Nate ve Alec liseyi yeni bitiren okul arkadaşları. Nate’in zengin bir ailesi var ve paralı ve havalı bir üniversiteye başlama hazırlığında. Alec meteliğe kurşun atan garson bir çocuk ve evde içip duran ilgisiz bir annesi var. Nate ne zaman ne yapacağı belli olmayan şaşkın biri ama Alec kendinden emin, tehlike ve macera adamı. Bu iki arkadaş aynı liseden ama hiç de önemsemedikleri bakir bir arkadaşlarının düğününe gidip, onun ilk öpücüğünü seyredip dalga geçmek için buluşurlar.

Klişe bir gençlik filmi olmadığı Nate’in kız arkadaşıyla -kız arkadaşı mı değil mi onu da hiç anlayamadık ya- komik ve ilginç yatak sahnesiyle anlaşıldı. Film giderek derinleşiyor ve olaylar - diyaloglar üzerine kafa yorulduğu anlaşılıyor. Düğüne gitmeden ve düğün sonrası geçen 24 saat iki arkadaş için macera dolu. Bu kısa zaman dilimine kimler girmez ki; torbacı olmadığını iddia eden ama uyuşturucu satan ilginç bir komşu, onlara ot ile ilgili garip öğütler veren tuhaf bir polis, ailesi olmayan zengin arkadaşları Ernie ve onun hediyesi eskort kızlar, restoranda tanıştıkları liseli çıtırlar…


Nate aslında hayatından hiç de memnun değil, ne istediğine bir türlü karar veremiyor. Çünkü kendi deyimi ile herşeyi hazır bulmuş biri, bu durumu kabullenip kurallara uyup ses çıkarmamalı mı? Ama olmuyor işte, ne isterse yapan ve hiçbir şeyi takmayan Alec bu nedenle ona çok çekici geliyor. Onun her söylediğine önce itiraz edip dudak bükse de aslında hep yan cebime koy muhabbetinde, ikna edilmek için can atıyor.


Herşeyi de sonradan kabul ediyor ve bayıla bayıla yapıyor. Bu nedenle bu zıt iki arkadaş birbirlerini çekip duruyorlar. Düğünde Alec’in damat arkadaşları Kahji ile aralarında geçen diyalog ve sonrasında bu konuda Nate’le yaptığı konuşma oldukça bilgeceydi. Feleğin çemberinden geçmek gerekiyor sanırım masa başında öğrenilecek şeyler değil bunlar. Özellikle şu lâfı çok hoşuma gitti.

Zengin veya fakir olmak fark etmiyor herkes küçük başlar.

Bu söz aslında büyümek, adam olmakla ilgili bir şeydi. Yani ben, zengin olmakla adam olunmuyor, diye okudum. Herkes farklı yorumlayabilir ve bu söze katılmayacaklar olabilir kuşkusuz ama coğrafi veya siyasi neyse artık sıkıntılı bir yerlerde doğmadıysanız gerçekten, geçerli bir söz gibi geldi bana.

Film sonuçta bir gençlik filmi. Çok fazla bir şey beklememek gerek. Ama ben beklediğimden fazlasını buldum. Özellikle oyunculuklar oldukça inandırıcı ve sağlam, klişesi az, malzeme yani senaryo oldukça kuvvetli, ayrıntıcı ve ilginç. En önemlisi hedef kitlesi açısından hiç sıkılmadan ve merakla izlenebilecek eğlenceli hatta öğretici yanları olan başı sonu ve ne anlatmak istediği belli olan bir film.

Filmle ilgili Blog sayfam.