Giriş Kayıt
The Court-Martial of Billy Mitchell / Billy Mitchell'in Davası - 1955
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Yazar Mesaj
serdardemirkiran
Klasik Sinema
Sinefil Grubu


Kayıt: 09.04.2017
İletiler: 121
Şehir: Ankara


Özel mesaj gönder
serdardemirkiran
Klasik Sinema
Sinefil Grubu
 The Court-Martial of Billy Mitchell / Billy Mitchell'in Davası - 1955

resim

Otto Preminger'in yönettiği filmde yaşanmış bir hukuk dramı anlatılıyor.

resim

Film ekranda verilen bir açıklama yazısıyla başlıyor;
“I. Dünya Savaşı Amerika Birleşik Devletleri ile müttefiklerinin toptan zaferiyle sonuçlanmış durumdaydı. Artık savaş geçmişte kalmıştı. Amerika ordusunu dağıtmış, donanmasını batırmıştı. Amerikan Hava Kuvvetleri ise hala istenmeyen çocuktu. 1921 yılında Virginia kıyısı açıklarında ordu ve donanmanın ileri gelenleri devrim yaratacak bir deneyi değerlendirmek üzere bir araya geldiler”.
Bu yazı ile anlatılan olay Hava Kuvvetleri generali Billy Mitchell’in ekibiyle havadan uçakla eski bir gemiyi batırıp batıramayacağı üzerine bir deneyi içeriyor. Çünkü anlatılan dönemde Amerika’nın Hava Kuvvetleri yoktu, ordu Kara ve Deniz birliklerinden oluşturulmuştu.
Film, Amerika’da Hava Kuvvetlerini oluşturabilmek için rütbesinden, geleceğinden ve hatta tüm ülkenin dikkatini çekebilmek için orduyu yöneten komutanlarını suçlayarak mahkemelik olan, ancak bugün Amerikan Hava Kuvvetlerinin kurucusu, adeta “baba”sı sayılan William Lendrum”Billy” Mitchell’in ve daha çok onun mücadelesi ile mahkeme dönemine odaklanıyor.

resim

William Lendrum”Billy” Mitchell (1879-1936) Amerikalı General , onun 1925 senesindeki ve tam yedi hafta süren mahkeme süreci bu filmin merkezini oluşturuyor. Ülkesinde Hava Kuvvetlerini oluşturabilmek için, komutanlarına karşı savaş açan ve;
Gelecekte dünyanın yarısı havadan tahrip edilecek, ben bu ülkenin diğer yarısında olmasını istiyorum” diyen, karşılığında üstlerinin ona inanmayarak
“Düşmanın boğazına kasaturayı dayamadan hiçbir savaş kazanılamaz” demelerine karşı olan mücadelesi.
En yakın arkadaşları bile ona, üstleri için “Onlar sadece kurallara uyuyor. Biliyorsun hepimizin yapması gereken bu kurallara uymak” deyince, Mitchell “Varsayalım bir ülke kuralları bir yana bıraktı, peki biz ne yapacağız?” demektedir. Rütbesi indirilip, pasif göreve alınarak, Texas’a gönderilir. Havacılıkta yaşanan Shenandoah Zeplini kazası (3 Eylül 1925) ve Meksika’da düşen altı uçak üzerine Mitchell ;
“Bu kazalar normal düzeydeki kazalardan çok farklılar. Eğer uzun zaman önce ayrılmamış olsaydım ölen arkadaşlarımın sorumluluğunu taşıyor olurdum. Bu kazalar ordu ve donanmanın ulusal savunmamızda göstermiş olduğu sorumsuz, acemice ve hainlik derecesindeki yönetimin direk sonucudur” der ve ipleri koparır. İtaatsizlikten ve üstlerini suçlamaktan mahkemeye verilir.
Mitchell “Birilerinin beni dinlemesini sağlamalıydım” diye açıklar durumu.

resim

Konunun çözülemez bir hal alması üzerine “Askeri mantığı anlayabilmem için çok aptal olmam lazım” derken
arkadaşı Frank Reid “Sanırım bununla doğmuşsun” der.
Filmde ayrıca “Ben buraya hayat kurtarmaya geldim, zaman kurtarmaya değil”,
“Mutsuz insanlar her şeyin kötü olduğunu düşünürler, aksi onlara gösterilmediği sürece”,
“Sen orduyu silkelemek istiyorsun ama kibarca”,
“Resmi raporlarla da açıklarım ki Askeri mahkemelerde emre itaatsizliğin veya asiliğin açıklaması olmaz” denince
Mitchell’in “Söylediğiniz resmi raporlara şaşırmam. Ben sadece onlara inananlara şaşırırım” demesi gibi sözler dikkat çekiyor.
Film bence, zamanında Mitchell’e karşı takınılan tavra adeta sistemin özür dileme ve saygı duruşu anlamı taşıyor.

resim

Döneminin en önemli yönetmeni ve en popüler oyuncularıyla oynanmış, gerçeklere dayalı sağlam bir senaryoya sahip filmin senaryo dalında bir Oscar adaylığı da var. Zamanında ülkemizin sinema ithalatçıları tarafından sinemalarda iş yapmaz diye getirilmeyen filme yıllar sonra tv ve diğer teknolojik gelişmeler sayesinde kavuştuk.
Bu filmde bahsedildiği gibi, yaşadığı dönemde herkes tarafından önü kesilen, görevinden alınan, mahkemelere verilen ancak sonradan “ne büyük adammış” denilen kişiler bizde de yok mu? Bu her yerde var çünkü insanlar maalesef “görevlerine aşık, ömrünü işine adamış” kişileri karar veren konuma getirmeyip, sınırlı, geleceği göremeyen, dar görüşlü, yeniliğe kapalı kişilerin altında harcatıyorlar. Filmde anlatılanlara geniş açıdan bakılırsa alınacak derslerin çok olduğu fark edilir, tek bir noktadan bakılması halinde ise “offf yine Amerikan milliyetçiliğine övgü” denmesi kaçınılmaz.
Çok iyi yönetilmiş, çok iyi oynanmış, çok iyi bir film. Ama yine de film için gerçek meraklısını arayan bir hazine diyebilirim. İzlenmeli…

İletiTarih: 01 Temmuz 2017 21:27
 Kullanıcı bilgilerini göster Bu kullanıcının gönderdiğini mesajları gösterme Alıntıyla Cevap Gönder Başa dön   
İletileri göster:   
Yeni Konu Gönder   Cevap Gönder 1. sayfa (Toplam 1 sayfa) [1 Mesaj] « Önceki konuSonraki konu »
Forum Seçin:  

Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film