The Way Back (2020) Yorumlar
Yorumlar (13)
mirfin (193) - 4 yıl önce
Büyük acılar vardır. Bizi yıkan ve bizi değiştiren. Belki de bizi baştan doğmamıza sebebiyet veren. "Geçmişi değiştiremeyiz. Sadece nasıl devam edeceğimizi seçebiliriz."
Sinemanın görsel efekt değil, aksiyon değil yada sanat için yapılmışları değil. Elbette bunlarında izlenir yanı vardır. Ama asıl sinema veya bir kitap hayata, hayatımıza bir şeyler verdiği oranda değerlidir.
7
Sinemanın görsel efekt değil, aksiyon değil yada sanat için yapılmışları değil. Elbette bunlarında izlenir yanı vardır. Ama asıl sinema veya bir kitap hayata, hayatımıza bir şeyler verdiği oranda değerlidir.
Ducate (103) - 4 yıl önce
Filmde yapımcı,senaryo ve yönetmen olarak Ben Affleck izlerini aradım. Sanki bu üç kriteri o yapmış gibi izler taşıyor havası vardı. Ben Affleck oyunculuğu filmi alıp götürmüş. Nerdeyse daha önceki yönetmenlik yapmış olduğu filmlerdeki havası vardı. Konu ve kurgu çok klişe olsada film baştan sona kadar izlettirmesi başarıdır. Normalde filmlerin verdiği mesajları çok dikkate almam yada kimse dikkat etmez. Ama film o ince mesajları beyne işliyor. Neyse abartmadan bu film Ben Affleckin gerçekten başarılı biri olduğunu göstermiştir.
6
dizikopat_61 (403) - 4 yıl önce
Spor temalı filmler hep hoşuma gitmiştir. Ama bu filmde spor ikinci planda kalmış. Daha çok bir kişinin hayatta yaşadığı dönüm noktalarında nasıl mücadele vermek istediğini anlatıyor.
Filmde Ben Affleck ustalığını göstermiş. Ailece keyifle izleyebilirsiniz.
8
Sürprizbozan: Göster
Filmde Ben Affleck ustalığını göstermiş. Ailece keyifle izleyebilirsiniz.
vassagoking (548) - 4 yıl önce
Ben Affleck oyuncu olduğunu bu filmde kanıtlamış. Bütün filmlerinde görmeye alıştığımız o ablak mimiklerinden eser yoktu filmde. İyi bir dram. İyi de oynamış. Güzel film. Tavsiye ederim.
not: Film bir spor filmi değil. Basketbol sadece hikâyedeki araçlardan biri.
7
not: Film bir spor filmi değil. Basketbol sadece hikâyedeki araçlardan biri.
akinaksu (3) - 4 yıl önce
İçerisindeki mesajı alabilecek olan mükemmel bir şekilde aldı. Mesajı alamamış/alamayacak olanlar için yorum yapmayacağım.
Bir babanın içselliğini iyisi ile kötüsü ile yansıtmaya çalışmış, bu amacına da ulaşarak ortaya güzel bir şey çıkartılmış.
Bir babanın içselliğini iyisi ile kötüsü ile yansıtmaya çalışmış, bu amacına da ulaşarak ortaya güzel bir şey çıkartılmış.
ozgurtaylan (807) - 4 yıl önce
Hayata tutunmakta zorluk çeken, üzücü olaylarla dolu geçmişini atlatamayan öfkeli bir adamın lise basketbol koçluğu ile yaşama dönemeye çalışmasının hikayesi var filmde. Konusu biraz alışıldık gelebilir.Ama yinede sıkılmadan izlenebilir bir film.
7
helianthus (13) - 4 yıl önce
Aslında filmin konusu basketbol odaklı değil. Ben Affleck'in canlandırdığı karakterin kendi dönüş yolculuğuna odaklanıyor basketbol sadece filmin bir parçasını oluşturuyor. Açıkçası Ben Affleck'in bu rol için biçilmiş kaftan olduğunu düşünüyorum zira kendisi de canlandırdığı karakterle benzer süreçlerden geçmiş bir isim bağımlılık konusunda. O yüzden oyunculuğa söylenecek bir lafım yok. Spor filmi diye izlemeyin ama.
dammak (1162) - 4 yıl önce
Hikâyesi, Brad Ingelsby tarafından yazılan “The Way Back / Finding the Way Back”, Gavin O'Connor’ın yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…
6 Mart 2020 tarihinde Amerika’da vizyona giren ancak Covid – 19 salgını nedeniyle bir haftalık kısa bir sinema salonu gösteriminin ardından yoluna dijital platformda (VOD) devam eden filmin, 6.8 (10.200 oy) ve 4.1/5 (2.680 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (163 yorum) ve 68/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de, 25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve yaşanan global pandemi yüzünden talihsiz bir biçimde 14.7 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, ikişer Academy, Golden Globes ve BAFTA ödüllü Ben Affleck’in bu ödülleri, hikâyeden kazanmadığını gösteren filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira canlandırdığı Jack Cunningham karakterinde oldukça etkileyici bir performans sergilediği gibi tek başına alıp götürmüş de filmi…
Efsane TV dizisi “The White Shadow / Beyaz Gölge” den (1978 – 1981) sağlam esintiler taşıyan filmde, 9 yaşında kanser illetine yenik düşen oğlunun ölümünü sonrasında umutsuzluğa kapılarak çareyi (neredeyse 7/24) alkole sığınmakta bulan Jack’in, eskilerin deyimi ile hem kendisi ve hem de çevresindekiler açısından oldukça “meşakkatli” geçen “geri dönüşünün” hikâyesi anlatılıyor filmde…
Yani “The Way Back” de izleyici ile buluşturulan şey, öyle basit ve tek düze bir lise basketbol koçluğu hikâyesi değil…
Ki, hele bir başkasına kaptırdığı nikâhlı karısı Angela (Janina Gavankar) ile olan mevzusuna, filmi henüz izlememiş olanların ağzının tadını kaçırmak istemediğimiz hiç girmiyor ve sadece böyle bir şeyin varlığını da bilesiniz istiyoruz…
Eğer buraya kadar yazdıklarımızı toparlayarak, kısaca tek cümlede özetleyecek olursak:
Ara sıra güneş yüzünü gösterse de, alkol bağımlısı Jack için havanın genellikle sisli, soğuk ve bir o kadar da karanlık olduğunu söyleyebiliriz…
Öyle ki, o içerken bir ara bizim başımız döndü ve biraz sendeledik…
Şimdi tam da bu noktada bize, “Bunca olumsuzluk arasında, Jack’in geri dönüş işi gerçekleşiyor mu?” biçiminde bir soru yöneltebilirsiniz ki, elbette yanıtımızın, “108 dakikalık makul bir süreye de sahip olan filmi, izleyin de, öğrenin” olacağını bile bile…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Yaşananların adı değil “Covid – 19”, “Cavit – 29” dahi olsa, “evde kal” uyarıları çerçevesinde hiç kimse, teknik olarak günde 10 film izleyip yorum yazamaz…
Bu oldukça açık...
Sadece,"trailer" üzerinden yorum yazmak dışında da bu asla mümkün değil zaten...
O yüzden, “Türkçe Altyazı” yönetim ekibinin de, işlerin sağlıklı yürütülmesi açısından bu konuya biraz özen göstermesini ve günlük yorum sayısına, "insani" bütün aktiviteleri göz önünde bulunduran bilimsel ve mantıklı bir sınırlama getirmesini özellikle rica ediyoruz…
6
6 Mart 2020 tarihinde Amerika’da vizyona giren ancak Covid – 19 salgını nedeniyle bir haftalık kısa bir sinema salonu gösteriminin ardından yoluna dijital platformda (VOD) devam eden filmin, 6.8 (10.200 oy) ve 4.1/5 (2.680 oy) olan IMDB ve Rotten Tomatoes izleyici puanı ortalamalarıyla 6.9/10 (163 yorum) ve 68/100 (37 yorum) olan Rotten Tomatoes ve Metacritic yorum ortalamaları, orta karar bir filmle karşı karşıya olduğumuzu söylüyor gibi…
Ama biz yine de, 25 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve yaşanan global pandemi yüzünden talihsiz bir biçimde 14.7 milyon dolarlık bir hasılat rakamına takılıp kalmış olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…
Bunun içinde, artık neredeyse yorumlarımızda geleneksel bir özellik halini aldığı üzere ayrıntılı incelemeye geçmeden önce filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…
Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, ikişer Academy, Golden Globes ve BAFTA ödüllü Ben Affleck’in bu ödülleri, hikâyeden kazanmadığını gösteren filmlerden biri olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…
Zira canlandırdığı Jack Cunningham karakterinde oldukça etkileyici bir performans sergilediği gibi tek başına alıp götürmüş de filmi…
Efsane TV dizisi “The White Shadow / Beyaz Gölge” den (1978 – 1981) sağlam esintiler taşıyan filmde, 9 yaşında kanser illetine yenik düşen oğlunun ölümünü sonrasında umutsuzluğa kapılarak çareyi (neredeyse 7/24) alkole sığınmakta bulan Jack’in, eskilerin deyimi ile hem kendisi ve hem de çevresindekiler açısından oldukça “meşakkatli” geçen “geri dönüşünün” hikâyesi anlatılıyor filmde…
Yani “The Way Back” de izleyici ile buluşturulan şey, öyle basit ve tek düze bir lise basketbol koçluğu hikâyesi değil…
Ki, hele bir başkasına kaptırdığı nikâhlı karısı Angela (Janina Gavankar) ile olan mevzusuna, filmi henüz izlememiş olanların ağzının tadını kaçırmak istemediğimiz hiç girmiyor ve sadece böyle bir şeyin varlığını da bilesiniz istiyoruz…
Eğer buraya kadar yazdıklarımızı toparlayarak, kısaca tek cümlede özetleyecek olursak:
Ara sıra güneş yüzünü gösterse de, alkol bağımlısı Jack için havanın genellikle sisli, soğuk ve bir o kadar da karanlık olduğunu söyleyebiliriz…
Öyle ki, o içerken bir ara bizim başımız döndü ve biraz sendeledik…
Şimdi tam da bu noktada bize, “Bunca olumsuzluk arasında, Jack’in geri dönüş işi gerçekleşiyor mu?” biçiminde bir soru yöneltebilirsiniz ki, elbette yanıtımızın, “108 dakikalık makul bir süreye de sahip olan filmi, izleyin de, öğrenin” olacağını bile bile…
Belki biraz tarzımızın dışında olacak ama tek bir “spoiler vermeden” buraya kadar yazdıklarımızın tamamı, zımnen de olsa ikisini de içerdiği için filme ilişkin hem ilk tespitimiz hem de ilk önerimiz olsun… Ayrımı gönlünüze göre siz kendiniz yaparsınız…
Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,
Son bir not:
Yaşananların adı değil “Covid – 19”, “Cavit – 29” dahi olsa, “evde kal” uyarıları çerçevesinde hiç kimse, teknik olarak günde 10 film izleyip yorum yazamaz…
Bu oldukça açık...
Sadece,"trailer" üzerinden yorum yazmak dışında da bu asla mümkün değil zaten...
O yüzden, “Türkçe Altyazı” yönetim ekibinin de, işlerin sağlıklı yürütülmesi açısından bu konuya biraz özen göstermesini ve günlük yorum sayısına, "insani" bütün aktiviteleri göz önünde bulunduran bilimsel ve mantıklı bir sınırlama getirmesini özellikle rica ediyoruz…
denisilin (8408) - 4 yıl önce
Çok klişe olmasına rağmen, ben oldukça beğendim. Eski yıldız basketbolcu olan koç rolünde Ben Affleck'in oyunculara dokunuş tarzı, daha önce takım sporu yapmış olanlara etkileyici gelebilir en azından bana geldi! Film ağır dram içeriyor, spor tarafı daha sönük gibi... Çok üst düzey değil ama izlenir bir yapım. İyi seyirler olsun.
uyuk2 (19) - 4 yıl önce
Günümüz hayatın sorunlarını çok da derine girmeden işlemiş bununla birlikte bir adamın hayatında ki sorunları iyi şekilde yansıtmış. Yansıtma şeklini beğendim bana gerçekçi geldi ne çok abartılmış ne de çok sığ gerçek hayata yakın gibi hissettim. Bunda Ben Affleck'in oyunculuğu da önemli rol oynuyor tabi ki. Filmde farklı herhangi bir şey yok özetinden de okuyacağınız klasik hikaye, benzer filmlerle neredeyse aynı yorumlama bu yüzden çok beğendim diyemem fakat aynı hikaye bu sefer bana daha gerçekçi geldi bu yüzden bir şans verebilirsiniz.
6
‹ Önceki
1
Sonraki ›
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (1,355)
Beverly Hills Cop: Axel F (959)
Kimitachi wa dô ikiru ka (561)
Dune: Part Two (251)
The Fall Guy (199)
Mad Max: Fury Road (175)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (115)
Tarot (103)
Inside Out (102)
Godzilla x Kong: The New Empire (77)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (9,068)
The Acolyte (902)
Evil (582)
Tracker (310)
Halo (197)
The Bear (168)
Better Call Saul (152)
From (129)
True Detective (127)
Yellowstone (121)