Türk Sinemasını sever misiniz?
|
Evet |
|
52% |
[ 416 ] |
Hayır |
|
48% |
[ 384 ] |
|
Toplam Oylar : 800 | Ankete Katılanlar ![](/images/list_open.gif) |
|
Yazar |
Mesaj |
|
Türk Sinemasını sever misiniz?
|
Türk Sinemasını Sever Misiniz?
[Değerli yorumlarınızı Bekliyoruz.]
![resim]()
Türk Sineması
Türkiye’nin Sinemayla Tanışması
Dünya çapında ilk film gösterimi 1895 yılında Paris’te Lumiere kardeşler tarafından yapılan L’Arrivée d’un train à La Ciotat (Trenin Gara Girişi), isimli belgesel filmiyle yapılmıştır. Türk seyircisinin ise sinemayla tanışması Osmanlı Devleti’nin dağılma dönemine denk gelmiştir.
Paris’te ki gösterimden sadece 2 yıl sonra 1897 yılında İstanbul’da halka açık ilk film gösterimi yapılmıştır. Filmin konusu hakkında kesin bir bilgi bulunmamakta. Halka açık gösterim yapılmadan önce sinemanın ilk olarak saraya getirildiği bilinmekte.
1922 - 1950 Yılları Arasında Türk Sineması
Cumhuriyet’in ilanıyla beraber Türk toplum yapısında ciddi bir değişim yaşanmıştır. Cumhuriyet rejimin başlaması, daha önce eşi benzeri görülmemiş inkılapların bir bir hayata geçmesi, toplumun hemen her alanında değişikliklere yol açmıştır. Türk Sineması’nda 1922 yılından 1949 yılına kadar sivil yapımevleri bazında yapılandırılan döneme Özel Yapımevleri Dönemi adı verilmektedir. Tiyatral kökenli çalışmalardan oluşan Türk filmlerini yönetmek ise Muhsin Ertuğrul’a düşmüştür. Türk Sineması, İkinci Dünya Savaşı’nın sona erdiği 1945 yılından sonra film üretimini arttırmıştır. Film yapıları ise seyirci tercihleri neticesinde yani ekonomik yansımalar sebebiyle belli bir form yakalamıştır. Önemli gişe gelirleri getiren Mısır filmleri, Amerikan macera ve güldürü filmleri ve Türk Sineması’nın kendi köklerinden kaynaklanan edebiyat uyarlamaları ve tarihsel filmler belirli bir sinema anlayışını beraberinde getirmiş, sonraki yıllardaki üretimler bu ana temalar üzerinde hareket etmiştir.
1950 - 1960 Yılları Arasında Türk Sineması
Artan film üretimi, 1950’li yıllardan itibaren Türk Sineması’nın daha fazla insan istihdam eden, daha fazla sayıda film yapan bir yapıda olacağının sinyallerini vermiştir. Artan yapımlar Türk Sineması’nın üretim açısından Altın Çağı olarak nitelendirilebilecek 1960-75 yıllarının temellerini hazırlamıştır.
1960-1970 Yılları Arasında Türk Sineması
Türk Sineması’nın üretim verimliliğinin en üst noktaya çıktığı yıllar olan 1960’lı yıllar, aynı zamanda da düzeyli ve kaliteli Türk filmlerinin birbiri ardına vizyona girdiği, ulusal bir kimliğe büründüğü yıllardır. 1950’li yıllardan itibaren düzenli bir artışa geçen yerli film üretimi, seyircinin artan talebi karşısında 1960’lı yıllarda da yükselişine devam etmiştir. Türk Sineması 1963’ten itibaren renkli film üretmeye başlamıştır. 1967’den itibaren hızla artan renkli filmler, piyasaya hakim olmuştur. Türkiye’de 1960’lı yılların bir diğer özelliği de Türk Sineması’nın Amerikan Sineması’nın önünde olmasıdır. 1960’lı yıllarda sinema giderek daha kârlı bir sektör haline gelince, yeni yapımcıların ve yapımevlerinin ortaya çıkması da kaçınılmaz olmuştur. 1966 yılında Türk sineması 241 filmle, dünya uzun metraj film üretimi sıralamasında 4. sırayı almaktadır. Yapım, üretim ve dağıtım gücü hesaba katıldığında 1960’lı yıllar, Türk Sineması için altın bir çağ olarak kabul edilmektedir.
1970-1980 Yılları Arasında Türk Sineması
1970’li yıllardaki Türk Sineması’nın yapısal gelişiminde, dış faktörlerin rolü iç faktörlerden daha büyüktür. Türkiye’de 1971-1980 yılları arasında geçen süre zarfında, başta siyasi ve ekonomik alanlarda olmak üzere birçok konuda köklü değişiklikler olmuştur. Büyük siyasi, iktisadi ve sosyolojik değişimler her sektörü olduğu gibi sinema sektörünü de derinden etkilemiştir. Televizyona artan ilgi, kitleleri sinemadan uzaklaştırmış, sinema salonları kapanmaya başlamış, çeşitli furyaların etkisiyle filmlerin kalitesi düşmüş, sinema sektörü daralma sürecine girmiştir. 1977 yılında; Türk Sineması’na yasal düzenlemeler hazırlamak, yurt dışında film haftaları düzenlemek, yurtdışındaki festivallere katılacak filmlerin altyazı kopyalarını üretmek gibi görevleri yerine getirmesi maksadıyla Kültür Bakanlığı’na bağlı Sinema Dairesi Başkanlığı kurulmuştur.
1980-1990 Yılları Arasında Türk Sineması
Her zaman olduğu gibi, ülkenin içinde bulunduğu iktisadi, hukuki ve siyasi süreçler Türk Sineması’na yansımıştır. Ülkenin artan ithalatı sayesinde yaşadığı teknik devrim, görsel iletişim araçlarında belirgin değişimler yaşanmasına sebep olmuştur. Bu dönemde video piyasası oluşmuştur. Sinema seyircisi “aile”lerden “birey”lere geçişi tamamlamış, 1980’lerden itibaren “yıldız sistemi” çökmüş, başrol oyuncusuna göre belirtilen filmlerden, yönetmenine göre anılmaya başlanılan sinemaya bir dönüşüm gerçekleşmiştir.
Devlet doğrudan müdahalelerle sinema sektörünü düzenlemeye çalışmış, 1986 yılında sinema, video ve müzik eserleri yasası çıkartılmıştır. Film festivalleri kendi seyirci kitlesini yaratmaya başlamış, Türk filmleri yabancı festivallerde yarışıp, ödüller kazanmaya başlamıştır.
1990-2000 Yılları Arasında Türk Sineması
Türk sinema sektörü 90’lı yılları kriz içinde karşılamıştır. Bu süreçte neredeyse yılda on filmden az yapımın üretilmiştir. Sinemaların birer birer kapanmış, özel televizyonların peşi sıra açılmıştır. 1995’ten sonra sırasıyla Video – VCD – DVD formatlarının yaygınlaşarak alternatif izleme alanlarının ortaya çıkmıştır. 1990’lı yıllarda genç bir yönetmen kuşağı belirmiş, önceleri kısa filmlerle ve senaryolarla hayatını geçindiren bu kuşak Türk Sineması’na yeni bir soluk getirmiştir. İzleyici profili değişmiş, sinemacıların anlatımlarında belirgin değişiklikler gözlemlenmeye başlamıştır.
2000 Sonrası Türk Sineması
İzleyici profili değişmiş, sinemacıların anlatımlarında belirgin değişiklikler gözlemlenmeye başlamıştır. Türk filmlerinin teknik düzeyi dünya standartlarını yakalamış, sinemaya sinema okullarından yetişmiş eğitimli gençler hâkim olmaya başlamıştır. Türk filmlerinin bütçeleri milyon dolarlık, seyirci sayıları da milyon kişilik rakamlara ulaşmaya başlamıştır.
Son yıllarda artan seyirci ve film sayısı, üretimdeki çeşitlilik, uluslararası arenada kazanılan ödüller sinemamız için umut verici bir tablo oluşturmaktadır.
Türk Sinemasında İlkler
* İlk film gösterisi Sultan Abdülhamit döneminde Bertrand adlı Fransız hokkabaz tarafından Yıldız Sarayı'nda yapıldı.
* Halka açık ilk film gösterisi, Galatasaray'da, Hammalbaşı Sokak'taki Avrupa Pasajı'nın 7 numaralı yerinde, Polonya Yahudisi Sigmund Weinberg tarafından gerçekleştirildi. (1896-1897).
* Tepebâşı Sergi Sarayı'nın bulunduğu yerde, yine Sigmund Wemberg ilk sinema salonunu açtı. (1908)
* İşletmeciliğini Türklerin yaptığı ilk sinema, 19 Mart 1919'da Cevat Bayer ve Murat Beyler tarafından açıldı.
* 1914 (14 Kasım'da) Fuat Uzkınay Türk Sinemasının "İlk (belgesel) filmi" Ayastafanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı'nı çekti.
* İlk konulu uzun metrajlı film, 1916'da çekimlerine Weinherg'in başladığı, 1918'de Fuat Uzkmay'ın tamamladığı Himmet Ağa'nın izdivacı adlı filmdi. .
* Yurtdışında çevrilen ilk Türk filmi, 1917'de Celal Esat Erseven'in bir Faust uyarlaması olan Koruyan Ölü'dür.
* Türk sinemasının ilk vamp kadını Ahmet Fehim'in çektiği Mürebbiye filminde oynayan Madam Kalitea'dır.
* Özgün senaryolu ilk filmi İstanbul'da Bir Facia-i Aşk filmidir.
* Türk sinemasının ilk hayat kadını tipi. Beyaz Rus Anna Mariyeviç'in oynadığı İstanbul'da Bir Faciai Aşk'taki Mediha tipidir.
* İstanbul'da Bir Faciai Aşk filmi, çekimleri sırasında tutucu grupların saldırılarına uğrayarak taşlanan ilk filmdir.
* İlk tarihsel film denemesi olan Alemdar Vak'ası Yahut Sultan Selimi Sâlis (Sedat Simavi) 1918'de yarım kaldı.
* 1921'de dönemin ün yapmış güldürü sanatçısı Şadi Fikret Karagözoğlu, Bican Efendi Vekilharç adlı 22 dakikalık kısa filmiyle ilk güldürü tipini yarattı.
* 1922'de ilk özel yapımevi Kemal Film Şirketi kuruldu.
* 1923'te Atatürk'ün emriyle Türk asıllı ilk kadın oyuncuları Bedia Muvahhit'le Neyyire Neyir Ateşten Gömlek'le kamera karşısına çıktılar.
* Ateşten Gömlek Türk sinema tarihinin ilk Kurtuluş Savaşı filmi oldu.
* Ateşten Gömlek'in oyuncularından Neyyire Neyir gazete ilanıyla sinemaya geçen ilk oyuncudur.
* 1931'de ilk ortak yapım olan İstanbul Sokaklarında adlı film çekildi. Türk, Mısır, Yunan ortak yapımı olan filmin seslendirme işlemi Paris'teki Espinay Stüdyoları'nda yapıldı. İstanbul Sokaklarında sessiz çekilip dublajı son radan yapıldığı için ilk sesli film sayılır.
* İstanbul Sokaklarında, Semiha Berksoy'un söylediği folklor şarkıları nedeniyle ilk şarkılı film olma özelliğini kazandı.
* 1932'de İpekçi Kardeşler Nişantaşı'nda ilk seslendirme stüdyosunu kurup çalışmalara başladılar.
* 1932'de "Sinema Filmlerinin Kontrolü Hakkında Talimatname" yürürlüğe girdi.
* Türkiye Güzellik Kraliçesi seçildikten sonra sinema oyunculuğuna geçen ilk güzel Feriha Tevfik oldu.
* İlk operet türündeki film, senaryosunu Mümtaz Osman takma adıyla Nâzım Hikmet'in yazdığı Muhsin Ertuğrul'un yönettiği Karım Beni Aldatırsa filmidir.
* Karım Beni Aldatırsa Türk kızlarının mayoyla göründükleri ilk film oldu. '
* Söz Bir Allah Bir'le sinema oyunculuğuna başlayan Gabide Sonku, Türk sinemasının ilk kadın yıldızı oldu.
* 1934'te Muhsin Ertuğrul'un yönettiği Leblebici Horhor Ağa, 2. Venedik Uluslararası Film Şenliği'nde "Onur Diploması" aldı.
* İlk köy filmi denemesi, Aysel Bataklı Damın Kızı filmi oldu.
* Türk sinemasının ilk kadın yönetmeni (tartışmalı bir konu da olsa) Vatan ve Namık Kemal filmini yöneten Cahide Sonku'dur. (1951)
* Cahide Sonku, Vatan ve Namık Kemal'de yapımcılık yaparak Türk sinemasının ilk kadın yapımcısı oldu.
* 25 Eylül 1929'da Türk sinemalarında (Kadıköy Opera Sineması) Kadının Askere Gidişi adlı ilk yabancı sesli film gösterildi.
* Türk sinemasında ilk dublaj Alman filmi Gün Batarken'de İ. Galip Arcan tarafından yapıldı. (İlk dublaj yapan kişinin Nâzım Hikmet ya da Ferdi Tayfur olduğu da söylenir.)
* Türk sinemasının ilk kadın Dublaj Yönetmeni Sacide Keskin'dir.
* Türk sinemasında "tiyatrocular dönemi" olarak adlandırılan Muhsin Ertuğrul'un egemenliğindeki döneme ilk "darbe" vuran yönetmen Faruk Kenç'tir.
* Şarkıcı-oyuncular modasını başlatan ilk film, Muhsin Ertuğrul'un yönettiği, Münir Nurettin Selçuk'un şarkıcı-oyuncu olduğu Allah'ın Cenneti filmidir.
* Türk sinemasının ilk "jön prömiyer" (yakışıklı, masum yüzlü, romantik) tipi Suavi Tedü'dür.
* Türk sinemasında, yerli malzemeyle yapılmış ses makinesi kullanılarak çekilen, ne makine mucidinin, ne de çekilen filmin adının ve yönetmenin bilindiği ilk sesli film, Eminönü İş Bankası Şubesi adına, tasarrufun önemini vurgulamak amacıyla çekilen bir reklam filmidir. (1940'lar).
* Türk sinemasının bir kaza sonucu yanan ilk filmi, 1944'te çevrilen, yönetmenliğini Baha Gelenbevi'nin yaptığı Deniz Kızı adlı filmdir.
* Sinema salonlarındaki koltukların ilk kez numaralanması, aşırı izdihamı önlemeye çalışan belediyenin aldığı karar sonucu olur.
* 1953'te Halıcı Kız (Muhsin Ertuğrul) ve Salgın'la (Ali İpar) renkli filme geçiş dönemi başladı.
* İlk üstün yapım denemesi, 1947'de, yönetmenliğini Turgut Demirağ'ın yaptığı Bir Dağ Masalı filmidir.
* Türk sinemasında ilk yarışma, 1934 yılında Cumhuriyet Gazetesi ile İpek Film Şirketi'nin ortaklaşa düzenledikleri "senaryo musabakası"dır. Şevket Süreyya Aydemir bu yarışmanın ilk birincisi olur.
* Türk sinemasında, oyuncular sigorta kapsamına ilk kez Barbaros Hayrettin Paşa filminde, İpek Film Şirketi tarafından alınırlar. (1951).
* Dergi yarışmaları (Yıldız Dergisi) sonucu Türk sinemasına ilk gelen oyuncular, Ayhan Işık, Belgin Doruk ve Mahir Özerdem'di. (1951)
* Lütfi O. Akad, Kanım Namına filmiyle (1952) sinemacılar dönemini başlatan ilk sahici yönetmen oldu.
* Türk sinemasının ilk canlandırma sineması deneyimi, 1951'de yapımcı Turgut Demirağ'ın girişimiyle oldu. Evvel Zaman içinde adlı bu uzun metrajlı çizgifilmi karikatürcüdesinatör Yüksel yönetiminde 20 kişilik bir ressam ekibi tarafından gerçekleştirildi. (Bu ilk film ve daha başkaları banyo için gönderildiği ABD'de kayboldu.)
* Türk sinemasında kamera karşısına çıkan ilk çocuk oyuncu 1935'te, Aysel Bataklı Damın Kızı filminde Aysel'in çocuğu rolündeki Ergun Köknar olmuştur.
* 1965'te Türk Sinematek Derneği kuruldu.
* 1970'de ilk masal filmler çekilmeye başladı. Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler.
![resim]()
|
Tarih: 28 Ocak 2019 21:37
|
|
|
|
|
|
Tarih: 28 Ocak 2019 22:03
|
|
|
|
Serkan Aydemir
![](images/avatars/159977442962efd1f458df2.jpg)
Kayıt: 15.10.2011
İletiler: 512
|
Türk sinema olayı 90'lardan sonrası için tabi ki hayır.
|
Tarih: 28 Ocak 2019 22:04
|
|
|
|
|
Maalesef sevemiyorum. ![Utandı](/images/smiles/img-blush2.gif)
|
Tarih: 29 Ocak 2019 08:05
|
|
|
|
akboynuz![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](images/avatars/20331398134dd3f14a58dd1.png)
Kayıt: 27.04.2011
İletiler: 310
Şehir: Kocaeli
Yaş: 43
|
Çok ikilemde kaldım. Şimdi Metin Erksan,Nuri Bilge Ceylan,Zeki Demirkubuz,Ertem Eğilmez de sinema sektöründe ismini anmak bile istemediğim bazı isimler de hele ki son zamanlarda çöplük kelimesi bile hafif kalır.
|
Tarih: 29 Ocak 2019 14:01
|
|
|
|
cesuryurek![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](images/avatars/601161365503a370133ac1.jpg)
Kayıt: 26.08.2012
İletiler: 68
Şehir: Tekirdağ
|
Eğer, Türk Sineması kategorisinden istediğimiz yönetmen, yapımcı ve oyuncuları çıkarabilme imkanımız olsaydı evet o zaman Türk Sinemasını severdim. Ama bizim için Türk Sineması giriş, gelişme ve sonuç bölümünün birbirine karıştığı, ilerlemesinin hangi şartlar oluştuğunda devam edeceği belirsiz olan bir kompozisyon gibi. İçinde geçen bazı cümleler hafızamıza kazınacak kadar güzel iken çoğu cümle ise okumaktan pişmanlık duyduğumuz ve okuduğumuza üzüldüğümüz kelimelerle dolu.
|
Tarih: 29 Ocak 2019 14:06
|
|
|
|
VOLLIS
![](images/avatars/19518817285ba141c70e1ce.jpg)
Kayıt: 03.01.2016
İletiler: 9
|
Son 2 3 yılda gerçekten kaliteli işler çıktı ama tabiki yetmez. O yüzden hayır diyorum özellikle 90 sonrası çöp bir kaç değerli insan dışında.
Edit: Ama Türk filmlerine karşı gereksiz önyargıdan da hazetmiyorum, sap ile samanı ayırmak lazım.
|
Tarih: 29 Ocak 2019 19:01
|
|
|
|
welwet![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](/images/default.png)
Kayıt: 04.02.2017
İletiler: 20
|
Afiştekileri seviyoruz da gerisi bana göre çöp... Keşke Yeşilçam ve diğerleri gibi bir ayrım yapsaydınız.
|
Tarih: 31 Ocak 2019 12:30
|
|
|
|
TheJoKeR![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](images/avatars/20220756964e79b6ee08351.jpg)
Kayıt: 03.12.2009
İletiler: 294
Şehir: İn To HeLL!...
Yaş: 32
|
Tuzak soru olmuş gram düşünmeden hayır dedim bakayım %90 a 10 felan mı diye girdim ve yeşilöamı koymussunuz.Onları izlerdim ama yeni jenerasyojn çöp ötesi. ![Saygılar](/images/smiles/img-hi.gif)
|
Tarih: 01 Şubat 2019 18:55
|
|
|
|
s11gokce
![](/images/default.png)
Kayıt: 31.08.2017
İletiler: 6
|
Son zamanlarda en çok sevdiğim film Müslüm. ancak Türk sinemasından ziyade yabancı filmler ilgimi çekiyor.
Genelde mantık hataları, düşük bütçeyle yapılan koskoca savaşa 15 kişiyle gidildiği için vb
|
Tarih: 03 Şubat 2019 00:17
|
|
|
|
carnivore86
![](/images/default.png)
Kayıt: 09.05.2015
İletiler: 17
|
|
Tarih: 05 Şubat 2019 17:56
|
|
|
|
orlsyn
![](images/avatars/41596495659313b97ae57d.jpg)
Kayıt: 09.02.2014
İletiler: 15
|
Maalesef diğer arkadaşlar gibi ben de 90 sonrasını kötü buluyorum, aynı şeyi 2000 sonrası Türk müziği için de söyleyebilirim. Bayık dram ya da şive komedisini geçemediğimiz filmleri izlemeye bile değer bulmuyorum. Adamların bir filmle 300-400 milyon dolar harcadığı yerde biz 3-5 ile çekmeye çalışıyoruz çok da mümkün gözükmüyor tabi.
|
Tarih: 05 Şubat 2019 21:48
|
|
|
|
khazaD Dum
![](images/avatars/131406701157751b618a206.jpg)
Kayıt: 28.01.2016
İletiler: 51
Şehir: İstanbul-Ünye
Yaş: 35
|
Eskiler iyi ama yeniler berbat
|
Tarih: 09 Şubat 2019 21:09
|
|
|
|
111orbital111![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](images/avatars/1641382135fcd2f014d12e.jpg)
Kayıt: 16.08.2012
İletiler: 48
Şehir: İzmir
Yaş: 37
|
Evet severim ama 2000'den sonrası için diyemem. Tek tük başarılı film çıksa da 2000'den sonra her türde başarısız saçma filmlerden öteye gidemedik.
O yüzden evet severim 2000'den sonrası için HAYIR derim
|
Tarih: 13 Şubat 2019 16:13
|
|
|
|
denisilin![Yorumbaz Yorumbaz](images/mask/yorumbaz.png)
![](images/avatars/9601415585b433d2e5ab57.jpg)
Kayıt: 16.11.2013
İletiler: 122
Şehir: Kocaeli/İstanbul/Adapazarı
Yaş: 44
|
Göreceli bir soru, o yüzden net cevap verilemez! Film bana göre güzelse severim, değilse sevmem. Türk olup olmaması çok farketmiyor, en azından benim için...
|
Tarih: 13 Şubat 2019 16:32
|
|
|
|
|