Giriş Kayıt
Yorumlar (14)
avatar
(6201) -
Oyunculukların kötü olmadığı ama ağır tempoda ilerleyen Barbara'nın yeni tanıştığı doktor sayesinde değişen hayat hikayesi. Açıkçası zaman zamana çok ağırlaşıyor ve sıradanlaşıyor bu da filmden kopmanıza sebep olabiliyor. Kısacası zor film.
5


avatar
(1162) -
“Barbara”, senaryosunu Harun Farocki ile birlikte yazan Christian Petzold’un yönetmen koltuğunda oturduğu oldukça etkileyici bir drama…

Prömiyeri, 11 Şubat 2012’de En İyi Yönetmen kategorisinde Christian Petzold’un Gümüş Ayı ödülünü kazandığı 62. Berlin Uluslararası Film Festivalinde yapılan ve 85. Academy Ödüllerinin Yabancı Dilde En İyi Film kategorisinde Almanya’yı temsil eden ancak birincilik için yarışan ilk beşin içine giremeyen bu filmin, 7.2/10 (10.942 oy) ve 3.7/5 (3.885 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 7.7/10 (77 yorum) ve 86/100 (22 yorum) olan Rotten Tomatoes ve “Mutlaka İzlenmeli” özel etiketine de sahip olan Metacritic yorum ortalamaları, bir Alman filmi için fazlasıyla iyi…

Gelin isterseniz, Alman sinemasının önemli isimlerinden Christian Petzold’un bizzat kendisinin, "Love in Times of Oppressive Systems" olarak tanımladığı üçlemesinin ilk halkası olan bu filme, her zamanki gibi önceliği yine oyuncu kadrosuna vermek suretiyle biraz daha yakından bakalım…

Petzold’un “baskıcı rejim” olarak bu filmde, 1980’lerin Demokratik Alman Cumhuriyeti’ni seçtiğini görüyoruz… Kısaca, Berlin’den küçük bir taşra kasabasındaki yine oldukça küçük bir hastaneye sürgün olarak gönderilen Dr. Barbara’nın burada yaşadıklarının anlatıldığı filmde Petzold, yarattığı boğucu atmosfer ve karanlık karakterlerle bu baskıyı iliklerimize kadar hissetmemizi sağlamış…

Hikâyenin buraya kadar olan kısmı ile Petzold, izleyiciye oldukça ceberut bir Almanya tasviri çiziyor ki bu çok açık...

Ancak filmin finalinde, elindeki bu ülkeden kaçış biletini Stella’ya veren Barbara’nın durumunu açıklama işini de bizzat izleyiciye bırakıyor…

Bana göre bu durum, kesinlikle Barbara’nın henüz yeni tanıdığı Stella’ya karşı iyilik meleği kesilmesi yahut yine henüz çok az tanıdığı Dr. André’ye olan “yıldırım” aşkı ile açıklanamaz… Hele de ortada, filmde anlatıldığı şekilde mutlaka kaçılması gereken bir baskıcı rejim varsa… Dediğim gibi, Demokratik Alman Cumhuriyetini, Nazi Almanya’sı ile aynı kefeye koymayı göze alamayan Petzold, boşlukları doldurma işini bir kez daha izleyiciye havale ediyor…

Kısaca filmin oyuncu kadrosuna da şöyle bir göz atacak olursak, gerek Barbara karakterini canlandıran Nina Hoss’un ve gerekse de André’yi oynayan Ronald Zehrfeld’in oldukça iyi iş çıkarttıklarını söyleyebiliriz… Ki zaten, bir anlamda bunun bir ödülü olarak, Nina Hoss ve Ronald Zehrfeld ikilisini serinin ikinci filmi “Phoenix” (2014) in kadrosunda da izleme şansı buluyoruz…

Teknik ekip konusuna gelince… Christian Petzold’un bu filmde yola, üçlemenin son iki filminde de görev yapmış olan görüntü yönetmeni Hans Fromm, editör Bettina Böhler, prodüksiyon tasarımcısı Kade Gruber, prodüksiyon yönetmeni Dorissa Berninger ve besteci Stefan Will gibi kadim dostlardan oluşan bir kadroyla başladığını görüyoruz… Ki zaten hal böyle olunca da ortaya, kaçınılmaz olarak son derece rafine bir iş çıkmış…

Sonuç olarak, üçlemenin diğer filmleri gibi arşivime de dâhil ettiğim bu çok özel Petzold filmi için puanım 7, önerim ise “mutlaka izlenmeli” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not: Christian Petzold’un mutlaka izlenmesi ve arşivlenmesi gereken "Love in Times of Oppressive Systems" üçlemesi, “Barbara” (2012), “Phoenix” (2014) ve “Transit” (2018) isimli filmlerden oluşmaktadır…
7


avatar
(2674) -
Seksenlerin Doğu Almanyası'nda geçen hikayede; sevgilisi batıda olan ve doğuda ücra bir yerde sürgüne gönderilen bir doktorun, Doğu Alman devlet görevlileri tarafından sürekli kontrol altına tutulması sebebiyle yaşadığı zorluklar ve buradan kaçabilmek için ortaya koyduğu mücadele gözler önüne seriliyor... Ödüllü bir film ama zaman zamana çok ağırlaşıyor ve sıradanlaşıyor, bu da filmden kopmanıza sebep oluyor. Çok beğenmedim açıkçası. 10/5
5


avatar
(1072) -
Tek derdi baskıcı rejimden kaçarak batılı sevgilisinin yanına gitmek olan Dr. Barbara, bu nedenle sürgün edildiği kasabada meslek etiği ve becerisini yerine getirirken Dr. Andre'nin ilgisini de üzerinde hissedecektir.
Artık önünde iki seçenek vardır ya eski sevgilisinin yanına özgürlükler (!) ülkesi batıya kaçacak ya da yeni bir insanla tüketim çılgınlığından uzak, dingin ve insani bir yaşamın kapılarını aralayacaktır.
Seçiminde mesleki, toplumsal ve insani sorumluluğu mu? Yoksa bunları bir kenara itmesine neden olacak yeni duygusal ilişkisi mi belirleyicidir? Barbara'nın seçiminde ikinci seçeneğin ağırlığı filmin değerini düşürmekte...
5/10
5

Cevaplar (2)
avatar
(80) -
Bazı filmlerde yorumunuzu ve puanınızı görüyorum. Çok merak ettiğim bir filmden, kötüleyici yorumunuzu gördükten sonra soğuyorum. Ancak neyse ki bu filmi izledikten sonra gördüm yorumunuzu. Katılmıyorum. Bu tarz bağımsızlar altında böyle yorumları görmek beni üzüyor. Çünkü bu filmler zaten az bir kitleye ulaşıyor. Böylesi yorumlar izleyicileri bunları izlemekten daha da alıkoyuyor. Ve yorumunuza da katılmıyorum ki bence 2012'de Amour'dan sonra en iyi filmdi Barbara. İsteyen gönül rahatlığıyla seyretsin. Filmler her zaman sizin görmek istediğiniz gibi göstermez bazı şeyleri, bunu da hazmedip öyle seyretmek lazım filmleri.

Filmleri çöp eden yorumları, daha popüler filmlerde görmek isterim. Çünkü o filmlerin kaybedecek hiçbir şeyleri yok.
10


2
| Bildir
avatar
(1072) -
Sevgili arkadaşım, Barbara filmini değerli bulduğum son cümlemden belli ancak yönetmenin kaypak tercihi filmin değerini düşürmüş. Bu benim düşüncem. Bir filme ilişkin yorum yazarken ne anlatıyor? ne anlıyorum sorularına verdiğim yanıtlarla berber sinema dilinin ne derece etkin kullanıldığını göz önünde bulunduruyorum. Başkalarının yorumları her zaman için önemlidir. Çünkü kaçırdığınız anlamadığınız yerlerde farklı bir bakışın önünü açabilir. Kimsenin kimseye bunu neden beğendin, bunu neden beğenmedin deme hakkı yok. Bu filme ilişkin çok somut bir gözlem üzerinden yorum yazdım. Keşke yorumumu karalamak yerine, filme ilişkin sorduğum soruya görüş bildirseydiniz böylece benim yanlış anlamış olabilme olasılığıma karşı yapıcı bir yaklaşım sergilemiş olurdunuz. Aşağıda "cevirimvar" nickli üyenin yorumuna da "saçma" yaftası yapıştırmışsınız. Başkalarını karalamak yerine filmlere ilişkin kendi görüşlerinizi ifade etmekten çekinmeyin.
5


3
| Bildir


avatar
(994) -
iki elin parmağını geçmeyen oyuncu kadrosuyla büyük iş çıkartmış başarılı bir yapım. almanya sınırları içinde 6 farklı mekanda çekilmiş fakat bunu seyirciye hissettirmeden küçük bir kasaba ortamında başlamış ve bitmiş bir havası var. son 10-15 dakikalık gerilim ise yapımı bu noktaya taşımış. milyon dolarlar dökülen birçok filmden daha başarılı.
7


default avatar
(1723) -
filmin ağır seyretmesini doğu alman rejiminin insan değerlerine bakışına bağlıyorum... barbara ve andre nin ortak yönleri -insanlara her daim her şartta yardım etme isteği-bu barbaranın batıya kaçma arzusunu törpülemekte.... filmin son sahnesini hem barbaranın hem de andrenin gözlerinden okuyabilirsiniz. kelimeler hafif gelir çünkü.....seyredilesi bir film...
8


avatar
(3699) -
Bu kadar durağan olmasına rağmen sonuna kadar gizemini koruyan ender filmlerden olduğu görüşündeyim. Duygu karmaşası yaşayan sert mizaçlı ama içinde bir melek olan doktorun hastalarına yaklaşımı ve hassasiyetini çok güzel sergilemiş Barbara. Rolünün hakkını verdiğini düşünüyor ve iyi seyirler diliyorum..

Not:13+ olduğunu düşünmüyorum..
7


default avatar
(27) -
Çok kaliteli bir filmdi. Beğenerek izledim.
9


default avatar
(1457) -
Durağan, tamamen gerçekçi ve belli bir dönemi anlatan Barbara'yı net bir şekilde beğenmedim. Film seçimleri ya da endüstrisinin yapısını da açıkçası popülerler ve gerçek filmler gibi yanlış bir bölünmeyle ayırmamak gerektiğini düşünüyorum. Film ve senaryo yapılarında her daim "Problem Çözme' yapılarının olmasının filmin izlenebilirliği açısından çok önemli olduğuna inanan birisi olarak tekrar söyleyebilirim ki 'Barbara' zayıf bir film olmanın ötesine geçemiyor. Aynı zamanda evrensel bir yapısı da olmayıp sadece o dönemi bilen ve o duruma şahit olmak durumunda kalanlara hitap ediyor. Filmi konuyu hiç bilmeyen birisi kesinlikle anlayamaz. Bu da net bir eksi özellik. Saygılar...
3


avatar
(569) -
Bol efektli aksiyon filmleri pazarını obeziteye davetiye çıkartan ürünlerle dolu bir pastahaneye benzetirsek eğer; Barbara karşı caddedeki manavın tezgahından size göz kırpan taptaze ve sağlıklı bir salkım üzüm gibi... Duygu yüklü ama duygu sömürüsü yapmayan, gerçekçi ve de en önemlisi buzdağlarının altında aslında ne cömert cennetler saklı olduğunu vurgulayan, ağır tempolu ama sizi sarıp sarmalayan atmosferi sayesinde sıkılmadan izlenebilecek güzel bir film. Sakin ve dokunaklı bir şeyler seyretmek isteyen herkese tavsiyemdir.
8


avatar
(190) -
Barbara duygusal yönü zayıf hayatta kalma iç güdüsü oldukça fazladır.Barbara zayıf yönünü geliştirebilecek midir? Durağan olarak ilerleyen bir film. Güzel bir film izlemenizi öneririm.


avatar
(103) -
ben festivalde izledim filmi, petzold sinemasına göre olsun, avrupa sineması için olsun oldukça başarılı bir filmdi. beğendim ben. özellikle o soğuk doğu almanya izolasyonunu oldukça iyi yansıtmış film, en çok merak ettiğim şeylerden biri buydu. nina hoss için ise söylenebilecek pek fazla bir şey yok, her zamanki gibi büyük bir oyuncu olduğunu kanıtlıyor.


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film