Giriş Kayıt

Roza of Smyrna (2016)


97 dk
6.6
  • 132/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
6.6/10 puan 59 kullanıcı oyladı
Yönetmen:
Rating:
6.6
Vizyon Tarihi:
22 Aralık 2016 (Yunanistan)
Dil:
Yunanca, İngilizce, Türkçe
Çekim Yeri:
Athens, Yunanistan
Nam-ı Diğer:
I Roza tis Smyrnis
80 kişi izledi 54 kişi izleyecek 2 kişinin favorisi 20 takip
Özet
1984 yılında Atina'da, Türkiye'den göç etmiş Rumlardan geriye kalan tarihi eşyaların sunulacağı bir sergi hazırlanmaktadır. Sergi için yeterli malzeme bulunamayınca koordinatörlerinden Dimitris, İzmir'e giderek oradaki antikacılarda araştırma yapmaya karar verir. Kendisine yardımcı olan rehber Ömer'in yardımıyla bulduğu 60 yıllık gelinlik, fotoğraf ve bir mektup, onu 1922 yılında Atina'ya göç eden İzmirli Roza'nın izini sürmeye yönlendirir. Ancak araştırdıkça, bu gizemli olayın içinde pek çok karanlık noktalar olduğunu görür. - Gönderen: haydarz
Görseller
  • Roza of Smyrna
  • Roza of Smyrna
  • Roza of Smyrna
  • Roza of Smyrna
  • Roza of Smyrna
Yorumlar
4 yıl önce
avatar
Senaryosu, Yannis Yanellis – Teodosiadis’in “İsmail Kai Roza / İsmail ve Roza” isimli romanından uyarlanarak Christina Lazaridi tarafından yazılan “Roza of Smyrna”, Giorgos Kordellas’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

Bütün film boyunca, “Kerem ile Aslı” veya “Leyla ile Mecnun”un aşkına benzer gizli kalmış bir “Roza ile İsmail” efsanesi deşelenerek ortaya çıkartılmaya çalışılıyormuş gibi dursa da, olay aslında bu kadar basit değil…

Zira verilmeye çalışılan mesaj bambaşka…

Filmin kahramanlarından Roza (Leda Protopsalti) 1922, Dimitris (Tasos Nousias) ise 1955 yılında Türkiye’yi terk etmek zorunda kalan iki Anadolu Rum’u…

Bunlardan İzmir’in “Gül’ü” Roza, İsmail ile olan aşkını bir türlü unutamazken, Dimitris’de, 6 – 7 Eylül olayları esnasında İstanbul’da başlarına gelenlerin etkisinden bir türlü kurtulamamakta ve hiçbir ayrım yapmaksızın bütün Türklere karşı da aynı ön yargının neden olduğu düşmanca bir tavırla yaklaşmaktadır…

Ki, zaten filmde işlenen esas konu da, (biriken gaz sıkışması gibi bir) “öfke” ve ardından koşuşturarak gelen “nefret dolu fanatizm” ile harmanlanan bu “milliyetçi önyargının”, kırılarak dağıtılması sürecinin gözlere sokulmasıyla alakalıdır…

Öyle ki, başlangıçta bir çelik kadar eğilmez (ve doğal olarak da kırılgan) olan Dimitris, 97 dakikanın sonunda "normal" kıvama varmaktadır…

Peki, bu nasıl mı oluyor?

Elbette onu da, filmi izleyince göreceksiniz…

Tamam, 900 bin Avro gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen filmin, aralarında Yılmaz Gruda ve Cem Aksakal’ın da bulunduğu gerek oyunculuk performansları gerekse de teknik kısmı, “şahane” denilecek kadar iyi değil…

Fakat kesinlikle idare eder…

Yalnız “Roza of Smyrna”yı, tarihi gerçeklerin mercek altına alındığı bir film olarak izlememekte de yarar var… Çünkü gerek 1922 yılında İzmir’de yaşanan büyük yangın ve gerekse de 1923’de başlanılan nüfus mübadelesi ile 1955 yılında İstanbul’da yaşananlar filmde hafiften bir değinilip geçilenlerle tamamen farklı şeyler…

Eğer söz konusu o tarihlere ciddi anlamda odaklanılmış olsaydı, eminiz bu kez de bizim “yerli ve milli” Dimitrislerin ayranları kabaracaktı…

O nedenle, bu filmi biraz “aşk – meşk” ve biraz da neredeyse ırkçılığa varacak oranda yapılan milliyetçiliğe verilen “ince bir ayar” olarak görüp izlemeli diye düşünüyoruz…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde, “Ehh işte” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,
4 yıl önce
avatar
"Savaşta ilk kurşunu gerçekler yer."

Filmin başında Dimitris'e ayar olacaksınız. Tabii o da "hepimize" ayar olmuş durumda, ve kendince yerden göğe kadar haklı. Biz de haklıyız. Nasreddin Hoca ne demiş? "Sen de haklısın." Neyse, geyiği bırakalım...

Bu film, benim de memleketim olan İzmir ile, yine bir zamanlar ailemin de memleketi olan "Rumeli" arasında belli bir dönemde geçen tarihsel olaylar ile ilgili gerçekleri su yüzüne çıkarmak için yapılmamış. Çünkü bu zaten tam olarak yapılamaz. Örneğin İzmir Yangını ile ilgili merakınız varsa, Falih Rıfkı Atay'ın "Çankaya" isimli eserinden yararlanabilirsiniz. Bulabilirseniz tabii...

Kesin olarak bildiğimiz birşey varsa, o da; insanlar tarihin çeşitli dönemlerinde, tabii o dönemde de, yerlerinden, yurtlarından ve belki de asıl önemlisi, birbirlerinden zorla koparılarak hiç de iyi karşılanmadıkları bir ortama doğru sürgün edildiler. Türk-Yunan mübadelesi şöyle dursun, bir zamanlar Almanya'ya çalışmaya giden insanlarımız bile, orada "yabancı", burada da "Almancı" idiler. Yine benim yakın akrabalarımdan biri de onlardan biriydi. Suriye sorununu da unutacak halimiz yok elbette, çoktan beri içiçeyiz. Herneyse...

Demem o ki; birbirinden kopuk yaşamak durumunda kalan eş, dost ve aileler hiçbir zaman huzurlu bir yaşama kavuşamadılar. O yüzden bu tür olaylar hakkında birşeyler biliyormuş havası yaratmak da,
"aşk meşk" diye küçümsemek de hiç doğru değil...

Ne diyorduk? Filmin yapılış amacı Cannes'da Altın Palmiye veya Berlin'de Altın Ayı'ya oynamak falan değil. Bunu anlamak için sinema ile ilgili mürekkep yalamış olmak gerekmiyor. Bu film son derece iyi niyet ve amaçlarla yapıldığı belli olan, mütevazı bir ortak çalışma ürünü. Oldukça da sürükleyici üstelik. Atina, İzmir ve Istanbul üçgeninde, bazı insanların kırık hayatlarının peşine düşeceğiz. Belki kendi geçmişimizden de pasajlar bulacağız ve hüzünleneceğiz...

Bu konu sizi az da olsa ilgilendiriyorsa, es geçmeyin, hangi kafayla aksini iddia ettiği anlaşılmayan ama spoiler dolu olan yorumları da filmi izlemeden önce okumayın. Sizi ilgilendirmiyorsa da, hiç zamanınızı harcamayın.

Film ailece izlenir, izlense iyi olur hatta...
4 yıl önce
avatar
Türkiye ve Yunanistan'ın dostluk adına anlamlı güzel bir aşk hikayesi izledik.Özellikle Marianna'nın Juliette Binoche benzerliği çok dikkatimi çekti.Açıkçası filmi beğenerek izledim ve izlemenizi tavsiye ederim..
Roza of Smyrna Altyazıları

Türkçe Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
24
1,888
YTS.AM
4 yıl önce

İngilizce Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
24
131
YTS.AM
5 yıl önce
1
25
89
AC3
6 yıl önce
  • İyi
  • Yeterli
  • Yetersiz
  • Değerlendirilmedi
  • Kaynak Altyazı Bekleniyor
  • Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film