Sürprizbozan: Göster“Uncle Peckerhead”, senaryosunu yazmanın yanı sıra editörlüğü ile yapımcılığını da üstenen Matthew John Lawrence’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, müthiş görsel efektler eşliğinde zaman zaman “korku” ögelerine de başvurulan “absürd” sahnelerle bezenmiş olan ve herkese hitap etmeyen müzikal bir komedi…
Kendini tamamen müziğe verebilmek amacıyla Scott (David Bluvband), Doris (Ruth Lolla) ve Diana (Moe McGovan) ile birlikte çalışarak kek pişirdiği küçük pastanedeki işinden vedalaşarak ayrılan Judy (Chet Siegel), dinlemesi için hazırladıkları DUH’un demo kasetini Amir’e (Amir Khan) teslim ederken, “sahne deneyimi” kazanmak üzere bir turneye çıkacaklarını söylemeyi de ihmal etmez…
Nihayetinde demo beğenilirse, Amir’in salonunda alt grup olarak sahneye çıkabilecek ve bir plak şirketinin sahibi de olan Jen Jennings’in de (Shannon O'Neill) ilgisini çekerek albüm anlaşması da yapabileceklerdir…
Tabii kapısında, kirasını ödeyemedikleri için bir “Tahliye Bildirimi” bulunan evdeki DUH grubunun davulcusu Mel’e (Ruby McCollister) göre bu tamamen hayaldir…
Max (Jeff Riddle) ise her zamanki gibi sessiz…
Ve…
Alışkanlık haline getirmiş oldukları hoplaya zıplaya “sarılma” ritüelinin ardından turne için yola koyulmak üzere evden çıkarlar…
Ama o da ne?
Absürd diye tanımladık ya yukarıda filmdeki bazı sahneleri…
Önce Max burnunun üstüne yere çakılırken (ki film boyunca benzerlerine daha pek çok kez rastlıyoruz)…
Ardında da yolculukta kullanacakları gıcır gıcır Toyota MPV’nin, borcunu ödeyemedikleri için satıcılarca alınarak götürülmekte olduğunu görürler…
Şimdi tura devam edebilmek için yapılacak tek bir şey kalmıştır geriye:
Dağıtılacak “el ilanları” aracılığı ile ödünç bir minibüs bulmak…
Al sana bir başka absürd fikir daha…
Neyse…
Fakat hiç beklenmedik bir biçimde işe yarar da…
Nasıl mı?
“Evsiz” olması nedeniyle yaşamını kendi külüstür Dodge minibüsünde sürdürmekte olan ihtiyar Peckerhead (David Littleton), birkaç dolar para ve yakıt giderleri karşılığında grubun malzemecisi olarak onları taşımayı kabul edebileceğini ifade eder…
Yeri gelmişken, birkaç kişiyi fazlasıyla zengin etmek dışında hiçbir işe yaramayan kapitalist üretim tarzı ve ilişkilerine sağlam bir eleştiri olarak Lawrence tarafından önümüze konulan şu “evsizlik” işine de, biraz kafa yormanızı tavsiye ederiz…
Elbette başka bir çareleri bulunmadığı için Peckerhead’in teklifini kabul ederek, ilk gösterilerine çıkacakları mekâna doğru yola koyulur “dört” kafadarlar…
Bu arada Judy, tur araçlarının torpido gözünde bir “enjektör çantası” bulur ancak o an için hiç sesini çıkartmaz bit türlü anlamlandıramadığı bu tuhaflığa…
Yalnız verdikleri ilk konserin hasılatı olarak organizatörün (Mike Lawrence) kendisine, alay edercesine 3 dolar vermesi ve ceplerindeki paranın sadece 11 dolara yükselmesi bizler açısından, her gece yarısı 13 dakikalığına bir başka şeye dönüşerek bir tür “cezalandırıcı” rolüne soyunan Peckerhead’in ilginç şovlarına tanık olmamızı sağlayacaktır…
Öyle ki, yaptıkları karşısında “irkilmenize” rağmen “bu muameleyi hak etmişlerdi” demeyi de ihmal etmeyeceksiniz…
Artık o andan itibaren de, bambaşka bir film sizleri bekliyor olacak…
Eğer çok büyük bir oyunculuk performansı beklentisine girmezseniz ve bizim gibi korku – komedi kategorisindeki sıra dışı filmlerin tutkunları arasındaysanız, eminiz tek bir dakikasında dahi sıkılmayacağınız bu filme de bayılacaksınız…
Bitirmeden ekleyeceğimiz son husus, şimdiden Matthew John Lawrence’ın kıvrak sinema zekâsına hayran olduğumuz…
Belki, yine klasik bir laf olacak ancak diğer yorumlarımızda olduğu gibi “spoiler vermeden” yazılmayanları yazmaya, anlatılmayanları anlatmaya, söylenilmeyenleri söylemeye çalıştığımız bu son derece özgün satırlar, filme ilişkin aydınlatıcı tespitler toplamımız olsun…
Sinema sanatına yaraşır; “emek ve bilgi verilerek” yazılmış bir başka kapsamlı yorumda yeniden buluşmak üzere kendi değerlendirme sistemimiz içinde "İyi” kategorisine dâhil ederek puan olarak da 7 verdiğimiz film için önerimiz de, “kaçırmayın” şeklinde olacak…
Keyifli seyirler,