Yönetmen:
Senaryo:
Ülke:
Tür:
Rating:
Vizyon Tarihi:
01 Kasım 1982 (Türkiye)
Dil:
İngilizce
Müzik:
Bütçe:
$3,400,000 / Hasılat: $31,063,038
Çekim Yeri:
Los Angeles, California, ABD
37 kişi izledi 20 kişi izleyecek 1 takip
Yorumlar
koraycanses
9 yıl önce
![avatar](/images/avatars_thumb/15803666804f2c5c33bc8c7.jpg)
Alfred Hitchcock'a ithaf edilen ve onun filmlerine nazire yapan bir komedi. Hitchcock'un en azından en bilindik filmlerini izlemeden bu filmde yapılan göndermeleri anlamak kabil değil.
![avatar](/images/avatars_thumb/2707572265bce2d2954a12.jpg)
“High Anxiety”, senaryosunu da, Ron Clark, Rudy De Luca ve (oteldeki gazete parodisinde kendisine kafayı takan “bellboy”u canlandıran) Barry Levinson ile birlikte yazmanın yanı sıra hem yapımcılığını ve hem de başrollerden biri olan Dr. Richard Harpo Thorndyke karakterini oynama görevini üstlenen Mel Brooks’un yönetmen koltuğunda oturduğu sevimli bir komedi…
Ancak henüz daha ilk dakikada, “Bu film, Gerilim Ustası Alfred Hitchcock’a adanmıştır” yazısını görünce de, “Hayırdır?” diyerek kıllanmaktan da kendinizi alamıyorsunuz…
Zira “komedi” ile “Hitchcock”, yan yana ne alaka…
“Var bu işin içinde bir hinlik” dememek elde değil…
Evet, kesinlikle var da zaten…
Mel Brooks, komediye bu kez bir tutam gizemde eklemiş…
Elbette filmin belirli bölümlerinde Hitchcock’un, bir tırmanma sahnesi ile “Vertigo” (1958), bir banyo sahnesi ile "Psycho" (1960) ve parkta bir kuş saldırısı sahnesi ile de “The Birds” (1963) filmlerine şapka da çıkartılmış…
Yani bir anlamda büyük ustadan bir kolaj da yapılmış…
Şimdi yeniden filmimize dönecek olursak…
İlk tanıştığımız sima, “yükseklik korkusu” bulunan Dr. Thorndyke’ın “şüpheci” ve “kaldırma” özürlü şoförü Brophy (Ron Carey) dir…
Ki, aynı zamanda fotoğrafçılık merakı da bulunan bu “saf ama uyanık” ve sadık eleman, söz konusu merakı sayesinde filmin ilerleyen bölümlerindeki önemli bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesinde de ön ayak olacaktır…
Filmde, Brophy’nin ardından kadraja ve bizim radarımıza, “delibozuk” oldukları ve bir şeyler gizledikleri her hallerinden belli olan Hemşire Charlotte Diesel (Cloris Leachman) ile Dr. Charles Montague (Harvey Korman) ikilisi giriyor…
Yardımcıları da, hastanenin iflah olmaz akıl hastalarının tutulduğu kuzey kanadını kontrol altında tutan “yarım bıyık” Norton (Lee Delano) dur…
Dr. Ashley’in “ani” (Brophy’ye göre “şüpheli”) ölümü üzerine onun yerine ülkenin en saygın akıl hastanelerinden birine başhekim olarak atanan Dr. Thorndyke’ın ilk işi, dosyalarında gariplikler olduğunu düşündüğü hastalar ile bizzat yüz yüze görüşmek istemesidir…
Örneğin sürekli kurt adam gördüğünü iddia eden ve ensesinde ağrılar hisseden Zachary Cartwright (Ron Clark) ile kendini Cocker cinsi köpek zannederek havlayan sanayici Arthur Brisbane (Albert Whitlock) gibi…
Bu arada, Dr. Ashley’in ardından, varlıklı insanları tuzağa düşürerek hastanede yatmaya zorlayan bir kumpasa karşı Dr. Thorndyke’ı uyarmaya çalışan Dr. Philip Wentworth’da (Dick Van Patten), garip bir beyin kanaması sonucunda hayatını kaybetmiştir…
Yaşanan bu üzücü olaya rağmen Dr. Thorndyke ve şoförü Brophy, planlamaları çok önceden yapılmış olan San Francisco’daki Psikiyatri Kongresine katılmak üzere yola çıkarlar…
Bundan sonrasının önemli bir bölümü Hyatt Regency Hotel San Francisco’da çekilen filmde, konuya Arthur Brisbane’in kızı Victoria Brisbane (Madeline Kahn) ile “dişi metal telli” ve eli kanlı bir manyak da (Rudy De Luca) dâhil olur…
Emin olun, artık çadır iyice karışacaktır…
Peki, ne mi olacak?
Tabii ki, ser verip sır vermeyen tarzımız gereği, filmin “komedi” ile “gizemin” iç içe geçtiği bundan sonrasını keşfetme işini, Psikiyatri Kongresindeki son “şifreli” konuşma bölümlerini kaçırmamanız temennisi ile her zamanki gibi sizlere bırakıyoruz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Ancak henüz daha ilk dakikada, “Bu film, Gerilim Ustası Alfred Hitchcock’a adanmıştır” yazısını görünce de, “Hayırdır?” diyerek kıllanmaktan da kendinizi alamıyorsunuz…
Zira “komedi” ile “Hitchcock”, yan yana ne alaka…
“Var bu işin içinde bir hinlik” dememek elde değil…
Evet, kesinlikle var da zaten…
Mel Brooks, komediye bu kez bir tutam gizemde eklemiş…
Elbette filmin belirli bölümlerinde Hitchcock’un, bir tırmanma sahnesi ile “Vertigo” (1958), bir banyo sahnesi ile "Psycho" (1960) ve parkta bir kuş saldırısı sahnesi ile de “The Birds” (1963) filmlerine şapka da çıkartılmış…
Yani bir anlamda büyük ustadan bir kolaj da yapılmış…
Şimdi yeniden filmimize dönecek olursak…
İlk tanıştığımız sima, “yükseklik korkusu” bulunan Dr. Thorndyke’ın “şüpheci” ve “kaldırma” özürlü şoförü Brophy (Ron Carey) dir…
Ki, aynı zamanda fotoğrafçılık merakı da bulunan bu “saf ama uyanık” ve sadık eleman, söz konusu merakı sayesinde filmin ilerleyen bölümlerindeki önemli bir yanlış anlaşılmanın düzeltilmesinde de ön ayak olacaktır…
Filmde, Brophy’nin ardından kadraja ve bizim radarımıza, “delibozuk” oldukları ve bir şeyler gizledikleri her hallerinden belli olan Hemşire Charlotte Diesel (Cloris Leachman) ile Dr. Charles Montague (Harvey Korman) ikilisi giriyor…
Yardımcıları da, hastanenin iflah olmaz akıl hastalarının tutulduğu kuzey kanadını kontrol altında tutan “yarım bıyık” Norton (Lee Delano) dur…
Dr. Ashley’in “ani” (Brophy’ye göre “şüpheli”) ölümü üzerine onun yerine ülkenin en saygın akıl hastanelerinden birine başhekim olarak atanan Dr. Thorndyke’ın ilk işi, dosyalarında gariplikler olduğunu düşündüğü hastalar ile bizzat yüz yüze görüşmek istemesidir…
Örneğin sürekli kurt adam gördüğünü iddia eden ve ensesinde ağrılar hisseden Zachary Cartwright (Ron Clark) ile kendini Cocker cinsi köpek zannederek havlayan sanayici Arthur Brisbane (Albert Whitlock) gibi…
Bu arada, Dr. Ashley’in ardından, varlıklı insanları tuzağa düşürerek hastanede yatmaya zorlayan bir kumpasa karşı Dr. Thorndyke’ı uyarmaya çalışan Dr. Philip Wentworth’da (Dick Van Patten), garip bir beyin kanaması sonucunda hayatını kaybetmiştir…
Yaşanan bu üzücü olaya rağmen Dr. Thorndyke ve şoförü Brophy, planlamaları çok önceden yapılmış olan San Francisco’daki Psikiyatri Kongresine katılmak üzere yola çıkarlar…
Bundan sonrasının önemli bir bölümü Hyatt Regency Hotel San Francisco’da çekilen filmde, konuya Arthur Brisbane’in kızı Victoria Brisbane (Madeline Kahn) ile “dişi metal telli” ve eli kanlı bir manyak da (Rudy De Luca) dâhil olur…
Emin olun, artık çadır iyice karışacaktır…
Peki, ne mi olacak?
Tabii ki, ser verip sır vermeyen tarzımız gereği, filmin “komedi” ile “gizemin” iç içe geçtiği bundan sonrasını keşfetme işini, Psikiyatri Kongresindeki son “şifreli” konuşma bölümlerini kaçırmamanız temennisi ile her zamanki gibi sizlere bırakıyoruz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
![avatar](/images/avatars_thumb/44857687953fb0eb64a096.jpg)
Eğlenmek veya kafa dağıtmak için iyi bir tercih olur ancak özellikle atıfta bulunan Hitchcock filmlerini bilmeniz büyük önem arz ediyor. Mel Brooks filmleri yarı ciddi yarı komik olduğundan espriler pek sırıtmıyor fakat özellikle dalga geçilen filmler konusunda sanırım en iyilerinden biri olduğu gerçek. Kahkahalar atarcasına güldürmüyor ancak yüzünüzde tebessüm bırakacağından kuşku yok.
High Anxiety Altyazıları
Türkçe Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
İngilizce Altyazılar
Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
İşitme Engelliler İçin
- İyi
- Yeterli
- Yetersiz
- Değerlendirilmedi
- Kaynak Altyazı Bekleniyor
- Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Ali Baba Ve 7 Cüceler
(2015)Krokodil Dundee 2
(1988)Terminal
(2004)Salaklar Prensi Robin Hood
(1993)Deli Dolu
(1976)Dur! Yoksa Annem Ateş Edecek
(1992)
Forumdan Benzer Başlıklar
- Dizi Çevirileri - HilaL26
- Film İncelemeleri - serdardemirkiran
- Dizi Çevirileri - mari_kim
- Film Çevirileri - Yukinohana
- Film Çevirileri - Burak Duman
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (5,873)
Kimitachi wa dô ikiru ka (1,233)
Mad Max: Fury Road (442)
Tarot (399)
Håndtering av udøde (396)
Dune: Part Two (332)
The Fall Guy (278)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (172)
Godzilla x Kong: The New Empire (142)
Spoorloos (141)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (2,332)
Evil (1,087)
The Acolyte (556)
Better Call Saul (205)
From (204)
Young Sheldon (177)
Sugar (164)
Halo (163)
The Bear (136)
Outlander (130)