Daha önceden uzakdoğu filmleri izlerdim ancak pek duygusal, dram içerikli, usta yönetmen Akira Kurosawa dan filmlerinden başka yönetmenin seyrettiğim pek söylenemez.(di)

Filmimiz geleneksel japon kukla sanatı "Bunraku" simgeselliği içinde anlatılmış, Aşk ve Vefa üzerine işlenmiş üç ayrı hikayedir..
Bunraku (Ningyo coruri) : 1684 yılında Japonya'nın Osaka kentinde doğmuş geleneksel Japon kukla tiyatrosu türüdür.

1-Terk edilen bir kızın hikâyesini anlatıyor
"Matsumoto" aile ve iş baskısı yüzünden nişanlısını terk eder , bunu öğrenen sevgilisi aklını kaybeder.
Bu durumu duyan "Matsumoto" patronun kızını nikâh masasında bırakır ve eski nişanlısının peşine düşer.
Kızı bulan Matsumoto, aklını kaybedip adeta çocuklaşan nişanlısına sahip çıkar.
Matsumoto işten atılmakla tehdit edilir, bu süre içinde parasız kalır arabasını satar, arkadaşları yardım edemez. Akli dengesini kaybeden sevgilisi kendinden fazla uzaklaşmasın diye sevgilisinin ve kendi beline bir ip bağlar ve mevsimlerin değişimini izleriz.

işte burada filimin görüntü yönetmeni "Katsumi yanagijima" ve Kostümleri hazırlayan "Yohji Yamamoto" yı ayakta alkışlayacaksınız..

2-Bu hikaye Kadın popstar olan "Haruna Yamaguchi" ve onun aşırı fanatik hayranı ile olan hikayesini anlatıyor bize..

3-Son hikâye ise yıllar önce çiftçi olan nişanlısını gurbete gönderen yaşlı kadının hikâyesini anlatmaktadır.
Kadın nişanlısını gurbete yolladığı yıldan günümüze dek haftanın belli bir günün de nişanlısıyla buluşacakmış gibi hazırlanıp parka onun için yemek götürüp bekler
Nişanlısı bir gün onu o parkta bulur ama kendisi bir mafya babası olduğundan bunu kendisine söylemez..



Kısa olan bu üç hikâyeyi özetlemek gerekirse, Kitano bu filminde umutsuzluğun sınırlarını sınırlayan üç öyküyü bizlere nasıl anlatmak istediğini izleyeceksiniz.


Takeshi Kitano yu ilk Battle Royal filimi ile o sadist öğretmen rolü ile tanıdım..
Ardından bir kaç filmini daha izlemek için araştırdım, o zamanlar internette şimdi ki kadar film bulunmasa da ortalık Vcd satıcıları ile kaynıyordu. Bulabildiklerim Brother,Gohatto ve Ano natsu, ichiban shizukana umi ,Hana-bi ve 60 ve 70 li yıllarda 20-25 seri film olarak çekilen Meşhur kör silahçı Zatoichi idi..
İzlemiş olduğum bu filmleri beni kendisine iyice bağladı, çünkü kitano klasik bir yönetmek olarak bu işi yapmıyor bizden biri gibi düşünerek yapıyordu.
Yani işin en basite indirgeyip düzeltmeden olduğu gibi izleyicinin anlayabileceği şekilde filmleri çekip yönetiyordu..

Zannediyorum bunun sebebi Kitano nun sadece Senarist ve Yönetmen olmadığından kaynaklanıyor tüm bunlar.
Hazır yeri gelmişken belirteyim, Kitano senarist ve yönetmenliği haricinde Mühendis, Oyuncu, spor yorumcusu, tv programı yapımcısı, karikatürist, şair, ressam, müzisyen, komedyen ve sunuculuk ta yaptığını unutmayıp, sanatın her dalını dolu dolu yaşayan bir insan fark edebiliyoruz. (hatta bir ara masaj salonunda bile çalışmış )
Bu sebepten bir film çekerken çok farklı gözlerle bakıp bizlerin beğenisine sunabilme imkanı olabiliyor..

Dolls, şimdiye kadar Kitanonun izlediğim filmlerin karması gibi bir şeydi..
Öyle sanıyorum ki geçmişte ki filmlerini çekerken, filmlerin içinde işlemek isteyip te, Bütçe veya zaman sıkıntısı yüzünden ekleyemediği ve sonunda bu konuları birleştirip, biraz daha süslemiş ve bu filimi ortaya çıkarmış gibi.

8 yıl önceki bir röportajda hali hazırda 1700 küçük hikayesi olduğunu, hepsini olmasa da bazılarını bir şekilde ama Kitap ama Tv de bir program hatta belki de çizgi roman olarak sunabileceğini belirtmişti..
Belki de filmdeki bu üç konuyu tek tek film olarak çekmek istemiş olabilir.
Zaten filimin süresine baktığımızda konu başına ortalama 30-35 dk düşmekte. Ancak her zaman bazı filmlerin gereksiz uzunluğundan hepimiz sıkılırız işte bu yüzden bu üç konuyu fazla uzatmadan tek film haline getirmiş bize.

" Bunun sihirli formülü bende yok, kimsede de yoktur. "

-Nitekim hem özgürce içinden geleni yaratmak hem de başkalarının önerilerine kulak vermek arasındaki denge nasıl sağlanır?
Sorusuna Kitano,

-Orası meçhul işte!
Bu sizin sanatçı olup olamayacağınızı belirleyen kıstas.
Bu dengeyi oluşturduğunuzda zaten iyi sinemacı olursunuz.
Bunun sihirli formülü bende yok, kimsede de yoktur.
Çok çalışmak, belki acı çekmek işin gereği.
Ama iç dünyanıza da kapanmayın.
Tavsiyelere kulak verin ama içinizden ne geliyorsa ona yapmaktan da çekinmeyin ve filmin yaratıcısının esas siz olduğunu asla unutmayın!
Böylece kendinizi çıkmaz köşelere sıkıştırmaktan kurtulursunuz.
Ancak böyle diğerlerinden ayrılabilir ve gerçek bir sanatçı olmak yolunda ilerleyebilirsiniz.
Aynı zamanda Kitano bazı filmlerini, özellikle şiddet filmlerinin bir kısmını Para için yaptığını da söylemekten çekinmemişti


27. Tokyo Film Festivali' nde ustalara verilen Samuray Ödülü'ne 2014 yılında ünlü komedyen, aktör ve yönetmen Takeshi Kitano layık görülmüştür.

İnceleme için teşekkürler Aydın abi. Güzel bir inceleme yazısı olmuş...

Teşekkürler.. Hazırda duracağına sitede dursun dedim . 7-8 tane daha var düzenler siteye yüklerim