Yalniz kalpler (1970) Yorumlar

Morrison (1583) - 3 yıl önce

Bildiğiniz gibi film yapımcıları ve senaristler yakaladıkları bir güzel konu olduğunda (özellikle biyografilerde) onu kabartacak yerlerini güçlü duygularla patlatmak isterler. Hatta bazen olmayan şeyleri öyleymiş gibi gösterirler. Bu film onlardan 1 tanesi, bana çok aşırı dramatik geldi, duyguları olağanüstü aşırı abartarak güçlü vermişler (özellikle o tren sahnesi neydi öyle yahu).. Bu yüzyılda kimse böyle yaşamıyor artık ama o yıllarda adam gerçekten böyle mi yaşadı acaba diye soruyorsunuz kendinize. Bilemiyorum, çok uçuk geldi, tabi bunda kişinin müzik adamı, özellikle klasik müzik gibi duyguları en aşağıdan alıp en yukarıya patlatabilme özelliğine sahip bir müziğin adamı olmasının büyük payı var, film müzik ile ilerleyip müzik eşliğinde dramatize ediliyor.

Biyografilerde biraz netten araştırma yapmak lazım gerçekten doğru mu diye, Wikipedia'da ;
Film tam olarak bu kesitini gösteriyor.

Bu filmle Tchaikovsky'nin temel olarak 2 travmasına şahit oluyoruz:
1) Anne Kaybı: 1 insanın çok sevdiği annesini kaybetmesi gerçekten travmatik bir durum, çünkü en saf sevgiyi en damıtılmış haliyle ancak anneniz size verebilir, ki biz insanlar sevgiye aç olarak programlanmışız (Kedi bile hayvanken sevilmek istiyor). İşte o sizi seven ve sizin en sevdiğiniz insan birden bam diye fena 1 hastalık ile ölünce o travmayı yaşıyorsunuz. Film bu travmayı en vurucu şekilde gösteriyor, annesini sürekli o halde gördüğünü söylüyor. Buna inanırım çünkü ben de annemi çok sevdim ve kanserden kaybettim, ilk 2 yılda ben de çok aşırı derece travma yaşadım, rüyalarımda sürekli onu o hasta şeklinde gördüm ki bu gerçekten çok çok kötü çünkü rüyanıza müdahale edemiyorsunuz, ağlayarak bazen çığlık atarak uyanıyorsunuz.. Bu sert, acımasız hayata karşı anneler çocuklarını bu kadar ilgiye boğmamalılar bence, onu kaybedince komaya giriyorsunuz, adeta artık kokain bulamayan 1 junky gibi triplere giriyorsunuz. Zamanla azalıyor ama özlem hiç bitmiyor.

2) Bastırılmış eşcinselliği : şimdi ona ingilizce bir kaynaktan alıntı yaparak spoiler içine yerleştireyim:

O yılları bırakın, insanlar bu yılda bile bazı kültürlerde (bizim kültürümüz dahil) bunu saklayarak yaşıyorlar. Batılı ülkelerde gümbür gümbür yaşıyorlar. Filmde bunu bir evlilikle kapatmaya, normal bir adam imajı vermeye adeta ant içtiğini görüyoruz. Tabi bu mücadelesi hayat boyu sürüyor, ruhunu çok yıpratıyor.

Evlendiği eşinin psikolojik durumunu da paralel olarak görüyoruz. Her 2 hayat da gerçekten aşırı dramatik. 2 saat süren bu filme bir puan vermiyorum, neye göre kime göre vereyim. Hassas duygularda gezinen, sanatçı ruhlu, klasik müzik sanatçılarını merak eden insanlara hitap edebilir. İyi seyirler.

| Cevapla Cevapla | Bildir

dogansahiner (3) - 9 yıl önce

Yeniyetmelik yıllarımda seyretmiştim bu filmi. Yıllar sonra tekrar seyrettiğimde, ne kadar çok sahnenin bende derin izler bıraktığını görüp şaşırdım. Tchaikovsky ve Russell, insan ruhuna nasıl nüfuz edeceğini bilen iki büyük sanatçı.

| Cevapla Cevapla | Bildir

steinbeck (2066) - 10 yıl önce

Çaykovski'nin biyografisinde Richard Chamberlain var. Orta düzeyde bir müzikal. 6.

| Cevapla Cevapla | Bildir

Amadeus (215) - 13 yıl önce

Tchaikovsky'nin fırtınalı yaşamını Ken Russell'dan daha iyi anlatan bulunamazdı (belki Milos Forman)

| Cevapla Cevapla | Bildir