Napolyon (2023)

Macera, savaş vb bir beklenti içinde olmadan gittim. ama arkadaş belgesel de değil ki. Aldığı bir kararı neye aldığını anlamıyoruz. Neyi neden yaptı belli değil. 5 dakikalık kesitler ile birşeyler anlatmaya çalışılmış o da olmamış. İzlediğim sinemanın kötü görüntü kalitesinden mi bilmiyorum renk paleti çok kötüydü. Bence bu sinemadandı ama film dijitale düşünce mutlaka kontrol edecem. Filmdeki güzel olan tek şey figuran sayısı

Harikulade bir biyografi ! Bir kez daha teşekkürler Ridley Scott!

85.. Evet adam 85 yaşında film yapıyor, yönetiyor! Artık film yapmaz dedikçe bir bir bombalıyor, nasıl olur ya diye düşünüyor insan. O yaşta bir çok insanın dimağı yerinde olmuyor artık, şaftı kayıyor, huzurevinde yaşıyor. Youtube hk. konuşmalarını izledim, adam gayet dinç. E tabi adamın refahı yerinde, senden benden daha iyi besleniyor, efsane bir hayat yaşıyor, projeleri önüne seriyor, titizlikle çalışıyor demek ki. Yine de 85 abi, tuhaf yani.. Kardeşi de vardı merhum Tony Scott, 2012'de vefat etti, o da çok başarılıydı. Vincent Thomas köprüsünden atlayıp intihar ediyor kanserle uzun mücadelesinden sonra. R. Scott'ın oğlu da yönetmen, Jake Scott, daha yakın zamanda bir filmini izledim American Woman diye, babası gibi devam etmesi dileğiyle. (ha bu arada R.Scott atheistmiş burdan cübbelilere duyurayım, siz izlemeyin, caiz değil).

Şimdi R.Scott neden Napolyon filmi yaptı durup dururken diye düşündüğümde aklıma 9 ay önce yorum yapmış olduğum The Duellists filmi geldi https://turkcealtyazi.org/mov/0075968/the-duellists.html o filmde ana konu 2 askerin bitmek tükenmek bilmeyen düellolarıydı ama Kralcılar ve Napolyoncular taraftarları konusu da vardı (konusu biraz sığ olsa da sinematografisi iyidir o filmin, izleyiciye pek bişey katmaz ama izlenir). Herhalde o yıllara olan ilgisini bu filmle tamamlamak istemiştir diye düşünürken youtube'dan bi bakayım film hk. konuşmuş mu diye, ve evet adam tam da bu yüzden çekmiş Napolyon filmini https://www.youtube.com/watch?v=Gh25DwEFVOc acaba daha büyük bir hikaye olan Napolyon'u yapmayı cesaret edebilir miyim acaba diye düşünmüş ve şunu ekliyor:

"-İnsanlar tarih derslerini sevmiyor çünkü bir şey öğreneceğe benzemiyorlar, ne oluyor? ne oluyor yahu?" diye soruyor (ki burada ders alamayan kişinin Putin - Biden'ın Ukrayna üzerinden kapışmasını sorguluyor bence) . Ve şöyle devam ediyor;

"Filmi bir tarih dersi gibi yapamazdım, sadece bu kişinin kim olduğunu verebilmek için ana karakterine bakmalıydım ve bu Josephin'e olan takıntısı neydi? Buna odaklanmayı tercih ettim. Elbette savaş görüntüleri vermeliydim, elbette kötü davranışlarını da komik olan yönlerini de vermeliydim, pek çok açıdan renkli bir film oldu" (tercümeyi biraz sadeleştirdim sizin için)

Neyse tüm videoyu tercüme etmiyeyim, yoksa yorum uzayacak. Bence 1. ve 2. dünya savaşlarından önce Avrupa'da Napolyon savaşları özellikle Waterloo ve Rusya seferi birer ön dünya savaşı gibi savaşlar. Sadece Rusya seferinde olan kayıplara bakacak olursak yarım milyona yakın insan ölüyor! Merak edenler baksınlar https://www.britannica.com/event/French-invasion-of-Russia sadece insan da değil, Waterloo savaşında 47.000 insan ve 7.000 at imha olmuş..Onlar da can, yazık..7 tane değil ha, gözünüzün önüne 7.000 atı getrin..

Waterloo Savaşı demişken İzleyenlere bir başka önerim olsun buradan: 1970 tarihli Waterloo Savaşı : https://turkcealtyazi.org/mov/0066549/waterloo.html
Prodüksiyonun kralı o film aslında ama o film sadece Waterloo savaşına odaklı. Rod Steiger cuk oturmuştu rolüne. Christopher Plummer, Orson Welles, Jack Hawkins.. Yönetmen de tarihi filmlerin adamı Sergey Bondarchuk.. 4 yıl önce izlemişim. Uzun bir film, CGI'sız, organik. Bir ara meraklıları izlesin bence.

Her şey merakla oluyor zaten, bu uzayan yorumlar da hep ilgi meselesi, sevgi meselesi. Biraz da film sonrası ya da öncesi araştırma yapmak gerekiyor dolgun bir yorum olabilmesi için. Mesela sırf bu film için 2-3 gün önce hiç öykünmeden 2 saat 14dk. şunu izledim / dinledim ve çok lezzet aldım https://www.youtube.com/watch?v=QhOMUBrD8Zo İlber Ortaylı ve Celal Şengör yaşayan son mohikan gibi adamlar, öldüklerinde çok arayacağız bu ikiliyi, umarım bir 10 sene daha devam ederler, çok üzülürüm gerçekten. Napolyon hakkında güzel bilgiler veriyorlar, tavsiye ederim.

Filme tekrar dönecek olursak: film 2 şeye odaklı, 1. Hırslı, azimli, ülkesine aşık bir komutanın Fransa'nın çıkarlarını gözeterek, o yıllarda ve önceki yıllarda tüm imparatorlukların "fethetme" tutkusunu ifa etmesi, 2. Aşkı olan Josephine ile toksik, sancılı ama tutkulu ilişkisi. Daha önce tutkulu aşık olmayana bu ilişki pek geçmeyebilir. Beğenmeyen arkadaşlara şunu demek isterim: Amaç adamın her detayını vermek değil, o zaman film çok uzar. Yönetmen kısa zamanda çok iyi bir iş çıkarmış bence.

Cast: R. Scott yine o youtube videosunda Joaquin Phoenix'e olan hayranlığını belirtiyor, "her rolün üstesinden gelebilecek bir aktör ve Napolyon'a da benziyor" diyor. Ben bu arada kadın aktristi de çok beğendim, daha önce bir çok filmde izlemişim ama farketmemişim demek ki, hem çok alımlı bir kadın hem de rolünün hakkını verdi bu filmde. Figürasyon güzeldi, prodüksiyon sağlamdı, filmin rengi harikaydı, savaşlar yeterliydi. Creme de la creme.. İyi seyirler.

Benim için favori Ridley Scott filmlerime eklenen bir yapım oldu, yönetmenin neredeyse tüm yapımlarını beğendiğimden olumsuz yorumlara rağmen ilk gün sinemada izledim ve iyi ki de izlemişim diyorum.

Tarihe yön veren Napolyon'un hayatındaki önemli dönüm noktalarına ve egosuyla sık sık anılan Napolyon'un aslında başarısının ardında yatan en büyük motivasyon kaynağı; aşkı ve en yakın arkadaşı Josephine'i daha iyi tanıyacaksınız bu filmde. Napolyon'un benmerkezci ve narsistik tarafı zekice diyalog ve esprilerle aktarılmıştı. Tarihe adını yazdırdığı kanlı savaşlara Scott'ın perspektifinden son derece yalın ve duygu yüklü bir perspektiften tanık olmak güzeldi.