veya biterken ki müzikleri bile duymak yetti arttı bana .Çok keyifliydi.

Senaryosu, aynı isimli TV dizisinin yaratıcılarından Julian Fellowes tarafından yazılan “Downton Abbey”, yönetmen koltuğunda Michael Engler’in oturduğu bir dönem draması…

13 Eylül 2019 tarihinde İngiltere’de vizyona giren filmin, 7.5/10 (23.395 oy) ve 4.6/5 (20.234 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (239 yorum) ve 64/100 (42 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…

Ama biz yine de, 25 Aralık 2015 tarihinde yayınlanan 52. bölümde, 1925 yılı Yılbaşı Gecesi konulu iki saatlik “Christmas Special” ile 6. sezonunda final yapan dizinin, 1927 yılındaki devamı niteliğindeki bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun içinde, 20 milyon dolarlık bir bütçe ile çekilen ve 192.3 milyon dolar gibi hiç de fena sayılmayacak bir hasılat rakamına ulaşılmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, bol miktarda “vıdı vıdı” ve “dedikodu” ile “koşuşturmaca” içeren hikâyesine karşın, sonunda her şeyin tatlıya bağlandığı, yorulmadan izlenilen abur cubur atıştırmalık tadında bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Eğer diziyi bilmiyorsanız, konuya hemen adapte olamayacağınız için başlarda hafiften bir, “Ne anlatıyor bunlar?” moduna girebilirsiniz… Ancak sabırlı davranır ve filme biraz zaman da tanırsanız… Hele farklı kültürlerden de tamamen kopukta değilseniz… Usta oyuncuların canlandırdığı değişik renklerdeki karakterlere de sahip olan “Downton Abbey”in, (insana pek bir şey katmasa da) sıkılmadan vakit geçirilebilecek bir film olduğunu anlıyorsunuz zaten…

Peki, sonrasında?

Kimi komik de olan (saray değil ama) aile ve malikâne içi entrikalarla birlikte, bir de bakıyorsunuz ki, gözünüzde büyüttüğünüz o 122 dakikalık süre su gibi akıp gitmiş bile…

Filmin, İngiliz sinemasının önemli isimlerinden oluşan oyuncu kadrosu da oldukça iyi… Mekân, dekor, kostümler ve müzik için de olumsuz anlam da söylenilecek her hangi bir şey yok… Her şey, tam da olması gerektiği biçimde kurgulanmış…

Fakat ne yazık ki, özellikle de, dizinin diğer 52 bölümünden bihaber olanlar için film hakkında sayılabilecek olumlu şeylerin de hepsi bu kadar…

Zira bittiğinde bunun, akıllardan aniden uçup giden “sabun köpüğü” benzeri (“gürültülü” de) bir konuya sahip “pembe dizilerden” çok da değişik olmadığını fark ediyorsunuz… O yüzden de sonrasında kendi kendinize, “Neden çekmişler ki, bu filmi?” türünde (yanıtsız kalacak) bir soru sorduğunuz gibi (vakti zamanında dizinin tamamını izlemediyseniz) “Şimdi ben niye izledim ki, bunu?” diye hayıflanabiliyorsunuz da…

Bilenler için ise, (sadece yapımcıları ve dağıtımcıları adına önemli olan) “192 milyon dolarlık hasılat” dışında film, “Downton Abbey” (2010–2015) dizisinin süre olarak uzatılmış 53. bölümü olmaktan çok da fazla bir şey ifade etmiyor…

Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Artık ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde (başlı başına bir efsane olan ana dizinin yeni bölümü olarak değil de diziden bağımsız tek bir film olarak) “Ehh İşte” kategorisine dâhil ederek, (4’ü az 5’i de fazla bulmamıza rağmen sırf oyuncuların emeklerine ve dizinin kendisine duyduğumuz saygı nedeniyle) puan olarak da 5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, “siz bilirsiniz” şeklinde olacak…

İzleyeceklere keyifli seyirler…