Giriş Kayıt

Dead on Arrival (2017)


97 dk
4.4
  • 88/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
4.4/10 puan 7 kullanıcı oyladı
Yönetmen:
Senaryo:
Ülke:
Tür:
Rating:
5.3
Nam-ı Diğer:
D.O.A. Blood River
22 kişi izledi 14 kişi izleyecek 3 kişinin favorisi 37 takip
Özet
İlaç satış temsilcisi Louisiana'daki küçük bir kasabayı ziyaret eder. Kendisini karanlık bir dünyada yolsuzluk ve cinayetle 24 saat yaşamakta, polisten, mafyadan ve ölmesini isteyen bir şeriften kaçmaktadır. - Gönderen: restof
Yorumlar
4 yıl önce
avatar
“Dead on Arrival”, siz ne derseniz deyin, senaryosunu da, 1949 tarihli “klasik noir” “D.O.A.” dan esinlenerek yazan S. Cyrus Sepher’ın yönetmen koltuğunda oturduğu sürükleyici bir macera filmi…

Ki, söz konusu bu eski filmin bir “neo – noir” yeni yapımı (remake) yine aynı isimle 1988’de çekilmiş ve başrollerinde de Dennis Quaid (ölmemek için kendisini zehirleyeni 24 saat içinde bulması gereken Profesör Dexter Cornell) ile Meg Ryan (Profesör Cornell’e yardımcı olan öğrencisi Sydney Fuller) oynamışlardı…

İşte bu filmde de, evli ve iki çocuklu kendi halinde bir ilaç satış temsilcisi olan Sam Collins’in (Billy Flynn) başı fena halde derttedir…

Zira o da, panzehiri bilinmeyen bir özel karışım ile zehirlenmiş ve aynen Profesör Dexter Cornell gibi onun da 24 saatlik bir ömrü kalmış bulunmaktadır…

Üstelik bir de, kafasına bijon anahtarı ile vurularak öldürülen Dr. Richard Alexander’ın (Billy Slaughter) katil zanlısı olarak aranmaktadır…

Yani vaziyet, fena halde “berbat durumdadır” hem ciddi bir çıkmaza girmiş olan Sam Collins ve kafaları iyice karışan bizler için…

Ancak merak etmeyin, Louisiana’ya doğru bir iş seyahati için yola çıkmış olan Sam, mide ağrısı ve bulantı ile durdurarak dışarıya çıktığı otomobilinin yanına yığılır yığılmaz, başına gelen polis memuru, onu hastaneye yetiştirmeden, Sepher bizi oldukça “kapsamlı” bir flashback ile 12 saat öncesine götürüveriyor…

Hani böylelikle, Dr. Richard Alexander’ın vermiş olduğu “Yeni Yıl” partisine katılan olası şüphelilerin hepsi ile de tanışmış oluyoruz…

Elbette bu durum asla, filmin hız kesmesini gerektirmiyor…

Çünkü halen gerçek suçlu yahut da suçluları bilmiyoruz…

Tam tersine artık o saatten sonra “Sam’in”, katilin, “polis ve katilin de”, Sam’in” peşinde olduğu heyecanlı bir kovalamaca başlıyor…

Bu koşuşturmaca esnasında emin olduğumuz tek şey ise, Sam’e yardımcı olan Bonnie’nin (Scottie Thompson) masumiyeti…

Sam’e karşılıksız olarak yardımcı olan Bonnie dışında, Dr. Alexander’ın o meşum gecedeki “partisine katılan” ve “partisinin etrafında dolanan” herkes, potansiyel suçlular arasındadır…

“Spoiler” vermeden daha fazla devam etmek mümkün olamayacağı için “aksiyon” değil ama “polisiye” meraklılarının ilgiyle izleyeceğini düşündüğümüz filmin hikâyesini anlatmayı burada sonlandırıyoruz…

Ve lütfen kalkıp da kimse, 2.5 milyon dolar gibi oldukça mütevazı bir bütçe ile çekilmiş olan bu filmi, “Hiç aksiyon yoktu” diye eleştirmesin diyoruz…

Zaten gördüğümüz kadarıyla “film” ile kendisine verilen zehrin etkisiyle neredeyse ayakta durmakta dahi zorlanarak sürekli kusarak yerlerde sürünerek ilerleyen “Sam” in böyle bir derdi ve amacı da mevcut değil…

Bitirmeden yorumumuza ilave edeceğimiz son husus, ilginç bir ikili oluşturan Dedektif Spiro (D.B. Sweeney) ile Dedektif Naroyan (Nazo Bravo) arasındaki gereksiz bir Ermenilik gevezeliği…

“Dar bir popüler kültürle” kenar mahallelerden birinde yetişmiş olduğu apaçık belli olan bu gerzek ve geveze Spiro:

Takım arkadaşı (ortağı) Ermeni kökenli Naroyan’ı, sürekli olarak en meşhurunuz Kim Kardashian diyerek aşağılamaya çalışırken, bu türden bir algıya sahip olan “dünyadan bihaber ve seviyesiz cahil kitleye” yanıt bizzat S. Cyrus Sepher’dan, en basitinden “Wonderkid (harika çocuk)” olarak da bilinen Andre Agassi biçiminde geliyor…

Fakat bizim tenisten anlamayan “ırkçı ve mankafa” Spiro’da ne yazık ki, tek bir işaret yahut da “tık” belirtisi yok…

Farkındayız, “çok normal”…

İttirmeyin ve çok daha ağır konuşmaya da zorlamayın bizi…

Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, kendi değerlendirme sistemimiz içinde, (yetersiz oyuncu performansı nedeniyle) “Ehh işte” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 5 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,

Son bir not:
Şöyle bir baktık da, bu film ile birlikte yazdığımız naçizane yorum sayısı 1000 (yazı ile "bin") olmuş...
2 yıl önce
avatar
Filmde en çok dikkatimi çeken ' dünyanın en meşhur Ermenisinin Kim Kardashian olması seni rahatsız etmiyor mu? ' repliği idi. Genel olarak pek beğenmedim. Temposuz, düşük bütçeli, kalitesi düşük bir yapım.
Dead on Arrival Altyazıları

Türkçe Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
NETRip
23.976
292
YTS.AM
4 yıl önce
1
NETRip
23.976
370
GENEL
4 yıl önce

İngilizce Altyazılar

Dil
CD
Çevirmen
Fps
İndirme
Gönderen
1
NETRip
23.976
224
CMRG / DIAMOND / ETRG / eXceSs / iExTV / YTS.AM
6 yıl önce
1
NETRip
23.976
166
FGT
6 yıl önce
  • İyi
  • Yeterli
  • Yetersiz
  • Değerlendirilmedi
  • Kaynak Altyazı Bekleniyor
  • Arşiv
Bu filmi sevenler şunları da sevdi
Forumdan Benzer Başlıklar
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film