The Knick (2014–2015)

On numero dizi. Dizi, daha ilk bölümün 3.dakikasındaki ameliyat sahnesiyle kalitesini belli ediyor. Dönem dizisi olmasının getirdiği müthiş görseller ve dekorların dışında, harika müzikler ve 1900'lerin hastane atmosferi de kendini iyiden iyiye hissettiriyor. Başroldeki Clive Owen çok karizmatik bir adam ve müthiş bir oyuncu. Canlandırdığı Dr.Thackery ise çok ilginç bir karakter. Şöyle ki; işinin ehli, belki de en iyilerinden, teknolojiye ve gelişmelere açık (1900'ler diyorum, New York diyorum) bir cerrah, aynı zamanda edebiyata, bilhassa şiire düşkün bir adam. Azıcık sert bir mizacı var ancak insanlara olması gerektiği gibi davranıyor. Fakat bunun yanında uyuşturucu ve fahişe bağımlısı, iş çıkışı soluğu genelevde alan bir garip doktor. Daha bitmedi, aynı zamanda ırkçı. Ten renginden dolayı en az kendisi kadar iyi olan Dr.Edwards'a mesafeli ve önyargılı yaklaşıyor ancak tam olarak ırkçı demek pek doğru olmayabilir kendisine. Zamana ve duruma göre davranıyor daha çok, çünkü o yıllarda siyah insanlar köpek muamelesi bile görmüyor maalesef ve dizi bu insanlık ayıbına sık sık dikkat çekiyor izlerken de fark edeceğiniz üzere. Dr.Thaclery gibi bir karakterin ırkçı olması çok ters geliyor belki fakat diyalektik her zaman iyidir ki bu durum Dr.Thackery'i çok daha gerçekçi ve dönem karakteri yapıyor. Dizinin konusu inanılmaz geniş ve bol, yıllarca hiç konu sıkıntısı çekmeden sürdürebilirler bu diziyi. Bu arada yan karakterler de güçlü. Barrow ve pis işleri, Cleary ve rahibe, Edwards ve uğraştığı zorluklar derken neredeyse 1 saatlik diziyi hiç sıkılmadan izlemiş oluyorsunuz. Son olarak;

Dizi gerçekden muhteşem bir giriş yaptı altyazıyı hakediyor sonunda kaliteli bir hastane dizisi ile karşı karşıyayız sanırım

Bazıları atomu parçalasın istemiş. Lakin iyi bir giriş yaptı.