Gittikçe büyüyen MeToo ve TimesUp hareketlerinin de gücüyle 91. Oscar ödülleri’nde bu yıl, geçmiş yıllara nazaran kadınların görünürlüğünün arttığı bir törene imza atıldı.
Ödül sezonlarının en önemli tartışmalarından birine dönüşen kadınların görmezden geliniyor oluşu noktasında Akademi’nin bu yıl aşama kaydettiğini söyleyebiliriz. Kefernahum ile Yabancı Dilde En İyi Film dalında Oscar adaylığı kazanan Nadine Labaki, geceden ödülle ayrılmasa da, kostüm tasarımı, belgesel, yapım tasarımı, kısa animasyon, kısa belgesel ve şarkı dallarında kadın adayların ödülle döndüğünü ve genelde makyaj ve kostüm dallarının adeta kadınlara ayrılmış olması talihsizliğinin kırıldığını söylemek mümkün.
Her şeyden önemlisi Oscar’da bu yıl çeşitlilik artmış oldu. Ruth E. Carter, Black Panther filmiyle elde ettiği En İyi Kostüm Tasarımı ödülüyle bu dalda ödül kazanan ilk siyahi kadın oldu. Hannah Beachler da En İyi Yapım Tasarımı dalında ödül kazanan hatta aday gösterilen ilk siyahi kadın olarak Oscar tarihine geçmeyi başardı.
En İyi Belgesel dalında Free Solo ile Elizabeth Chai Vasarhelyi, En İyi Kısa Animasyon dalında ödülün sahibi olan Bao‘nun yönetmeni Domee Shi, En İyi Kısa Belgesel dalında geceden ödülle dönen Period. End of Sentence‘ın yönetmeni Rayka Zehtabchi geceden kıymetli ödüllerle dönen kadın yönetmenler oldu. Rayka Zehtabchi, ödül konuşmasına regl olmak üzerine yapılmış bir filmin Oscar alıyor olmasına inanamadığını belirtti. En İyi Şarkı dalında ise Lady Gaga, Shallow şarkısıyla ödülün sahibi olurken göz yaşlarını da tutamadı. Lakin ana kategoriler olarak adlandırabileceğimiz yönetmen ve film kategorilerinde bu yıl kadın yönetmenlere adaylık dahi verilmemiş olmadığını hatırlayacak olursak, tüm bu gelişmelerin aslında ne denli ufak olduğunu daha iyi görebiliriz.
Akademi’nin önümüzdeki yıllarda verilecek ödüller noktasında hangi çizgide ilerleyeceği merak konusu olmaya devam etse de, kadınların görünürlüğünün git gide artacağı bir sürecin ilk adımları nihayet atılmış olabilir. Çeşitliliğin gözetildiği ve ödülü hak eden isimlerin cinsiyeti ya da ten rengi sebebiyle ayrıştırılmadığı ya da önceki yıllara kıyasla bunun minimuma indiği bir tören izlediğimizi söyleyebiliriz. Gelecek yıllarda Akademi’nin bu tavrı koruyup koruyamayacağını hep birlikte göreceğiz.
Kaynak: FilmLoverss