Giriş Kayıt
Yorumlar (7)
default avatar
(174) -
El de ne kadar güzel bir azim ve başarı öyküsü var, üç gencin o yokluk zamanlarında ülkeye faydalı işler yapmak için yerli ve milli füze üretip belki de uzay yarışına Türkiye'yi de sokabilme söz konusu durumu var. Ben ilk defa bu film sayesinde duydum böyle bir olayı, kim bilir daha bilmediğimiz, engel olunmuş ne buluşlar tarihin tozlu sayfalarında kaybolup gitmiştir. Ama bu kadar güzel bir azim öyküsünü yine klasik Türk dizisi kafasında çekmiş olmalarını hazmedemiyorum ben artık! Filmde füzelerin yapımıyla, kimlerin buna engel olduğuyla, gençlerin neden böyle bir işe kalkışma girişiminde buluşmasıyla ilgili tek sahne yok. Füzeyi felan bıraktık Leyla ve Necati yine bir araya gelebilecek mi, Zehra'ya ne olacak bunu merak ettik koca filmde sadece. Çünkü film klasik aşk filmi kafasında çekilmiş, üç gencin füze üretme çabası sadece aşk rüzgarı çemberinde yan hikaye, ara sahne niteliğinden öteye geçememiş. Filmi çekenlere de kızmıyorum, arz talep meselesi sonuçta. Araya aşk serpiştirmeden, izleyiciyi sıkmadan ekrana kilitleyebilecek film sayısı yok denecek kadar az.


avatar
(301) -
not: spoiler içeren yazımı filmi izlememiş olanlar dilerse okumayabilir.

Sürprizbozan: Göster


sözün özü devrim arabaları gibi bir film izlemek isterken, ağır saçmalamış ve oyunculukları abartılı tv dizisi kıvamında bir yapım izledim. tarihsel gerçekliğe önem veriyorsanız, izlemenizi tavsiye etmiyorum.
1


default avatar
(26) -
Çok güzel bir dönem filmiydi. Neden bu kadar az oylanmış ve neden çok ilgi çekmemiş hayret...
10


default avatar
(35) -
Geç bulup ilgiyle izlediğim bir eser,
Film boyunca sürekli aşk rüzgarı eser,
Füze olayı derseniz, ancak miktar-ı eser,
Bu kadarı da ne sizi ne de beni keser.
Bir filmin bana şiir yazdıracağını söyleselerdi inanmazdım. Çünkü şiiri sadece hayal kırıklığı yaşadığımda yazarım. Filmi izleyince aklıma hemen benzer konulu ve son derece başarılı iki yabancı eser geldi. Ve hayal kırıklığım daha da arttı.
İlki 2016 yapımı 'Hidden Figures' ki, kendilerini NASA'ya zorlukla kabul ettiren, başlarına olmadık işler gelen (zamanını aşk-meşk ile harcamayıp kendini işe veren) üç siyahi kadını anlatır. Böylece finalde size "vay be, aferin!" dedirtir.
Hani bizimkiler füze mucidi ya, aklıma gelen diğer film icat üzerine: The Boy Who Harnessed the Wind (2016). Zeki bir çocuğun Afrika'nın göbeğinde rüzgarla çalışan bir su motoru yapabilmek için zamana karşı yarışan çabası, yorgunluğu vs. (Hay Allah, bunda da aşk yok, lakin kendini izletiyor!)
Eminim Bandırma Füze Kulübü'nün çekim öncesi çalışmasında ne yapımcı ne yönetmen ne de senarist böyle bir konunun tek başına ilgi çekemeyeceğini düşünerek senaryoya romantik sahneler ekledikçe eklemiş, ekledikçe eklemiş. Sonunda bir bakmışlar ki üç gence füze yapımını düşünmeye, kağıt üzerindeki proje safhasında ter döktürmeye, imalatın zorluklarıyla uğraştırmaya zaman kalmamış. Sonunda, "prodüksiyonun hazırlatıp sete getirdiği füze maketlerini ne çabayla imal edildiğini seyircinin düşünmesine bile fırsat bile vermeden "ahan da füze" diye meydanlarda fırlatıp izleyiciyi nasılsa oyalarız" tarzında bir çözüm bulunmuş. Bana göre filmin gerçek hikayesi böyle.
Ne yapalım Çelebi, böyle olur bizde film dediğin şey...


avatar
(260) -
Film, 1940'lı yıllarda kapanan tank fabrikası, yok edilen Haliç barut fabrikası, Kayseri'de toprağa gömülen uçaklar, ya da 62'da önü kesilen Devrim arabaları gibi güzel bir konuyu ele almış. Ancak, Demokrat partinin iktidar olduğu 50'li yıllarda geçen film, yani proje desteklense belki gelecek yıllarda ülkemizi uzay yarışında ön sıralara yükseltecek bir uğraşın hikayesi asla bu çabanın şanına yakışır bir yapım olmamış.
Dizi ve film dünyamızda ortalık aşk hikayesinin her türüyle kaynarken bizler bu filmde canını dişine takan üç gençten çok, 'acaba Ufuk ile Leyla ve Necati ile Zehra bir araya gelebilecek mi?' hikayesiyle niye oyalanıp durduk, anlayamadım. Sinemamızda örneğine az rastlanan (!) bu aşk hikayesi film süresinin büyük kısmını kaplayınca, füzeci gençleri de sadece 3-5 saniyelik proje çiziminde, gereken malzemelerin alınıp taşınmasında, yapımı bitmiş füzeleri denerken veya müdür ya da havacı yarbayla biteviye didişirken görebildik.
Özetle denenmemiş bir şey imal etmenin "gerçek" çabası, hafif gülümsemeyle geçiştirilen başarma sevincinin "gerçek" gururu, (füzeler Roketsan'da hazırlanıp sete getirildiği için) gençlerin imalatta yaşadıkları sıkıntının hiç bir aşaması, yani alın teri ekranda görülemedi. Çünkü film, hepimizin en az 500 kere izlediği sıradan iki aşk hikayesini anlatmakla meşguldü.
Evet, bilmediğimiz bir gerçeği bize sunduğu için konu güzel, ama bu uğurda canını dişine takan gerçek kahramanların hatırasına yakışır bir film asla değil.
6


avatar
(8407) -
Yansıttığı dönem, tarz ve kıyafetler, otomobiller, müzikler, özellikle Teoman'dan inleyen nağmeler, oyuncu kadrosu ve oyunculuklar ve hikayesi ile çok iyi bir Türk filmi olmuş. Muhakkak izlenmeli der, iyi seyirler dilerim.


default avatar
(323) -
Çok çok çok güzel bir film. Yaşanmış bir hikayeden yola çıkarak yapılan bu film bizden geleceğimizin nasıl çalındığını çok başarılı bir şekilde anlatıyor. Bu filmi izleyip de duygulanmamak,ağlamamak, geleceğimizi çalanlara lanet etmemek mümkün değil. Emeği geçenlere sonsuz teşekkürler. Bize bu gerçeği gösterdiniz. Puanım 10/10
10


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film