En çok beğenilen yorumlar
melancolic (498) - 10 yıl önce
Benim aklımdan film bitince şu cümle geçti sadece;
"Ruh değil, şeytan değil, in değil, cin değil, bizim zihn-i sinirlerin çevirdiği gibi karabasan zaten hiç değil... Peki ne bu Babadook..."
Korku dozajına bakacak olursak, kesinlikle sizi öyle yerinizden sıçratacak, koltuğa yapıştıracak bir film olduğunu söyleyemeyiz. Ancak başından sonuna gergin bir film...
Filmin kesinlikle orijinal bir tarzı var. Sinir bozma amacı güdüyor ki, zaten öyle bir amacı olmasaydı, ciddi anlamda sinirsel problemleri olan, rahatsız edici ve itici bir çocuk karakteri seçmezlerdi. İnsanın bir kaşık suda boğası geliyor...
Anne karakterini çok beğendim, gerçekten haline acıyorsunuz, bunu da çok iyi yansıtmışlar. Ve canlandıran Essie Davis bence karakterin hakkını sonuna kadar vermiş...
Sonu da göreceli;
Sonunu belki beğenirsiniz belki olmamış dersiniz, ama bence başından sonuna farklı bir iş çıkmış ortaya...
Ben sevdim, kendi adıma da tavsiye ederim...
7
"Ruh değil, şeytan değil, in değil, cin değil, bizim zihn-i sinirlerin çevirdiği gibi karabasan zaten hiç değil... Peki ne bu Babadook..."
Korku dozajına bakacak olursak, kesinlikle sizi öyle yerinizden sıçratacak, koltuğa yapıştıracak bir film olduğunu söyleyemeyiz. Ancak başından sonuna gergin bir film...
Filmin kesinlikle orijinal bir tarzı var. Sinir bozma amacı güdüyor ki, zaten öyle bir amacı olmasaydı, ciddi anlamda sinirsel problemleri olan, rahatsız edici ve itici bir çocuk karakteri seçmezlerdi. İnsanın bir kaşık suda boğası geliyor...
Anne karakterini çok beğendim, gerçekten haline acıyorsunuz, bunu da çok iyi yansıtmışlar. Ve canlandıran Essie Davis bence karakterin hakkını sonuna kadar vermiş...
Sonu da göreceli;
Sürprizbozan: Göster
ben sanırım ilk fikre daha yakın hissettim kendimi... Sonunu belki beğenirsiniz belki olmamış dersiniz, ama bence başından sonuna farklı bir iş çıkmış ortaya...
Ben sevdim, kendi adıma da tavsiye ederim...
HannibaI (15) - 9 yıl önce
öncelikle söylemeliyim ki muhakkak izleyin. Film çok akıllıca düşünülerek yapılmış ve beklediğimden daha iyi bir sonu vardı. çocuk cızırtısımı? Bu çocuk çok büyük oynamış bunu göremediyseniz bu sizin sorununuz. Emin olun ki sonunda kafanız allak bullak olacak ve düşüncelere dalacaksınız. gerim gerim gerilmeye hazır olun iyi seyirler
8
Yorumlar (48)
deccal09 (37) - 2 yıl önce
Kategori olarak korku yazmışlar, bu filmi korku filmi olarak niyetlenip oturup korku filmi olarak izlerseniz eh işte fena film değildi dersiniz, öyle yorumlar da var zaten ama filmde olan olayları simgesel bir gözle analiz edince ortaya aşırı üzücü insanı ve insanı çok geren başka bir anlatı çıkıyor. Ben çok beğendim filmi, üstü kapalı spoiler bile yazmayayım tadı kaçmasın.
CMSVRM (316) - 3 yıl önce
Bu film kesinlikle korku yada psikolojik gerilim filmi değil. Tamamı ile çocuk zırlaması, çığlıklarla sinir oynatmaya ve zıplatmaya yönelik bir yapım. İzlediğim en saçma filmlerden de biri ayrıca. Başka bir şey söylememe gerek yok. Pandemi de bu yoklukta bile kurtarmıyor. 1 buçuk saatim boşa gitti. Olmaz olsun böyle filmler.
1
dammak (1162) - 4 yıl önce
“The Babadook”, senaryosunu, hikâyesini de kendi yazdığı 10 dakikalık “Monster” (2005) isimli kısa filmden uyarlayarak kaleme alan Jennifer Kent’in yönetmen koltuğunda oturduğu ilk uzun metrajlı sinema filmi…
Prömiyeri, 17 Ocak 2014’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 22 Mayıs 2014 tarihinde ilk önce Avustralya’da vizyona girmesine karşın aradığı başarıyı ABD ile Avrupa’da yakalayan filmin, 6.8/10 (181.323 oy) ve 3.7/5 (38.875 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.2/10 (235 yorum) ve 86/100 (34 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, bir “ilk film” için oldukça etkileyici…
Ama biz yine de “The Babadook”u, sanat yönetmeni Alex Holmes ve görüntü yönetmeni Radek Ladczuk ile birlikte “(dondurucu derecede) ürpertici” ve “klostrofobik” bir atmosfer olarak tasarladıkları iç mekânlarda çeken Jennifer Kent’in, bu aşamadaki ana esin kaynaklarının David Lynch ve Roman Polanski olduğunu ifade ettiği (fakat kesinlikle her hangi bir şeylerini kopyalamadığı gibi bu ustaların hiç bir filmini de anımsatmayan) bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Zaten Kent’de bu söylemi ile bir anlamda filmin, sadece bu iki ustanın “tarzları” gibi kurgulandığını belirtmeye çalışmış o kadar…
Bunun içinde, 2 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen ve nihayetinde de 10.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, teknik ve oyuncu kadro uyumunun tavan yaptığı filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Hem de, altı yaşındaki Samuel’i oynayan Noah Wiseman’ın senaryo okuyamayacak kadar küçük olmasına rağmen…
Ancak kim ne derse desin, filmde (ABD’li ve Avrupalı izleyiciler için Victoria’n tarzı bir mimari ile özel olarak tasarlanarak inşa edilen) kocaman bir evde yalnız başlarına yaşayan bir ana ile oğul Amelia ve Samuel karakterlerini canlandıran Essie Davis ile Noah Wiseman’ın performansları tam anlamıyla birinci sınıf…
Öyle ki, kimi zaman asap bozucu bir hal de alan “sıra dışı” davranışları nedeniyle etrafındakiler kadar izleyiciyi de çileden çıkartıyor bu parmak kadar Samuel… Elbette bu başarıda, başta film setinden hiç ayrılmayan Noah’ın gerçek annesi ile yönetmen Kent ve filmdeki annesi Davis olmak üzere, kendisiyle yakından ilgilenen istisnasız herkesin ciddi katkıları olmuş…
Filmdeki teknik ekibe gelince… Kent’in yaklaşık bir ay kadar önce yorumladığımız ikinci filmi “The Nightingale” (2018) ile birebir aynı… En azından besteci Jed Kurzel, görüntü yönetmeni Radek Ladczuk, editör Simon Njoo, casting direktörü Nikki Barrett ve sanat yönetmeni / prodüksiyon tasarımcısı Alex Holmes, yine Kent’in ekibinin omurgasını meydana getiriyorlar…
Filmin hikâyesine de kısaca bir değinecek olursak… Bu konuda da söyleyebileceğimiz yegâne şey, sizin de herkes gibi neredeyse finale kadar, “Bu bir psikolojik gerilim mi, yoksa paranormal / haunted house bir korku mu?” ikilemi içinde gidip geleceğiniz biçiminde…
Eğer bize, “Size göre bu, bunlardan hangisi?” diye soracak olursanız… Tabii ki de, filmi henüz izlememiş olanların canını sıkmamak adına, “spoiler” verme alışkanlığı bulunmayan tarzımız gereği yanıtımız, “Onu da izleyerek siz bulacaksınız” olacak…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “Yıllardır takibimizde olan Jennifer Kent’in, neredeyse ikinci uzun metrajlı filmi ‘The Nightingale’ (2018) kadar zekice kurgulanmış olan bu ilk filmini de izleme listeleriniz ile arşivlerinize eklemeyi etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 7 verdiğimiz bu bağımsız film için önerimiz de, aradan geçen bunca zamana karşın halen izlemediyseniz, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
7
Prömiyeri, 17 Ocak 2014’de Sundance Film Festivalinde yapılan ve 22 Mayıs 2014 tarihinde ilk önce Avustralya’da vizyona girmesine karşın aradığı başarıyı ABD ile Avrupa’da yakalayan filmin, 6.8/10 (181.323 oy) ve 3.7/5 (38.875 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 8.2/10 (235 yorum) ve 86/100 (34 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, bir “ilk film” için oldukça etkileyici…
Ama biz yine de “The Babadook”u, sanat yönetmeni Alex Holmes ve görüntü yönetmeni Radek Ladczuk ile birlikte “(dondurucu derecede) ürpertici” ve “klostrofobik” bir atmosfer olarak tasarladıkları iç mekânlarda çeken Jennifer Kent’in, bu aşamadaki ana esin kaynaklarının David Lynch ve Roman Polanski olduğunu ifade ettiği (fakat kesinlikle her hangi bir şeylerini kopyalamadığı gibi bu ustaların hiç bir filmini de anımsatmayan) bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Zaten Kent’de bu söylemi ile bir anlamda filmin, sadece bu iki ustanın “tarzları” gibi kurgulandığını belirtmeye çalışmış o kadar…
Bunun içinde, 2 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçeyle çekilen ve nihayetinde de 10.3 milyon dolarlık bir hasılat rakamına ulaşmış olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, teknik ve oyuncu kadro uyumunun tavan yaptığı filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Hem de, altı yaşındaki Samuel’i oynayan Noah Wiseman’ın senaryo okuyamayacak kadar küçük olmasına rağmen…
Ancak kim ne derse desin, filmde (ABD’li ve Avrupalı izleyiciler için Victoria’n tarzı bir mimari ile özel olarak tasarlanarak inşa edilen) kocaman bir evde yalnız başlarına yaşayan bir ana ile oğul Amelia ve Samuel karakterlerini canlandıran Essie Davis ile Noah Wiseman’ın performansları tam anlamıyla birinci sınıf…
Öyle ki, kimi zaman asap bozucu bir hal de alan “sıra dışı” davranışları nedeniyle etrafındakiler kadar izleyiciyi de çileden çıkartıyor bu parmak kadar Samuel… Elbette bu başarıda, başta film setinden hiç ayrılmayan Noah’ın gerçek annesi ile yönetmen Kent ve filmdeki annesi Davis olmak üzere, kendisiyle yakından ilgilenen istisnasız herkesin ciddi katkıları olmuş…
Filmdeki teknik ekibe gelince… Kent’in yaklaşık bir ay kadar önce yorumladığımız ikinci filmi “The Nightingale” (2018) ile birebir aynı… En azından besteci Jed Kurzel, görüntü yönetmeni Radek Ladczuk, editör Simon Njoo, casting direktörü Nikki Barrett ve sanat yönetmeni / prodüksiyon tasarımcısı Alex Holmes, yine Kent’in ekibinin omurgasını meydana getiriyorlar…
Filmin hikâyesine de kısaca bir değinecek olursak… Bu konuda da söyleyebileceğimiz yegâne şey, sizin de herkes gibi neredeyse finale kadar, “Bu bir psikolojik gerilim mi, yoksa paranormal / haunted house bir korku mu?” ikilemi içinde gidip geleceğiniz biçiminde…
Eğer bize, “Size göre bu, bunlardan hangisi?” diye soracak olursanız… Tabii ki de, filmi henüz izlememiş olanların canını sıkmamak adına, “spoiler” verme alışkanlığı bulunmayan tarzımız gereği yanıtımız, “Onu da izleyerek siz bulacaksınız” olacak…
Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…
İlk önerimize gelince:
O hakkımızı da bu kez; nitelikli film izlemeyi tarz edinmiş sinemasever dostlara, “Yıllardır takibimizde olan Jennifer Kent’in, neredeyse ikinci uzun metrajlı filmi ‘The Nightingale’ (2018) kadar zekice kurgulanmış olan bu ilk filmini de izleme listeleriniz ile arşivlerinize eklemeyi etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 7 verdiğimiz bu bağımsız film için önerimiz de, aradan geçen bunca zamana karşın halen izlemediyseniz, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “muhakkak bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler…
oktaytolga (14) - 6 yıl önce
son yıllarda izlediğim en iyi korku filmi diyebilirim. sağdan soldan bir anda çıkıp korkutan klişe korkulardan değil iyi bir psikolojik korku olmuş. annenin duygusuna empati yapabilirseniz daha çok keyif alırsınız. izleyin tavsiye ederim
SparkyMurat (12) - 8 yıl önce
Öncelikle değişik ve orjinal bir film. Tam olarak bir korku filmi değil, insanı geren sinir bozucu bir gerilim filmi. Çocuk ve annesi oyunculuk olarak 10 numara. Çok beğendim...
Finalin de sanki iki opsiyonluymuş gibi olması oldukça enteresan. Puanım 7/10
7
Finalin de sanki iki opsiyonluymuş gibi olması oldukça enteresan. Puanım 7/10
Rogers (727) - 9 yıl önce
Filmi şimdiye kadar erteledim, yok güzel değilmiş, vasatmış, sonu olmamış gibi yorumları okuduğum için. Doğrusu vasat bir film bekliyordum ki konunun işleniş tarzı değişik geldi. Müthiş bir metafor dili kullanılmış.
İnsanın buhran psiikolijisinin resmedilmiş halide diyebiiliriz. Bir korku izleyicisi için filmin atmosferi önemlidir. Yönetmenin bazı yerlerde Shining'ten etkilendiğini düşünüyorum. Ben filmi getirdiği farklılık sebebiyle sevdim.
7
İnsanın buhran psiikolijisinin resmedilmiş halide diyebiiliriz. Bir korku izleyicisi için filmin atmosferi önemlidir. Yönetmenin bazı yerlerde Shining'ten etkilendiğini düşünüyorum. Ben filmi getirdiği farklılık sebebiyle sevdim.
HannibaI (15) - 9 yıl önce
öncelikle söylemeliyim ki muhakkak izleyin. Film çok akıllıca düşünülerek yapılmış ve beklediğimden daha iyi bir sonu vardı. çocuk cızırtısımı? Bu çocuk çok büyük oynamış bunu göremediyseniz bu sizin sorununuz. Emin olun ki sonunda kafanız allak bullak olacak ve düşüncelere dalacaksınız. gerim gerim gerilmeye hazır olun iyi seyirler
8
koridoor (2) - 9 yıl önce
Keyifle izlenebilecek, orta üstü bir gerilim filmi. Korku öğesi kısmi olarak kesinlikle var. Yorumlara bakarsanız film izleyemezsiniz zaten, herkes Hopkins Türkiye'de. Bu filmi öneririm, kendine özgü sizi sürükleyen bir yapısı var. Beklentiyi yükseltmeyin ama gerçekten izlemeye de değer bulacaksınız. Karabasan filminde realizm arayanlara selam olsun...
10
Frkngcr (118) - 10 yıl önce
Çekim teknikleri ve ses efektleri yerindeydi anneyi oynayan kadının oyunculuğu da iyiydi . Fakat çocuğun oyunculuğu çok abartılıydı siren gibi zırladı film boyunca. Son sahneleri de çok gülünçtü. Ama filmin ilk verdiği psikolojik sahneler başarılıydı. Artısı kadar eksisi olan bir film 6/10
6
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (3,672)
Kimitachi wa dô ikiru ka (1,394)
Mad Max: Fury Road (361)
Håndtering av udøde (343)
Dune: Part Two (325)
Tarot (253)
The Fall Guy (243)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (151)
Godzilla x Kong: The New Empire (136)
Spoorloos (122)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (1,580)
Evil (869)
The Acolyte (351)
Better Call Saul (209)
From (196)
Halo (157)
Young Sheldon (156)
True Detective (154)
Sugar (123)
The Bear (118)