En çok beğenilen yorumlar
mantunic (226) - 14 yıl önce
filmi az önce izledim, biter bitmez buraya yazıyorum şu anda. kendimi gerçekten berbat hissediyorum hatta hayatımda hiç bu kada bitik yaşlı çaresiz hayatsız hissetmemiştir. insanın böyle bir film yapabilmesi için gerçekten piskopat ve sadist olması gerekir bence. her ne kadar negatif şeyler yazıyor olsam da sanırım filmin amacı zaten izleyiciye bunları yazdırmak, o yüzden gerçekten başarılı bir film olmalı. olmalı diyorum çünkü sağlıklı düşünecek halde değilim bu yorumu yazarken. ve bu sebepten dolayı sanırım aldığı ratingleri sonuna kadar hakediyor. film hakkında şu an söyleyebileceğim üç şey var
1. çocuklarıma bikere izletirim bi daha da konuyla ilgili tek kelime etmem, almaları gereken mesajı felaket iyi alırlar
2. dengesiz ne yapacağı belli olmayn sınırlarda gezen bir düşmanım varsa ölsün diye izletirim kusursuz bir cinayet olur
3. filmin başarısının yarısı hatta belki de daha fazlası clint mansell'e aittir. film müziğinin filmin başarısına olan etkisi konusunda eşi benzeri olmayan bir örnek.
şimdi izninizle ben birkaç saat depresyona girmeye gidiyoyrum.
9
1. çocuklarıma bikere izletirim bi daha da konuyla ilgili tek kelime etmem, almaları gereken mesajı felaket iyi alırlar
2. dengesiz ne yapacağı belli olmayn sınırlarda gezen bir düşmanım varsa ölsün diye izletirim kusursuz bir cinayet olur
3. filmin başarısının yarısı hatta belki de daha fazlası clint mansell'e aittir. film müziğinin filmin başarısına olan etkisi konusunda eşi benzeri olmayan bir örnek.
şimdi izninizle ben birkaç saat depresyona girmeye gidiyoyrum.
demeqoy (61) - 12 yıl önce
Bu, sitede yazacağım ilk Türkiye türkçesinde yorum ve bunda amacım yorumumun her kes terefinden iyi anlaşılmasıdır.
Dün gece geç saatlerde izledim. İlk başlarda o kadar da anlamlı gelmese de ireliledikçe film benim için oldukça ilginç ve güzel geldi. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, ben Azerbaycanda uyuşturucu reytingine göre ilk sıralarda giden kentlerinden birinde yaşıyorum. Hatta uyuşturucu kullanan arkadaşlarım bile oldu, ama ben hiç bi zaman ne uyuşturucu kullanmadım, ne de kullananlarla çok yakın olmadım.
Şimdi gelelim filme. Hikaye kısaca böyle geçiyor: Eski bir binada oturan dul yaşlı bir kadının hayatta bağlandığı sadece bir tek oğlu vardır. Oğlunun evlenmesini, çoçuk sahibi olmasını ve iyi bir işde çalışmasını istiyor. Ama oğlu neredeyse evde hiç bulunmuyor ve bu yüzden yalnız kalmakdan korkan kadın kendini televizyona bağımlı hale getiriyor. TV-de izlediyi bir programda hep çıkmak ve buradan oğlunu, ölmüş kocasını ne kadar sevdiyini söylemek ve her kesin de onu görmesini ve tanımasını ister. Bir gün gerçekten de ona programda olması için bir mektub gelir, ama ne zaman TV-e çıkacağı gösterilmez, kadın çok heyecanlıdır ve eski bir elbisesini artık şişmanlaşmış vücuduna sığdırmak için doktora gider ve doktor ona ilginç renkleri olan bir kaç hap verir. Hapları çok kullanan yalnız kadın hap bağımlısı olur ve bu, onun sonunu getirir. Kadının oğlu Harry aşırı uyuşturucu bağımlısıdır, hatta evdeki televizyonu bile satarak onun parasına uyuşturucu alıyor. Güzel sevgilisi zengin bir aileden olsa da, Harry`ni seviyor ve onunla uyuşturucu kullanmaya başlıyor. Diger siyah arkadaşı da uyuşturucu bağlantılarını bulmaya sorumludur. Böyle uyuşturucu kullanan ve pazarlayan 3-lü hiç bilmeden de hayatlarını mahv ediyorlar.
Film hayatlarını uyuşturucu yüzünden mahv eden yüz binlerle insanın hayatı üzerinde kurulmuşdur sanki. Bazı sıkıcı sahneleri olsa da, ama sona doğru filme öyle bağlanıyorsunuz ki, hiç bitmesin istiyorsunuz ve bu insanların hayatlarının acaba sonraki döneminin nasıl olacağını merak ediyorsunuz.
Sonda, lütfen uyuşturucu kullanan ve onun hastasına çevrilen insanlara kötü davranmayınız. Onlar birer hastadır artık ve tek kurtuluş yolu toplum tarafından onların iyileştirilmesi üçün çaba sarf edilmesidir. Ne yazık ki, Azerbaycanda uyuşturucu kullanan bağımlılara birer düşman gibi davranılıyor ve çoku hapishanelerde daha da kötü durumlara düşüyor. Onlar hapishaneye değil, hastaneye götürülmeli ve iyileştirilmelidir. Hepimiz hayatta yanlış yapa biliriz, ama bu yanlışımızı düzeltmemiz için 2-ci şans verilmemesi anlamına gelmemelidir.
9
Dün gece geç saatlerde izledim. İlk başlarda o kadar da anlamlı gelmese de ireliledikçe film benim için oldukça ilginç ve güzel geldi. Öncelikle şunu söylemeliyim ki, ben Azerbaycanda uyuşturucu reytingine göre ilk sıralarda giden kentlerinden birinde yaşıyorum. Hatta uyuşturucu kullanan arkadaşlarım bile oldu, ama ben hiç bi zaman ne uyuşturucu kullanmadım, ne de kullananlarla çok yakın olmadım.
Şimdi gelelim filme. Hikaye kısaca böyle geçiyor: Eski bir binada oturan dul yaşlı bir kadının hayatta bağlandığı sadece bir tek oğlu vardır. Oğlunun evlenmesini, çoçuk sahibi olmasını ve iyi bir işde çalışmasını istiyor. Ama oğlu neredeyse evde hiç bulunmuyor ve bu yüzden yalnız kalmakdan korkan kadın kendini televizyona bağımlı hale getiriyor. TV-de izlediyi bir programda hep çıkmak ve buradan oğlunu, ölmüş kocasını ne kadar sevdiyini söylemek ve her kesin de onu görmesini ve tanımasını ister. Bir gün gerçekten de ona programda olması için bir mektub gelir, ama ne zaman TV-e çıkacağı gösterilmez, kadın çok heyecanlıdır ve eski bir elbisesini artık şişmanlaşmış vücuduna sığdırmak için doktora gider ve doktor ona ilginç renkleri olan bir kaç hap verir. Hapları çok kullanan yalnız kadın hap bağımlısı olur ve bu, onun sonunu getirir. Kadının oğlu Harry aşırı uyuşturucu bağımlısıdır, hatta evdeki televizyonu bile satarak onun parasına uyuşturucu alıyor. Güzel sevgilisi zengin bir aileden olsa da, Harry`ni seviyor ve onunla uyuşturucu kullanmaya başlıyor. Diger siyah arkadaşı da uyuşturucu bağlantılarını bulmaya sorumludur. Böyle uyuşturucu kullanan ve pazarlayan 3-lü hiç bilmeden de hayatlarını mahv ediyorlar.
Film hayatlarını uyuşturucu yüzünden mahv eden yüz binlerle insanın hayatı üzerinde kurulmuşdur sanki. Bazı sıkıcı sahneleri olsa da, ama sona doğru filme öyle bağlanıyorsunuz ki, hiç bitmesin istiyorsunuz ve bu insanların hayatlarının acaba sonraki döneminin nasıl olacağını merak ediyorsunuz.
Sonda, lütfen uyuşturucu kullanan ve onun hastasına çevrilen insanlara kötü davranmayınız. Onlar birer hastadır artık ve tek kurtuluş yolu toplum tarafından onların iyileştirilmesi üçün çaba sarf edilmesidir. Ne yazık ki, Azerbaycanda uyuşturucu kullanan bağımlılara birer düşman gibi davranılıyor ve çoku hapishanelerde daha da kötü durumlara düşüyor. Onlar hapishaneye değil, hastaneye götürülmeli ve iyileştirilmelidir. Hepimiz hayatta yanlış yapa biliriz, ama bu yanlışımızı düzeltmemiz için 2-ci şans verilmemesi anlamına gelmemelidir.
Yorumlar (157)
SoloTurk35 (180) - 3 yıl önce
Film efsane müziği ile açılış yapıyor ve vitesi 1 e takıp yavaş yavaş tempoyu arttırıyor. Zaten ortalarından sonra yavaş yavaş çıldırmalar başlıyor ve seyirciyi koltuģuna çivileyip başlatıyor kalori verdirmeye. Başroldeki ablanın vermek istediği kiloları ben onu izlerken verdim diyebilirim. O nasıl bir oyunculuk Ellen Burstyn'i izlerken hem gerim gerim gerildim hemde çok üzüldüm. O nasıl çekim açıları, o nasıl müzik, o nasıl oyunculuklar film bittikten sonra Allahım ölmek istiyorum dedirtti film bana resmen.
İnsan düşmanına bile izletmemeli bu filmi en aklı selim insanı bile izlerken çıldırtır, adamlar nasıl.bir film yapmışlar gerçekten saygı duydum...
10
İnsan düşmanına bile izletmemeli bu filmi en aklı selim insanı bile izlerken çıldırtır, adamlar nasıl.bir film yapmışlar gerçekten saygı duydum...
psycemedia (183) - 3 yıl önce
Bu filmi nasıl tarif etmeli gerçekten bilemiyorum. İzlediğim en depresif ruhlu / iç karartan film olma özelliğini taşıyor. Senaryonun bağımlılıklara ilişkin bize verdikleri, Ellen Burstyn'in muhteşem oyuncluğuyla birleşmiş ve izleyiciye inanılmaz bir deneyim yaşama imkanı tanımış. İnsanın yüzüne tokat gibi çarpıyor. İnsanı yaşadığı hayatta en kötü hissettiği zamanları tekrar bi düşünmeye itiyor nedense, benim bu filmi ilk izlemem çok ters bir dönemime denk gelmişti. Tamamen benimle de alakalı olabilir. Günümüz dünyasının aşırı yüzeyselleşmiş, basitleşmiş, saçma sapan kurguları ve oyunculukları yok bu filmde. İnsanoğlu geçen yıllarla kendini nasıl saçma sapan bir hale getirdi cidden. Neyse..
9
TrenciJack (322) - 3 yıl önce
Herkesin dilinden düşmeyen bir film olduğu için beklentim yüksek olarak izledim. Ama maalesef sonuçta "uyuşturucunun zararları" temalı bir filmden başka bir şey göremedim. Biraz hayal kırıklığı oldu.
6
Cevaplar (2)
psycemedia (183) - 18 Temmuz 2021 16:45
10 puan verdiği tek film GORA olan birisinin bu filmi beğenmemesi, anlamaması hoşuma gitti Senin sevebileceğin saçma sapan çok sayıda film mevcut onları izleyebilirsin, hem sana daha uygun olur diye düşünüyorum
9
2
| Bildir
TrenciJack (322) - 18 Temmuz 2021 18:17
Aman Tanrım beğendiği filme laf etmişiz. Nasıl yaparım ben bunu? Ne kadar da sığ bir film izleyicisiyim ben böyle. Haha.
Sevdiği bir filme az biraz dokundurdum diye gelip burada "fallacy" yaparak bana hakaret derecesinde sözler eden birisinin görüşleri gram umrumda değil. Filme kötü bile dememişim oysaki. Biraz insanca hareket etmeyi deneyin. Hani insanız ya o bakımdan.
Bu arada evet GORA Türk sinemasının en iyi eserlerinden biridir ve halihazırda kült mertebesine ulaşmıştır.
6
Sevdiği bir filme az biraz dokundurdum diye gelip burada "fallacy" yaparak bana hakaret derecesinde sözler eden birisinin görüşleri gram umrumda değil. Filme kötü bile dememişim oysaki. Biraz insanca hareket etmeyi deneyin. Hani insanız ya o bakımdan.
Bu arada evet GORA Türk sinemasının en iyi eserlerinden biridir ve halihazırda kült mertebesine ulaşmıştır.
4
| Bildir
ramazan3650 (325) - 4 yıl önce
Etkileyici bir filmdi. O meşhur müzikle tamamlayıcı olmuş. Konusu itibariyle sıradan gözüksede baya iyi işlenmiş. Hayaller adına ne ağıtlar dökülüyor vay be...
8
gri72 (2674) - 4 yıl önce
Müziğiyle birleştirildiğinde bu kadar etkileyen başka film hatırlamıyorum seyrettiklerimin arasında. Bağımlılık konusunu son derece başarılı bir şekilde işleyen yapım; bir şeylere körü körüne bağlanmak yerine hayatın güzelliklerinin farkına vararak yaşanmasını konusunda farkındalık yaratıyor.
8
cumhurcemoglu26 (6374) - 4 yıl önce
Benim için yeri çok özel olan bir yapıt ve etkileyici bir filmdir.Efsane müzik, efsane oyunculuk. Kusursuz bir film.Verdiği mesaj bağımlılığın insan hayatını nasıl tükettiğini çok acı ve çok rahatsız edici şekilde anlatmış.Gerçekten derinden etkileyen bir film, özellikle sonu bitiriyor beni. Kesinlikle herkes izlemeli ve tavsiye etmeli......
10
yido52 (159) - 4 yıl önce
Sürprizbozan: Göster
Filmde Tarantino rahatsızlığında odaklara ve Guy Ritchie rahatlığında geçişlere rastladım.. Ses efektleriyle geçişler Snatch filmini anımsattı. Ayrıca filmde kullanılan müziklerin geçmişte bir yerlerde mutlaka duyduğumu ve yabancı gelmediğini fark ettim. Müzikler gerçekten harikaydı. Sara Goldfarm karakterinin sahnelerinde müziklerin daha sakin ve az olması oyuncuyu daha ön plana itmiş ve psikolojik ruhsal durumunu sessizlikte çok güzel yansıtmış. Ellen Burstyn bence Jared Leto'nun da önüne geçerek tek başına harika performans sergilemiş.Sara Goldfarmın buzdolabı ve yakın çekim sahneleri ayrı bir film oluşturmuştu. Ayrıca Sara karakteriyle televizyon bağımlılığına da değinildiğini hatta bu bağımlılığın maddi dönüşüme uğrayarak haplaştığını görebiliriz.Sara bence filmde uyuşturucuyu dengesiz kullanarak kendi dünyasını oluşturan aklını yitirenleri gösterirken Harry ise dengeli kullanan ve bu dengesinin bozulmasıyla gerçek dünyayı gören bağımlıları temsil ediyordu. Sürprizbozan: Göster
Ek olarak Yönetmenin sonralarda Siyah kuğu fllmini çektiğini de görüyoruz.Orada da rahatsız sahneler ve boş odaklar sıklıkla kullanılmıştı.Ayrıca Hardcore Henry filminde de bulunan yönetmen yine bu filmide FPS ile çekmişti.Bir rüya için Ağıt'ta da koşu sahnelerinde buna benzer teknikleri görmüştükeskatalogya (1723) - 4 yıl önce
pi filminden tanıdığım darren'den yine sınırları zorlayan uyuşturucunun mahvettiği hayatların çok başarılı bir betimlemesi, buzdolabı sahnesinde acayip gerilmiştim, gerek kamera açıları, gerek görsel ziyafet gerekse kurgusal olarak çoğu filmden çok çok öte...
8
meetehun (1082) - 5 yıl önce
Film resmen insanın içine işletti ya..Oğlum nasıl bir film..Adamı alıp götüren cinsten..Öncelikle, bu filmin şimdiye kadar gördüğüm en motivasyon filmlerden biri olduğunu söyleyeyim ve en karanlık ve en iç karartıcı anlamını kullanarak motivasyon kelimesi diyorum. Bu sanat eseri olan film iğrenç kokain ve benzeri gibi kalibreli ilaçlarla ilgili olarak yanOylış giden her şeyi ve her şeyi gün yüzüne çıkartıyor..Oyunculardan Jennifer Connelly'nin çaresizliği Jared Leto'nun çaresiz rolü ve Marlon Wayans'ın duygusal sıkıntısı eşliğinde Ellen Burstyn'ın çarpıcı bir performansı, bu filmin herhangi bir yaşta veya herhangi bir kişiyi büyütebileceğine inanmamı sağladı.Uyuşturucuların insanların hayatlarını nasıl kararttığını o kadar net gösteriyor ki..Eğitim fakültelerinde ve kişisel gelişim, okul öncesi öğretmenliklerde gösterilmesi elzem..
10
W face (13) - 6 yıl önce
ilk yorumumu bu filme yazacağımı düşünmezdim ama bir film isminden bu kadar etkileneceğimi ben de beklemiyordum açıkçası . Bugün tesadüfen karşılaştığım bu filmin içerisinde buldum kendimi isminden beklediğimin tam karşılığını alamasam da film bilinen madde bağımlılığı konusunun dışına çıkmayı başarabilmiş.izlemeye değer.
politikbey (76) - 6 yıl önce
uzun süredir izlemeyi erteliyordum bugüne kısmetmiş. nasıl bir kafayla çekildi film acaba bu kadar rahatsız eden film izlememiştim karnımın içinde film boyunca sıcak sular dolaştı durdu. uyuşturucu belasından allah hepimizi korusun ne diyelim baksanıza ne hallere düşüyo insanlar
(demek o meşhur müzik requiem film müziğiymiş artık her duyduğumda hatırıma gelecek)
10/10
10
(demek o meşhur müzik requiem film müziğiymiş artık her duyduğumda hatırıma gelecek)
10/10
elisera (393) - 6 yıl önce
Bilindik bir uyuşturucu sorunu, ancak bu kadar çarpıcı çekilebilir! Bilerek-bilmeyerek madde bağımlısı olmuş 4 insanın sarsıcı öyküsü, ustalıkla işlenmiş. Filmde en çok dikkat çekense öykünün trajikliği değil yönetmenin başarısı...
8,5/10
+18
8
8,5/10
+18
andrev (35) - 7 yıl önce
Film o kadar rahatsız edici ki resmen kendinizden geçiyorsunuz ve bu rahatsızlıkta filmin kötü olmasından dolayı değil insanların ne kadar dibe vurabildiklerini gördüğünüzden kaynaklanıyor. Film herkese göre değil o yüzden imdb puanına bakıp film iyi diye izlemeden önce konusunu araştırın ama benim için kesinlikle izlenmesi gereken bir yapıt
denisilin (8558) - 7 yıl önce
Bazı filmler vardır, öyle etkilidir ki; tokat üstüne tokat atar, abandone eder sizi... Müziği, konusu, oyunculuğu harika! İnsan denen varlığın müptela haline geldiğinde ne kadar düşebileceğinin bariz kanıtı adeta! izleyin demeye gerek bile yok!
10
Avant-Garde (391) - 7 yıl önce
Cidden rahatsız edici bir film. Ama kötü olduğundan değil. Çok çok sağlam bir film. Sağlam bir psikolojinizin olması lazım çünkü gerçekten berbat ama bir o kadar da etkileyici.
8
canerceki (317) - 7 yıl önce
Ders niteliğinde bir film. Görsel olarak çekimler çok başarılı, müzikler çok başarılı, konunun işlenişi harika. Adım adım dibe batan insanların içinde bulundukları bataklığın farkında olup da çaresizce çırpınışlarının hüzünlü ve ibret veren hikayesi. Oyunculuklar üst düzey.
İzlemeyen varsa ilk sıraya bu filmi alsın.
10
İzlemeyen varsa ilk sıraya bu filmi alsın.
Fügen Atasoy (1418) - 7 yıl önce
2012 yilinda yazdigim yorum...
Hani bazı filmler vardır , izlerken de bittiğinde de içinizde bir sızı oluşur ve günler boyu etkisi geçmez ya işte ben bu duyguyu çok az filmde hissederim. Closer ve 21 Gram filmlerinden sonra dün izlediğim Bir Rüya için Ağıt filmi de bende derin bir iz bıraktı.
Filmin hangi özelliğinden bahsetmeye başlasam? Yönetmenin sanatsal çekimlerinden mi, roman uyarlaması senaryosundan mı, kadın oyuncunun Oscar ödüllü performansından mı, 8,4 lük imdb puanından mı yoksa verdiği olağanüstü mesajdan mı ..
Film bir anne oğulun ve iki arkadaşının saplandığı madde bağımlılığının felaketle sonuçlanan içler acısı durumlarını anlatıyor.
Sara Goldfarb , 60 lı yaşlarda yalnız yaşayan, gününü tv izleyerek geçiren bir kadındır. Aslında o bir televizyon bağımlısıdır. Birgün izlediği tv şovundan bir telefon alır ve programa davet edilir. Sara, artık o şov için yaşamaya başlar ve şovda yıllar önce gençken giydiği kırmızı elbiseyi giymeye niyetlenir. Ne var ki 20 kg vermesi gerekmektedir. Bunun için arkadaşlarının önerdiği doktora gider ve zayıflayıcı haplar almaya başlar.
Sara’nın oğlu Harry, arkadaşı Tyrone ve Harry’nin sevgilisi Marion ise kokain kullanmaktadırlar. Zaman ilerledikçe iş güç sahibi olmayan gençler para bulamadıkları için uyuşturucu alabilmek için istemedikleri şeyleri yapmak zorunda kalırlar.
Film üç bölümde anlatılmış. Herkesin mutlu ver umutlu olduğu YAZ, işlerin kötüleşmeye başladığı SONBAHAR ve izlerken artık bitsin dediğim KIŞ…
Çok beğendiğim Siyah Kuğu filminin de yönetmeni olan Darren Aronofsky bu filmde de bir sinema şöleni sunmuş bizlere. Her sahne çok etkileyici ve insanı kalbinden vuruyor. Geçenlerde izlediğim The Wrestler filmi de bu yönetmene ait.
Requiem for a Dream filmi şu anda IMDB ilk 250 de bulunuyor. Ellen Burstyn bu filmdeki performansı ile Oscar’a ve Altın Küre ödülüne aday gösterilmiş.
Son zamanlarda beğendiğim ve takip ettiğim bir oyuncu olan Jared Leto, bu filmde de Sara’nın oğlu rolünde çok başarılı. 2005 Yapımı Savaş Tanrısı filminde N. Cage’in kardeşi rolünde ve Bay Hiçkimse filminde de başrolde dikkat çekmişti.
Jennifer Connely , 2002 yılında Akıl Oyunları filmiyle Oscar ödülü kazanmıştı. Bu güzel ve yetenekli oyuncu Black Diamond, Margin Call ve Inkheart filmlerinde de rol almıştı.
Filmin müziği de çok güzel.
9
Hani bazı filmler vardır , izlerken de bittiğinde de içinizde bir sızı oluşur ve günler boyu etkisi geçmez ya işte ben bu duyguyu çok az filmde hissederim. Closer ve 21 Gram filmlerinden sonra dün izlediğim Bir Rüya için Ağıt filmi de bende derin bir iz bıraktı.
Filmin hangi özelliğinden bahsetmeye başlasam? Yönetmenin sanatsal çekimlerinden mi, roman uyarlaması senaryosundan mı, kadın oyuncunun Oscar ödüllü performansından mı, 8,4 lük imdb puanından mı yoksa verdiği olağanüstü mesajdan mı ..
Film bir anne oğulun ve iki arkadaşının saplandığı madde bağımlılığının felaketle sonuçlanan içler acısı durumlarını anlatıyor.
Sara Goldfarb , 60 lı yaşlarda yalnız yaşayan, gününü tv izleyerek geçiren bir kadındır. Aslında o bir televizyon bağımlısıdır. Birgün izlediği tv şovundan bir telefon alır ve programa davet edilir. Sara, artık o şov için yaşamaya başlar ve şovda yıllar önce gençken giydiği kırmızı elbiseyi giymeye niyetlenir. Ne var ki 20 kg vermesi gerekmektedir. Bunun için arkadaşlarının önerdiği doktora gider ve zayıflayıcı haplar almaya başlar.
Sara’nın oğlu Harry, arkadaşı Tyrone ve Harry’nin sevgilisi Marion ise kokain kullanmaktadırlar. Zaman ilerledikçe iş güç sahibi olmayan gençler para bulamadıkları için uyuşturucu alabilmek için istemedikleri şeyleri yapmak zorunda kalırlar.
Film üç bölümde anlatılmış. Herkesin mutlu ver umutlu olduğu YAZ, işlerin kötüleşmeye başladığı SONBAHAR ve izlerken artık bitsin dediğim KIŞ…
Çok beğendiğim Siyah Kuğu filminin de yönetmeni olan Darren Aronofsky bu filmde de bir sinema şöleni sunmuş bizlere. Her sahne çok etkileyici ve insanı kalbinden vuruyor. Geçenlerde izlediğim The Wrestler filmi de bu yönetmene ait.
Requiem for a Dream filmi şu anda IMDB ilk 250 de bulunuyor. Ellen Burstyn bu filmdeki performansı ile Oscar’a ve Altın Küre ödülüne aday gösterilmiş.
Son zamanlarda beğendiğim ve takip ettiğim bir oyuncu olan Jared Leto, bu filmde de Sara’nın oğlu rolünde çok başarılı. 2005 Yapımı Savaş Tanrısı filminde N. Cage’in kardeşi rolünde ve Bay Hiçkimse filminde de başrolde dikkat çekmişti.
Jennifer Connely , 2002 yılında Akıl Oyunları filmiyle Oscar ödülü kazanmıştı. Bu güzel ve yetenekli oyuncu Black Diamond, Margin Call ve Inkheart filmlerinde de rol almıştı.
Filmin müziği de çok güzel.
Film Altyazıları
The Crow (1,675)
Lore (378)
Beetlejuice (299)
The Crow (253)
Bad Boys: Ride or Die (227)
eXistenZ (183)
The Lord of the Rings: The Fellowship of the Ring (178)
Furiosa: A Mad Max Saga (174)
Rebel Ridge (172)
Dune: Part Two (136)
Dizi Altyazıları
The Old Man (2,287)
Slow Horses (649)
Evil (446)
The Serpent Queen (419)
Tulsa King (237)
From (221)
The Blacklist (151)
Bad Monkey (134)
Yellowstone (126)
Only Murders in the Building (123)