En çok beğenilen yorumlar
Cellsyuss (47) - 4 yıl önce
Dizi güzel, beklentimin üzerindeydi en azından fakat sinirimi bozan bir etken var.
Aile ile izlenecek güzel bir dizi olsaydı keşke, fakat netflix tüm dünyada sexi normal ve halka açık hale getirmeye mi çalışıyor anlamadım. Tamam hayatın gerçeğidir, herkesin arzusu var fakat her dizinde ve filminde erotizmi gözümüze sokma.
7
Sürprizbozan: Göster
Aile ile izlenecek güzel bir dizi olsaydı keşke, fakat netflix tüm dünyada sexi normal ve halka açık hale getirmeye mi çalışıyor anlamadım. Tamam hayatın gerçeğidir, herkesin arzusu var fakat her dizinde ve filminde erotizmi gözümüze sokma.
oyington (4) - 4 yıl önce
Dizi, satrançla ilgili her şeyi tamamen doğru anlatmış. Film tadında ilerleyen bir dizi olduğunu söyleyebilirim. Yavaş tempolu ilerlese bile sizi ekrana kilitlemeyi başarıyor. Hikayesi baştan aşağıya çok etkileyici. Hiç düşünmeden hemen başlayın derim.
10
Yorumlar (60)
deli_adam (302) - 1 yıl önce
Baş karakter beth harmon'dan nefret ettim. ömrüm boyunca binlerce film ve dizi seyrettim ama bu kadar itici, iğrenç, kibir abidesi, rezil bir karaktere pek az rastladım. Bir satrançsever olarak beni satrançtan nefret ettirdi. Bana sorarsanız, birinci bölümü izleyin ve konuyu anlayın; sonra da son bölümü seyredin. Aradaki diğer bölümler insanı çileden çıkarıyor. Hatırladıkça tüylerim diken diken oluyor.
3
abdullah_cengiz (9) - 2 yıl önce
bu dizi, 7 saatlik muhtesem bas yapit bir film gibiydi. su zamana kadar nasil izlemedim hayret ediyorum. sitedeki 8.4 ve imdbdeki 8.8 puan cok cok dusuk puanlar bence. her satranc sevenin mutlaka izlemesi gereken bir dizi.
10
psycemedia (175) - 3 yıl önce
Güzeldi. Ancak abartıldığı kadar değil. Başrolümüzün yüz ifadesi niyeyse bana sürekli olarak gerçek bir satranç oyuncusu değil bu kızcağız düşüncesini verdi durdu. Senaryo olarak A noktasından B noktasına gideceği çok belli ilerledi, Satranç oyunundaki gibi, inişli çıkışlı süreçler olabilirdi. Başrol kızımızın oyunculuğu biraz yetersiz ama genç yaşına verilebilir tabi.
7
Ersanozay (157) - 3 yıl önce
İnanılmaz bir mini diziydi, başından sonuna kadar çok kaliteliydi. Favorim, 7. bölümde Mr. Shaibel'in panosunu gördüğümüz sahneydi. Bir anda vücudum titremeye başladı, inanılmaz vurucu bir sahneydi. Kesinlikle övgüyü hak eden bir yapım, Anna Taylor-Joy, güzelliği ve oyunculuğuyla diziye nokta atış olmuş. Keyifli seyirler.
10
ango (319) - 3 yıl önce
Anya Taylor-Joy'un döktürdüğü her ince ayrıntının bile bir cevabının verilmeye çalışıldığı boşluk bırakmayan harika bir dizi.Dizide saf yeteneğin bilgiyle gelişimle disipline edilerek kusursuz hale gelebileceği anlatılıyor.Aynı zamanda Beth Harmon'un çocukluktan yetişkinliğe kadar olan kendini bulma hikayesi izlerken etkiliyor insanı. Mini dizi olması avantaj olsa da yıllardır iyi dizilerin finallerinde büyük hayal kırıklığı yaşayan izleyici için de,son derece doyurucu ve muhteşem bir bitiriş olmuş. Dünya satranç şampiyonu büyük usta Garri Kasparov'da dizide satrançla ilgili kısımlarda danışmanlık yapmış.Sondaki Beth Harmon-Borgov oyununu o dizayn etmiş. Kesinlikle izleyin..
10
warriortrader (489) - 3 yıl önce
İyiydi.Anya Taylor beklediğim gibi harika oynamış.Bu kızın tarzını seviyorum.Dizi bir dönem dizisi ve olabildiğince bunu iyi yansıtmıya çalışmışlar.Diğer oyuncularda gayet iyi iş çıkarmış.Hikaye anlatımı, ilerleyişi iyiydi.Kullanılan müzikler de dönemi yansıtan hoş müziklerdi.Çekim açıları ufak detaylar vs sevdim.Dizi ilk yayınlandığında Türkiye'de satranç takımı satışları tavan yapmıştı 
Bende izlerken bi satranç takımı alıp oynayasım geldi ancak oynayacak kimsem olmadığı için kısa sürdü bu isteğim.
7
Bende izlerken bi satranç takımı alıp oynayasım geldi ancak oynayacak kimsem olmadığı için kısa sürdü bu isteğim.
ozgur_ayaz (242) - 3 yıl önce
Oyuncu seçimleri oldukça iyi yapılmış. Bu karakteri ve bu ifadeleri başka kim canlandırabilirdi, bu karakter başka kime bu kadar uyum sağlardı bilemiyorum. Ruslar olsun, yan karakterler olsun bence gayet güzel bir uyum vardı. Diziye gelirsek Chernobyl'de olduğu gibi insanları araştırmaya iten, insanlarda ilgi uyandıran bir diziydi (Satranç gibi çok ilgi duyulmayan bir konuda bile). Bu da kaliteli olduğunu gösteriyor bence.
Benim gibi az dizi izleyenler mutlaka izlemeli. Pişman etmez
9
Benim gibi az dizi izleyenler mutlaka izlemeli. Pişman etmez
uguraktas0 (70) - 3 yıl önce
Diziyi izlerken büyüyen ve gelişen ana karakter değil de sanki içimdeki duygular... Her türlü hissi, hazzı aldım bu diziden. Defalarca baştan sona izledim ve hiçbirinde sıkılmadım. Tam tersi, sanki hep ilk kez izliyormuşum gibi oldu. Anna Taylor-Joy oyunculuğa yeni bir boyut kazandırmış. Açık konuşmak gerekirse gülmek yakışmıyor kendisine. Dizide de genelde şaşkın, meraklı ve ukala bir yapıda olduğu için gülüşünü pek göremiyorsunuz. Bu da Anna'yı dizi için mükemmel bir oyuncu yapıyor.
10
Sürprizbozan: Göster
yancebimekoy (806) - 4 yıl önce
"Sadece 64 kareden ibaret bir dünya. Orada kendimi güvende hissediyorum. Kontrolüm ve egemenliğimde olabiliyor ve öngörülebilir... Zarar görürsem tek suçlusu benim."
Valla bu karantina ortamında iyi gitti. İki günde bitirdim. Görseli, kostümleri ve heyecanın ritminin iyi ayarlanması ile usta işi bir yapım olduğu hemencecik görünüyor.
Fakat her Netflix yapımımda olan klişeler burada da vardı tabi. Akla ilk gelen örnek ise eşcinsel ilişki... Homofobik bir herif değilim ama yapımcılar her filmde bu konuyu araya sokmaya yemin etmişler gibi...
8
Valla bu karantina ortamında iyi gitti. İki günde bitirdim. Görseli, kostümleri ve heyecanın ritminin iyi ayarlanması ile usta işi bir yapım olduğu hemencecik görünüyor.
Fakat her Netflix yapımımda olan klişeler burada da vardı tabi. Akla ilk gelen örnek ise eşcinsel ilişki... Homofobik bir herif değilim ama yapımcılar her filmde bu konuyu araya sokmaya yemin etmişler gibi...
Sürprizbozan: Göster
Sürprizbozan: Göster
kozkul (2) - 4 yıl önce
The Queen's Gambit dizisini ağzım açık izledim, diyeceksın ki niye? İşte ele. Her neyse. İnsan aklıyla dalga geçen bir tarz, üslup, bir bir meczup işi. Neden meczup işi çünkü gerçekten insan biraz kafa yorar, düşünür, kurar, akıl yürütür. Hiçbiri yok son derece köksüz ve arabesk bir şekilde ben deha iyim diyor. Seni daha iyi yapan ne Beth Harmon. Alkolik üvey annen mi yoksa karısını kafasına göre terk eden ve hiçbir açıklama yapmayan üvey baban mı. Yoksa yetim hanede daha uysal ol diye sana uyuşturucu hap verilmesi mi. O derece ki hapların hepsini çalmaya çalışıyor. O yaşta bir insanın ilaç müptelası olması ve bir avuç yada ceplerini doldurması yetmiyor haplar o kadar hoşuna gitmiş ki hepsini istiyor. Hepsini alınca da hiçbirini alamıyor. Arkadaşlık ilişkilerinin tamamı biriyle yatmak yada yatmamak üzerine kurulu seçim yapmak yada yapmamakla ilgili. Anne kızıyla ilişkisinde beraber gezip uçaklardaki ikram içkileri götürme ve otel odalarında macera yaşaması, eski kırığına dönmesi ve sonra onundan ayrılması. Bunlara baktığımızda işte köksüz dediğim noktaya geliyoruz hiçbir gerçekliğe dayanmayan bir yapı ve kurmaca sanki hayatı anlatıyormuş gibi yapan ama hiçbir şey söylemeyen ve anlatmayan bir yapısı var.
Rus satranççıyı savunmak bana düşüyor çünkü hakkında her yargının yapıldığı ancak onunla ilgili hiçbir şeyin söylenmediği kişi o zeki, başarılı, güçlü, dirayetli ve karakterli bir insan. Ama bu yetmiyor. Mesela sırf kötü göstermek için rakiplerinin bir araya geldiği bir birine akıl verdikleri, kapalı kapılar ardında birbirleriyle görüştükleri ve kızın sonraki hamlesinin ne olabileceği konusunda birbirlerine yardımcı oldukları yolunda bir saptama yapıyor. Sonra kıza kimse yardım etmiyor tek başına oturup sorunu çözmeye çalışıyor. Derken arkadaşlarından hiçbir yardım beklemez ken onlar akıl vermeye başlıyorlar ve kollektif akıl yoluyla Rusların cephesi yenilgiye uğratılıyor. E hani birey önemliydi bireysel akıl önemliydi, kişi aklını kullanırsa her sorunu aşardı. Sen ne yaptın Rus’un yaptığının aynısı yaptın. Peki sen niye iyisinde Rus kötü oluyor bur da. Çünkü konuyu sen anlatıyorsun değil mi her şeye senin tarafından senin gözünden bakıyoruz. Biz baştan senden yanayız zaten yetim haneden bağladın bizi. Rus’unda bir yetimhaneden daha zor koşullarda bu seviyeye geldiğini biliyormuyuz peki neden o kafadan kötü adam tadında. Güzel bir Afrika atasözü var, “Tarih Aslanlar tarafından yazıldıkça, tarih Aslanlardın ne kadar kahraman olduğunu anlatacak” diye. Sorun tamda bu filmi anlatan kişinin gözünden görülsün isteniyor. Biz aptal mıyız da filmi senin gözünden görelim. Bizi neden mal yerine koyuyorsun. Biz bir sanat eserini değerlendirmekten aciz miyiz? Baktığımız, seyrettiğimiz şeyi bırak ta biz değerlendirelim sen değil. Bari burada biraz özgür olalım bu ne faşist kafa, seyrettiğim şeyin anlamının bile kafamda ne olması gerektiğini o karar veriyor. Diziyi kötü yapan işte bu kafa aslında. Yani seni tahakküm eden ve demogogluk yapan tarzı. Her şeyi tahrip ediyor. Başka tahrif ettiği şeyde aslında kolektif akıl. Ne sorun var kolektif akılda, kolektif akıldaki sorun aklın örgütlü olması, Kapitalizmin en sevmediği şey örgütlü toplumdur. Onun için her filmde birey yüceltilir ve akıllı olan gemisini yürütür anlamına gelen şeyler söylenir. Sendikalar kötülenir, onlar mafya örgütleri gibi gösterilir, yöneticileri rüşvetçi ve haksızın yanında duran, aslında patrondan yana olan örgütler miş gibi gösterilir. İşte bu filtre yüzünden kolektif akıl yani sosyalizmin temeli olan komünal hayat kötülenmesi gerektiğinden birlikte yapılan her şey kötülenir. Birey toplumsalın önüne konarak, bireyi tutmamız istenir. Gördünüz mü aslında yapılmak isteneni. Asıl dert bu bu bir sanat eseri yada dizi değil bu bir propaganda aracı ve aynen propaganda yapıyor.
Rus yenilince Ruslar bayram yapıyor, Halbuki Türkiyede olsa Almanya bizi gısganıyor derlerlerdi. Türk bile yemezdi bu numarayı. Kadınlı erkekli kızın başarısından büyük bir gurur duyuyorlar zannedersin ki Rusya da kızlar doğunca başlarına kadar çukura gömülüp ölüme terk ediliyor ve her gün iki üç tane kadın cinayeti var. Bu nedenle Rus Komünizminden bıkmış usanmış yurdum insanı bir kızın başarısından gururlanır hale gelmiş. Ne garip bir beklenti. Yani bir ülkenin sporcusunu yeniyorsunuz ve yaptığınız dizide onların gurunu rencide etmenizden gurur duymayı umuyorsunuz bundan daha büyük bir demogoji olur mu. Ancak ABD Egosunda bu böyle olabilir. Ne de olsa bütün olaylar her şey bu köle taciri ülkede meydana geliyor. Irak’a demokrasi götürürken 3-4 milyon civarında insanı öldürdüler, Libya’ya saldırdılar, Afganistan’a saldırdılar. Yıllarca Vietnam’da insanları katlettiler. Japonya’ya İki kez Atom bombası attılar. Dünyanın en borçlu ülkesi. Dünyanın en eli kanlı ülkesi. Dünyanın en hırsız ülkesi. Zenciler 1960 yıllarda lokantalara sokulmuyordu. Kapısında köpek ve zenciler giremez yazıyordu. Daha hala boğazına basıp öldürmekte hiçbir sakınca görmüyorlar olay bile olmuyor. Ve biz ABD emperyalizmin bir bombardımanı olan Hollywood kültüründen yana olup ne güzel diziydi ya deyip göz yaşı dökmemizi bekliyorlar. Yazıklar olsun diyorum başka da bir şey demiyorum. Diyecek bir kitap dolusu laf var burası yeri değil. Bu diziyi beğenenlere söyleyecek bir çift sözüm var sizi anlamıyorum ne seyrettiğinizi anladığınızı da bilmiyorum.
Rus satranççıyı savunmak bana düşüyor çünkü hakkında her yargının yapıldığı ancak onunla ilgili hiçbir şeyin söylenmediği kişi o zeki, başarılı, güçlü, dirayetli ve karakterli bir insan. Ama bu yetmiyor. Mesela sırf kötü göstermek için rakiplerinin bir araya geldiği bir birine akıl verdikleri, kapalı kapılar ardında birbirleriyle görüştükleri ve kızın sonraki hamlesinin ne olabileceği konusunda birbirlerine yardımcı oldukları yolunda bir saptama yapıyor. Sonra kıza kimse yardım etmiyor tek başına oturup sorunu çözmeye çalışıyor. Derken arkadaşlarından hiçbir yardım beklemez ken onlar akıl vermeye başlıyorlar ve kollektif akıl yoluyla Rusların cephesi yenilgiye uğratılıyor. E hani birey önemliydi bireysel akıl önemliydi, kişi aklını kullanırsa her sorunu aşardı. Sen ne yaptın Rus’un yaptığının aynısı yaptın. Peki sen niye iyisinde Rus kötü oluyor bur da. Çünkü konuyu sen anlatıyorsun değil mi her şeye senin tarafından senin gözünden bakıyoruz. Biz baştan senden yanayız zaten yetim haneden bağladın bizi. Rus’unda bir yetimhaneden daha zor koşullarda bu seviyeye geldiğini biliyormuyuz peki neden o kafadan kötü adam tadında. Güzel bir Afrika atasözü var, “Tarih Aslanlar tarafından yazıldıkça, tarih Aslanlardın ne kadar kahraman olduğunu anlatacak” diye. Sorun tamda bu filmi anlatan kişinin gözünden görülsün isteniyor. Biz aptal mıyız da filmi senin gözünden görelim. Bizi neden mal yerine koyuyorsun. Biz bir sanat eserini değerlendirmekten aciz miyiz? Baktığımız, seyrettiğimiz şeyi bırak ta biz değerlendirelim sen değil. Bari burada biraz özgür olalım bu ne faşist kafa, seyrettiğim şeyin anlamının bile kafamda ne olması gerektiğini o karar veriyor. Diziyi kötü yapan işte bu kafa aslında. Yani seni tahakküm eden ve demogogluk yapan tarzı. Her şeyi tahrip ediyor. Başka tahrif ettiği şeyde aslında kolektif akıl. Ne sorun var kolektif akılda, kolektif akıldaki sorun aklın örgütlü olması, Kapitalizmin en sevmediği şey örgütlü toplumdur. Onun için her filmde birey yüceltilir ve akıllı olan gemisini yürütür anlamına gelen şeyler söylenir. Sendikalar kötülenir, onlar mafya örgütleri gibi gösterilir, yöneticileri rüşvetçi ve haksızın yanında duran, aslında patrondan yana olan örgütler miş gibi gösterilir. İşte bu filtre yüzünden kolektif akıl yani sosyalizmin temeli olan komünal hayat kötülenmesi gerektiğinden birlikte yapılan her şey kötülenir. Birey toplumsalın önüne konarak, bireyi tutmamız istenir. Gördünüz mü aslında yapılmak isteneni. Asıl dert bu bu bir sanat eseri yada dizi değil bu bir propaganda aracı ve aynen propaganda yapıyor.
Rus yenilince Ruslar bayram yapıyor, Halbuki Türkiyede olsa Almanya bizi gısganıyor derlerlerdi. Türk bile yemezdi bu numarayı. Kadınlı erkekli kızın başarısından büyük bir gurur duyuyorlar zannedersin ki Rusya da kızlar doğunca başlarına kadar çukura gömülüp ölüme terk ediliyor ve her gün iki üç tane kadın cinayeti var. Bu nedenle Rus Komünizminden bıkmış usanmış yurdum insanı bir kızın başarısından gururlanır hale gelmiş. Ne garip bir beklenti. Yani bir ülkenin sporcusunu yeniyorsunuz ve yaptığınız dizide onların gurunu rencide etmenizden gurur duymayı umuyorsunuz bundan daha büyük bir demogoji olur mu. Ancak ABD Egosunda bu böyle olabilir. Ne de olsa bütün olaylar her şey bu köle taciri ülkede meydana geliyor. Irak’a demokrasi götürürken 3-4 milyon civarında insanı öldürdüler, Libya’ya saldırdılar, Afganistan’a saldırdılar. Yıllarca Vietnam’da insanları katlettiler. Japonya’ya İki kez Atom bombası attılar. Dünyanın en borçlu ülkesi. Dünyanın en eli kanlı ülkesi. Dünyanın en hırsız ülkesi. Zenciler 1960 yıllarda lokantalara sokulmuyordu. Kapısında köpek ve zenciler giremez yazıyordu. Daha hala boğazına basıp öldürmekte hiçbir sakınca görmüyorlar olay bile olmuyor. Ve biz ABD emperyalizmin bir bombardımanı olan Hollywood kültüründen yana olup ne güzel diziydi ya deyip göz yaşı dökmemizi bekliyorlar. Yazıklar olsun diyorum başka da bir şey demiyorum. Diyecek bir kitap dolusu laf var burası yeri değil. Bu diziyi beğenenlere söyleyecek bir çift sözüm var sizi anlamıyorum ne seyrettiğinizi anladığınızı da bilmiyorum.
Cevaplar (4)
cumhurcemoglu26 (6205) - 28 Aralık 2020 04:32
Acaba senin çok beğendiğin dizi veya film nedir çok merak ettim.
10
1
| Bildir
ango (319) - 04 Şubat 2021 08:30
Amerika Rus çekişmelerinin her alanda olduğu bir dönemden bahsediyoruz.Bunu yansıtırken bile satrancın bunların dışında bir dili olduğunu ve evrenselliğini vurgulamışlar dizide.Rusları kötülememişler,hatta ruslara karşı önyargılı davranıldığını abartarak anlatmışlar.Sonunda Beth'in Amerikan propagandası yapmak yerine arabadan inip meydandaki satranç oynayan rus yaşlıların arasına gitmesi ve dizinin orada bitmesi de gayet güzel bir hareketti.Amerika ile ilgili dolmuşluğunuz ve ön yargılarınız ortaya çıkma konusunda pusuya yatmış ve bu dizi beğenilince harekete geçmişsiniz gibi. Bir dönemi yansıtmak bile sinema açısından büyük başarı sayılacak bir durum.Kullanılan kalemlerden not defterlerine saatlerden mekan dekorasyonlarına arabalara kadar.Bunlardan birinin gözden kaçması dizi için defo etkisi yaratır.Bu konularda çok başarılı bir kere ama siz başka bir boyuttasınız.
10
1
| Bildir
yuureii (396) - 4 yıl önce
Hazır bir şablon üzerine geçirilmiş başarı öyküsü.
Gerçek bir yaşam öyküsü gibi oldukça yavaştı. İlk üç bölüm çok güzel akıyor, sonrası sıkmaya başlıyor. Birçok kısmını atlayarak ilerledim. Sonuç olarak, kırk dakikalık üç bölümden fazla olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta film bile olabilirdi. Abartıldığı kadar iyi bir dizi değil. Üst düzey satranç oyuncuları için belki daha keyiflidir.
6
Sürprizbozan: Göster
Gerçek bir yaşam öyküsü gibi oldukça yavaştı. İlk üç bölüm çok güzel akıyor, sonrası sıkmaya başlıyor. Birçok kısmını atlayarak ilerledim. Sonuç olarak, kırk dakikalık üç bölümden fazla olmaması gerektiğini düşünüyorum. Hatta film bile olabilirdi. Abartıldığı kadar iyi bir dizi değil. Üst düzey satranç oyuncuları için belki daha keyiflidir.
antas (271) - 4 yıl önce
1-2 yıldır dizi izlemeyen birisi olarak Netflix'te gayri ihtiyarı gezerken tıklayıp anında bitirdiğim bir dizi oldu. Satrancı ortaokul ve lisede aktif olarak oynamış ve bayağı turnuvalara katılmış biri olarak, bu dizinin beni çekmemesi saçma olurdu. Müthiş bir diziydi. Anya Taylor'ı ben Split filmi ile tanımıştım. Morgan'daki oyunculuğunu da beğenmiştim. Bu dizide de 1960'ların havasına çok güzel uydu. Oh be.
9
Karakush (401) - 4 yıl önce
Oldukça iyi bir yapım; güzel oyunculuklar, çekim, anlatım ile göz dolduruyor. Satranç oyunu sahnelerinin zayıf olduğu eleştirisi var ama net görünen ana tema devlet himayesinde yetim bir kız çocuğu ve bunun üzerinden verilmeye çalışılan mesajlar: çocuklara devlet eliyle yeşil reçete ilaçların verilmesi,orta eğitim kültürel durum, devletin destek olmaması, sonuçta da dini cemaatlere bırakılması vb. Ama bence son bölümde Sovyet Rusya'da yapılan maç anlatımında, benim Amerikan yapımı bir filmde ilk defa gördüğüm ve şaşkınlıkla izlediğim sahnelerle karşılaştım. Gayet nazik Ruslar, sokakta satranç oynayan sıradan halk ve de bir Amerikalı rakipten imza almaya çalışan ve ona tezahürat yapan insan topluluğu (hep bir yerlerden Rus polisi çıkıp bunları bir güzel dövecek diye boşuna bekledim) . Biz Rocky ve Rambolarla büyümüş kuşak için biraz ağır oldu. Şoktan çıkmaya çalışırken Harmony bir de Moskova'da arabadan inip kendi başına geziyor ve halkla satranç oynamak için büyük ihtimalle uçağını kaçırıyor. Sanki ben burada kalacağım dercesine. Bence dizinin en can alıcı anlatımı burası. Vayyy vayy vayyy....
9
litera (2) - 4 yıl önce
Bu diziyi tanıtmak ve "hype" yaratmak için olağanüstü bir para harcanmış. 7 bölüm (yedi saat) olacak bir hikayesi yok, film olması gereken bir yapım. Satranç sahneleri oyunu bilenleri tatmin etmiyor çünkü hamleleri doğru düzgün baştan sona göstermiyorlar, bilmeyeni ise çok sıkıyor çünkü uzun uzun taşlar bir oraya bir buraya anlamsız şekilde hareket ediyor. Bu vesileyle mini dizi konseptine de iyice sinir olmaya başladım. Dizi dediğin sezonlardan oluşur, tek sezonluk dizi olmaz. Mini dizi aslında film olması gereken yapımların gereksiz uzatılmış haline dönmüş iyice. Bir Başkadır da aynen böyleydi. Bu tür işlerin çok izlenmesi için sosyal medyada, imdb'de, sözlükte, hatta burada birçok PR hesabı ile şişirildiğini tahmin ediyorum.
5
kerbeross (55) - 4 yıl önce
başrol oyuncusu gerçekten çok ilgi çekici ve nokta atışı seçilmiş,genel görsellik olarak övgüyü hak ediyor,senaryo ve hikaye belgesel tadında işleniyor.bu diziyi izleyerek satranç hakkında hiç bilgisi olmayan biri çok fazla bir fikir edinemez detay çok yok,bu sebepten hikayeye daha çok odaklanılmış durumda,drama yönüde unutulmamış.sonuç olarak izlerken sıkan bir yapım değil akıcı bir üslupla çekilmiş oscar adaylığına önerilse hak eder.başrol herşeyi üzerinde topluyor bu yönden iyi kurgulanmış,pandemi döneminde bir çok klişe dizi ve film varken bu diziyi izlemeyi tercih ederim.6/10
baskoguz (16) - 4 yıl önce
Son dönemde çıkan en iyi dizilerden biri . Diziyi bu kadar iyi yapan bence çok uzun olmaması 7 bölüm hem sıkmıyor hem de konu aceleye gelmemiş süresi gayet dozunda. Satranç gibi sakin ve çoğu kişinin ilgilenmeyeceği bir sporu sıkmadan merak uyandırıcı bir şekilde vermiş .Karakterlerde rollerine tam uymuş . Eksikleri olsa da keyif veren bir dizi .
9
Film Altyazıları
Furiosa: A Mad Max Saga (1,130)
Beverly Hills Cop: Axel F (710)
Kimitachi wa dô ikiru ka (500)
Dune: Part Two (206)
The Fall Guy (152)
Mad Max: Fury Road (147)
The Ministry of Ungentlemanly Warfare (94)
Tarot (88)
Inside Out (72)
The Godfather (63)
Dizi Altyazıları
House of the Dragon (7,865)
The Acolyte (765)
Evil (481)
Tracker (270)
Halo (186)
The Bear (136)
Better Call Saul (135)
Yellowstone (121)
The Walking Dead (114)
From (111)