Giriş Kayıt
Yorumlar (12)
avatar
(80) -
Belgeselde bana göre en iyi açıklamayı Kodiak müze müdürü yapıyor ve şöyle diyor: "Aslında Timothy ayılara zarar verdi. Çünkü ayılar insanlara alıştığında tüm insanları güvenilir sanırlar."

Ve bana göre Timothy sorunlu bir kişiliğe sahip ve sağlıklı düşünemeyen birisi. Ben gördüğümden bunu anladım. Timothy'nin arkadaşlarının samimiyeti de bana pek inandırıcı gelmedi. Ağlamaları, duygulanma halleri biraz zorlayıcı ve göstermelik gibi geldi.

Ayı saldırı anının ses kaydı Youtube'da var. Dinleyebilirsiniz, açıkçası ben etkilendim.
7


default avatar
(1) -
izlediğim en kötü belgesel
1


avatar
(253) -
Yıllar önce seyretmiştim ama hala anlam vermekte güçlük çekiyorum. Neden bir insan ayılarla, timsahlarla yahut bilimum vahşi doğaya ait yırtıcı hayvanlarla birlikte yaşamak ister ki? Nedir amacı? Hayvanların belgeselini izlemeyi severim ama onların yaşam alanlarına bizzat girerek müdehale edenlere ne cesur, ne hayvansever ne de başka bir sıfat takarım. Kızılderililerin bir kısmı cesaret sınavı için ayı kıçına şaplak atarlarmış ama sonucuna da katlanırlar. Grizzly man yaptığı bu hareketin sonucuna katlanmak zorunda olduğunu bilmeliydi. Zira sevimli gibi gösterilen ayılar avlarını öldürmeden canlı canlı yiyen bir tür. Kayıttaki seslerden buna bir kez daha tanık olduk.
4


avatar
(2066) -
Herzog'un bu belgeseli yapı olarak sıradan, hatta sıkıcı bile. Zaten görüntülerin yarısını merhum Timoti çekmiş, Herzog bunları kullanmış, kurguyu iyi yapamamış. Sıradan dediğim, yakınlarını bulursun laflarını izletirsin, çoğu da boş sözlerdir. Asıl önemlisi ayı dostu bir adamın trajik, acıklı, hazin ölümüdür. Timoti, sevdiği ayılar ailesinin bir ferdi tarafından parçalanıyor, yeniyor, yanındaki kadıncağız da. Geride kalan parçalanmış halinin fotoğrafı belgeselde gösterilmiyor, çok korkunç; hele ayı tarafından parçalanırken açık kalan kameradan kalan ses o kadar moral bozucu ki, dinledikten sonra bütün gün moral olarak çöktüm, iyi ki belgeselde bunu da vermemiş Herzog. Zavallı Timoti, belgeselde kimse bahsetmemiş, hatta hor görmüşler adamcağızı, ancak delikanlı gibi yaşayıp, kahramanca ölmüş diyorum. Ayıya insan katili diyemiyorum, çünkü hayvanın doğası böyle, fakat niye bir hayvan dostunu yemiş olabilir, bunu Herzog'un birine sorması lazımdı, sormamış. Olay tersine olduğunda insana "hayvan katili" diyenler olabilir ki, sırf zevk için avlanan, özel ayı avı turları düzenleyen insanhayvanları da var, bunun yanında ayının yaptığı daha tutarlı görünüyor ki, Herzog bunu da es geçmiş. Olayı çok uzakta, Alaska'da olan biten bir şey gibi düşünmüyorum. Daha geçenlerde üstelik güvenlik görevlisi olan bir bekçiyi kurt köpekleri parçalamıştı, bu İstanbul'un orta yerinde olmuştu. Yani şehirler ve medeniyet sanıldığı gibi güvenli değil, o yüzden Timoti'ye ne işi vardı ayı topraklarında diyemeyiz. Konu çok tartışmalı, burada kestim. Bir de karşılaştırmalı değerlendirmemi yapayım: Mesela bir Timsah Dandi'de, bir Jeremy Johnson'da veya Jack London'da farklı bir vahşi hayat teması var. Timsah Dandi en azından bir hançer taşır, Jeremy'nin ateşli silahı vardır vs. Onlar, insanın vahşi doğada, tırnaklı et yiyen yırtıcılara karşı silahsız çıkmazlar, oysa Timoti'nin sevgisinden başka bir şeyi yoktur ayılar karşısında, bu da bir kez daha gözlerimi dolduruyor. Belgesel için değil Timoti için 8.


avatar
(131) -
Yaptığı iş cesaret kadar müthiş bir kararlılık barındırıyor. Bu vasıfların yetenek gibi zeka gibi tamamlayıcı unsurlara ihtiyacı da var ki benim tahminim rahmetli aynı zamanda zeki ve yetenekli biri. Başka bir alanda ilerlemeyi neden tercih etmedi acaba? Bize çok ilginç bir deneyim yaşattığın için sağol ayı adam.

Mutlaka izleyin.


default avatar
(15) -
adam kafayı yemiş. delirmiş bence adam. sonunun öle olcağı belliydi bence
8


avatar
(120) -
Timothy Treadwell kendini ayıları korumaya adamış biri. Yada kendince öyle söylüyor. Çünkü kaçak avcılık oranının bile çok düşük olduğu bir yerde kimi kimden koruyorsun. Vasat bir belgesel olmuş. Belgesel demeli miyim onu da bilmiyorum. Keza Timothy Treadwell'in çektiği görüntüleri izledik. Belgesel olarak samimiyetten uzak bir kurgusu var. Ölen adamın yakınları, otopsi yapan doktoru samimiyetsizlik abideleriydi. Gerçi Timothy'nin eski kız arkadaşı Jewel Palovak'ın ismini prodüksiyon ekibinde görünce samimiyetsizliğin nedenini anladım. Adamın ölümü biraz da bunlara yaramış. Belgesel açısından bakarsak yönetmeni ve anlatıcısı Werner Herzog. Adamın ingilizce telaffuzu o kadar berbat ki izlerken kulaklarımı tırmaladı. Sonunu zor getirdim. Bir belgeselde de anlatım çok çok önemli. Gelelim sonuca; Timothy Treadwell'in bir akıl hastası olduğu sonucuna vardım. Kendince ayıları korumaya kalkmış ama onlara daha çok zarar vermiş. Keza en sonunda da bir ayı tarafından parçalanarak öldürülmüş. Bir doğa sever mi? Hiç sanmıyorum. Ciddi akıl ve ruh sağlığı problemleri olduğunu izleyince sizde göreceksiniz. Müze yetkilisi adamın dedikleri tam da aklımda ki fikirleri seslendiriyor: " Ama o, ayıları korumaya çalıştı değil mi? Bence bundan daha çok o ayılara zarar verdi. Çünkü ayılar insanlara alıştığında, tüm insanlar güvenlidir sanırlar." diyerek noktayı koyuyor aslında. Uzun lafın kısası izlemezseniz bir şey kaçırmazsınız.
5


default avatar
(26) -
Bu zamana kadar izlediğim belgeseller içinde kesinlikle en çok etkilendiklerimden biri Grizzly Man. Werner Herzog hem Timothy Treadwell'in kayıtlarından yararlanarak hemde Timothy'nin tanıdıklarının röportajlarına yer vererek neredeyse kusursuz bir iş çıkarmış. Bir yandan Ayıların dünyasını anlamaya çalışırken bir yandanda Timothy'nin kendini doğaya adamadan önce nasıl bir insan olduğu hakkındada fikir sahibi olabiliyoruz bu belgeseli izlerken. Beni bu kadar ürperten, bu kadar hissettiğim yapım sayısı gerçekten çok az. İnsan, doğa, vahşi yaşam ve medeniyet arasındaki ince çizgi üzerine çok etkileyici bir film. Belgesel seven kişilerin kesinlikle gözardı etmemesi gerekir.
8


avatar
(396) -
"Belki de ölümüyle mesajını daha çok insana iletebileceğini düşünmüştü." ifadesi beni çok etkiledi. Her belgesel ve doğa severin izlemesi gereken bir yapım olduğunu düşünüyorum.
8


avatar
(421) -
empati yapamayan birine göre kesinlikle deli olarak nitelendirilebilir.bence önemli olan tek şey yaptığı ve söylediği her şeyde samimi olması.benim için bu yeterli.güzel bir belgesel
10


avatar
(358) -
Eğer Herzog bu kayıtlarda onu cezbeden bir şeyler görmeseydi bu işin içine girmezdi.

Timothy Treadwell'in yaptığı şu ana kadar gördüğüm en sıradışı meydan okuma diyebilirim. Medeniyet ve bu Grizzly bölegesi gibi iki farklı dünya arasında bir noktada canlı doğasının(insanlar ve hayvanlar başta olmak üzere tüm canlılar) kötü/vahşi olduğunu kanıtlamaya çalışan inanılmaz farklı dünyayla karşı karşıyayız.
8


avatar
(566) -
Belgesel tarzı biyografik bir yapım...Hayatını ayılara adamış olan bir adamın yaşadığı deneyimleri ve gözlemleri kendi kamerası vasıtasıyla kayıt altına almasını anlatıyor film bize...Adamı tanıyanların aralarda yorumlarına yer veriliyor...Sıkılmadan izlenilebilecek bir yapım...Özellikle belgesel severlere ısrarla öneririm...10/7
7


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film