Buz Fırtınası (1997)

Ön teker nereye giderse arka teker de oraya gider; işte filmden çıkarılacak tek sonuç bu. Filmin ne anlatacak bir hikayesi var ne de konusu olmasa bile izleyeni etkileyecek bir diyaloğu. 2 saat boyunca seks üzerine muhabbettlerin döndüğü güya aile kavramının unutulduğu bir dönemi anlatan ama aile olmayı anlamak için başına kötü bir iş gelmesi gerekir diyen abuk subuk bir film. Sanki Amerikalıların sapıklık ve sapkınlık tutkusu sadece yetmişli yıllara hasmış gibi...
Bu arada bazı filmlerde duyardık ve karı kocaların eş değiştime şeysi falan oluyor diye film anahtar partisi ile bunu da açıklamış oldu.

1973 yılının Kasım ayı... Ben ve Elena Hood, dönemin tipik evli çiftlerinden biri olarak her orta gelirli Amerikalı ailenin evindeki ilişkileri yaşamaktadırlar. Koca işinde terfi için çabalamakta, bir yandan da Amerikalı ev kadını modeline sıkı sıkıya bağlı olan karısıyla arasındaki irtibatsızlığa çözüm aramaktadır. Fakat sonuçta her ikisi de oynanan oyuna işitirak etmekte ve çarkın parçaları olarak yaşayıp gitmektedirler. Diğer yanda ise Hood ailesinin küçük bireyleri de kendi problemleri içinde bocalamaktadırlar. 16 yaşındaki Paul her genç Amerikalı delikanlı gibi hayatını genç kızları tanımaya ve ilgilerini çekmeye adamıştır. 14 yaşındaki kardeşi Wendy, günlerini aç ve susuz bir şekilde Watergate gelişmelerini takip edebilmek uğruna televizyon önünde geçirmektedir. Ancak ufukta beliren bulutların Hood ailesinin hayatını sonsuza kadar değiştireceğini kimse bilmemektedir.

öncelikle filmin amacını anlayamadım...dram diye etiketlenmiş ama dram yönünü pek göremedim...kalburüstü oyuncularla kötü bir film çekmiş yönetmen....senaryo derinliği yok yüzeysel bir çalışma olmuş...herkese hitap etmeyen bir bakış açısı var bu açıyı da beğenmedim...ilişkilerin karmaşıklığı daha iyi bir uslüpla daha başka bir dram seviyesine çıkarılabilirdi...mike figgis',in one night stand'ı bile daha akılda kalıcı bir anlatıma sahipti...onu beğenmiştim ama bu filmi beğenmedim...sadece buz fırtınası ve yağmur sahnelerinde başarılı kamera açıları var bu yüzden görüntü yönetmeni hakkını vermiş...daha iyi olabilir miydi...kesinlikle...ama ang lee ile değil...notum 6/10...