Giriş Kayıt
Yorumlar (8)
avatar
(8407) -
Jean Dujardin sevdiğim ve beğendiğim bir oyuncu… Filmde onu görünce izlemek istedim, bir de kendi giydiğim kıyafetleri başkalarının üstünde görünce çok ayar olurum acaba bunun üzerinden bir absürt komedi ya da kara komedi çıkar mı dşye düşündüm ama değilmiş! Komedi namına hiçbir şey yok filmde! Genel olarak benim gibi ortalama sinema izleyicisine hitap etmez, sıkıcı bir yapım!


default avatar
(213) -
Çoğu kişinin hoşlanabileceği bir yapım değil, komedi, korku hiç birine girmiyor film..
Çoook boş vaktiniz var ise bakabilirsiniz.
Sürprizbozan: Göster
4


avatar
(1012) -
Quentin Dupieux ismini ilk kez duyuyorum ve sanırım bundan önceki ve sonraki işlerini takip etmek boynumuzun borcu oldu.Tarihteki en önemli ceket hikayesini Gogol un yazdığını bilirsiniz.''Palto.''Bence tarihte ikinci bir dönüm noktası da bu geyik derisi ceket filmi.Le Daim.Puanı yüksek değil süresi de kısa ama pek çok anlamlar çağrıştırarak üstünün yorumunu bizlere bırakan bir film.Bir sinemaseverin mutlaka izlemesi gerek diye düşünüyorum.
8


avatar
(55) -
Quentin Dupieux filmlerini Samuel Beckett romanlarına benzetiyorum biraz. Realite filmini çok beğenmiştim doğrusu. Gerçeklik algılarımızın sinir uçlarıyla oynamayı seviyor Dupieux. En çok bu yönünü seviyorum. Yaşadığı çağa dair eleştirilerini absürt olanın saçma olanın içine öyle ustalıkla yerleştiriyor ki, simgesel bir şölene dönüşüyor filmleri. Deri Ceket, beklentilerimin biraz altında kalsa da mutlaka göz atılması gereken bir film. Bir metafor olarak kullanıyor cekedi Dupieux.

Sürprizbozan: Göster
6


default avatar
(339) -
Yarısına kadar tahammül edebildim. Komedi namına hiçbir şey de görmedim. Sanki kısa metrajlı ve mesaj vermek isteyen filmler gibi çekilmiş ve neredeyse tek kişilik bir yapım olmuş. Ben çok sıkıldım.
1


avatar
(2674) -
Absürtlüğün sınırlarını zorlayıp geçmiş bir yapım Deri Ceket. Normalmiş gibi başlayan bir hikayede gerçek hayatta karşılığı olmayan bir dizi olayla karşılaşınca ister istemez film ile bağ kuramadım ve maalesef beğenmedim. Türü komedi olmasına rağmen bir kez bile tebessüm ettirecek sahne ile karşılaşmadım.
4


avatar
(1162) -
“Le daim / Deerskin”, hikâyesini de yazmanın yanı sıra görüntü yönetmenliği ve editörlüğünü de üstlenen Quentin Dupieux’nun yönetmen koltuğunda oturduğu bir drama…

Prömiyeri, 15 Mayıs 2019’da Cannes Film Festivalinin “Directors' Fortnight” bölümünde yapılan ve 19 Haziran 2019 tarihinde Fransa’da vizyona giren filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

O nedenle bizde, literatürdeki en basit tanımı ile akılcı tutuma tavır almış, mantığın egemenliğinden kurtulan, aklın ve düşüncenin denetimini yıkan, ahlakçı tavra düşman, düşlere ve bilinçaltına eğilen, masalsı ve çocuksu olandan yararlanan, kendini imgelemin sınırsız özgürlüğüne teslim eden “sürrealizm” akımından derin esintiler taşıyan bir hikâyeye sahip olan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun içinde, 4.4 milyon dolarlık bir bütçeyle çekilen ve sadece "Eşek hoşaftan ne anlar" deyimine aşina olanlar için1.650 milyon dolarlık hiç de düşündürtücü olmayan bir hasılat rakamı ile gişeye çakılan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; her ne kadar şu ana kadar sinema dünyasında bir “Mulholland Dr.” (2001) veya “Eternal Sunshine of the Spotless Mind” (2004) yahut da bir “A Field in England” (2013) kadar ses getirmiş olmasa da, karşımızdakinin de, aynı kategoride değerlendirilmesi gereken bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Yurtdışındaki yorumlara göz gezdirirken, Bradley Warren’ın The Playlist için filmin Cannes’daki gösteriminin hemen ardından kaleme aldığı 15 Mayıs 2019 tarihli yorumundaki (kullandığı ifadeler birebir bizim yazdıklarımız gibi olmasa da) iki şey dikkatimizi çekti:

Bunlardan ilki, filmin ana mekânlarından birinin, “The Shining” (1980) filminde olduğu biçimde karlı kış şartları altındaki küçük bir dağ kasabası oteli ile onun barının olması gibi… Ki filmimizde; bu mekânlarda, neredeyse Jack Nicholson’ın canlandırdığı Jack Torrance karakterininkine benzer uçuk takıntı ve hayallere sahip olan filmin başkarakteri Georges (Jean Dujardin) konaklayarak viskisini yudumluyor…

İkincisi ise, Dupieux’nun da aynen Steven Soderbergh gibi filmin yönetmenliğinin yanı sıra editörlük ve (cep telefonu ile olmasa da el kamerasıyla) görüntü yönetmenliğini de üstlenmesi…

Bunların her ikisi de birer basit tesadüf olabilirler… Ama bize göre emin adımlarla ilerleyen Quentin Dupieux’nun, çektiği filmlerle Avrupa sinemasının “özgün” figürlerinden biri haline gelmiş olması kesinlikle bir tesadüf ile açıklanamaz…

Her şeye tek başına sahip olmak isteyenlere ve yine bir Fransız sinema yıldızı olan Brigitte Bardot’nun söylemlerini anımsatan görüntülerle hayvan kürkü karşıtı mesajlar da verilen filme dair söyleyeceklerimizi, başrolleri paylaşan Jean Dujardin ile Adèle Haenel’in kimyasal uyum içinde bir performans sergilediklerini de belirtilerek buraya kadar yazdıklarımızla sınırlandırmak istiyoruz… Zira filmin kendisi, bir çırpıda izlenip biten 77 dakikalık bir süreye sahip zaten…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; sıra dışı sinemacıların kendileri gibi sıra dışı (ve hatta biraz da uçuk kaçık) olan filmlerini izlemeyi kendine meşgale edinmiş sinemasever dostlara, “Quentin Dupieux’nun filmlerini de izleme listelerinize dâhil etmeyi unutmayın” diye seslenerek kullanmak istiyoruz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanlara aldırmadan, “bir şans da siz verin” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not:
Bakarsınız kafamıza eser, Quentin Dupieux’nun arşivimizdeki diğer filmlerini de inceleme ve yorum programımıza dâhil ederiz…
6


avatar
(40) -
Bayağı değişik, eğlenceli bir film. Büyük vaatleri yok ama ilginç bir deneyim sunuyor. Kendi içindeki tutarlılığı koruyup absürt bir dünya yaratmış. Süresi bu kadar kısayken zaman ayırmakta fayda var.
6


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film