"Medeniyet anormalliktir" Bu dizinin anti-kahramanı Wayne’nin okuduğu tek şey olan Conan: Barbarlar çizgi romanından öğrendiği bir düstur. Hayatta olan biten şeyler hakkında pek bilgisi olmayan, yalan bile söyleyemeyen, asosyal, gerektiğinde oldukça kıyıcı, gözü kara ama altın gibi bir kalbi olan, duygusal, sonunu düşünmeden zor durumda olanlara yardım eden bir garip kişilik. Annesi terk ettiğinde daha beş yaşındaymış. Babası annesi gibi onu terk etmeyip kaldığı için onu seviyor. Şimdi onaltı yaşında ve bir kıza aşık; Del. Babası kanserden ölmeden önce, annesinin beraber kaçtığı adamın, babasının 79 Trans-Am’ını çaldığını öğrenir. Çılgın ve hırsız Del ile bu arabayı bulabilmek için ya da belki annesini? Böylece kurgu başlar.


İşte böylece ilginç iki karakter Wayne ve Del’in; kara komedi ve yer yer dram kanlı yol macerası da başlıyor, çılgın rock müzikler eşliğinde. Boston ve Florida arasında, olaylar olaylar. Oldukça eğlenceli, şaşırtıcı ve bir çırpıda bitiveren 1. sezon 35’er dakikalık 10 bölüm. Her bölüm sanki başka birşeyi ya da olayı anlatır gibi. Bu da dizinin akıcılığını artırıyor. Bu YouTube Orijinal dizisinin 2. sezonu da olur umarım. Biraz zorlamayla da olsa diziye bir anlamda The End of the F***ing World (2017) dizisinin Amerikan versiyonu bile denebilir. Benzer bir konuyu İngilizler anlatsa nasıl olur Amerikalılar anlatsa nasıl? İki dizi böyle de izlenebilir.


Deadpool’un yaratıcılarınca bu dizi de oluşturulmuş. Oldukça ilginç karakterler var. Wayne’i canlandıran ve Sing Street (2016) filminden yüzüne aşina olduğum Mark McKenna bu dizide tam olmuş. İstediğinde gözleriyle gülebilen ilginç bir suratı var. Bazen utangaç bazen çılgın olabiliyor. Sevgilisi ve yol arkadaşı Del ise Red Band Society (2014) dizisinde izlediğim başarılı minik suratlı boncuk gözlü Ciara Bravo tarafından canlandırılmış. Umursamaz, hazır cevap ve zeki bir kız. Böyle bir rol için fazla masum bir yüze sahip ama yine de rolün üstesinden başarıyla kalkmış. Dizinin yan rollerde en ilginç karakteri ikilinin terk ettikleri şehrin şerifi. Deneyimli oyuncu Stephen Kearin sıra dışı komik bir polisi hakkıyla oynamış. Mike O’Malley’in canlandırdığı lise müdürü de çok değişik diyaloglarıyla renkli biriydi. Wayne’nin tek kankası, göğüs meraklısı Orlando karakterini de Joshua J. Williams çok güzel canlandırmış. Onun da diyalogları oldukça eğlendiriciydi. Son olarak değinmeden geçilemeyecek tip Wayne’nin annesi ve cafenin garsonu kadınlardı…


Neyse çok uzadı lâf sanırım. Kısaca bolca ilginç karakter ve şaşılası olay var dizide. Wayne’nin kavga sahneleri de ilginçti. Dayak yedi mi sonuna kadar gidiyor ama zımbaladımı da fena yani. Wayne'i en çok çekici kılan şey, bir çok şeyden bîhaber olması. Misâl, hiç waffle yememiş, Yüzüklerin Efendisini duymamış, hayatında hiç şort giymemiş. Bu komik modern Bonnie-Clyde aslında kötü iki iyilik meleği dünyaya adalet dağıtan… Türü sevenler için elbet, kaçırmaması gereken bir dizi.

Dizi ile ilgili Blog sayfam.