Atları da Vururlar (1969) Yorumlar

Morrison (1583) - 1 yıl önce

Şuraya bir yorum bırakalım, zira bu film sadece izlenerek bırakılacak cinsten değil, yoruma rast gelen birisine izlemesi yönünde olumlu katkımız bulunabilsin. İzlemeden önce filmin dönemini iyi anlamak gerekir, özetinde de belirtildiği gibi 1930'lu yılların Amerikasındaki Büyük Ekonomik Buhran dönemi. Ben özeti okumadan direk daldım filme ve en başta algılamakta bocaladım n'oluyo böyle diye.

Öncelikle bu filmi izlememe sebep olan şey neydi onu açıklayayım. Ben eski Oscar törenlerini izlerim ara sıra, yıldızların eski hallerini konuşmalarını, film harici tavırlarını görmek isterim. Yıllar boyunca izlediğim filmlerin yıldızların kazandığı açıklanırken gözlerim yaşarır ve bir yandan yüzümde bir gülümseme olur, oldukça keyif alırım. Bu törenlerde başka aday filmler de merakımı cezbeder böylelikle geçmişin filmlerini not alır, izler o yıllara yolculuk yaparım. Günümüzde izleyiciler ve burada yorum yapanların büyük çoğunluğu sadece son yılların filmlerini izliyorlar, onlar için böyle eski filmler çok fazla bir şey ifade etmiyor. Halbuki iyi bir sinema izleyicisi film tarihine imzasını atmış kişileri, filmleri bilmesi gerekir ki vizyonları dar çerçeveden çıkıp hayata daha farklı perspektiften bakabilsinler. Ne tür olarak ne de yapım yılı olarak dar alanlarda kalmamak gerekir. Bu aynı zamanda Türk film tarihi için de geçerli olan bir şey, kendi değerlerimiz de takip etmeliyiz.

Bu filmi 1970 Oscar töreninde etkilenerek izlemeye karar verdim, Elbette yönetmen Sydney Pollack'ın çoğu filmini izlemiş birisi olarak onun tarzını severim ama bu filmi daha ziyade Jane Fonda hayranlığımdan dolayı daha çok merak ettim. Filmin ismi de çok ikna edici gelmişti. Film adının bu filmle ne gibi bir alakası olacağını sonuna dek izlerseniz mutlaka göreceksiniz. Ok Oscar dedik, imdb oscar sonuçları listesini incelediğimde en merak ettiğim şey Best Actress in a Leading Role oldu ama maalesef kazananın Jane Fonda olmadığını gördüm ve hayret ettim. Oysa kendisin izlediğim en iyi performansıydı.

Film bize o yılların sancısını, fakirliğini, işsizliğini, açlığını, mutsuzluğunu, depresyonunu, insanca yaşabilmenin özlemini, sefalete dayanabilmenin sınırlarını bir yarışma adı altında oldukça iyi gösteriyor. Aşağıda arkadaşlar filmden alıntılarla bu durumu özetlemek istemişler, film içinde gerçekten onlarca söz bu durumu iyi yansıtabilmiş.

Atları da vururlar çünkü o cüssenin o ağır darbelerden sonra artık at gibi yaşayabilmesinin tedavisi yoktur, acısına son verilmelidir. İyi seyirler.

| Cevapla Cevapla | Bildir

Naksidil (392) - 4 yıl önce

" Kader dansına hoş geldiniz bayanlar baylar! Pistte dönüp duracağız. Ve bu sadece başlangıç. Sürdükçe sürecek. Peki, ne zaman sona erecek? Ancak bu saf, pırlanta gibi gençlerden son ikisi kaldığında. Son iki dansçı bir sağa bir sola giderek, tökezleyip topallayarak ayılıp bayılarak umutsuzluk ve yenilgi denizini geride bırakıp zafere ulaştığı zaman. Tek bir çift, yıpranmış bedenlerle yitik hayallerin üstüne basa basa buradan çıkacak."
" Seyircilerin tek istedikleri biraz sefillik görmek. Bu sayede kendilerini daha iyi hissediyorlar. Buna hakları var. "
" Sığırların durumu bizimkinden çok da kötü değil. Hatta daha iyi. Mezbahaya semiz gitsinler diye karınları devamlı doyuruluyor.."
Kiminin sırtında, kiminin karnında taşıdığı umudun yüz karası maratonu Hiç bir güzelliğin artık anlamı yok !

| Cevapla Cevapla | Bildir

eskatalogya (1723) - 5 yıl önce

tek mekanlı filmler klasmanında başarılı bir yapım olmuş ancak oyunculuklar ve tempo konusunda farkındalık yaratacak kadar başarılı diyemem, yer yer sıkılganlık yarattı, yine de yarattığı tüketim toplumu ve bireysellik buhranı ve bu iki olgunun birbirleriyle olan çarpışmasını çok iyi yansıtmış diyebilirim, meraklısına hitap...

| Cevapla Cevapla | Bildir

gunesli iskandinav ulkesi (7) - 5 yıl önce

Amerika'nın büyük buhran dönemini konu alan bu harika romanın, gayet başarılı olarak beyaz perdeye aktarılışı. özgürlükler ülkesinde gerçek bir Amerikan rüyası. Gayet başarılı, gerçekçi bir yapım olmuş. Insanların çaresizliği ve umutsuzluğu ekseninde giden, surata tokat gibi çarpan bir film. Filmin başlangıç ve bitiş sahnelerinin başarısı tartışılamaz bile. Ayrıca ilk başlarda sıra beklerken eski deniz piyadesinin açtığı gemi muhabbeti harikaydı.

| Cevapla Cevapla | Bildir

realdark86 (691) - 5 yıl önce

Bu zamanda toplum ve birey arasında çok daha acımasız ilişkiler kuruluyor ama bu film bazı bakımlardan ilk sayılır. Jane Fonda ve Michael Sarrazin'in üst düzey oyunculukları da cabası. Görülesi...

| Cevapla Cevapla | Bildir

aydin1972 (1223) - 7 yıl önce

Filminin enteresan bir hikayesi vardır. Zamanında en fazla dalda Akademi ödülüne aday gösterilmiş (9 dalda) Ancak, En İyi Film Oscar Ödülüne aday gösterilmeyen tek film budur.

| Cevapla Cevapla | Bildir

steinbeck (2066) - 9 yıl önce

-Belki de bu dünya rol dağıtımı bürosundan farksız. Daha biz başvurmadan tüm listeleri doldurmuşlar.

Filmin en sevdiğim cümlesiydi, Jane Fonda söylüyordu. Biraz ağır seyretmesine rağmen güzel film. 7.

| Cevapla Cevapla | Bildir

Can Karako (182) - 11 yıl önce

Bunun gibi içinde hiç umut olmayan filmler beni çok rahatsız ediyor. Belki birsürü şeyi eleştiriyor ama daha iyi bir dünya için bir öneri getirmiyor. Haneke'nin de tüm filmleri böyle. Ben dayanıklıyım, film bitince depresyona girmem diyorsanız buyrun izleyin. Film hakkaten çok güzel ama benim için fazla üzücü.

| Cevapla Cevapla | Bildir

esatarmagan (96) - 11 yıl önce

ABD'nin 20 ve 30'larındaki dans maratonlarına(genel olarak şov dünyasına),tüketim toplumuna ve daha birçok şeye sert eleştiriye hazır olun.

Gördüğümüz;
Çok sevdiği denizi 'şans eseri' geride bırakıp dans yarışmasına katılan Robert Syverton (Michael Sarrazin) zamanla yaşadıkları dramın başkalarının eğlencesi olduğunu anlar.(”Tek istedikleri biraz sefillik görmek.Bu sayede kendilerini iyi hissediyorlar.”,Anton Çehov'un "Sevgili Doktor" adlı tiyatro oyununda defalarca bu konuya vurgu yapılıyor.)Televizyonda gördüklerimizin kulisinde gördüklerimizin aslında gösterilen olduğu farkediyoruz zamanla.()Ayrıca Büyük Buhran sonrası halkın sefaletini ve özellikle Gloria'nın gözünden yaşanan umutsuzluğu görüyoruz.

Anlatılan;
Yarışmanın aslında kapitalist sistemin bir metaforu olduğunu varsayarsak;


Bittikten sonra "peki bu durumda ne yapmamız gerek?" dediğim(nihilist bir yaklaşımla geliyor çünkü film),insanı düşünmeye iten çok kaliteli bir yapım.Yan roller dahil oyunculukların harika olduğunu söyleyebilirim.Not olarak yanlış değilsem En İyi Film'e aday olmadan 9 dalda oscara aday olarak rekora sahipmiş film.

İyi seyirler...

| Cevapla Cevapla | Bildir

Htmakina (3699) - 13 yıl önce

Dün oturduk babamla beraber seyretmeye başladık.. Romanın okunması tavsiyesi gelmişti aslında. Ama ben biraz beleşçi olduğum için hazır çevrilmiş filmi de varken seyedeyim dedim..

Gerçekten inanılmaz bir filmdi.. Birbirini hiç tanımayan bir çift, bir dans yarışmasında partner olmak zorunda kalıyor ve hayatlarını paylaşıyorlar.. Orada bir aşk doğuyor, orada bir nefret var ve kıskançlık..

Seyretmenizi tavsiye ediyor, iyi seyirler diliyorum..

| Cevapla Cevapla | Bildir

by_yeti (195) - 13 yıl önce

Horace McCoy tarafından yazılıp , 1935'de ilk baskısı yapılan roman. Büyük Buhran dönemimden çok popüler olan dans maratonlarını konu alır. İlginçtir, bir filmi ilk defa roman tadında izleme olanağı buluyorsunuz. 1930 yılların büyük krizi insan onurunu hiçe sayan yarışmalara umut bağlanmış bir avuç insanın iç burkan öyküsü.
Özellikle Jane Fonda yine her zaman olduğu gibi klasını konuşturmuş.

| Cevapla Cevapla | Bildir

Kenan EGE (117) - 14 yıl önce

Aynı adlı romanından uyarlanmış gerçek bir sinema klasiği. Romanı tadında ender filmlerden bir tanesi. 1930'ların Amerikasının büyük ekonomik krizinden payına düşeni almış bir avuç insanının çarpıcı öyküsü. (Günümüzde bizim ülkemizde de olduğu gibi) umutlar, görünüşte allı pullu fakat ardında sakladığı acımasız gerçeğiyle insan onurunu hiçe sayan yarışmalara bağlanmış. Bu kez bir dans yarışması. Daha doğrusu bir dans maratonu. Günler sonra ayakta kalabilecek olan çift, para ödülünü kazanacak. Jane Fonda mükemmel bir oyunculuk sergilemiş.Bence filmografisindeki izlenmeye değer en üst düzey oyunculuk.

| Cevapla Cevapla | Bildir