Fantastik Yolculuk (1966) incelemesi

- “Onu iyileştirmek için, onunla ufak bir geziye çıkman gerekecek”.
- “Gezi mi, nereye?”.
- Kan damarlarında kısa bir yolculuğa, pıhtıya ulaşmanın tek yolu beynin içinden gitmek onun için bir denizaltıya ameliyat ekibi ve mürettebat yerleştireceğiz, onu küçültüp, atardamardan içeri enjekte edeceğiz. Sen de orada olacaksın!”.

Bu film sizi daha önce hiç kimsenin bulunmadığı yerlere götürecek; Hiçbir görgü tanığı, aslında göreceğiniz şeyi görmedi. Aya gidişin çok yakında gerçekleşeceği ve inanılmaz denilen pek çok şeyin gerçekleştirildiği dünyamızda bu gördüklerinizde çok yakında gerçekleşebilir. Bu filmin yapımcıları, bilgisi ve içgörüsü ile bu filmin gerçekleşmesine yardımcı olan birçok doktor, teknisyen ve araştırma bilimcisine borçlu olduklarını bildirirler.
Film bu ön yazı ile başlıyor.

Öykü, II.Dünya Savaşı sonrası oluşan “soğuk savaş” döneminde geçiyor. Amerika ile Sovyetler Birliği, her anlamda birbirini geçme yarışındadırlar. İki ülke de minyatürleşme ya da nesneleri küçültme işinde diğerini altetme derdindedir. Bu buluşun stratejik değeri çok önemlidir, iki tarafında sorunu; Küçültülen nesneler, en fazla bir saat tutulabilmektedir, süre sonunda eski boyutlarına yeniden dönmektedir. Bir bilim adamı Jan Benes bu süreci ortadan kaldıran formülü bulmuştur, ancak hedef kişi olmuştur. Benes, bilgiyi Amerika ile paylaşacağını söyleyince Sovyet casusların hedefi olur. Onu Amerika’ya getirmek ajan Charles Grant‘a (S.Boyd) verilir. Grant, Benes’i uçakla ABD’ye getirir ve filmimiz işte tam bu noktada başlar.
Havaalanından çıkan Benes’e eşlik eden ekip saldırıya uğrar. Dr. Jan Benes bu saldırıda kafasını çarparak yaralanır. Koma durumuna girer. Hemen sıkı korunan askeri bir üsse nakledilir ve beyninde kan pıhtısı olduğu acil ameliyat gerektiği anlaşılır. Komutanlar ve doktorlar Dr. Benes’in beynindeki pıhtıyı kendi projesi minyatürleşme ile içerden çözmeyi kararlaştırırlar. Oluşturulan ekipte Dr. Michaels (D.Pleasence), denizaltı kaptanı Yüzbaşı William Owens (W. Redfield), Benes’i getiren ajan Charles Grant ve ülkenin önemli doktorlarından Peter Duval (A. Kennedy) ile onun asistanı Cora Peterson (R.Welch) yer almaktadır. Proteus adını verdikleri denizaltıyla birlikte bu ekip küçültülerek Benes’in vücuduna şırınga edilir.
Bundan sonrası adeta bir uzay filmi havasında ceryan eder. İnsan vücudundaki yolculukta adeta bir bilinmeze yolculuktur. Bu heyecanlı gerilime işi başarmak için süre yetecekmi? Sorusu yanında bir de karşı taraf için çalışan birinin olma ihtimali gerilimi daha da arttırır.

Film, dönemine göre bir başyapıt sayılabilir. Günümüzde çekim teknikleri, görüntüler ve efektler eleştirilebilir. Ancak filmin gerçekleştirilme fikri, döneminin çok üzerinde olduğu tartışılmaz bir gerçek olarak bugün bile hayranlık uyandırıyor.
Otto Klement ve Jerome Bixby’nin yazdıkları bir hikayeden, senaryosunu Harry Kleiner ve David Duncan uyarlamışlardır.
Film hakkındaki önemli bilgilerden biri de; genel de filmlerin romanlardan uyarlanmalarıdır. Bu filmde ise tam tersi bir durum söz konusu, yapımcılar senaryoyu danışmak için Isaac Asimov’a verirler, senaryoya da destek olmasını isterler. İşlerinin yoğunluğu nedeniyle bu teklifi geri çeviren Asimov, göz attığı senaryodan çok etkilenir, filmden önce iki ayda senaryodan öykünün romanını yazar. Film, romanını yazdırmıştır. Bu tür örneklere pek sık rastlanmaz, roman 1971 senesinde ülkemizde “Kan Damarlarına Yolculuk” adıyla Okat Yayınlarından basılmıştı.
Film, “En İyi Görsel Efektler” ve “En İyi Sanat Yönetimi” dallarında iki Oscar kazanmış, ayrıca üç dalda (En iyi ses efekti, en iyi görüntü yönetimi ve en iyi kurgu) dallarında adaylık almıştı.
O güne kadar kimsenin pek tanımadığı Raquel Welch’in adını afişlere yazdırdığı ilk filmdir.
Filmden etkilenenlerden birisi de ünlü Sürrealist ressam Salvador Dali olmuş ve bir eserine “FantasticVoyage” adını vermiştir.
Yıllar sonra 1987 de Joe Dante içine bolca komedi sosu katarak “Inner Space”i çekmiştir. Filmin esin kaynağı, “FantasticVoyage” dır.
Döneminde çevrilmiş olan pek çok bilimkurgu filminden, özellikle son derece farklı bir konuyu anlatması nedeniyle ayrılan ve ilgi çeken film, aradan geçen bunca seneye rağmen, sinemanın ve bilgisayar teknolojisinin ulaştığı gelişme karşısında çekim tekniği ve filmdeki efektler yönüyle zayıflasa da filmin konusu hala herkese ilginç gelecek düzeyde. Bu da onu benzerlerinden ayırıyor ve hala izlenebilir filmler arasına sokuyor. Yine de izlerken, filmin çekildiği dönemde aya gidilmediğini ve pek çok buluşun henüz insanların yaşamına katılmadığını düşünerek izlemek, filmden alınacak keyfi arttıracaktır. Sinemaseverlerin es geçmemesi gereken filmlerden.