Yorumlar (10)
burakfusion (5) - 2 ay önce
Hikaye anlatımı kurgusu duygu yoğunluğu çok güzel bir film.Olumsuz yorumlara bakmayın ruhu olan filmleri anlayamıyorlar..Beyinle değil kalple izlenir sinema...
cumhurcemoglu26 (6205) - 3 ay önce
Yaşanmış gerçek bir hayat hikayesi. Filmin ana karakteri Zac Efron çok başarılı ve çok iyi vücut yapmış. Anne ve baba otoriter, aşırı hırslı ve duygusuzlar ama çocukları inanılmaz itaatkarlar. Elbette aşırı hırslı olunca bedelleri de ağır oluyor. Aslında Wrestling oyunları bana gerçekçi gelmese de finaldeki maç heyecanlandırdı. Birde filmi izlerken aklıma ''Mickey Rourke'' un 2008 yapımı (The Wrestler ) geldi. izlemeyenlere tavsiyemdir. Sonuç olarak güzel bir dramaydı. Beğendiğimi rahatlıkla yazabilirim
7
denisilin (8408) - 3 ay önce
Baba, Zac Efron ve Allen White filmi taşıyan ana kolonlar... Benim çocukluğumda Amerikan güreşi tvde yayınlanır, izlerdik. Hulk Hogan ve Ric Flair favori güreşçilerimdi. Benim için anlamı olan bir filmdi ama çoğu kişiye boş gelecektir. Ailenin yaşadığı dram inanılmaz! Sevdiğim oyuncuların olduğu, hikayesi bana çekici gelen bir film! Bence şans verilir, iyi seyirler dilerim. Ayrıca şimdi bakınca Afganistan'dan dolayı, Abd'nin Sscb'deki olimpiyatları boykot etmesi ne kadar ironik, değil mi?!
pus (210) - 4 ay önce
Hemen aklıma King Richard'daki benzer otoriter baba olan Richard Williams geldi. Richard Williams iyi baba olarak lanse edilirken neden The Iron Claw'da bir diğer otoriter baba figürü kötü olarak lanse edilmekte olabilirden yola çıkarak,
Hem Reinaldo Marcus Green'in yönettiği King Richard hem de Sean Durkin'in yönettiği The Iron Claw, otoriter babaların kendi çocuklarının yaşamlarını kontrol etmeye çalıştığı hikayeleri anlatıyor. Ancak her iki filmde de baba figürü farklı şekilde tasvir ediliyor ve izleyiciye farklı mesajlar veriliyor.
King Richard'da Will Smith tarafından canlandırılan Richard Williams, kızları Serena ve Venus Williams'ı tenis efsaneleri yapmaya kararlı, hırslı ve azimli bir baba olarak tasvir ediliyor. Kızlarını Compton'ın zorlu sokaklarında disipline ederek ve tenise yoğunlaştırarak onları başarıya taşıyor. Film, Richard'ı sevgi dolu ve fedakar bir baba olarak gösteriyor ve onun otoriterliği kızlarının iyiliği için olduğu vurgulanıyor.
The Iron Claw'da Jeremy Allen White tarafından canlandırılan Fritz Von Erich, profesyonel güreşçi bir ailenin patriği olarak karşımıza çıkıyor. Oğullarını kendi gölgesinde tutmaya çalışan, onları kontrol etmeye ve disipline etmeye çalışan katı ve talepkar bir baba figürü olarak resmediliyor. Film, Fritz'in otoritesini baskıcı ve zararlı olarak gösteriyor ve onun oğullarının üzerinde yarattığı travmatik etkileri vurguluyor.
King Richard, ilham verici ve motive edici bir film olarak tasarlanırken, The Iron Claw daha karanlık ve trajik bir tona sahip. Bu ton farkı, baba figürlerinin farklı algılanmasında önemli rol oynuyor.
Richard Williams, kızlarını yoksulluktan kurtarmak ve onların hayallerini gerçekleştirmek için motive oluyor. Fritz Von Erich ise kendi hırslarını ve başarılarını oğulları aracılığıyla sürdürmeye çalışıyor. Bu farklı motivasyonlar, babaların eylemlerinin ve otoritelerinin algılanmasını etkiliyor.
King Richard'da Richard ve kızları arasında sevgi dolu ve saygılı bir ilişki var. Kızları babalarının otoritesini sorgulasa da ona saygı duyuyorlar ve onun sevgisini hissediyorlar. The Iron Claw'da ise Fritz ve oğulları arasında gergin ve travmatik bir ilişki var. Oğulları babalarından korkuyorlar ve onun baskıcı otoritesinden kaçmaya çalışıyorlar.
Yani, King Richard ve The Iron Claw, otoriter babaların farklı yönlerini gösteren ve farklı mesajlar veren filmler. Richard Williams, iyi niyetli ve sevgi dolu bir baba olarak tasvir edilirken, Fritz Von Erich, katı ve talepkar bir baba figürü olarak karşımıza çıkıyor. Bu farklı tasvirler, izleyicinin baba figürlerini ve otoritelerini farklı algılamasına neden oluyor.
Amerikan güreşi gibi abartılı bir gösterinin bizde pek karşılığı olmadığı için zaman zaman filmden kopmak ve heyecanı kaybetmek çok olası olsa da yine de seyir zevki sunan kaliteli ortalama bir filmdi.
7
Hem Reinaldo Marcus Green'in yönettiği King Richard hem de Sean Durkin'in yönettiği The Iron Claw, otoriter babaların kendi çocuklarının yaşamlarını kontrol etmeye çalıştığı hikayeleri anlatıyor. Ancak her iki filmde de baba figürü farklı şekilde tasvir ediliyor ve izleyiciye farklı mesajlar veriliyor.
King Richard'da Will Smith tarafından canlandırılan Richard Williams, kızları Serena ve Venus Williams'ı tenis efsaneleri yapmaya kararlı, hırslı ve azimli bir baba olarak tasvir ediliyor. Kızlarını Compton'ın zorlu sokaklarında disipline ederek ve tenise yoğunlaştırarak onları başarıya taşıyor. Film, Richard'ı sevgi dolu ve fedakar bir baba olarak gösteriyor ve onun otoriterliği kızlarının iyiliği için olduğu vurgulanıyor.
The Iron Claw'da Jeremy Allen White tarafından canlandırılan Fritz Von Erich, profesyonel güreşçi bir ailenin patriği olarak karşımıza çıkıyor. Oğullarını kendi gölgesinde tutmaya çalışan, onları kontrol etmeye ve disipline etmeye çalışan katı ve talepkar bir baba figürü olarak resmediliyor. Film, Fritz'in otoritesini baskıcı ve zararlı olarak gösteriyor ve onun oğullarının üzerinde yarattığı travmatik etkileri vurguluyor.
King Richard, ilham verici ve motive edici bir film olarak tasarlanırken, The Iron Claw daha karanlık ve trajik bir tona sahip. Bu ton farkı, baba figürlerinin farklı algılanmasında önemli rol oynuyor.
Richard Williams, kızlarını yoksulluktan kurtarmak ve onların hayallerini gerçekleştirmek için motive oluyor. Fritz Von Erich ise kendi hırslarını ve başarılarını oğulları aracılığıyla sürdürmeye çalışıyor. Bu farklı motivasyonlar, babaların eylemlerinin ve otoritelerinin algılanmasını etkiliyor.
King Richard'da Richard ve kızları arasında sevgi dolu ve saygılı bir ilişki var. Kızları babalarının otoritesini sorgulasa da ona saygı duyuyorlar ve onun sevgisini hissediyorlar. The Iron Claw'da ise Fritz ve oğulları arasında gergin ve travmatik bir ilişki var. Oğulları babalarından korkuyorlar ve onun baskıcı otoritesinden kaçmaya çalışıyorlar.
Yani, King Richard ve The Iron Claw, otoriter babaların farklı yönlerini gösteren ve farklı mesajlar veren filmler. Richard Williams, iyi niyetli ve sevgi dolu bir baba olarak tasvir edilirken, Fritz Von Erich, katı ve talepkar bir baba figürü olarak karşımıza çıkıyor. Bu farklı tasvirler, izleyicinin baba figürlerini ve otoritelerini farklı algılamasına neden oluyor.
Amerikan güreşi gibi abartılı bir gösterinin bizde pek karşılığı olmadığı için zaman zaman filmden kopmak ve heyecanı kaybetmek çok olası olsa da yine de seyir zevki sunan kaliteli ortalama bir filmdi.
Cevaplar (3)
Movie Time (70) - 17 Nisan 2024 15:53
Çok güzel bir analiz ve yorum. Yazdığınız için teşekkür ederim. Sonuç olarak şöyle de diyebiliriz.... Her şey de olduğu gibi filmlerde de aslında düşüncelerimizi yönlendirmeye çalışıyorlar. Onların göstermek istediklerini görmemizi istiyorlar. 2 aynı durum 2 bakış açısı. 2 aynı baba, 1 i kötü 1 i iyi baba... Psikolojiye fazlasıyla ilgi duyan biri olarak filmi izlemem için yorumunuz yeterli oldu benim için. en kısa zaman da sakin kafayla izleyeceğim.
1
| Bildir
Htmakina (3699) - 4 ay önce
Bu film bu kadar yüksek puanı nasıl almış bilmiyorum. Zamanla düşeceğine inanıyorum. İzxlerken hiçbir duygu yoğunluğu, ring döğüşlerinde de hiçbir heyecan hissetmedim. Babanın katı kuralları ve takıntısı yüzünden bir ailenin dramını izleidm. Yaşanılan bir hikayeden alınması dışında ilginç birşey yoktu bana göre. İyi seyirler.
5
Sürprizbozan: Göster
Cevaplar (1)
‹ Önceki
1
Sonraki ›
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (1,218)
Beverly Hills Cop: Axel F (828)
Kimitachi wa dô ikiru ka (530)
Dune: Part Two (218)
The Fall Guy (161)
Mad Max: Fury Road (152)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (98)
Tarot (92)
Inside Out (75)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (68)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (8,288)
The Acolyte (830)
Evil (503)
Tracker (292)
Halo (191)
The Bear (152)
Better Call Saul (137)
Yellowstone (121)
True Detective (115)
The Walking Dead (114)