Giriş Kayıt

Derin Uyku (1946)

The Big Sleep
avatar
serdardemirkiran (19 Mart 2022)
  • 160/ 10
  • 1
  • 2
  • 3
  • 4
  • 5
  • 6
  • 7
  • 8
  • 9
  • 10
“Aman Tanrım, etrafımızda pek çok silah, pek az akıllı kaldı.
Elindeki silahla dünyaya hükmedeceğini düşünen bugün gördüğüm ikinci kişisin.”

Film, Fransız eleştirmenlerin bu tür filmlere getirdiği ve herkes tarafından kabul gören Film Noir/Karanlık Sinema adının verilmesini sağlayan en önemli klasik yapımlarından.
Bu türün oluşumunu sağlayan ve konuyu güçlendiren öğeler bu filmde çokça yer almakta; Melankolik, karamsar hava, kötü insanlar, ahlaksızlık başrolde yer alırken onları;
Gece,(bu filmde de gündüz sahneleri yok denecek kadar az)
yağmur, (pek çok sahnede yağmur, hiç durmamacasına eşlik ediyor oyunculara)
sigara, (günümüzde sağlık nedeniyle boykot edilen sigara filmin hemen hemen her sahnesinde var. Başlangıç ve bitiş jeneriği ise sigara üzerinden veriliyor, General Sternwood’un sigara ve içkiye hayır demeyen Marlowe’a “Kokusu hala hoşuma gidiyor. Kötü alışkanlıklarıma bir başkasının benim yerime teslim olması iyi oluyor.” sözü dikkat çekiyor).
kadınlar (kadın imajı tamamen erkek bakış açısıyla sunulur. Gizemli, seksi, baştan çıkarıcı, güvenilmez… Bu durumu görmek için kadın taksi şoförüne bakmak yeter sanırım)
destekliyor.
Filmde bilhassa gece sahnelerinin çok iyi çekildiği, karanlık atmosferin yaratılmasında, gölge ve sisin çok başarılı bir şekilde kullanılmış olduğu tüm eleştirmenlerin ortak görüşü olmuştur.

“Büyük Uyku” Amerikalı yazar ve senarist Raymond Thornton Chandler (1888/1959) ın yazdığı ilk romandır. “Büyük Uyku” ölümdür. Romanın son bölümünde Marlowe ölüm üzerine kendi kendine: “Öldükten sonra nerede yattığının ne önemi var. Kirli bir çukurda mı? yoksa yüksek bir tepede mermer bir kulede mi? Ölüydün, koca bir uykuda uyuyordun”… diyordu,

Öykü hayli karışık olduğundan elimden geldiğince açıklayıcı ve detaylı yazmaya çalışacağım.

Los Angeles özel dedektifi Philip Marlowe (H. Bogart) , kızı Carmen'in imzalamış olduğu borç çeklerini ve diğer sorunları çözmesi için General Sternwood tarafından malikanesine çağrılır. Marlowe görüşme sonucu bu karmaşık görünen işi alır.
Film akış sırasına sadık kalmadan olan olayları özetlemek öyküyü anlamak açısından daha faydalı olacağı görüşündeyim.
General Sternwood'un (C. Waldron) iki yetişkin kızı vardır: büyüğü Vivian (Lauren Bacall), küçüğü ise sorunlu ve çocuksu olan Carmen'dir(M. Vickers).
General Sternwood'un bu tür özel işlerinde çalıştırdığı Sean Regan adında bir adamı vardır. General, Sean'ın da yardımıyla Joe Brody adındaki bir adama 5.000 Dolar vererek kızını rahat bırakmasını sağlamıştır.
Carmen, Sean'ı seviyordur ama Sean, Eddie Mars adında bir adamın karısını sevmekte, bu yüzden Carmen'in tekliflerini reddediyor. Bir gün Carmen, Sean'ı karşılıksız aşkı yüzünden, tartışma sonucu sarhoşken öldürür. Eddie, Sean'ın cesedini saklar. Daha sonra Sean ve kendi karısının birlikte kaçtıkları o günden sonra Sean'ı kimsenin görmediği hikayesini uydurur. Bu hikayeyi desteklemek için aslında kendi karısını da evden uzaklaştırır ve uzak bir yerde yaşamaya başlar.
General Sternwood bile Sean'ın nerede olduğunu bilmemekte ve neden birdenbire ayrıldığına kafa yormaktadır. Eddie daha sonra Carmen’in işlediği cinayet için ablası Vivian'a şantaj yapar. Eddie, Vivian'dan para kazanmanın bir yolu olarak, kumar evinde hilelerle büyük para kazanmasını sağlamakta ve ardından tüm parayı ondan almaktadır.
Yine de Carmen'in sorunları bitmez. Arthur Gwynn Geiger adında bir adam, Carmen'in kumar borçlarını almak için General Sternwood'a şantaj yapmaktadır. General, Geigers’ın bu şantajından kurtulmak için Philip Marlowe'u işe alır. Vivian, babasının onu Sean Regan'ı bulması için tuttuğunu düşünerek çıkışta Marlowe ile konuşur. Ama babasının Sean hakkında Marlowe'u işe almadığını öğrenir.
Marlowe, Geigers'in sözde antika kitapçı görünümlü paravan dükkanına gider ve Agnes adında bir kadın yüzünden Geiger ile konuşamaz. Sonra Marlowe sokağın karşısındaki kitapçıda (gencecik Dorothy Malone’a dikkat) akşama kadar bekler ve Geiger ile sağ kolu Carol Lundgren'i, Geiger’ın evine kadar takip eder. . Önce bir kadının çığlığı, ardından iki el silah sesi işiterek içeri doğru koşarken evin arkasından ard arda iki arabanın gittiğini görür, eve girdiğinde Geiger'in cesedini, uyuşturulmuş bir Carmen'i ve filmsiz bir fotoğraf makinesi bulur. Carmen'i eve götürdükten sonra geri döner ve cesedin ortadan kaybolduğunu görür. Daha sonra Marlowe, Sternwood'un şoförü Owen Taylor'ın Lido İskelesi açıklarında yüzen bir limuzin içinde kafasının arkasına vurulmuş halde ölü olarak bulunduğunu öğrenir.
Sternwoods'un şoförü Owen Taylor’da, Carmen'e aşıktır. Onunla Geigers'ın evine gidip , onun için Geiger'i öldürmüştür. Ancak gizli bir kamera, cinayet anında Carmen'in fotoğrafını çekmiştir. Owen daha sonra filmi gizli kameradan almış, arabaya binip uzaklaşmıştır.
O gece evi takipte olanlardan biri de Joe Brody’dir, o da Owen'ı takip etmiş, Carmen'e şantaj yapmak içinde filmi ondan alıp, Owen'ı öldürüp arabasını suya itmiştir.
Daha sonra, Owens'ın cesedi denizden çıkarılan arabanın içinde bulunur. Suya düşmeden önce öldürüldüğü anlaşılır. Marlowe eve girerken peşpeşe gidenlerin onlar olduğunu anlar.
Marlowe, Vivian'dan Owen'ın Carmen'le ilgilendiğini öğrenir. Vivian daha sonra Marlowe'a birinin Carmen'in Geigers cinayeti gecesinde çekilmiş fotoğrafı için şantaj yaptığını söyler. 5.000 Dolar isteyen şantajcı aslında Agnes'tir. Onun şantajını Vivian’a yapan Joe Brody'dir. Vivian, Marlowe'a parayı Eddie Mars'dan alabileceğini söyler.
Carmen ona o gece fotoğrafını çekenin Joe Brody olduğunu söyler. Eddie gelir ve Marlowe'u araştırmalarından caydırmaya çalışır.
Daha sonra, Marlowe, Joe Brody'yi bulur ve ona Geiger hakkında sorular sorar. Agnes ve Vivian da onun evindedir. O sırada Carmen’de bir silahla gelir ve fotoğrafı ona vermezse Joe'yu öldürmekle tehdit eder. Marlowe, Carmen’i gönderir. Sonra kapı zili tekrar çalar ve biri Joe'yu öldürür, sonra da kaçar. Marlowe onu takip eder, Geiger'i Joe'nun öldürdüğünü düşünen Carol’dur bu kişi. Marlowe, Carol’la birlikte tekrar Geiger’ın evine gelip polis arkadaşı Bernie'yi arar.
Vivien Marlowe’a parasını ödemek için onunla buluşur, sorunun çözüldüğünü söyleyen ve artık davayı kapatması için ona para verildiğini anlayan Marlowe bunun arkasını görür ve araştırmalarını bırakmak istemez. Sean Regan sorununu çözmesi gerekmektedir.
Mars, Marlowe'u daha fazla bu araştırmada ileri gitmemesi için dövdürür. Harry Jones tarafından bulunur; Agnes'in bir ortağı olan ve ona âşık. Jones, Mars'ın karısının yerini açıklama teklifini 200 dolara söyleyeceğini belirtir. Marlowe onunla buluşmaya ve saklandığı yere götürülmeye gittiğinde, Mars tarafından kiralanan ve Agnes'i bulmak için orada olan Canino'yu görür. Marlowe saklanarak izlerken, Canino , Jones'u tehdit eder, ta ki Jones ona Agnes'in yerini söyleyene kadar. Canino daha sonra Jones'u zehir olduğu ortaya çıkan bir "içecek" içmeye zorlar. Daha sonra Marlowe, Jones'un Agnes'in yeri hakkında Canino’ya yalan söylediğini öğrenir.
Marlowe, Agnes ile buluşur. Ona, kendisinin ve Joe'nun Eddies'in karısını ve Canino'yu birlikte gördüklerini ve onları takip ettiğini söyler. Marlowe'a 200 Dolar karşılığı yerin adresi verir.
Marlowe o adrese gider ve iki adam tarafından bayıltılır. Uyandığında bağlı ve Eddie’nin karısı oradadır. Marlowe, Sean Regan hakkındaki gerçeği öğrenir: Eddies'in karısıyla kaçmamıştır, zaten ölmüştür ve saklanan sadece Eddies'in karısıdır. Karısı, Sean'ı öldürenin kendisi olmadığını söyleyerek Eddie'yi savunmaya çalışır. Marlowe ona Eddie'nin bir şantajcı olduğunu söyler ve Eddie çekip gider. Vivian, Marlowe'u çözer ve Canino'yu öldürür.
Eddie’nin karısı Mona Mars'ı Realito adlı bir kasabanın yakınındaki bir oto tamirhanesinin arkasında gördüğünü söyler. Oraya vardığında, Marlowe Canino tarafından saldırıya uğrar. Bağlı uyanır, Mona onu gözetlemektedir. Vivian da oradadır. Eddie ayrılır. Marlowe, Sean Regan hakkındaki gerçeği öğrenir: Eddies'in karısıyla kaçmamıştır, zaten ölmüştür ve saklanan sadece Eddies'in karısıdır. Karısı, Sean'ı öldürenin kendisi olmadığını söyleyerek Eddie'yi savunmaya çalışır. Marlowe ona Eddie'nin bir şantajcı olduğunu söyler. Vivian, Marlowe'u çözer ve Canino'yu öldürmesini sağlar. Birlikte geri dönerler ve Marlowe, hala Realito'daymış gibi davranarak Geiger'in evinden Mars'ı arar.
Mars, eve kendisinin önce geldiğini düşünüp dışarıda dört adamına pusu kurdurup eve girer. Marlowe durumu pencereden görmüştür. Mars girdiğinde Marlowe’u görünce şaşırır: Kız kardeşi Carmen Regan'ı öldürdüğü için Mars, Vivian'a şantaj yapıyordur. Daha sonra Marlowe Mars'ı dışarı çıkmaya zorlar, çünkü çıkanın kendisi olacağını bilmektedir Mars’ın adamları. Ve dışarı adım attığında kendi adamları tarafından vurulur. Marlowe polisi arar…

Uzun bir anlatım oldu farkındayım. Yine de kim kimi vurdu sorusuna kısaca;
Geiger, Sternwood’un şöförü Owen Taylor tarafından vuruldu. (Taylor, Carmen’e aşıktı),
Joe Brody, Geiger’ın adamı Carol Lundgren tarafından vuruldu. (Brody’nin Geiger’ı vurduğunu sanıyordu), Harry Jones, Agnes’in yerini söylemesi için Eddie Mars’ın tetikçisi Canino tarafından zehirlendi. Canino, Marlowe tarafından öldürüldü. Eddie Mars, son sahnede Marlowe sanılarak kendi adamları tarafından öldürüldü. Sean Regan’ı gerçekte Eddie Mars’ın öldürdüğüne dair Marlowe’dan sözlü bir açıklama ile sona erer.
Film romanı ne kadar takip ediyor derseniz;
Film için bazı şeylerin değiştiği bir gerçek. Kitapta Geiger ve Carol birbirlerine aşık iki eşcinsel iken film bundan bahsetmiyor. Kitapta Carmen, Sean Regan’ı vuran cesedini bir petrol kuyusuna atan nemfomandı, Geiger sahip olduğu kitapçıyı paravan olarak kullanan bir porno işletmecisiydi. O dönemin katı sansür kuralları nedeniyle değişime uğradı.

Steven Jay Schneider, “Ölmeden Önce Görmeniz Gereken 1001 Film”de Joshua Klein; “(Büyük Uyku) ölümden bahseden bir film. Aslında ölüm filmin her yanına işlemiş. Bu, standart kara film ilkelerinin çoğundan yoksun bir kara film başyapıtı. Pek çok meşum kadın var, ama geriye dönüş sahneleri yok, ışık-gölge karşıtlığı var, ama dış ses yok. Daha da önemlisi, Bogart’ın Marlowe’u, yalan dolanla dolu bir dünyada kaybolmuyor, tersine daima kendinden emin ve kontrolü mutlak olarak elinde tutuyor. O, gaddarlık karşısında hiç istifini bozmayan, ucuz şehvet oyunlarına prim vermeyen ve güzel bir yüzün değerini her zaman bilen tuhaf bir anti kahraman”. diyordu.

Bu, Humphrey Bogart ve Lauren Bacall'ın oynadığı ikinci filmdi . Seyirci onların kimyasını tutmuştu. Bu filmde onların gerçek hayatta da karı koca oldukları film olarak yerini aldı. İkili film bitince 1945 te evlendiler. Bogart 46, Bacall 21 yaşındaydı.
Oynadıkları tüm filmler ise;
" To Have and Have Not" (1944),
"The Big Sleep" (1946),
"Two Guys from Milwaukee" (1946),
"Dark Passage" (1947), ve
"Key Largo" (1948).
Bogart filmde çok başarılı bır oyun veriyor ve karizması hep beğenilir kılıyor. Geiger’ın dükkanında Agnes’le kitap üzerine tartıştıkları bölümde, tanınmamak için şapkasını öne eğip, birde gözlük takması ile oluşan sahnede sanki komedyenlikte de başarılı olabileceğinin sinyallerini veriyordu. Bogart gerçekten çok büyük bir aktördü…
Filmin tüm oyuncu kadrosu çok başarılı. Bogart, Bacall uyumu dışında Bacall’ın kardeşi Carmen rolünde nemfomanyak bir karakteri oynayan Martha Vickers son derece etkili.
O dönemin katı sansür kuralları nedeniyle kadın erkek ilişkilerinde ancak imalarla, söz dokundurmalarıyla ilgi yaratılmaya çalışılıyordu. Bacall ve Bogart’ın konuşmalarındaki gibi…
- “Söylesenize çalışmadığınız zamanda ne yaparsınız?”
- “At yarışı oynar oyalanırım”.
- “Ya kadınlar”.
- “Genelde hep bir iş vardır, çoğu zaman”.
- “Beni dahil edebilir misiniz?”.
- “Sizden hoşlanıyorum, daha öncede söylemiştim”.
- “Bunu duymak hoşuma gidiyor. Bu konuda bir şey yapmadınız ama”.
- “Siz de öyle”.
- Atlardan söz açılmışken, ben de oynamayı severim. Hazırlık çalışmalarını seyretmek çok güzel. Baştamı gidiyorlar, arkadan mı geliyorlar görürsünüz. Geçmişlerini öğrenirsiniz. Neden koşuyor olduklarını”
- “Benimkini buldunuz mu?”.
- “Sanırım”.
- “Söyleyin”.
- “Sınıflandırılmayı sevmiyorsunuz. En başta çıkmayı, önderlik etmeyi, son düzlükte küçük bir mola verip eve özgürce dönmeyi istersiniz”.
- “Siz de sınıflandırılmayı sevmiyorsunuz”.
- “Yapabilecek biriyle henüz tanışmadım. Öneriniz var mı?”.
- “Aramızdaki mesafe kapanmadan söyleyemem. Çok klas birine benziyorsunuz, ama ne kadar başarılı olacağınızı bilemem”.
- “Bu birazda eyerde kimin olduğuna bağlı”…
Son sahnede Marlowe herkese ne yapacağını söylerken Vivian;
- Beni unuttun
- Senin neyin var.
- Halledemeyeceğin bir şey değil. demesi gibi…

Film aynı adla 1978 de Michael Winner yönetiminde, başrolünde Marlowe rolünde Robert Mitchum olarak 1940 ların Los Angeles’inden güncellenerek 1970 lerin Londra’sına uyarlanmıştı.
Mitchum’a diğer rollerde Sarah Miles, Candy Clark, Richard Boone, Joan Collins eşlik ediyordu. Birde General Sternwood rolünde James Stewart vardı, anmadan geçmek olmaz.

Filmdeki arabaların çoğunun ön camlarının sağ alt köşesinde bir "B" çıkartması var. Bu, benzinin savaş zamanı karnesinin bir yansımasıdır. Film 1944-45 yıllarında savaş zamanı çekilmiş, vizyona 1946 da sunulmuştu.

Charles Waldron'un (Gen. Sternwood) son filmi . Filmin galasından önce öldü.

Bogart ve Bacal’lı“The Big Sleep” çok çok iyi bir film, en iyi Raymond Chandler uyarlaması… Her dönem izlenmeyi hak ediyor.



Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film