Giriş Kayıt
Yorumlar (1)
avatar
(168) -
“Hey, orda ne oldu!”
“Biri savaş ilan etti..”

1930’lu yılların ortaları. Daisy Clover (N.Wood) 15 yaşındadır, California sahilinde tuhaf annesi (R.Gordon) ile birlikte bir karavanda yaşamaktadırlar. Günübirlik geçinmektedirler, Daisy bir yandan da şöhret olma hayalleri içindedir. Söylediği bir şarkıyı plağa kaydettirip, Hollywood’daki stüdyolardan birine gönderir. Olmaz denilen olur, hem de stüdyonun sahibi Raymond Swan (C.Plummer) ona özel araç gönderip stüdyosuna getirtiyor. Eşi Melora ‘yla (K.Bard) birlikte Daisy ile ilgileniyorlar. Daisy’nin yaşı küçük olduğundan kendisiyle ilgili tüm sözleşmeleri ablasına imza ettiriliyor.Annesi de bir akıl hastanesi konumlu bir bakımevine gönderiliyor. Raymond Swan, Daisy’yi “Amerikanın Sevgilisi” konumuna getirmek için kolları sıvıyor. Amacı Daisy’den büyük paralar kazanmak. Daisy, Wade Lewis (R.Redford) ile tanışıyor. O da stüdyonun genç yıldız adaylarından. Aralarındaki yakınlaşma evliliğe kadar gidiyor ama Wade, Arizona’da balaylarının ilk gecesinde Daisy’yi terk ediyor.Daisy Swan’ın köşküne geliyor, sarhoş durumdaki eşi Melora ile karşılaşıyor. Melora Wade’in eşcinsel olduğunu ve stüdyonun elemanı olduğunu söylüyor. Tüm bunların üzerine annesini de kaybedince Daisy cinnet geçiriyor. Doktor ve hemşire kontrolünde düzelmesi beklenirken, Raymond Swan ise onun bir an önce filmi bitirmesi konusunda ona baskı yapmaya başlıyor. Daisy bir karar vermek durumunda kalıyor.
38. Oscar ödüllerinde üç adaylık (Yrd. Kadın Oyuncu/Ruth Gordon, Kostüm tasarımı ve Sanat yönetimi) almış olan film, Gavin Lambert’in romanından kendisi tarafından senaryolaştırılmış.
Film, çevrildiği dönem seyirciden beğeni görmedi, ancak ilerleyen zaman içerisinde ev sinemasının yerleşmesiyle kült bir film haline geldi. Filmin en büyük kozu tabiki Natalie Wood’tu, bilindik görüntüsü dışında bu filmde şarkı söyleyip dans da eden Wood, senaryodan kaynaklı zaaflardan canlandırdığı karakterin gerçekçiliğinde zorlanıyor. Zaten başta 27 yaşındayken 15 yaşındaki birini oynamanın zorluğu varken, bir de senaryonun pek çok şeyi bir arada anlatıp film dünyasının arka yüzünü vermeye çalışma çabaları, ikinci bir “Sunset Bulvarı” denemeleri başarısız kalıyor.
Bazı sahnelerin gereksiz uzun tutulması, şarkıların tamamının sunulması da zaten sıkıntılı senaryoyu iyice baltalıyor, 128 dakikalık süre iyi değerlendirilememiş. Senaryoda sıkıntılar yaşanınca oyuncuların performanslarından bahsetmekte zor oluyor. Natalie Wood rolü gereği bazı sahnelerde aşırıya kaçıyor, son bölümdeki gazı açıp,fırının içine kafasını sokarak intihar etmek istediği sahne ise duygulandırmak yerine değme komedi filmlerine taş çıkartacak nitelikte, filmin en iyileri anne rolündeki Ruth Gordon ile, Christopher Plummer (aynı yıl “The sound of Music-Neşeli Günler” filmini de gerçekleştiren) ve Robert Redford oluyor filmde. Bu filmde denenen Wood-Redford birlikteliği karşılığını tam vermese de, bir sonraki sene çevrilen “This Property Condemned” de sonuç veriyor ve o film bu filmden çok daha fazla beğeniliyordu seyredenler tarafından.
Pek çok ünlüyü kadrosunda barındıran, büyük umutlarla çekilen, o dönem beklentileri pek karşılamasa da film yine de yıllar sonra bir şansı hak ediyor görüşündeyim. Şans verilip bakılabilir…
6


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film