The Maid (2020)

“The Maid”, ağır ateşte pişen yemek kıvamındaki senaryosunu da, Piyaluk Tuntisrisakul ile birlikte yazan ve editörlüğünü de üstlenen Lee Thongkham’ın yönetmen koltuğunda oturduğu “gizem” dolu bir “gerilim” filmi…

Film, evin küçük kızı Nid’in (Keetapat Pongrue) bakıcılığını yapmakta olan genç bir hizmetçinin, sürekli olarak sağda solda zıplayarak kendisini takip eden “Annabelle bebeği” anımsatan maymunlar ve “The Nun” benzeri korkunç hayaletler görüyor olması üzerine istifa ederek apar topar kaçarak gitmesiyle başlar…

Bu ani gelişme üzerine, büyüleyici bir güzelliğe sahip olan malikânenin hanımı Uma (Savika Chaiyadej), hizmetkârların başı olan Bayan Wan’dan (Natanee Sitthisaman) gidenin yerine yeni birisini bulmasını ister…

Bundan sonra da, ilk ikisi “haunted house / perili, hayaletli ev” konseptine uygun olarak kurgulanmış olan üç bölümlük filmin devamı gelir…

-BÖLÜM I-
İçine girer girmez çalışacağı malikânenin büyüsüne kapılan genç ve sevimli yeni “hizmetçinin (The Maid)” adı Joy’dur (Ploy Sornarin)…

Kendisini karşılayan ve “şeker hastası” da olan Wan, “talimat – tavsiye karışımı” bir takım önerilerde bulunmasının ardından, özellikle de “başkalarının işine burnunu sokmaması gerektiği” hususunda önemli bir uyarıda da bulunur…

Amiyane tabirle, “meraklı bir taze” olmaması istenmektedir Joy’dan…

FTD sendromu yani FrontoTemporal Demans nedeniyle sanrılar gördüğü düşünülen zavallı Nid’in evin dışına çıkmasına izin verilmemektedir…

Yalnız Joy da çok geçmeden kendine tahsis edilen ve tek başına kalacağı söylenilen evde, aynen Nid ve bir önceki hizmetçi gibi kendisini gözetleyen ve sonra da aniden ortadan kaybolan birisinin varlığını fark eder…

Ki, Nid’e banyo yaptırırken, ikisi birden yine kimliğini tanımlayamadıkları aynı hayaleti beraberce görürler…

Küçük bir araştırmanın ardından Joy, bunun aslında evdeki herkesin ağız birliği yapmışçasına, 5 yıl önce kayıplara karıştığını söyledikleri hizmetçi Ploy (Kannaporn Puangtong) olduğunu öğrenmekte çok da gecikmez…

Yani evin içinde satranç konusunda da oldukça becerikli olan hizmetçi Ploy’un hayaleti dolaşmaktadır…

Peki, neden?

Elbette oldukça mantıklı bir yanıtı var bunun…

Ama tabii her zaman ki gibi fermuarı çekecek ve bu konuda da yine ağzımızı açmayacağız…

Fakat “sıra dışı partnerlerinin” adını vermeyeceğimiz için (birinin bu, diğerinin de izleyen bölümde) Ploy’un da dâhil olduğu cinsellik içeren ateşli aşk sahnelerinin bulunduğunu söylememizin hiçbir sakıncasının olmadığını düşünüyoruz…

-BÖLÜM II-
İşte şimdi her şeyin, hayalet Ploy’un da eşsiz katkılarıyla, Joy’un ve izleyicinin gözünde yavaş yavaş berraklaşmaya başladığı bölümdeyiz…

Bir ara hafiften “The Handmaid’s Tale”e de (2017 – 2020) evrilerek rahatsızlık veren hayalet hikâyesinden duygusallaşmaya da yelken açılan senaryoda, Joy’un da pek çok sırrının bulunduğuna, “ağzımız açık bir biçimde izleyerek” tanık oluyoruz…

-BÖLÜM III-
Malikâne de, Uma’nın doğum günü şerefine verilen ve bütün konukların da “beyaz” kıyafetler giyerek katıldıkları görkemli bir parti vardır…

İkinci bölümün sonunda gerçek kişilik ve kimliğini öğrendiğimiz Joy’un, sazı eline aldığı ve muhtemelen “gereksiz” bularak büyük bir kısmını da onaylayamayacağınız “kıpkırmızı” bir “slasher” bekliyor artık sizi…

Oldukça mütevazı bir bütçeyle çekildiği her halinden belli olan bu Netflix filminde, oyuncularının ve görüntü yönetmeni Brandt Hackney’in (tek kameraman olarak bizzat elde kamera koşuşturduğu) performansının yanı sıra Bruno Brugnano’nun müziklerinin de konunun ritmine uygun hareket ettiğini belirtmeliyiz…

Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…

Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere, “5’i az 6’yı fazla bulmamıza karşın”, kendi değerlendirme sistemimiz içinde “Geçer” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 6 verdiğimiz bu film için önerimiz de, olumsuz puan ve yorumlara aldırmadan “bir şans da siz verebilirsiniz” şeklinde olacak…

Keyifli seyirler,

Öncelikle başroldeki kıza hayran kaldım. Rolünün hakkını vermiş. Filmle ilgili ise spoiler vermemek adına sadece söyleyebileceğim gizemin açıklandığı andan itibaren ve özellikle son 15 dakikaya bayıldım. böyle bir son beklemiyordum. Bence izleyin. 6/10