Giriş Kayıt
mother! (2017)
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Yazar Mesaj
rabiadelpueblo



Kayıt: 18.10.2015
İletiler: 115
Şehir: Ankara
Yaş: 29 Yengeç


facebook twitter E-Posta gönder Özel mesaj gönder
rabiadelpueblo
 mother! (2017)

Mother!
2017
Mother!
Dram / Korku / Gizem121 dk

Yönetmen: Darren Aronofsky
Film, sakin ve sıradan bir hayat süren bir çift çevresinde gelişiyor. Bu herkesin yan komşusu olabilecek olan sıradan çiftin hayatı evlerine gelen istenmeyen misafirden sonra altüst olur. Çiftin ilişkisini sınayacak olan bu misafir evin tüm huzurunu bozacaktır......
6.6 (251,381 Oy)

Darren Aronofsky'ın 2017 yapımı çok konuşulan filmi mother!; Başrolleri Jennifer Lawrence ve Javier Bardem'in paylaştığı, harika performanslar sergilediği bir film. Genel izleyici kitlesi tarafından fazla sevilmeyen ama çok konuşulan bir film.

Ben çok sevdim ve üzerine konuşulması, tartışılması gerektiğini düşünüyorum. Çünkü alegorik bir yapıya sahip, seyirci tarafından anlaşılması gereken "iyi" bir film.

İyi bir film, çünkü izledikten sonra üzerine düşünebileceğiniz bir alan bırakıyor. Bazı sahneleri tekrar tekrar gözünüzde canlandırıp anlamaya çalışıyorsunuz. Farklı bir anlatış biçimi ve konuya farklı bir perspektiften bakmanızı sağlıyor.

------ SPOİLER ------


Film ana iki kısımdan oluşuyor; iki misafirin ve oğullarının geldiği bölüm ile Jennifer Lawrence karakterinin hamile kaldığı bölüm. Yine ilk bölümü de dörde bölebiliriz; Ev sahiplerinin ev ile ilgilendiği bölüm, ilk ziyaretçinin (doktorun) eve gelmesi, doktorun karısının eve gelmesi ve misafirlerin oğullarının eve gelmesi.

Film üst hikayesi ile güzel bir gerilim sunarken alegorik yapısı ile de harika bir "dünya/din tarihi" sunuyor. Çeşitli yerlerde Erkek olgusunu yerden yere vuruyor, Yaratıcı'nın kibrini seyirciye sakınmadan gösteriyor. Ayrıca insanoğlunun var olduğu sürece yaptığı her şeye de tamamen tarafsız bir şekilde yaklaşıyor. İnsanoğlunun Yaratıcı'yı anlayış biçimindeki çarpıklıkları adeta ekrana vururcasına gösteriyor.

Her neyse işte, yazının devamında filmi neredeyse kronolojik bir sırayla anlatmaya çalıştım, umarım "üzerine bir şeyler yazdıran" daha fazla film izleriz.

Karakterler ve mekanların temsil ettikleri:
Javier Bardem; Yaratıcı/Tanrı/Şair/Erkek mother-jennifer-poster.jpg
Jennifer Lawrence; Doğa/Tanrının Ruhu/ Meryem Ana/Kadın
İlk misafir, doktor; Hz. Adem
İkinci misafir, doktorun karısı; Hz. Havva
Misafirlerin oğulları; Habil ile Kabil
Sonradan gelen misafirler; İnsanoğlu
Doğan bebek; Peygamber/Hz. İsa
Kitap yayımcısı; Kilise
Kitap; Kutsal Kitap/İncil
Değerli taş; Yasak Meyve
Javier Bardem'in odası; Cennet
Ev; Dünya
Bodrum; Cehennem


I.KISIM

Birinci Bölüm

Birinci kısımda Javier Bardem (Yaratıcı), çok değerli olduğunu öğrendiğimiz bir taş ile evi (Dünyayı) kusurları ile yaratıyor. Jennifer Lawrence'da evin tadilatı ile uğraşıyor, her şeyini kendi başına halletmeye çalışıyor. Bu sırada Javier Bardem (Yaratıcı/Şair) ise bir şeyler yazmaya, yaratmaya çalışıyor.

İkinci &Üçüncü Bölüm

Javier Bardem'in yaratım sancısı yaşadığı dönemde aniden bir gece vakti yanlış yönlendirilmiş bir doktor (Adem) eve (Dünyaya) misafir olarak geliyor. Doktoru eve kabul eden kişi Javier Bardem, Jennifer Lawrence ise bu durumdan rahatsızlık duyuyor. Bu bölümde doktorun, Javier Bardem'e (Şaire) hayran olduğunu öğreniyoruz ve gecenin ilerleyen saatlerinde Javier Bardem ile doktoru tuvalette görüyoruz. Doktor (Adem) hasta, öksürüyor. Bu tuvalet sahnesinde Jennifer Lawrence doktorun (Ademin) arkasındaki yarayı görüyor.

Bu yara, Adem'in kaburga kemiğinden Havva'yı yaratan Tanrı olayının bir tasviri. Zaten bundan birkaç sahne sonra Jennifer Lawrence klozette tuhaf canlı gibi bir şeye rastlıyor ve ardından da doktorun karısı (Havva) eve (Dünyaya) geliyor.

Doktor ve karısı eve yerleştikten sonra Jennifer Lawrence'ın defalarca uyarmasına rağmen doktorun karısı (Havva), Javier Bardem'in özel odasına/çalışma odasına giriyor ve doktor ile karısı, Javier Bardem'in çok değer verdiği taşı kırıyorlar. Sonrasında ise Javier Bardem öfkeleniyor, herkesi odadan kovuyor ve odayı tahtalarla çivi çakarak kapatıyor.

Bu olay, Adem ve Havva'nın yasak meyve yemeleri sonucu Cennet'ten atılmalarını tasvir ediyor. Burada değerli taş, yasak meyveyi; oda ise cenneti temsil ediyor. Ayrıca bu olaya sebep olan kişinin, Adem'in cesaretlendiren/azmettiren kişinin Havva olduğunu anlıyoruz.

Yukarıda yazdığım sahnenin hemen ardından Jennifer Lawrence, doktor (Adem) ve karısını (Havvayı) odalarında sevişirken görüyor. İşte bu durumu sadece, Cennet'ten kovulan Adem ve Havva'nın cinselliği keşfetmesi hadisesi ile anlamlandırabilirim. Ki bu olaydan birkaç sahne sonra eve, misafirlerin oğullarının geldiğini görüyoruz.

Dördüncü Bölüm

Eve ilk önce misafirlerin oğullarından birisi geliyor, telaşlı bir hali var. Ardından ikinci oğulları eve geliyor ve ailesine, özellikle babasına kızıyor. Hiçbir zaman kendisini, birinci oğulları kadar sevmediklerini söylüyor ve iki oğul arasında kavga çıkıyor. Kavgayı durdurmaya çalışan Jennifer Lawrence arkalarından yetişmeye çalışsa da kavga sırasında ikinci oğul, kardeşini yanlışlıkla vs istemeyerek de olsa öldürüyor.

İşte bu sahne, iki kardeş arasındaki kavgaya müdahil etmeyen/edemeyen kişiler arasında ilk defa evde birisi öldürülüyor. Bu sekans Kabil'in Habil'i öldürmesini ve ilk defa dünyada bir suç/günah işlenmesini tasvir ediyor. Ayrıca film boyunca yerdeki kan lekesi bazen görünmez gibi olsa da daima orada bulunuyor; ilk günah.

Bu vahim olaydan sonra hastaneye kaldırılan birinci oğlun, Javier Bardem'in yanında can verdiğini öğreniyoruz. Ve yine eve misafirler gelmeye başlıyor, ve yine bu duruma Javier Bardem izin veriyor. Eve gelen misafirler, evin her yerine izinsiz bir şekilde girmeye çalışıyor ve bu durumdan rahatsız olan Jennifer Lawrence'a küçümser bakışlar atıyor, arkasından laflar ediyorlar.

Bu "taziye evi sekansında" dikkatimi çeken üç olay vardı;

Birincisi eve gelen misafirlerden bazıları izinsiz bir şekilde evi boyamaya kalkıyorlar, Jennifer Lawrence'ın evini kirletiyorlar yani dünyayı.

İkincisi Jennifer Lawrence sayısız uyarısına rağmen lavabonun üstüne oturan misafirler yüzünden kırılan borular ve evin bir bölümünün su basması durumu; bu olay bana "Nuh Tufanı" hadisesini hatırlattı ki, evdeki (Dünyadaki) insanların sayısındaki artış ile "dinler tarihindeki" ilerleme paralellik gösteriyor diyebiliriz.

Üçüncü ve en sevdiğim bölümlerden birisi ise, Javier Bardem'in yaptığı "başınız sağ olsun" konuşmasında eve gelen misafirlerin tamamının ağlaması oldu. Çünkü bu konuşmadan Jennifer Lawrence ve muhtemelen izleyiciler hiç bu kadar etkilenmedi. Bu durumun misafirlerin numara yapmasına bağlıyorum, Tanrı - insan ilişkisinde de bariz görülebilir bir şey. Ama tabii ki tamamen yoruma açık bir durum.

I.Kısım, Jennifer Lawrence'ın bir öfke krizi yaşaması ve eve gelen bütün misafirleri kovması ile son buluyordu. Sonrasında Javier Bardem ile Jennifer Lawrence arasında bir tartışma oluyor ve ardından cinsel birleşme yaşanıyor. Bu tartışma sırasında Jennifer Lawrence, Javier Bardem'e "beni seviyorsun ama sikmeye dahi korkuyorsun" gibi bir şey söylüyor. Buradan Jennifer Lawrence'ın bakir olma ihtimalini ve sonrasında doğacak çocuğun Hz. İsa'yı temsil ettiğini düşünürsek, Jennifer Lawrence filmde sadece bir şeyi temsil etmiyor. Film içerisinde Tanrının ruhu, doğa, melek, Meryem Ana gibi işlevleri bulunuyor.

Ve Jennifer Lawrence'ın hamile kalması ile I.Kısım bitiyor.

resim


II.KISIM


İkinci kısımda hikaye zaman atlaması yaşıyor ve Jennifer Lawrence'ı hamileliğinin son döneminde görüyoruz. Bu sırada, cinsel birleşmeden sonra Javier Bardem'e "ilham" geliyor ve kitabını tamamlıyor. Ayrıca Jennifer Lawrence'ın kitabı okurken ağladığı sahne çok güzeldi; Tanrı'nın kelamı.

Javier Bardem kitabı yayınlaması için birisine göndermiştir ve tebrik mesajları alıyordur. Jennifer Lawrence ise bunun şerefine bir kutlama yemeği hazırlığındadır. İşte tam olarak bu sahneden sonra film acayip bir ivme kazanıyor ve sahneleri takip edip anlamlandırmak zorlaşıyor. O yüzden bundan sonrası pek kronolojik sırayla gitmeyebilir.

Her neyse Javier Bardem'in kitabı dünyada öyle bir yankı uyandırıyor ki, bir anda evin önünde basın ordusu ve hayranları beliriyor. Buradaki sahnede iki güzel nokta vardı; Javier Bardem'in bu durumda oldukça memnun olması ve gelen hayranlardan birisinin "Hepimiz burada çok faklı yerlerden, yollardan sizin için geldik" gibi bir söz söylemesiydi. Ayrıca Javier Bardem'de hayranlarının kitabı farklı farklı yorumladıklarından bahsediyordu.

Burada günümüze kadar gelen insanoğlunun Yaratıcıyı farklı algılamalarını, farklı inançların/dinlerin oluşmasının temel nedenini açıklıyor diyebilirim. Bu sahnedeki Yaratıcı tasviri ve genel bir "nasıl farklı inançlar oldu?" dersi çok güzeldi.

İkinci kısmın temposunun acayip bir şekilde hızlandığını söylemiştim. Bu açıdan filmin genel temposunu, insanoğlunun dünyadaki faaliyetleri ile paralellik gösterdiğini görebiliriz.

Sonrasında Jennifer Lawrence'ın şaşkın bakışları arasında insanların eve izinsiz girmesi, masaları birleştirip yemek yemeye koyulması, evin her yerini kullanmaları ve hatta çeşitli şeyleri çalmaları sırasında Jennifer Lawrence her karşı çıktığında insanlar "Şair'in" sözlerini söyleyip "Ama Şair böyle diyor." diye kendilerini savunmalarını izliyoruz. Bu hem insanların Tanrı'yı anlayış biçimindeki farklılıkları bariz bir şekilde göstermesi gibi ağzında Tanrı'nın sözleri düşmeyen kişilerin göz göre göre suç işlemelerine de güzel bir örnek olarak gösterilebilir.

Bu arada ise Javier Bardem halinden çok memnum bir şekilde imza dağıtıyor, fotoğraf çektiriyor ve yanında da kitap yayımcısı kadın bulunuyor. Buradaki kitap yayımcısının kiliseyi temsil ettiğini yazmıştım. Bunun en önemli sebebi, ilk başlarda çok nazik, sevecen ve Jennifer Lawrence'ı seven bu kişinin filmin sonuna doğru insanları öldürüp Jennifer Lawrence'ı öldürmeye çalışması oldu. Kısa bir kilise tarihi gibiydi, ya da en azından ben öyle anladım.

İnsanlar iyice kontrolden çıkıyor, eşyaları söküp alıyorlar, eve yerleşiyorlar; kavga ediyorlar, sevişiyorlar, ayin yapıyorlar. Ve herkes Şair'in anlattığı şekilde yaşadığını düşünüyor, savunuyor.

Bu ve devamındaki sahneler çok hızlı geçtiği için sadece anlamlandırabildiğim birkaç olayı yazacağım;

İnsanların hasta olduğu ve yerlerde yattığı bölüm; Veba salgınını.

İnsanların kafeslere hapsedildiği ve "Yahudileri kontrol edin" denilen bölüm; Holokost yani Yahudi soykırımı.

Bu sıralarda yaşanan kavgalar, kargaşalar ve çatışmalar; Tarih boyunca süregelen savaşlar.

Ve bunca olayın arasında Javier Bardem ile Jennifer Lawrence, filmin ilk kısmında kilitlenen odaya giriyorlar ve Jennifer Lawrence doğurmak üzeredir.

Odadaki doğum sahnesi ve devamında Jennifer Lawrence'ın yanında bir meyve sepeti ve su bulunuyor, tam olarak bilmesem de bunların da Hz. İsa'nın doğumu ile ilgili olduğunu düşünüyorum. Ayrıca odadaki konuşmalar sırasında Javier Bardem bunca olaya rağmen hala insanları affetmenin bir yolunu bulmalıyız gibi şeyler söylüyor. Ardından yorgun düşen "anne" uyuyakalıyor ve Javier Bardem çocuğu odanın dışarısında bulunan insanlara verdiği sırada uyanıyor.

Bebeğini insanların elinden almak için kalabalığın arasında koşuşturduğu sırada "Hallelujah", "Allahuekber" gibi nidalar duyuyoruz ve Jennifer Lawrence yetişemeden bebeği insanların elleri arasında ölüyor, öldürülüyor; Hz. İsa'nın ölümü.

Sonrasında bir hışımla bebeğinin yanında gittiğinde türbe gibi bir şeyin olduğunu, mumların falan yakıldığını, insanların bir şeyler yediğini görüyor ve bebeğinin parçalanmış cesedini görüyor. Bunları gören Jennifer Lawrence sinir krizi geçiriyor ve insanları öldürmeye başlıyor ama bir yerden sonra insanlar Jennifer Lawrence'ı yere yığıp dövmeye, "orospu, kaltak, sapık" gibi hakaretler ediyor; Meryem Ana.

Javier Bardem sayesinde kurtulan Jennifer Lawrence daha fazla dayanamayıp elinde bir çakma ile, doktorun çakmağı ile, bodrum katına (Cehenneme) iniyor ve evi ateşe veriyor. Bunca alevden kurtulan tek kişi Javier Bardem oluyor, Jennifer Lawrence ise ölmek üzeredir. Bu sahnede Jennifer Lawrence'ın hala Javier Bardem'i sevdiğini öğreniyoruz ve Javier Bardem'de "yeniden başlamak için" gerekli olan tek şeyin bu sevgi olduğunu söylüyor. Jennifer Lawrence'ın yanmış kalbini söküyor ve filmin başlarında gördüğümüz değerli taşa dönüşüyor.

Ve film yeniden başlıyor...

resim


"Ayrıca filmde Jennifer Lawrence ile birlikte toplum üç tane 'anne' görüyoruz. Birincisi daha yazıları dahi görmeden önce gördüğümüz ateşler içerisindeki kadın yüzü, ikinci Jennifer Lawrence ve üçüncüsü de filmin sonunda uyanan kadın. Bu süregelen döngü, bazı kutsal kitaplarda ve mitolojilerdeki 'yaşadığımız dünya olmadan önce altı defa kıyamet kopmuştur' inancına bir gönderme olarak düşünüyorum."

Tekrar edeyim; umarım "üzerine bir şeyler yazdıran" daha fazla film izleriz.

Keyifli seyirler dilerim. | Not: 8/10. |
Yazı, çeşitli yerleri değiştirilerek blogumdaki aynı isimli yazıdan alınmıştır.

İletiTarih: 25 Nisan 2018 10:32
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
İletileri göster:   
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Forum Seçin:  

Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film