İtalyan Sinemasıyla Buluşma İstanbul 2010’un bir diğer filmi, yönetmen Giorgia Cecere’nin ilk uzun metraj filmi olan Il primo incarico idi. Ayrıca gösterimden sonra seyirciler yönetmenle sohbet etme şansı da yakaladı.

Filmin baş kahramanı Nena, öğretmenlik yapmak üzere ailesinden ayrılır. Zaten onlarla çok da sıkı bir ilişkisi yoktur. Fakat aşık olduğu adamı arkasında bırakmak onu düşündürmekte ve üzmektedir. İki aşık bu ayrılığın ilişkilerini olumsuz etkilemeyeceğini düşünür, birbirlerine söz verir. Nena’nın sevgilisi Francesco, soylu ve zengin bir ailenin çocuğudur ama Nena’yı sevmekte ve onu, ideallerinin peşinde koşması konusunda desteklemektedir.



Nena koşulların zor olacağını bilir ama gittiği yerde her şey tahmin ettiğinin de ötesinde zordur. Kültürel açıdan tamamen farklı bir ortamda, o ana kadar hiçbir eğitim almamış köy çocuklarından oluşan bir okulda, çatısı su akıtan eski bir sınıfta öğretmenlik yaparken bulur kendini. Yine de güçlü olmaya çalışır, mücadeleci ruhunu kaybetmez.



Önceleri iki aşık birbirlerine mektuplar yazarken zamanla bir kopma yaşanır. Francesco son mektubunda bir başka kızla birlikte olduğundan bahseder. Filmin kırılma noktası bu andır. Nena bir anda her şeyden vazgeçer, bambaşka bir insan olarak çıkar karşımıza.

Köylüler pek çok konuda Nena’ya baskı uygulamaktadır. Bu baskılar sonunda hiçbir ortak noktası olmayan Alberto ile evlenmek zorunda kalır; ama bu durumu çok da umursamaz. Bir süre sonra eski sevgili Francesco tekrar Nena’ya dönmek ve onu yeniden kazanmak ister. Yaptıklarından, Nena’ya yaşattıklarından dolayı pişmanlık duymaktadır. Nena her şeyi unutup eski aşığına dönmüş gibi görünse de artık onun için bir şeyler değişmiştir: Öğretmenlik yaptığı köyüne, artık aralarında bir bağ oluşan öğrencilerine geri döner. Francesco mazide kalmıştır…



Yönetmen filmiyle ilgili olarak ‘Bizi günlük yaşamımızdan koparıp alacak bir şeyler anlatmak istedim filmimde.’ açıklamasında bulundu. Gerçekten bir izleyici olarak yaşamakta olduğunuz her şeyi bir kenara bırakıp bu idealist öğretmenin sonunun ne olacağını merakla bekliyorsunuz.



Nena’nın seçimi kaçınılmaz sonu hazırlasa da, o sadece ayaklarının üstünde durmaya ve kendine ait bir yaşam kurmaya çalışıyor. ‘Mutluluğa ulaşmak için yapılan yolculuğu anlatan modern bir masal.’ diye tanımlıyor yönetmen de filmini. Mutluluğu bulmaya çalışırken yaşadığı sıkıntılar, zorluklar Nena’yı olgunlaştırıyor.

Filmin senaryosu yönetmen Giorgia Cecere, Li Xiang ve Pierpaolo Pirone tarafından yazılmış. Yönetmen, Li Xiang’ın aynı zamanda bir ressam olduğundan ve filme görsel anlamda da çok ciddi katkılarının bulunduğundan bahsetti. Ayrıca Isabella Ragonese dışındaki tüm oyuncuların gerçekte sinema oyuncusu olmadıklarını da sözlerine ekledi. Keyifli bir filmdi.

İyi seyirler…

Havva Yıldırım Çoltu

Alıntıdır