Giriş Kayıt

Bir Düşüşün Anatomisi (2023)


Anatomie d'une chute

151 dk
7.1
  • 142/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
7.1/10 puan 194 kullanıcı oyladı
Yönetmen:
Ülke:
Rating:
7.8
Vizyon Tarihi:
03 Kasım 2023 (Türkiye)
Dil:
Fransızca, İngilizce, Almanca
Nam-ı Diğer:
Anatomy Of A Fall
285 kişi izledi 213 kişi izleyecek 26 kişinin favorisi 257 takip
Özet
Dünya prömiyerini yaptığı Cannes Film Festivali’nde Altın Palmiye'nin sahibi olan bu "Hitchcockvari mahkeme filmi" bir evliliğin dinamiklerini mercek altına yatıran bir psikolojik gerilim. "Birinin özel hayatı başkasının cehennemidir" fikrinden yola çıkan Bir Düşüşün Anatomisi, Fransız Alpleri'nde bir kulübede kocası Samuel ve görme engelli oğluyla izole bir yaşam süren Alman yazar Sandra'yı izliyor. Samuel yüksekten düşerek ölür fakat soruşturma sonucunda ölüm nedeninin intihar mı kaza mı olduğu kesinleşmeyince Sandra cinayet suçlamasıyla tutuklanır. Samuel'in ölümünün sorgulandığı mahkeme süreci, çiftin çalkantılı ilişkilerinin de derinine inen rahatsız edici ve tatsız bir psikolojik yolculuğa dönüşür. Filmin senaryosu, daha önce Victoria ve Sibyl'de de işbirliği yapan yönetmen Justine Triet ile eşi Arthur Harari tarafından yazıldı. - Gönderen: Quaresmania
Yorumlar
7 ay önce
avatar
Bu sene benden 10 puan almayı başaran ikinci film. Sarmayan biri için uzun gelebilir ama beni aşırı sardı ve iki buçuk saat su gibi akıp geçti.

10 vermemden de anlaşılabileceği üzerine kötü hiçbir yan yok filmde. Oyunculuklar olağanüstü. Sandra Hüller'in performansı ders niyetine öğretirlir büyük ihtimal. Milo Machado Graner'ın performansı da zira aynı şekilde. Filmdeki tüm öne çıkan oyuncular o kadar iyi ki hepsiyle bağ kurabiliyor, aynı duyguları yaşabiliyorsunuz. Gülümsemeler, ağlamalar, iç çekişler. Hepsine ayak uydurabiliyorsunuz. Hayatımda izlediğim en iyi diyaloglara sahip filmlerden biri oldu.
Sürprizbozan: Göster
Hayata dair çok fazla noktaya değinse de özellikle "çift" olmanın ne olduğu; ne gibi sorumluluklar, ne gibi kısıntılar, ne gibi zenginlikler getirdiği çok içten bir şekilde işleniyor. Yine aynı şekilde en iyi görme engelli temsiline sahip filmlerden biri sanırım. En azından beni etkileyen iki sahnesi vardı bu konuda.
Sürprizbozan: Göster


Sürprizbozan: Göster


Sonuç olarak her alanda başarılı bir yapım. Yapmak istediğini çok iyi yapan bir yapım. Kesinlikte tavsiye edilir fakat herkese hitap etmeyebileceğini de görmezlikten gelmemek lazım. Bu arada "50 Cent - P.I.M.P." enstürmantel versiyon da beynime travmatik bir şekilde kazınmış oldu bu film sayesinde.
8 ay önce
avatar
Renkler, çekimler, kamera, açılar, oyunculuk üff... nefis kere nefis... Sandra Hüller'in her bir saniyesine taptım. Açıkçası çocuk oyuncu Milo Machado Graner de çok ama çok iyiydi. Çok dişe dokunur bir geçmişi olmayan Justine Triet için muazzam bir sıçrama ve başarı olduğunu da söyleyebilirim... Ancak filmin başlarında avukatın eve ilk geldiği sahne ah o özensiz sahne bende filmin tüm büyüsünü bozdu...

Ev, son derece ıssız, uzak, ulaşılamaz yapısını arkada 1 2 sn boyunca gördüğümüz çirkin apartmanlarla kaybetti. Sonra ver sen istediğin kadar uzak yollardan geliniyor... ev uzakta ve bir başına efektini ııhh... bitti o iş :/

Sonra Triet'in yine bir diğer özensizliği de bence mahkemeye taşınan kavga ses kaydı... Hani hayata dair kayıtlarmış da telefonla kaydedilmiş de USB bellekte saklanıyormuş...
Canım sağ tıklıyorsun, detaylara bakıyorsun sana günü, saati hatta lokasyonu bile veriyor...

Ancak yine de Hüller'in masumiyeti çok tatlı şekilde hava kaldı ve ben tatmin oldum. Uzun zamandır bu kadar kaliteli bir yapım izlememiştim. Evet ben de Altın Palmiye'yi belki aynı şeyi ancak bambaşka bir bakışla anlatan bu filme verir, klişeleşmiş bir diğer NBC filmine bişi vermezdim.
7 ay önce
avatar
Filmin sinematografisi, oyunculukları, diyalogları, karakter tahlili üst düzeyde. Bunların hiçbirine diyecek sözüm yok. Sinemayla profesyonel anlamda ilgilenen yönetmen-yapımcı adayları için bu film birçok açıdan yol gösterici olabilir.

Ama sıradan bir sinema izleyicisi için yorucu bir film .Filmde özdeşlik kuracak, yakınlık ve sempati duyacak bir karater bulamadım. Kadın soğuk ve itici bir tip. Vefat eden adam da birtakım psikolojik açmazlar ve entelektüel kıskançlıklar yaşayan sorunlu bir karaker. Hangisi haklıydı derseniz, ikisi de derim. Çok uzun ve bol diyaloglu mahkeme sahnelerinde ise çoğu zaman kendimi bir Rus romanından uyarlanmış tek mekanlı bir tiyatro oyununda gibi hissettim. Gerçekten zaman zaman yordu ve baydı. Acaba filmin sonunda cinayet davası sonuçlanırken bir süpriz ya da ters köşe mi çıkacak diye umdum ama o da olmadı. Netice itibariyle sorunlu bir karı-koca ilişkisine tanıklık ettik, hepsi bu.

Bu film eğer Altın Palmiye almamış olsaydı, eminim birçok arkadaş filme bu kadar yüksek puanlar vermez, bu kadar olumlu yorumlar yazmazdı. Birkaç ay sonra kimsenin bu filmden tek bir sahne bile hatırlayacağını sanmıyorum.
Forumdan Benzer Başlıklar
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film