Yorumlar (2)
KaanTurkeser (48) - 9 ay önce
Az önce tabiri caizse şaftım kayarak çıktığım bu filme uzun uzun bir analiz yapardım ama hasbelkader Sayın Demirkubuz bu yorumuma denk gelir ve "ne alakası var b'oğlum; ben onu mu kast ettim" derse mahçup duruma düşerim diye derin tahlillere girmeyip kısa keseceğim. Çok güzel bir filmdi Hayat. İlk yarısı ve ikinci yarısı bambaşka ama birbirini tamamlayan iki film gibi. 3 buçuk saat boyunca tek bir an sıkılmıyor ve beyazperdede son jenerik belirdiğinde terapiden çıkar gibi ayrılıyorsunuz sinemadan. Her saniyesi ayrı bir sorgulama... Özellikle Cem Davran'ın karakteri Orhan devreye girince intikam draması bir anda evrilip çevrilip felsefi bir boşluğa dönüşüyor. Keşke Orhan'ın sahneleri daha da uzasaydı. Hicran, Rıza ve diğer isimler de Zeki Bey'in önceki filmlerinden yani o acılı evrenden fırlamış tiplemeler zaten; yeni bir şey yok. Filmdeki tüm oyunculuklar (özellikle Miray Daner'in dakikalarca ağladığı sekansa ayrı şapka çıkarırım) eksiksiz çok başarılı. Bir yerde Kuru Otlar Üstüne'de de işittiğimiz klasik müziği duyar gibi oldum lütfen yanılıyorsam düzeltin. Ya da ben NBC/Demirkubuz draması kovalıyorumdur, bilmiyorum Özetle; Rıza ve Hicran'ın "kaderinin" yorumu seyirciye bırakılmış: Bazısı filmin sonunu bir rüyanın devamı olarak görebilecekken karamsarlıkdan (realiteden) sıkılan seyircilerse yönetmenin nihayet onlara sunduğu mutlu bir bitiriş olarak kabul edecektir. Ben mutlu sonu seçenlerdenim, bari bu gol olsun en azından be...
8
andre bazin (61) - 10 ay önce
RÜYALARDA BULUŞALIM ZEKİ ABİ
evet yine yaptı. üstad bizi kader ve masumiyette götürdüğü sulara yine götürdü. bunu yaparken artık o da döneme uydu. Film korona döneminde bir aşk/kadın meselesini gözler önüne seriyor. Zeki Demirkubuz bu filminde üç saate yakın süresi ile türkiyede kadına olan bakışın ve toplumdaki yerini özellikle iki erkek üzerinden inceliyor. Atıf Yılmaz'ın ahh belindasınada yer yer izler taşıyan film bu sefer bir taşrada başlıyor.
Hayatın monotonluğu, sıradanlığı ve tek düzeliği bağlamında aleogorik bağlar taşımayı ihmal etmiyor.sanki bir dostoyevski karakteri izliyoruz ya da albert camus... yazgı ve yeraltı filmlerindeki erkek karakterlerin varoluş sancılarına benzer bir yapı kurmuş bu filmindede ama tabiki en sevilen en popüler filmi olan kadere ince göndermeleri sanki başka bir evrende var olan kader izletiyor bizlere. kaderde yaptığını burda yapamıyor ama öyle epik sahneler ve maalesef güçlü tiradlar yok öyle. Oyunculukların yer yer avamlığı ise maalesef göze çok batıyor. senaryo ve karakterlerin bağı yok güçlü değil yer yer sıkılmamıza sebebiyet veriyor bu.
Filmi iki yerden ayırmak lazım. İlk olarak rıza karakteri ile başlıyoruz onun gözünden hicranı izliyoruz. ikincisi ise hicran'ın kendisi onun gözünden ise toplumu ve türkiyedeki kadınlara bakıyoruz. rüya sekansları ile bize şiirsel anlar yaşatmayı ihmal etmiyor. Gerçek hayat ve rüya arasında kalıyorsunuz izlerken hepsi aslında bir rüya mıydı. hicran ve rıza mutlu olabilirler mi? bu dünyada ya da rüyalarda... herşeye rağmen yılın sonuna doğru harika bir yerli sinema örneği izletiyor bizlere Zeki Demirkubuz en olgun en ciddi çalışması olmuş. yeraltı 2'de görüşmek ümidiyle
8
evet yine yaptı. üstad bizi kader ve masumiyette götürdüğü sulara yine götürdü. bunu yaparken artık o da döneme uydu. Film korona döneminde bir aşk/kadın meselesini gözler önüne seriyor. Zeki Demirkubuz bu filminde üç saate yakın süresi ile türkiyede kadına olan bakışın ve toplumdaki yerini özellikle iki erkek üzerinden inceliyor. Atıf Yılmaz'ın ahh belindasınada yer yer izler taşıyan film bu sefer bir taşrada başlıyor.
Hayatın monotonluğu, sıradanlığı ve tek düzeliği bağlamında aleogorik bağlar taşımayı ihmal etmiyor.sanki bir dostoyevski karakteri izliyoruz ya da albert camus... yazgı ve yeraltı filmlerindeki erkek karakterlerin varoluş sancılarına benzer bir yapı kurmuş bu filmindede ama tabiki en sevilen en popüler filmi olan kadere ince göndermeleri sanki başka bir evrende var olan kader izletiyor bizlere. kaderde yaptığını burda yapamıyor ama öyle epik sahneler ve maalesef güçlü tiradlar yok öyle. Oyunculukların yer yer avamlığı ise maalesef göze çok batıyor. senaryo ve karakterlerin bağı yok güçlü değil yer yer sıkılmamıza sebebiyet veriyor bu.
Filmi iki yerden ayırmak lazım. İlk olarak rıza karakteri ile başlıyoruz onun gözünden hicranı izliyoruz. ikincisi ise hicran'ın kendisi onun gözünden ise toplumu ve türkiyedeki kadınlara bakıyoruz. rüya sekansları ile bize şiirsel anlar yaşatmayı ihmal etmiyor. Gerçek hayat ve rüya arasında kalıyorsunuz izlerken hepsi aslında bir rüya mıydı. hicran ve rıza mutlu olabilirler mi? bu dünyada ya da rüyalarda... herşeye rağmen yılın sonuna doğru harika bir yerli sinema örneği izletiyor bizlere Zeki Demirkubuz en olgun en ciddi çalışması olmuş. yeraltı 2'de görüşmek ümidiyle
‹ Önceki
1
Sonraki ›
Film Altyazıları
Rebel Ridge (637)
Beetlejuice (329)
Furiosa: A Mad Max Saga (265)
97 Minutes (205)
eXistenZ (194)
Prometheus (183)
Dune: Part Two (179)
Kingdom of the Planet of the Apes (178)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (162)
A Quiet Place: Day One (148)
Dizi Altyazıları
Slow Horses (774)
Evil (627)
The Blacklist (276)
Bad Monkey (207)
From (195)
The Serpent Queen (138)
Fargo (134)
Only Murders in the Building (125)
True Detective (125)
Fringe (123)