Giriş Kayıt

Demokrasiye Açılan Savaş (2007) Yorumlar


The War on Democracy

Yorumlar (5)
avatar
(678) -
"İnsanların ne önemi var ki onlar sayı. Sayı çok fazla -fazladan kastım en az yüzbinler- olmadığı müddetçe öldürülebilirler bir problem yok bunda." Hepimiz biliyoruz bu belgeselde anlatılan şeyleri az çok. Konuyu geniş kapsamından çıkarıp gündelik hayatlarımız için uyarlarsak belki ezen belki ezilen olarak yaşıyoruzdur benzer şeyleri. Bu açıdan benim için bireysel tavır sahibi olmak çok önemli.
Belgesel genel olarak iyi ancak bazı tatmin etmeyen yerleri oldu beni. Konuşan insanlar çok rahat ve sıradan görünüyor. Belki alışmadığımdan kaynaklanıyor. Bizde böyle önemli görevler yapmış insanlar kendisine karşıt olan kameralar önünde rahat rahat konuşmazlar. Ayrıca böyle bir belgesel için daha çarpıcı görüntüler beklerdim.
7


avatar
(143) -
Dönemin CIA’nin Latin Amerika Masası şefi olan Duane Clarridge ile olan kısım beni şok etti. Ulusal güvenlik sebebiyle herkese dalarız diyor adam. devamındada ulusal güvenlik tehdidinden aslında çıkarlarına uymayanları kastettiğini anlatıyor.

Kısacası sen kim olursan ol, istediğimi yapmıyorsan seni indiririm.
Bu kadar olur yani..
10


default avatar
(28) -
Kesinlikle izlenmeli. Türkiye cunta tarihini yaşamış gibi oldum.
10


avatar
(266) -
Gazeteci John Pilger‘in yazıp yönettiği “The War On Democracy”, Güney Amerika ülkelerinin ABD’ye karşı verdikleri özgürlük mücadelesini işliyor. Üstelik yapımda yer alan mülakatlarda sadece ABD karşıtı isimler değil, dönemin CIA yöneticileri de kullanılmış.

Film öncelikle Venezüellalı lider Hugo Chavez‘le yapılan bir röportaj ile başlıyor. Chavez’in Venezüella’da seçimle başa gelmesi aslında sivil bir darbeydi. Bu darbe ABD ve onun uzantısı olan şirketlere, medyaya, gelir düzeyi yüksek sınıflara karşı yapılmıştı. Filmde bunun üzerine ABD’nin Chavez’e karşı nasıl bir önlem aldığını görüyoruz. İlk önce medyayı kullanarak halkın beynini yıkamaya çalışan irade daha sonra ordunun da karıştığı bir komployla Chavez’i devirdi. Fakat halk bütün yıpratmalara karşı liderinin yanında yer alarak darbecilerin elinden Chavez’i kurtardı. “The War On Democracy” bütün yaşananları Hugo Chavez’in ağzından bize sunuyor.
Daha sonra yatay bir geçiş yaparak Şili ve diğer Latin Amerika ülkelerinde gerçekleşen gizli ve açıktan ABD destekli devlet katliamlarını; işkenceye, tecavüze maruz kalmış, hayatta kalmayı başarmış insanların ağzından dinliyorsunuz. Özellikle Şili’nin özgürlükçü lideri Allende‘nin başına gelenler ve Pinochet iktidarı Chavez’in ve Venezüella’nın nasıl bir sondan kurtulduğunu bize anlatıyor. Toplu mezarlar, işkence köşkleri, darbe sonrasında iktidara karşı olabilecek binlerce ismin toplandığı statlar ve bir daha ismi hiç duyulmayan düşünürler, yazarlar, gazeteciler… Olup bitenler tanıkların anlattıkları önümüzden geçiyor bir bir.

Tam bu sırada bence Pilger’in en büyük gazetecilik başarısı olan ve o dönemde CIA’nin Latin Amerika Masası şefi olan Duane Clarridge mülakata çıkıyor. Bu adamın söyledikleri ve tavrı insanlığımızdan utandırıyor bizi. Fütursuzca söylediği yalanlar ve ABD’nin şu an Irak’ta yaptıklarına göndermeleri komşu topraklarımızda neler yaşandığını bir kere daha hatırlatıyor ve utandırıyor. Clarridge kendini ABD’nin dünyanın sahibi olmasına o kadar inandırmış ki hiç korkusu ve utanması yok. Bütün devletlere ve dünya vatandaşlarına kafa tutabiliyor. ABD’nin Cumhuriyetçi ve bir kısım demokrat bölümünün inancını seslendiriyor. Bu filmi seyrederken kesinlikle Duane Clarridge’ın mülakatına dikkat edin. İnsanın insana yaptığı zulmün ve aşağılamanın sınırları olmadığını göreceksiniz.

Ardından Latin Amerika ülkelerinin hikayelerini teker teker seyrediyoruz. Guatemala, Küba, El Salvador, Nikaragua, Bolivya, Şili ve Venezüella’da bire bir aynı olan senaryoları seyrediyoruz. Bunların en büyük ortak noktası bütün bu ülkelerdeki kırılgan sınıf yapısının ABD tarafından kullanılmış olması. Zengin, eğitimli ve elit kesim ile fakir halk birbirine düşman ediliyor. Aradaki sınıfsal nefret kullanılıyor. Ve özellikle milliyetçi ve sosyal demokrat olan kesim iki sınıf arasında eritiliyor. Geriye kalan birbirinden nefret eden ve nefret etmek için de bir çok sebebi olan iki sınıf oluyor.

Bu bağlamda baktığımızda özellikle Şili’nin toplumsal yapısı ile Türkiye’nin insan yapısı birbirine çok benziyor. Neredeyse aynı dönemlerde, aynı tarz oyunlarla birbirine düşürülen iki sınıf arasındaki gerginlik, ordunun yönetime geçmesine sebep oluyor. Şehirli insanların yaşamı, tepkileri büyük benzerlikler gösteriyor. Bütün bunlardan yola çıkarak geçmişi seyretmek ve anlamak değil amaç. Şu an ABD’nin içinde bulunduğu bütün çatışmalarda izlediği yolun ne kadar benzer olduğunu da görüyoruz. ABD 25 yıl evvel arka bahçesi olan Latin Amerika’da ne yapıyorsa artık bütün dünyada fütürsuzca aynı davranışları sergiliyor. Çünkü artık bütün dünya ABD mantığına göre onun arka bahçesi. Dikkatle izlenmesi ve tartışılması gereken bir film “The War on Democracy”.
ALINTI: cinedergi


default avatar
(1) -
Yakın tarihi ve ""Amerikan" Emperyalizmini" gözler önüne seren bir yapıt. Her yaş grubunun kesinlikle izlemesi gerekir.


‹ Önceki 1 Sonraki ›
Türkçe Altyazı © 2007 - 2024 | hd film