|
|
 Argo filminde gerçeği yansıtıyor mu?
|
![resim]()
Ben Affleck'in Argo adlı filmi, Kanadalıların da yardımıyla bir grup Amerikalının, ABD büyükelçiliği baskının ardından Tahran'dan kurtarılmasının, inanılması güç hikâyesini anlatıyor.
Peki, Oscar'a yedi dalda aday olan ve Affleck'e en iyi yönetmen ödülünü getiren filmin ne kadarı doğru ne kadarı kurmaca?
Amerika Birleşik Devletleri dışişlerinden Mark Lijek, görev yeri Tahran'a çıktığında, kendisini kolay bir hayatın beklemediğini biliyordu.
İran'a gitmek için gönüllü olmamın istendiği 1978 yılı Ekim ayında "İran'da durum zaten oldukça kötüydü," diyor ve ekliyor "Sokaklarda gösteriler ve şiddet olayları vardı ve Şah'ın bu durumu atlatıp atlatmayacağı net olmaktan uzaktı."
Altı ay Farsça eğitimi
İran'a gitmeden önce altı ay Farsça öğrenen Mark, 1979 yılı yaz ayında Tahran'a ulaştı. Eşi Core Lijek de, dışişleri bakanlığı çalışanı olmamasına rağmen, büyükelçiliğin Farsça bilen personele ihtiyaç duyması nedeniyle, eşinin ardından Tahran' gitti.
Çift, kendilerini kısa süre içinde olağanüstü olayların ortasında bulacaklarını tahmin etmiyordu.
4 Kasım 1979'da, göstericilerin elçiliğe girmesiyle sonuçlanan protestoların nedeni, ABD'nin Şah'ı tedavi için kabul etmesiydi.
13 ABD komandosu tarafından korunan elçiliğin içine giren göstericiler, ilk anda, elçilik çalışanlarına yönelmemişler.
"Göstericiler bizi unutmuştu"
Lijek, "İlk başta bizimle pek ilgilenmediler. Bizi unutmuş gibilerdi." diyor.
Olayların yakın tanığı Lijek, Ben Affleck'in İstanbul ve California'da çektiği filmden etkilenmiş.
Ancak, elçilik çalışanı altı kişinin, elçiliği terk etmesi ile birlikte, film de, gerçeklikten uzaklaşmaya başlıyor.
Filmde, tümü gizli bir şekilde Kanada büyükelçiliğinde yaşamaya başlayan altı kişi, gerçekte, İngiltere büyükelçiliği rezidansı da dâhil olmak üzere birkaç yerde kaldıktan sonra ikiye bölünmüşler.
Ancak Lijek, yönetmenin grubu filmde, gerilimi sürekli kılmak için bir arada tuttuğunu anladığını söylüyor.
Mahsur kalan ABD elçiliği çalışanlarının Kanada büyükelçiliği yetkilisi John Sheardown'un evinden hiç dışarı çıkamadıkları da gerçeği yansıtmıyor. Lijek, evin bir iç avlusu bulunduğunu orada istedikleri gibi dolaşabildiklerini söylüyor.
Ancak filmin merkezi unsuru, yani ABD elçilik çalışanlarının gerçekte olmayan bir bilim kurgu filmini çekme görüntüsü altında ülkeden çıkarılması gerçeğe uygun.
Bilim kurgu film kurgusuyla kurtarma planı
Filmde Amerikan Merkezi Haber Alma Teşkilatı CIA'in, İran'da kalan ABD'lileri kurtarmak için, onları gerçek olmayan bir bilim kurgu filminin Kanadalı ekibi olarak gösterdiği belirtiliyor.
Filmde geçen, ekibin, mekân seçimi için kent içinde dolaşmaya çıkması da gerçeği yansıtmıyor.
Lijek, Kanada büyükelçisinin, devrim sonrası sokaklardaki güvensizlik nedeniyle bu duruma karşı ciddi şekilde karşı çıktığını söylüyor.
Bugünden geriye dönüp düşündüğünde, Lijek'e göre, oluşturulan sahte hikâyenin en önemli etkisi, ekibe Tahran'da havaalanından çıkarken, güven vermesi olmuş.Kaynak:BBC Türkçe
|
 Tarih: 16 Ocak 2013 12:54
|
|
