Whose Life Is It Anyway? (1981)

Ken Harrison (R. Dreyfuss) bir heykeltraştır. Hayattan zevk alan biridir, bir gün bir trafik kazası geçirir ve felç olur. Boynundan aşağısı tutmaz olur. Hastanede yatağa mahkum bir hayata başlar. Vücudunda çalışan tek yer beynidir ve bir müddet sonra beynindeki fikirler ona ızdırap vermeye başlar. Geçmiş yaşantısını düşünür ve asla o şekilde olamayacağını. Ve sonunda kararını verir. “Ben ölmek istiyorum” der. Film, ölüm hakkıyla ilgili pek çok fikir üretiyor. Bir hastanın ölmeyi seçme hakkı var mıdır? Tıbbi tedaviyi reddetme hakkı var mıdır? Doktor Emerson (J. Cassavetes) ise buna karşı geliyor. Sonunda Ken ölüm hakkını elde etmek için mahkemeye gidiyor.
Film olağandışı konusuyla son derece zorlayıcı, merak uyandırıcı, çarpıcı bir drama. İnsanları yaşatmak için yemin etmiş olan doktorlar, ölmek isteği ne izin verebilirler mi? Ölmek isteyen birini yaşatmaya çalışmak doğru mu?
“Bu Hayat Kimin?/ Whose Life Is It Anyway?” böylesine zor bir konuyu son derece başarılı ve içten anlatıyor. Daha çok macera filmleriyle tanınan yönetmen John Badham (War Games, Blue Thunder, Stakeout, Bird on a Wire) ın kariyerinde farklı bir yerde. Richard Dreyfuss çok inandırıcı bir performans sergiliyor. Hissettiklerini yüzüyle anlatıyor, yüzüyle oynuyor. J. Cassavetes’de doktor Emerson rolünde çok iyi. Ken “Ben bir çözüm bulamıyorum. Tek çözüm intihar. Onu da ben gerçekleştiremiyorum. Beni öldürün” diyor. Sonunda ölüm kararını mahkemeden istiyor… Film bu türde , kendinden sonra gelen “Mar Adentro/İçimdeki Deniz”, “Le Scaphandre et Le Papillon/Kelebek ve Dalgıç” gibi başarılı filmlerin öncüsü sayılıyor. Film, ötenazi konusunu son derece iyi bir şekilde izleyiciye sunuyor ve soruyor “Bu Hayat Kimin?”…

Yazan: serdardemirkiran - Gönderen: kuzeydebiryer