Giriş Kayıt
Yorumlar (1)
avatar
(1162) -
“Banlieusards / Street Flow / Banliyö”,hikâyesini de yazdığı gibi başrol karakterlerinden Demba’yı da canlandıran Kery James’in Leïla Sy ile birlikte yönetmen koltuğunda oturdukları ilk uzun metrajlı sinema filmi…

12 Ekim 2019 tarihinde Netflix platformunda yayın akışına dâhil edilerek vizyona sokulan filmin, hâlihazırda IMDB, Rotten Tomatoes ve Metacritic gibi mecralarda ciddiye alınacak miktarda oydan oluşan bir izleyici ve yorumcu puanı ortalaması mevcut değil…

O nedenle bizde, Paris’in kenar mahallerinden birinde yaşayan Mali asıllı bir ailenin yaşamını merkeze alarak Fransa üzerinden “kapitalist devlet aygıtını” sorgulayan bu filmi, her zamanki gibi önceliği oyuncu kadrosuna vermek suretiyle bizzat kendimiz mercek altına alarak incelemeye ardından da puanlamaya çalışacağız…

Bunun içinde, oldukça düşük bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan filme ilişkin ilk tespitimizi, sonrasında da naçizane ilk önerimizi paylaşalım istiyoruz…

Bu bağlamda da işe; karşımızdakinin, ABD, Almanya, İngiltere, Fransa ve hatta Hollanda gibi irili ufaklı (kimi artık ahı gitmiş, vahı kalmış olan) emperyalist ülkenin, nedenleri ile birlikte mülteci ve göçmen kabul politikaları hakkındaki bilgilerimizi tazelememizi de sağlayan bir film olduğunu söyleyerek başlayabiliriz…

Nasıl mı?

Bu ülkelerin temel mülteci ve göçmen kabul politikalarının, daha doğrusu stratejilerinin ülkedeki demografik ve iktisadi yapı ile siyasi dengeleri gelenlerin lehine önce sarsacak sonra da tamamen değiştirecek tarzda tek bir ülkeden yapılan işgal benzeri bir göç akınına izin vermemek ilkesine dayandığını bir kez daha hatırlatarak…

Filmimizdeki örnek ülke Fransa’da da durum aynen böyle olup, Cezayirlisinden Tunuslusuna, Malilisinden Somalilisine, Senegallisinden Türkiyelisine kadar her milliyet ve ırktan insan bulabilirsiniz… Ki, zaten dikkat ederseniz filmde panoraması çekilen kenar mahallenin demografik yapısı da bu biçimdedir… Yani herkesin herkesle çalıştığı ama kimsenin kimseye güvenmediği oldukça kozmopolit bir yapı vardır ortada ve bu durum birbirlerine rakip olan uyuşturucu çetelerinin yapısına da bire bir yansımıştır… Ki, yukarıda da vurguladığımız gibi aslında bu, “böl ve yönet” isimli binlerce yıllık bir devlet geleneğinin de sonucu olup ciddi bir kalkışma ile neticelenebilecek “dayanışma, işbirliği ve ele geçirme” duygularının önüne en baştan set çekme amaçlıdır da…

Eminiz konuyu yakından takip edenler, ABD’nin "Green Card" programının da buna benzer bir yöntemle kurgulanarak çalıştırıldığını biliyorlardır…

Kery James yazdığı hikâye ile bütün bunları ve polise yönelik ciddi eleştiriler de içeren daha fazlasını kimi zaman ironi ve kara mizah ile de süsleyerek tartışmaya açmış filmde… Örneğin insanların seçimden seçime, o da sadece (kendi belirlemedikleri adaylardan birine yahut da kendilerine “tatava yapma bas geç işte” denilerek işaret edilen siyasi partilere) oy vermek için sandık başlarına koşuşturdukları temsili demokrasi de nasibini almış bu tartışmadan…

Filmdeki bu tartışmalar, kimi zaman Jammeh Diangana ve Chloé Jouannet’in başarıyla canlandırdıkları Soulaymaan ve Lisa isimli iki avukat adayı üzerinden yürütülürken, kimi zaman mahallenin diğer fertleri de dâhil edilmişler bu işe…

Belki, yine klasik bir laf olacak ama diğer yorumlarımızda olduğu gibi yaptığımız açıklamalar sonrasında meraka kapılarak filmi izlemeye karar vereceklerin ağzının tadını kaçırmış olmamak adına “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu satırlar filme ilişkin ilk tespitimiz olsun…

İlk önerimize gelince:

O hakkımızı da bu kez; bizim gibi fırsat buldukça dünya sinemasının düşük bütçeli bağımsız filmlerine de göz atmayı kendine tarz edinmiş olan sinemasever dostlara, “Büyük heyecanla çekilen bu türden ‘ilk yönetmenlik deneyimi (debut)’ filmlerini de izleme listelerinize almayı unutmayın” diye seslenerek kullanmak isteriz…

Sonuç olarak, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Ehh işte” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz yorum ve puanları dikkate almadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler…

Son bir not:
Bu yorumu yazarken kulaklarımızda hep (Kery James’in değinmeye dahi cesaret edemediği bir biçimde), sözlerini Ahmet Erhan’ın yazdığı müziklerini de Eftal Küçük’ün bestelediği “Kenar Mahallede Bir Pazar Günü” isimli bir Çağdaş Türkü şarkısı yankılandı...
5


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film