Sophie'nin Seçimi (1982)

Filme gelicek olursak Yahudi toplama kampına götürülen anne rolündeki Merly Streep'ten bir seçim yapması istenir.İki çocuğundan birisi yahudilerin yakıldığı fırınlardan birinde öldürülecektir.Kızı yada oğlu arasında bir seçim yapmak zorundadır yoksa ikiside ölücektir.Bu o kadar bir zor seçimki Allah düşmanımın başına vermesin.Hayatta insanın başına gelebilecek en kötü şeylerden birisi galiba.Kim evladının ölmesi için bir karar verebilir ve kim böyle bir acıya katlanabilir?Kararını verir ancak verdiği bu karar onun bütün ömrü boyunca zihninde ve kalbinde bir daha tamir edilemeyecek derin bir yaraya neden olur.
Yıllar sonra üniversitede okurken Nathan'la tanışır ve onla aralarında kuvvetli bir aşk başlar.İkisinin de geçmişindeki silinemeyen nedenler yüzünden aşkları sürekli gelgitli ve inişli-çıkışlıdır.Hergün kavga etmelerine karşın birbirlerini delicesine severler.

Bulundukları eve başka bir kiracı(Stingo) taşınmasından sonra hem Nathan hemde Sophie onunla yakınlaşırlar ve aralarında kuvvetli bir arkadaşlık başlar.Belli bir zaman geçtikten sonra Stingo Sophie'ye aşık olmaya başlar ve Nathan da bu durumu fark eder.Sophie bir seçim daha yapmak zorundadır...

Savaşta çekilen zorlukların yanı sıra savaş sonrası yaşanan psikolojik sorunlarıda bütün yönleriyle gösteriliyor.Kader hep Sophie'den bir seçim yapmasını istemiş ama bu seçimler öyle keskinki sürekli içinden diğerini seçseydim ne olurdu diye düşünüyor?Hayatına kendi seçimlerinin yön vermesi, kaderin yön vermesinden daha mı zor?

arka planda kevin kline ve anlatıcı gencin psikolojik durumlarının da verildiği ama asıl kahramanımız sophie'nin -yaşamı boyunca gerçekte hiçbir şeyi seçememiş, hep kendine dayatılmış olanı karşı koyamadan yaşamak zorunda kalmış bir kadının- öyküsü... filmin sonundaki o tüyler ürpertici sahnede de sophie'nin yaşamı boyunca bu duruşuna sanki bir ödül(!) sunuluyor, o korkunç cümleyle : "Demek yahudi değilsin... komünist de değilsin... o halde sana bir seçme şansı tanıyayım!"