Giriş Kayıt

Deo non fortuna yorumları

Deo non fortuna profil sayfası
Brawl in Cell Block 99 (2017)
İnanılmaz karakter yapısıyla işte bu...kalite adam derler. Hayatta hangi rolde olursanız olun, adam olun derler ya adam gibi adam diyeceğimiz karakter. Uzun zamandır dirayetli ve idealist bir rol seyretmedim. İşte bu...zayıf olmak değil, kuvvetli olmak değil, insanının yapması gerekeni en iyi şekilde yapmasıdır. Bradley bir cani değil, bunu polis baskınında gördük, eşini affederken gördük... geri kalanı filmde...çok beğendim.

  • 180/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 29 Ağustos 2021 19:59
Invasion of the Body Snatchers (1956)
Filmin adı Invation of the Body Snatchers, ve tercümesi Vücut Hırsızlarının İstilası Beden Kemiricilerinin İstilası iken yurdumuzda ilgi çeksin diye Merihten Saldıranlar diye gösterime sunulmuş. Bu şekilde komplo teorisinden çıkarılarak daha çok fantastik bir havaya büründürülmüş. Filme kaynaklık eden Finney'nin 60 yıl önce, 1892'de yazıp yayınlanan Avustralyalı rahip ve yazar Robert Potter'ın az bilinen bir romanı olan The Gardener's Sprout'tan bahsediliyor. Hikayede, insan kılığında uzaylılar, gelecekte gezegenin tam ölçekli fethini kolaylaştırmak için insanlara karşı yıkıcı bir enfeksiyon geliştirmeye çalışıyorlar. Ancak bu kitap hiçbir popülerliğe sahip değildi ve HG Wells'in " War of the Worlds " ün büyük başarısını kısa sürede gölgede bıraktı. Filmde uzaylıların bedenlenmesi için tohumlama tarzı neden seçildi, bilemiyoruz. Ancak içimizde insana benzeyen uzaylılar teorisi gelecek yıllarda çok kullanıldı. Kullanılıyor Kertenkele insanlar gibi. Her ne olursa olsun filmde bedenlerin değişme sorunu değil, duygu körlüğü, insanın metafizik boyutunun robotlaşması üzerinde kilitlenmiş, insanlarda sevmek ve sevilmenin, aşkın manasızlaşacağı üzerine bir düşünce gelişmesi...Film bu konu üzerinde hassas duruyor.
Filmden sonra gerçekten böyle bir şey olmuş olabilir mi, aşılar veya başka tür genetik sapmalara neden olan biyolojik çalışmalar. Sanki bu olmuş gibi hissediyorsunuz. Duygularını kaybetmiş ve yürüyen bir sebzeye dönüşmüş lahana insanlar...Olmaz mı olur.
Bu film günümüzü anlamak için tavsiye edeceğimiz filmlerden...1984 filmi kadar olmasa da gerçekten etkileyecek tarzı var.
Filmden...
Sürprizbozan: Göster


  • 180/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 29 Ağustos 2021 16:59
The China Syndrome (1979)
Nükleer enerji konusunda çekilmiş ve konusu ile heyecanla seyrettiren ender yapımlardan. Gerçekte bu enerji kaynakları üretenlerde bu tür başıboşluklar var mı diye sorular sorabiliyoruz. Filmle çok alakalı değil ama bir gerçek var o bilinmeli...Pahalı bir enerji ve bakımı gerçekten çok zor. Hatırladığım kadarıyla...
İngiltere elektriğinin yüzde 27'si nükleer enerji santraların­da üretilmektedir. 1988'de Başbakan Margaret Thatcher bu santralları özelleştirmeye karar verdi. Satış öncesi bu santralların ne kadar kazançlı yatırımlar olduğunu kamuoyuna açıklayan bir rapor hazırlanmasını istedi. Önce parlamentoya sunulan rapor tam bir şok yarattı: Uzun süre, çeşitli muhasebe oyunlarıyla, nükleer enerjinin maliyeti kasıtlı olarak düşük gösterilmişti! Yıllar boyu, nükleer enerji santrallarından elde edilen elektriğin maliyetinin, diğer yöntemlerle elde edileninkinden iki kat fazla olduğu bildiriliyordu. Gerçekler daha fazla gizlenemedi ve 9 Kasım I989'da İngiliz Enerji Bakanı, Parlamentoda yaptığı açıklamayla, nükleer enerji santrallarının özelleştirilmesinden vazgeçildiğini ve yeni santralların kurulmasının beş yıl ertelendiği ilân etti.
Filme verilen adın hikayesini bilmekte gerekiyor...Amerikalı nükleer enerji uzmanları arasında 60'lı yılların ortalarında özellikle bir jargon olarak ortaya çıkan ifade , nükleer yakıtın erimesiyle, reaktör kabını ve temelini yakabilecek kadar ciddi bir kazayı ironik bir şekilde belirttiler . Böyle bir olayın olma olasılığının son derece düşük olduğu, bir nükleer santralde ciddi bir kaza olması durumunda nükleer yakıtın tüm Dünya'yı yakıp Çin'e ulaşabileceğine dair bir şakadan gelen isim ile vurgulandı. Film içerisinde geçen ifadeler bu varsayımları desteklemek mahiyetindedir.
Sürprizbozan: Göster

Film arada bir hatırlanması için seyredilmeli diyeceğim türden...duyarlı insanlara duyurmalıyız.

  • 180/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 29 Ağustos 2021 09:23
Sabotage (1996)
Karmaşık ilişkilerin olduğu, işin içindeki adamların bile emniyette olmadığı bir ortamda hayatta kalma mücadelesi, aksiyon kesilmeden devam ediyor. Normal hayatta çok şans filmdeki kadar yaver gitmese de nihai hedefe ulaşmak sevinci ile filmi bitiriyoruz. Kafa dağıtmak için güzel bir film. Yılına bakmayın rastgeldiyseniz bakınız derim... İyi seyirler...

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 29 Ağustos 2021 00:11
Warlock (1989)
Bazen eski filmlere bakıp değişik bir şeyler umuyorum. Ancak bu filmde çok değişik bir hava bulamadım. Yahut yeni dönem filmlerde gördüğümüz eskiler benzeri olanlardan da olabiliyor. Cadı avı ve şeytan konulu filmlerden hoşlananlar için uygun olabilir. Nedense pek beğenemedim.
Sürprizbozan: Göster


  • 100/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 28 Ağustos 2021 19:19
The Blair Witch Project (1999)
Tavsiye etmiyorum. Film namına bir özellik yok...entrika yok, korku yok, özel efekt yok, düzgün oyunculuk yok. Bunu neden izleyelim?, diyorlar... Heather ve arkadaşlarının boş konuşmaları için mi? Bence iyi bir tavsiye değil.
Umarım kimin neye göre verdiği belli olmayan yüksek puan aldığı bu ve benzeri filmleri izleyerek vakit kaybetmezsiniz. Berbat bir film diyelim. Ne yazık ki ben hata yaptım… Bu anlattıklarımı hak vermeniz için en güzeli "The Century of the Self (2002)..Ben Devri" belgeseline tavsiye ederim.

  • 80/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 28 Ağustos 2021 17:27
Marketa Lazarová (1967)
Film, Vladislav Vancura'nın (aynı adı taşıyan) romanına dayanıyor olması ve dilindeki kuvvet ve zayıflayan günümüz dil seviyesi nedeniyle merak uyandırmış. Özet konuda paganizmden Hristiyanlığa geçişin acımasız anlatımı denilse de paganizmin çok farklılığı görülmüyor. Dahası Marketa dan çok, gezginleri soyan Kozlik ailesini anlatıyor. Orta çağ Orta Avrupa'sında Paganizm'den Hıristiyanlığa geçişin acımasız bir dönem olduğunu biliyoruz. -Kozlik ailesi o kadar çılgındır ki kral onları yakalamaları için askerlerini gönderir. Korkunç zamanlar, bir insanın hayatının hiçbir değeri yok.-
Kozlik, kralın baskınına karşı Mikolas'ı, komşusu Lazar'a savaşa katılması için baskı yapması için gönderir. İkna başarısız olur ve intikam almak için Mikolás, Lazar'ın kızı Marketa'yı bir manastıra katılmak üzereyken kaçırır. Bu meyanda Kozlik ve Lazar aileleri arasında geçen bir sürtüşmeyi sürekli görüyoruz. Evet...Ortaçağ karanlık, sert ve kirli idi. Ancak filmde Kilise ortamı her hâlükârda tertemiz iken ailelerin yaşadığı ortamlar kirli gösterilmesi kilisenin tepkisini çekmemek için olmalı..
Filmi beğenmek konusuna gelince paganizm hakkında çok bilgi sahibi olamadığımız bir film. Marketanın çıplak görüntüleri ile kotarılmaya çalışılmış ve romandaki anlatımın filme aksettirilemediği düşüncesindeyim. Romanın anlatımında şiirsel aktarımların filmde çok zayıf kalmış. Eğer roman ünlü olmasa idi bu film kendinden o kadar bahsettirebileceğini düşünmüyorum. Hakkındaki beğenilerde Carl Theodor Dreyer, Akira Kurosawa ve Ingmar Bergman filmlerinin havası var deniyor, takliti dahi olamaz. İnsanı etkileyecek hiçbir taraf bulamadım. Merak edenlere seyredin demek bile istemiyorum. Uzun ve sıkıcı bir film.

  • 120/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 28 Ağustos 2021 11:03
La otra conquista (1998)
Film...İspanyol Fatih Hernán Cortés'in Meksika'ya gelişinden bir yıl sonra, uçsuz bucaksız Aztek İmparatorluğu'nda Azteklerin Büyük Tenochtitlan Tapınağı'nda feci katliamıyla başlar.
Katliamdan kurtulan tek Aztek, Topiltzin [Damián Delgado] adlı genç bir Hintli yazar... Aztek İmparatoru Moctezuma'nın gayrimeşru oğlu olan Topiltzin dir, Olayların gidişatı kendi inançlarını empoze etmeye çalışan Yeni Düzeni temsil eden İspanyol Friar Diego ile Aztek lideri Topiltzin kendi inançlarını korumak için mücadelesini görmekteyiz. Bir nevi Eski dünya Yeni ile yüzleşiyor. Dahası, film boyunca temel bir soru ortaya çıkıyor: Kim kimi gerçekten dönüştürüyora kitleniyoruz.
Filmde her iki inancın birleştiği Kutsal Ana kültü ve çok benzer olması biraz düşündürücü...tarih bilgiler ışığında Aztek topraklarının fethinde ilk başlarda Hernán Cortés e karşı iyi niyetler besleyen Aztek İmparatoru Montezuma karşısındaki bu güce ilk başlarda direnmemiş, hatta onlara başkent'te kilise kurmalarına bile izin vermiştir. Ama sonraları şehirdeki bazı yerli savaşçılar, Cortes'in şehirde istila ve yağma sebebiyle halk isyan çıkarmıştır. Çıkan isyanda imparator Montezuma başından yaralanmış ve kısa süre sonra ölmüştür. Cortez yanındaki birlikleriyle zor koşullarda ayrıldığı şehri, asıl ordusuyla kuşatmış ve uzun bir saldırı ve yıkımdan sonra şehri ele geçirmiştir. Yerli halkı katletmesiyle de bilinir. Altın ve değerli mücevherler için dünyadaki en büyük soy kırımlardan birini yapmıştır. Azteklerin baş şehri Tenochtitlan'ı (o günün şartları içinde 200.000 nüfusu ile İstanbul ve Paris'ten sonra en büyük 3. şehir olarak bilinir) yerle bir etmiştir. Cortes barbarlığı ile bilinir, çok serttir ve acımasızdır. Bu yüzden kendisinden korkulan ve istenilmeyen bir kişi olmuştur. İspanya'ya çağrılıp, yetkileri azaltılmıştır. 1541'de ülkesine dönüp Osmanlı'ya karşı açılan Cezayir seferine katılmış; ölümden zor kurtulmuştur.
Gerçek tarih bu... Fakat filmde bu vahşet biraz gizlenmeye çalışılarak daha dinsel konuma getirilerek yumuşatılmaya çalışılmış. Sonuçta günümüz Meksikalılarının biraz gönlünü almaya çalışmak gibi bir onur payı veriliyor diye düşünebiliriz. Daha önce dediğimiz gibi film boyunca temel bir soru...kim kimi gerçekten dönüştürüyor?
Her ne olursa olsun bir medeniyet İspanyolların altın ve servet hırsları yüzünden yok edilmiş olması. Eğer bugün bu olaylar olmamış olsaydı daha başka ne bilgilere ulaşırdık...Yazık ki tarih ellerimizle tahrif olup gidiyor. Ayrıca bu filmi anlamak için...bu belgesele de bakmanızı tavsiye ederim..Guns, Germs and Steel (2005- ) Tüfek, Mikrop ve Çelik

  • 140/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 27 Ağustos 2021 22:12
November (2017)
Paganizmden Hristiyanlığa geçiş döneminde kültürün kendince kayması gibi düşünmek gerekir. Büyü ve tabiatın güçlerinin hakim olduğu bir topluluk inancı, Hristiyan üçlemesini kabullenme aşamasında hala eski kültürün izini taşıdığını görmekteyiz. Fakat film buradan çıkıyor, ve aşkın hakimiyetine doğru bir seyir alıyor. Bu ise bize aşkın inançları aştığını bir daha anlatıyor.
Görüntülerin mistik bir hava barındırması, fizik ve metafizik geçişlerde kurda dönüşme veya hayal alemine seyrinde kendine özgü haliyle beğendiriyor. Ancak şurası bir gerçek bu tür filmlerin kendi özel seyircisi vardır. Çok kişinin beğenmemesi normal olmalı...Büyü ritüellerinden bir örneği de büyüler böyle mi oluyor diye düşündürebilir. Daha önce dediğim gibi aşk üzerine geçen kısımlar gerçekten güzel daha ne diyebiliriz ki, bütün olanlar aşk içinmiş.
Sürprizbozan: Göster


  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 27 Ağustos 2021 20:17
Siu lam juk kau (2001)
Gelecekte Çin, dünya ekonomisini ele geçirecek derlerdi, taklit oyuncaklardan bugün marka oyuncaklara çıktığı gibi bir çok konuda söz sahibi oldular. Bu anlamak artık zor gelmiyor. Yorumun birinde filimin maliyeti $489,600 toplam hasılatı $42,287,160 olması gibi kendi kültürümüzle biz nelere kavuşacağız imajını halkına dikte ederken doğru yaptıklarını bir daha anladık. Filmde Şeytan takımının sahibi " Şeytan takımı bugün fark atar mı dersiniz?/ Oyunu kazanmak için fark gerekmiyor./ Ama bu maçı kazanacağız, bundan emin ol./ Bu mümkün değil./ Bu Amerikalı bilim adamları sözlerini tutuyorlar." sözlerinden Amerika ve Çin'nin gizli mücadelesine şahit oluyoruz. Hepsi bir yana aşkın üzerine söz kondurulmadı yine filmde. Mighty Steel Leg Sing ve Mui aşkı sorunların çözümündeki kurtarıcılığı Yin-Yang mucizesi. Çocukluk günlerinizi tekrar yad etmek için bu filme bakmanızı tavsiye ederim. Kung Fu yu dünyaya sevdiren Bruce Lee yi burada anmak gerekiyor. İçinizin sıkıntısını giderecek tatlı bir film.

  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
Tarih: 26 Ağustos 2021 16:36
‹ Önceki 1 2 3 4 ... 18 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film